[]
Rüya gördüm bu sabah
çok etkilendim sanırsam, ama sabah işe yetişme telaşıyla aklımdan çıkmış. şimdi tekrar hatırladım. biraz uzun olabilir, tabircileri beklerim. tabiri caizse yapınız aşlskdiakl...
yazlık bir yerdeyim, güneşli hava, bulutsuz, güzel. köpeğimle geziyoruz. sonra o bi ara önden gidiyor, bir yerlere giriyor. aramaya başlıyorum, bi bakıyorum, birileri bunu ellerindeki yiyeceklerle, mamalarla kandırıp arabalarına almaya çalışıyolar. "napıyosunuz siz?!" diye yanlarına koşuyorum. tam ellerine alıp arabaya sokacakken yakalıyorum köpeğimi. ama hızlı koşmuşum heralde duramıyorum, elimde köpekle birlikte arabanın içine tökezliyorum. üstü açık bi araba, bunlar kaçmaya başlıyor o sırada. ben arabanın içinde devrilmişim, doğrulmaya çalışıyorum.
sonra adam arabayı denize sürüyor, aha diyorum bunlar benden kaçmak için denize atlıycaklar heralde. ama şöför bir direğin üstüne çıkıyor, denizin ortasında bir gemi var, oraya doğru direğin üzerinde gitmeye başlıyor. sonra diyorum ki "lan bunlar beni de köpeği de kaçırıyor şu anda galiba". sonra atlıyorum arabadan tam gemiye yaklaştığımız anda. ve fakat denizin ortasında bu gemiden başka bir şey olmadığını farkedince mecbur gemiye yüzüyorum, güverteye çıkıyorum.
bir postacı çantam varmış yanımda, denizden çıkınca onu omzumda buluyorum. köpek de bunun içinde heralde diyorum. ama ıslaktır şimdi titriyordur diye geçiriyorum içimden. dışarı çıkarıp kurulasam da bu sefer görürler yine benden almaya çalışırlar diye düşünüp sakin bir yer aramaya başlıyorum. insanlar bana bakıyor, gemiden biri olmadığımı anlayacaklar diye de gözlerimi kaçırıyorum. nereye gitsem insan dolu ama, bir köpeği çıkarıp kurulayacak vaktim olmuyor, diyorum ki "eyvah şimdi bu oğlan zatürre olacak, üşümekten ne hallere girecek, umarım çok üşümüyordur." derken birkaç adam beni tanıyor ve kovalamaya başlıyor. koşuyorum, çok da hızlı koşuyorum, ulan diyorum kendi kendime, "bir de çantada köpek var üstelik, nasıl bu kadar hızlı koşabiliyorum" derken, köpeğimin çantadan düşmüş olabilme ihtimali aklıma geliyor, çok panik yapıyorum, ama önce arkamdaki adamlardan kurtulmam gerek. koşuyorum koşuyorum, izimi kaybettiriyorum. arkama bakınca adamları görmüyorum ama gözüm arkadayken ayağım takılıyor, merdivenlerden aşağı yuvarlanıyorum.
geminin restoran katıymış, kırmızı desenli halılar falan var yerde. ben götüstü yerdeyim. gözlerim bulanık görüyor. o sırada tam karşımdaki restoranın kapısı aralanıyor. "aha diyorum geldiler adamlar, yakalıycaklar şimdi beni", derken gözlerimi kısarak bir bakıyorum benim köpek bana doğru koşuyor, çıldırmış beni gördüğüne, üstüme atlıyor. üstü başı da kupkuru, hiç ıslaklık yok. arkadan restoranın kapısında iki garson kız çıkıyor, "hah bulduk senin sahibini sonunda" diyorlar. çok mutlu oluyorum, mutluluktan böyle artık gözlerim dolacakken uyandım. gittim köpeğime sarıldım falan, sevdim onu, okşadım sabahın köründe. oh dedim, "bişey olmamış, burada".
