[]

ingilizce konuşabilmek hep mi zor?

spartalılar bi toplaşır mısınız bişey dicem.
şimdi benim bu ingilizcem fena değil. upper düzeydeyim. biraz konuşarak geliştirmek istiyorum. fakat ne zaman bi kursa gitsem önce bir gramer diyorlar. ben çok sıkıldım gramer görmek istemiyorum. ilkokul 4ten beri ingilizce ders aldığımızı okuduğumuz hazırlığı falan da sayarsak toplamda 13 sene ingilizce ders görüyoruz hepsi boş! gramer! hayır beni burda sinirlendiren taraf "gramer bilmeden konuşulmaz"ı beynimizin içine kazımış sistem. bakıyorum ıvana serte kadın iki gram türkçesiyle çatır çatır jürilik yapıyor, thank you one minutele bi cumhurbaşkanı koca ülkeyi idare ediyor biz hala "önce bi gramer" derdindeyiz.
kıt da olsa zorlansam da ben bu dili konuşarak geliştirmek istiyorum. yurtdışına work and travela ayıracak param ve zamanım yok. bana sadece speaking dersleri alabileceğim (mümkünse Ankarada) kurs ya da alternatif yollar önerir misiniz?
derdimi söyledim rahatladım şimdiden teşekkür ederim =)

 
içinden konuşmak çok kolay. Ben kendimle ingilizce konuşarak çok iyi anlaşıyorum. Akıcı ve net.


  • m murphy  (20.11.14 01:50:01) 
sizi gramer öğrenmeye zorlayan zihniyetin gözüne ishal sıçıyim!
Türkiye'deki İngilizce eğitimi, insanlar İngilizce konuşamasınlar diye var.

  • compadrito  (20.11.14 02:00:13) 
compadrito +1. gramer gramer diye milletin beynini lahanaya çevirdiler, teorik bilgiden pratiğe geçemiyor insanlar.

şöyle ufak bir tavsiye verebilirim, speaking kursuna gidene kadar veya onunla beraber uygulamak için: sevdiğin bir sitcom'u aç, friends olur, hımym olur, the big bang theory olur, hepsi olur. oradaki konuşma kalıplarını çalış. yani oradaki diyalogları, cümleleri tekrar et, durdur tekrar et. böylece dilin, ağzın alışır belli başlı konuşma kalıplarına.
  • fengari  (20.11.14 02:32:11) 
Gramerden nefret ediyorum artık. Hala kurtulamadım, şimdi okulda öyle salak bir sistem yapmışlar ki sınavdan en yüksek alan insanları bile muaf yapmıyorlar, present perfecti özet geçtiler ilk derste kendimi kesecektim. Ana dili ingilizce olan bir cocuk var sınıfta o bile muaf değil.

Bence insanlarla konuşmalisin, skype-hangouts için konuşma grupları varmış. Henüz denemedim ama faydalı olacağını düşünüyorum. Ülke sınırlarında pratik yapacak pek kimse yok çünkü. Bir de diziler çok güzel kulak dolgunlugu yapıyor. Bir dünya deyim, kalıp, phrasal verb falan ogrenmisim sayelerinde. Tavsiye ederim. Downton abbey izlesen kraliceyle çay içip sohbet edebilirsin. Son olarak içinden deli gibi kendinle konuş.
  • Lim5  (20.11.14 03:13:48) 
eksisozluk.com

Lim5,

Onların kafası biraz çalışsa, gramere mahkûm etmek yerine, makale tercüme ettirirler çocuklara. Ama nerdeeee? Bari otur da sen kendi kendine tercüme et gülüm. Ya da tecüme etme, doğrudan özet çıkar. Basit özetler çıkar makalelerden. Her birinden sadece 1 adet bişiy öğrensen, sonunda hoca olursun allaama!
  • compadrito  (20.11.14 03:28:27 ~ 05:02:56) 
Buradan bir speaking club oluşturun, conference call yapılabilen viber gibi uygulamalarla.


  • [silinmiş]  (20.11.14 07:27:24) 
ana dili ingilizce olan biriyle internetten tanisip sohbet edebilirsin.

kasamam dersen turkiye'de yasayan ve anadili ingilizce olup speaking dersi veren bir suru yabanci var, craigslist'e bakabilirsin.
  • oxymurf  (20.11.14 07:33:50) 
ingilizceyi DOĞRU konuşabilmek için gramer bilmek durumundasınız. sokaktaki adamla gramersiz de iletişim kurabilirsiniz ama oturup bir kişiye azıcık resmi bir mail yazacağınız zaman, gramere ihtiyaç duyarsınız. ya da en basitinden, bir forumda yaşadığınız teknik problemle ilgili başlık açacaksanız grameriniz iyi olmalı.

ben de o gereksiz bulduğunuz ingilizce eğitimini aldım anadolu lisesinde. dışarda hiçbir şey almadım. gramer bilgim bayağı iyi durumda, pratiğim sıfıra yakın olmasına rağmen konuştuğum zaman gayet güzel beceriyorum.

kendi okulum dışında ingilizcenin nasıl öğretildiğini bilmiyorum ama ben gayet sıradan bir anadolu lisesinde çok güzel bir eğitim aldım. ingilizceyi grameriyle, telaffuzuyla gayet güzel öğretti hocalarımız.

ben bu "gramersiz dil öğrenme" hevesini anlayamıyorum açıkçası. ya tamam, yine iletişim kurarsın da, cümlede hangi öğenin nereye geleceğini bilmeden kurduğun cümleden ne hayır gelir? derdin "çat pat" konuşmaksa zaten onu becerebilecek düzeydesin. yok ben ingilizce öğrenmek istiyorum diyorsan, grameri de çalışmak durumundasın.

