[]

ölüm hakkında

ölüm düşüncesinden nasıl uzaklaşıyorsunuz? bir arkadaşım en güzel yolu dünyaya bırakabileceğin bir şeyler yetiştirmek demişti. misal çocuk, ağaç, kedi, köpek gibi şeyler beslemenin insanı ölüm düşüncesinden uzaklaştırdığını söylemişti.

bence müslümanlık da bu konuda insanlara çok yardımcı oluyor. dini bir cemaat içerisinde topluma karışıyorsunuz. önemsizleşiyorsunuz mesela. bu bizi rahatlatıyor. aynı kalıplara girmek için verdiğimiz mücadeleyi sorgulayarak ölüm düşüncesinden uzaklaşıyoruz. bu bizim dünyaya manevi bir değer katmamızı sağlıyor belkide. acıma, sevgi, şevkat, sevilme gibi duygularımızın ortaya çıkmasına vesile oluyor. yani yaşamı değerli kılacak bir şeyler olmalı diyerek zorluyoruz kendimizi. şan şeref namus gibi..


 
ölüm düşüncesinden uzaklaşmıyorum, ölüm belki de tek gerçek. hepimiz de eninde sonunda öleceğimize göre gayet normal karşılıyorum bu durumu. belki 2 dakika sonra öleceğim belli olmaz ki. tabii sevdiklerin olunca ölen kişiler kabullenmek daha zor oluyor. onları bir daha göremeyecek, konuşamayacak olmak çok kötü.


  • rock n roll  (18.11.14 17:34:43) 
-hayattan o kadar da zevk almamak
-ölümsüzlüğün sıkıcı olacagini düşünmek
-ölüm aninda yasayacagimi umdugum aydınlanma

ölümü ciddi bir problematik haline getirmemi engelliyor.

Yalniz gomulmekten, bedenimi bortu böceğin yiyeceği fikrinden acayip tirsiyorum.
  • damdanakan  (18.11.14 17:36:58 ~ 17:39:12) 
@rock n roll sen ölüm düşüncesinden onu kabullenerek uzaklaşmışsın. o varken ben yokum ben varken o yok diyerek çıkmışsın işin içinden. bence. yüzünü her gece gördüğün bir insan öldüğünde nasıl bir bocalama içerisine girersin? onun öldüğünü kabul etmeyerek vücudundaki kocaman urları görmezden gelen doktorlar gibi olay seni öldürene kadar onu yoksayarak mı yaşarsın? yoksa ölümün varlığını kabul edip kendini bu düşünceden uzaklaştırmak mı istersin?


  • coripack1  (18.11.14 17:38:31) 
zaten yaşayan bir ölü oldugum için cidden hiç umrumda bile olmuyor ölüm kavramı. 2 dakika düşündüm harbi hiç bir şeyden korkmuyorum. eskiden sokak köpeklerinden inanılmaz tırsardım mesela şimdi dev gibi köpek üstüme gelse bende onlara kosuyorum, bazen okula giderken arabayla saatte 140'a kadar cıkıyorum, gebersem en azından günlük rutin çile biticek en azından.

özet: kaybedecek bir şeyin yoksa ölümüde pek takmıyorsun.
  • fransızkalanadam  (18.11.14 17:41:01 ~ 17:41:45) 
yok saymak mümkün değil, kahrolurum. ama bir yerden sonra psikolojini korumak adına normalleştirmek zorunda kalıyorsun yoksa kafayı yersin. ölüm gerçeğini kabul edecek kadar olgun olmak zorundayız.


  • rock n roll  (18.11.14 17:42:14) 
"ölümden korkmuyorum doğmadan önce milyarlarca milyarlarca yıl ölüydüm ve bundan en ufak bir rahatsızlık duymamistim"

sozunun ne kadar dogru oldugunu dusunerek.
  • bohr atom modeli  (18.11.14 17:42:50 ~ 17:43:01) 
Oldukten sonra ne olacagini bilmemek beni asiri derecede korkutuyor. Ama bunun yanisira cok sevdigim birinin olumunu dusunmek beni ciddi derecede kahrediyor. Saatlerce aglayabiliyorum ve moralim alt ust oluyor. O yuzden elimden geldigince yok saymaya calisiyorum. Yoksa hakikaten akil sagligimi koruyamam.

Ha buna ragmen gun boyunca araliklarla olumun aklima geldigi anlari toplasak 3 saat falan eder bence.
  • LXXVII  (18.11.14 17:47:43) 
Ölümü niye düşüneyim ki? Seksen yaşında değilim, bir hastalığım yok. Bir anda ölürsem de zaten düşünecek vakit kalmaz.

Ailem falan ölecek evet vakti gelince, ne yapalım, bugüne kadar yaşamış herkes öldü, yaşayacak herkes ölecek, bunu düşünüp kafayı yiyen sağlıklı değildir. Tabii ki üzüleceğim onlar ölünce ama şimdiden kuruntu yapmak saçmalıktan ibaret.
  • i was made for you  (18.11.14 17:51:48 ~ 17:55:16) 
herkes kendince bir yöntem geliştirmiş..

mesela dünyada varlıklısınız, rahatsınız.. paranız pulunuz var. insan böyle olduğunda ölümden daha çok korkuyor sanki. tüm o dünya için elde edilmiş ihtişamlı paşa koltuklarının bir anda altından alınıvermesi ve en acısı onlara başkalarının oturacak olması.. kısaca insanın miyadının dolduğuyla yüzleşmesi kadar dramatik bir sahne yok.