yazlık bir yerdeyim, güneşli hava, bulutsuz, güzel. köpeğimle geziyoruz. sonra o bi ara önden gidiyor, bir yerlere giriyor. aramaya başlıyorum, bi bakıyorum, birileri bunu ellerindeki yiyeceklerle, mamalarla kandırıp arabalarına almaya çalışıyolar. "napıyosunuz siz?!" diye yanlarına koşuyorum. tam ellerine alıp arabaya sokacakken yakalıyorum köpeğimi. ama hızlı koşmuşum heralde duramıyorum, elimde köpekle birlikte arabanın içine tökezliyorum. üstü açık bi araba, bunlar kaçmaya başlıyor o sırada. ben arabanın içinde devrilmişim, doğrulmaya çalışıyorum.
sonra adam arabayı denize sürüyor, aha diyorum bunlar benden kaçmak için denize atlıycaklar heralde. ama şöför bir direğin üstüne çıkıyor, denizin ortasında bir gemi var, oraya doğru direğin üzerinde gitmeye başlıyor. sonra diyorum ki "lan bunlar beni de köpeği de kaçırıyor şu anda galiba". sonra atlıyorum arabadan tam gemiye yaklaştığımız anda. ve fakat denizin ortasında bu gemiden başka bir şey olmadığını farkedince mecbur gemiye yüzüyorum, güverteye çıkıyorum.
bir postacı çantam varmış yanımda, denizden çıkınca onu omzumda buluyorum. köpek de bunun içinde heralde diyorum. ama ıslaktır şimdi titriyordur diye geçiriyorum içimden. dışarı çıkarıp kurulasam da bu sefer görürler yine benden almaya çalışırlar diye düşünüp sakin bir yer aramaya başlıyorum. insanlar bana bakıyor, gemiden biri olmadığımı anlayacaklar diye de gözlerimi kaçırıyorum. nereye gitsem insan dolu ama, bir köpeği çıkarıp kurulayacak vaktim olmuyor, diyorum ki "eyvah şimdi bu oğlan zatürre olacak, üşümekten ne hallere girecek, umarım çok üşümüyordur." derken birkaç adam beni tanıyor ve kovalamaya başlıyor. koşuyorum, çok da hızlı koşuyorum, ulan diyorum kendi kendime, "bir de çantada köpek var üstelik, nasıl bu kadar hızlı koşabiliyorum" derken, köpeğimin çantadan düşmüş olabilme ihtimali aklıma geliyor, çok panik yapıyorum, ama önce arkamdaki adamlardan kurtulmam gerek. koşuyorum koşuyorum, izimi kaybettiriyorum. arkama bakınca adamları görmüyorum ama gözüm arkadayken ayağım takılıyor, merdivenlerden aşağı yuvarlanıyorum.
geminin restoran katıymış, kırmızı desenli halılar falan var yerde. ben götüstü yerdeyim. gözlerim bulanık görüyor. o sırada tam karşımdaki restoranın kapısı aralanıyor. "aha diyorum geldiler adamlar, yakalıycaklar şimdi beni", derken gözlerimi kısarak bir bakıyorum benim köpek bana doğru koşuyor, çıldırmış beni gördüğüne, üstüme atlıyor. üstü başı da kupkuru, hiç ıslaklık yok. arkadan restoranın kapısında iki garson kız çıkıyor, "hah bulduk senin sahibini sonunda" diyorlar. çok mutlu oluyorum, mutluluktan böyle artık gözlerim dolacakken uyandım. gittim köpeğime sarıldım falan, sevdim onu, okşadım sabahın köründe. oh dedim, "bişey olmamış, burada".
köpeğini kaybetme korkun var gibi düşündüm. evcil hayvanlarımızı çocuğumuz gibi görüyoruz hepimiz. çocuğunu kaybetme korkusu yaşıyor olabilirsin.
- rock n roll (17.11.14 13:29:05)
1