türkiye'de en önemli sorun ezberci zihniyet ve ingilizce konusunda yaklaşımın fazla teorik olması. nice yiğitler gördüm ingilizce roman yazıp da hoşlandığı kıza are you disco diyen. biz yabancı dil bölümü öğrencisi olmamıza rağmen 2-3 misafirimiz dışında kimseyle ingilizce konuşamadık. ne yabancı bir grup geldi, ne biz yurtdışına çıktık. anca kendi imkanlarımızla internetten tanıştığımız kişilerle falan. sıkıntı bu. ve dediğim gibi, ezberci sistem. bize paragraf sorularını nasıl çözeceğimizi mantığıyla değil de, taktiğiyle anlatırlardı. çoğu arkadaşım paragraf sorularını iyi çözerdi ama paragrafın %60'ını ancak anlardı. çünkü tamamen teorik, sınav geçmeye yönelik eğitim alıyoruz.

bu iki faktöre rağmen, bizim okul yine de iyiydi işte. bissürü okul vardır böyle eminim, bizim hocalarımızın özel ya da çok yetenekli falan olduğunu hiç sanmıyorum.

yabancı dil özveri, istek işidir. konuşulan dilin kültürünü, yapısını özümsemeden düzgün konuşmayı ve akıcılaşmayı sağlamak imkansız. ben üniversitenin birinci yılında ispanyolcadaydım. bıraktım, italyancaya geçtim. herkes taşak geçti, "lan aynı sayılır zaten" falan dedi... onlara anlatamadım işte. ben ispanyolcaya ısınamıyorum kardeşim. ben latin edebiyatıyla ilgili paragraflar yazmak, ispanyolca konuşmak istemiyorum anasını satiyim. öğrenemeyeceğimden emindim, o yüzden bıraktım.

yani bu bir sevgi olayı ercan. maalesef kurs öneremiyorum, sadece kendi fikrimi yazayım istedim. dediğim gibi, eğer derdiniz çat pat konuşabilmekse onu şimdi de yapabiliyorsunuzdur zaten. ama BEN İNGİLİZCE ÖĞRENECEĞİM diyorsanız o gramer seve seve öğrenilecek. alternatifi yok.

ayrıca, ingilizce grameri en kolay olan dil. biraz istek ve hevesle çok rahat öğrenilir.
  • pescador  (20.11.14 07:41:36) 
Kendi adıma konuşayım, bence de dilbilgisi öncelikli. Belki de dediğiniz gibi sistem kaynaklı ama kısaca şöyle izah edeyim, İvana Sert' in Türkçe bildiği kadar İngilizca bileceğime hiç bilmeyeyim daha iyi.
Yani İvana ve RTE örnekleri yanlış bence burda - RTE' ye değinmedim bile dikkat ederseniz - karakter olarak sadece dil öğrenmede değil herhangi bir konuda bir şeyin ya elden geldiğince tam yapılması ya da hiç yapılmaması taraftarıyım, benim " önce dilbilgisi " deme sebebim bu.
Bir dili öğrenmeyi sadece o dili konuşabilmek değil, dilin kültürünün de öğrenilmesi olduğuna inanıyorum.
  • charlesbukowskiineksi  (20.11.14 07:43:12) 
Yoğun şekilde İngilizce kullanılan/konuşulan bir iş bul. 1 senedir çalıştığım şirket bu şekilde. Geçenlerde bi Kanadalı ile evrimi tartıştık. Bi arkadaş da bir ingilizin kahve falına baktı. Kullanmak zorunda olduğunda deli gibi ilerliyor.


  • washe  (20.11.14 09:17:09) 
defalarca yurtdışına gittim (ingiltere de dahil), gramerim 0 a yakın, hadi 100 uzerinden 30 diyelim maximum. çok kelime calıştım zamanında sadece (100/80) , hiç zorlanmadım konuşurken dışarda, tabi iş toplantısı falan değil sokakta yemekte barda vs.


  • cptxxx  (20.11.14 09:51:20) 
ilkokulda yıllarca grammer dersi alıp ( devletten bahsetmiyorum ingilizce konusunda oldukça iddialı özel okullarda okudum) bir bok öğrenemedim, liseyi de Anadolu L0isesinde okuyınca yine İngilizcem kaldı öyle . Hadi kendimi kötülemeyeyim kendi kendime intermediate seviyesine gelmiştim dizi, film oyun falan derken ama yeterli olmuyor tabii ki. Sonra üniversitede Odtü'yü kazandım grammer'i hazırlıktayken anladım meğer kelime bilgisi hariç bir bok bilmiyormuşum.
Sonra akademik kaynaklar, makale çevirmeler, yabancı arkadaşlar falan derken akademik konularda sunum falan yapacak kadar kendime güvenmesem de günlük konuşmayı, biraz kasarak akademik yazı yazmayı falan halledecek düzeydeyim. Tam aşırı akıcı konuşup yazamıyorum belki ama deneyimim az yurt dışına şöyle bir süre çıkabilsem onu da hallederim sanırım.

Yani demek istediğim şu grammer doğru önemli ama özellikle gündelik kelime bilginiz, kelime kalıpları ve en önemlisi deneyim ile çok da güzel konuşursunuz. kasmamak lazım. Ben de aksan olayına çok kasıyordum bir ara ama sallayın gitsin bir şekilde olur o da kimse dalga falan geçmiyor.
www.youtube.com
  • rexex  (20.11.14 10:02:55) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.