[]
Would have & Might have & May have
Olasılık ya da tahmin bildirmeyle ilgili konuları anlayamıyorum.
Mesala,
He didn't drive to Chicago last weekend. It would have taken too long.
Neden burada "might" ya da "may" kullanmıyoruz?
Ya da şöyle sorayım, "şöyle olabilir, böyle olabilir, muhtemelen şöyledir" gibi varsayımsalar şeyleri konuşuyorken would / might / may ayırımını nasıl yapacağız?
Mesala,
He didn't drive to Chicago last weekend. It would have taken too long.
Neden burada "might" ya da "may" kullanmıyoruz?
Ya da şöyle sorayım, "şöyle olabilir, böyle olabilir, muhtemelen şöyledir" gibi varsayımsalar şeyleri konuşuyorken would / might / may ayırımını nasıl yapacağız?
burada tutacaktı-tutardı anlamında would kullanılmıs cunku asagı yukarı belli ne kadar tutacagı. km bellidir ne kadarda o yolu alacagı bellidir
ama örnegin eger hava durumuyla ilgili bir yazıda boyle bir cumle kullanacaksan might/may have de kullanılabilirdi kanımca, tutabilirdi. kesin degil biraz şansa bağlı
ayrımı kesinlik derecesiyle alakalı olarak yapabilirsin
ama örnegin eger hava durumuyla ilgili bir yazıda boyle bir cumle kullanacaksan might/may have de kullanılabilirdi kanımca, tutabilirdi. kesin degil biraz şansa bağlı
ayrımı kesinlik derecesiyle alakalı olarak yapabilirsin
- cokponcik (09.03.15 21:36:43 ~ 21:38:31)
Could Have/ Might Have + V3 kullanımında geçmişte bir şeyi yapma seçeneğimiz vardı ama canımız istemedi yapmadık.
misal i could/might have gone out but i prefered to stay at home. dersek, gitme seçeneğimiz vardı ama canımız istemedi gitmedik anlamı çıkıyor.
Should Have V3 / Ought to Have V3
pişmanlık belirtir, geçmişte bir tavsiyeye uymayıp, ''yapmalıydım'' anlamı çıkıyor.
would have ve kullanımı da could/might have v3 'e benziyor ama burada keyfi tercihimiz yok, daha çok şartlı bir ifade oluyor.
mesela:
I would have gone out but I hadn't had enough money. --gidebilirdim ama param yoktu gidemedim. daha çok şarta bağlı ''eğer param olsa gidebilirdim'' gibi.
must have v3 ise ''mış olmalı'' çıkarım yapar.
Do you know Ryan's math grade?
- I don't know but he must have got an A. (His math is really good)
misal i could/might have gone out but i prefered to stay at home. dersek, gitme seçeneğimiz vardı ama canımız istemedi gitmedik anlamı çıkıyor.
Should Have V3 / Ought to Have V3
pişmanlık belirtir, geçmişte bir tavsiyeye uymayıp, ''yapmalıydım'' anlamı çıkıyor.
would have ve kullanımı da could/might have v3 'e benziyor ama burada keyfi tercihimiz yok, daha çok şartlı bir ifade oluyor.
mesela:
I would have gone out but I hadn't had enough money. --gidebilirdim ama param yoktu gidemedim. daha çok şarta bağlı ''eğer param olsa gidebilirdim'' gibi.
must have v3 ise ''mış olmalı'' çıkarım yapar.
Do you know Ryan's math grade?
- I don't know but he must have got an A. (His math is really good)
- neferkitty (09.03.15 21:44:17 ~ 21:45:55)
Kitty +1
- [silinmiş] (09.03.15 22:00:37)
would have taken too long -> çok vakit alırdı
could have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir imkan var)
might have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir ihtimal var)
may have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir imkan/ihtimal var)
ayrıca farklı bir anlam olarak;
could/might/may have taken too long -> çok vakit almış olabilir
could have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir imkan var)
might have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir ihtimal var)
may have taken too long -> çok vakit alabilirdi (öyle bir imkan/ihtimal var)
ayrıca farklı bir anlam olarak;
could/might/may have taken too long -> çok vakit almış olabilir
- carnal malefactor (10.03.15 18:55:16)
1