insanlar görüyorum bakkalları öldüğünde cenazeye gidiyor ve üzüldüğü şey bir daha o marketten veresiye mal alamayacak oluşuyken, sanki bakkalın ölümüne üzülmüş gibi yapıyor.

yine kitap okurları yazarın ölmesine değil de bir daha kendisine zevk verecek yazılar yazacak birilerini bulmanın verdiği çaresizlik sebebiyle üzülüyor. yazarın ölümüne üzülmüş gibi sitem ediyor sonra..

bu aniden yırtılan tişörtün bir daha giyilemeyeceğine üzülmek gibi.. tek derdimiz götümüzü örtmek.. yoksa kim takar tişörtü.
  • coripack1  (18.11.14 18:22:16) 
"ben varsam ölüm yok, ölüm varsa ben yokum". ölüm geride kalanlar için bir şey ifade ediyor bence.


  • kalimotxo  (18.11.14 18:24:58) 
ben sürekli bir gün (belki bugün, belki yarın, belki 70 sene sonra) öleceğimin bilincinde olarak yaşıyorum. her gün mutlu olmak istiyorum. sırf para kazanmak için sabah 8'de evden çıkıp akşam 9'da eve gelmek istemiyorum. hayatımı böyle harcamak istemiyorum. bütün zamanımı mutlu olarak, kendime ve sevdiklerime yeterince vakit ayırabilecek şekilde, stresten uzak geçirmek istiyorum.

kedi, insanı ölüm düşüncesinden uzaklaştırıyormuş demişsin ama tam olarak öyle değil. kedilerim var. olağan koşullar altında benden önce ölecekleri için çok duygusallaşıyorum. mesela şunu yazarken bile gözümden yaş geldi.

edit: imla hatalarımı düzelttim.

bir de, annemi kanserden kaybettiğimden beri hayata daha anlamlı, daha basit bakar oldum. bunun nedeni annemi kaybetmiş olmam değil de kanserin ne kadar boktan bir şey olduğunu öğrenmiş olmam.
  • m e l t e m  (18.11.14 18:32:10 ~ 19:14:41) 
ölüm düşüncesinden uzaklaşmıyorum, uzaklaşma ihtiyacı da hissetmiyorum. bundan uzaklaşmak için köpek beslemeye başlamak falan bana acayip aptalca geliyor. komik daha doğrusu.

hayatımın her döneminde intihara meyilli, melankolik biri oldum. şu an ölümle ilgili bir fikrim yok. ölmeyi istemiyorum. ama ölmekten korkmuyorum. çok çok ciddi bir travma yaşamadığım sürece, canım da sıkılmazsa 35-40'tan önce intihar etmeyi düşünmem açıkçası. hastalıktan, aniden falan ölürsek de canımız sağolsun yani nabak. korkmuyorum.

çevremdeki inançlı insanlar, benden daha çok korkuyor ölümden. kabir azabı falan. ben inançsızım. hiç korkmuyorum. öldükten sonra "öldük mnskim" diyebileceğimiz bir yere gideceğime inanmıyorum. dolayısıyla öldüğüm an şalter zaten inmiş olacak benim için, e bilincimin yittiği bir anı düşünüp neden üzüleyim ki ben? çevremdekiler düşünsün onu, "pescador ölürse biz napcaz" desin. benlik bi konu değil o.

yaşamak için basit sebeplerim var benim. hiç keyif vermese dahi rutine binmiş bazı şeyler. çok sıkarsa, değiştirilebilir. dediğim gibi, çok ağır ve atlatılamayan bir travma olmadığı sürece öyle ya da böyle, keyif almasam bile yaşarım sanki.

baktım olmuyo intihar ederim. ölümü düşünmüyom yani. ya o gelir, ya ben ona giderim. şimdilik takılıyom öyle. günü geldiğinde düşünürüm.

(bkz: önümüzdeki hafta netleşir)
  • pescador  (18.11.14 18:37:17) 
bence ölüm insanın temel ihtiyaçlarından biri. yani ölüm olmasaydı şuan dünyada olma ihtimalimiz bile olmazdı. hatta değerimiz bile olmazdı. ölebilen şeyler değerli aslında. hani tişörtün yırtılır gider yenisini alırsın, kedin ölür yenisini alırsın. kocan ölür, yenisini bulursun. ama anan baban ölür, nah bulursun. evladın ölür nah bulursun. sen ölürsün, nah geri gelirsin. bittiii..

kısaca insan seçemediği şeyler öldüğünde daha çok üzülüyor sanki. intihar eden insanlar ölümü seçtikleri için arkalarından kahrolunduğunu düşünmüyorum. ama 20 yaşında ölen bir vatan evladının arkasından göz yaşlarına hakim olmak takdir edilecek bir sabırdır. ceket ilikletir.
  • coripack1  (18.11.14 18:50:08) 
Ben de uzaklaşmıyorum. Yaşamı değerli kılmak için ölümden uzaklaşmak gerekmiyor. "Her günü yarın ölecekmişsin gibi yaşa" diye bir laf var zaten. Yaşamın tam ortasında onu aklından çıkarma, ona göre hayatını değerlendir.


  • secilmis uye  (18.11.14 18:56:38) 
@animal

modern hayatın stresi diyorsun ya mesela.. stresi yaratan şeyler neler? toplumun daha kapitalist hale gelmesi mi? veya insanlar arasındaki ilişkilerin kapitalizm eksenine kayışı mı? nedir stresi oluşturan şeyler?
  • coripack1  (18.11.14 19:18:42) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.