bana göre çanakkale
- halitkin (20.10.14 22:19:12)
çanakkale +1
- proletarier aller lander vereinigt euch (20.10.14 22:19:53)
kışları ılık, yazları sıcak, yerli insanı çoğunlukla yardımsever ve sıcakkanlı, bildik ve çok güzel tatil yerlerine yakın ( günübirlik çeşme, foça, urla vs), işe gitmek istanbul ve ankara'ya göre daha kısa sürebilir,kapsamlı kışlık kılık kıyafete ihtiyaç yok, vapura binilebiliyor.Meyve sebze envai çeşit ot ucuz.gibi nedenlerden dolayı not:bende izmirli değilim.
- delicevat (20.10.14 22:20:49)
ben de çanakkale düşünürdüm de izmir de daha çok imkan var.
- ermanen (20.10.14 22:27:23)
kime göre neye göre? diyarbakırdaki bir nineye göre en yaşanılır şehir izmir değildir muhtemelen. veya rizedeki bir köylü için.
- sckxyss (20.10.14 22:30:18)
artık değil.
- icemint (20.10.14 22:44:35)
Değil ki.
Edit: Kokmuyor yüzeceğiz diyorlar kokuyor. Bostanlı'da Tansaş'ın ötesine gittin mi uff. Alsancak-Konak zaten acayip. Dedemlerin dediğine göre eskiden çok daha feciymiş.
İnsanı iyi değil. Göçlerin de etkisi var bunda. Öyle terasta rakı içen babacan insanlarla hiç karşılaşmadım henüz. Böyle çıkarcı, paragöz, acayip insanlar var. Aydın geçinen inkılap tarihi hocamız okulun ilk ayında türbanlı arkadaşlara tıpı bırakın siz erkek hastaları ellemek istemezsiniz deyip kendi kendine yazıp oynamıştı. Aynı şekilde BAL'ın arkasında takılıp içki içen öğrencilere ahlaksızlar, namussuzlar falan diyen bir hocamız da var. Ha bunlar istisna, arada birkaç densiz dışında kimse kimseye karışmaz. Herkes özgür takılır.
En yakın yükleme noktası 2-3 km uzaktayken ve çok acelem varken Kentkart'ta bakiyem yetmediğinde koşarak otobüste bana kart basmayı teklif eden centilmen çocuğu unutmayayım. Rastladığım iyi insanlardandı.
Kentleşme diye bir şey yok. Bazı yerler var gerçekten düzenli. Alsancak, Bostanlı, Mavişehir, Evka 3, Gaziemir, Narlıdere yapılaşmanın düzgün olduğu yerler. Geri kalan Buca, Kemer, Bayraklı, Hilal, Karabağlar, Tepecik, Limontepe vs. berbat yerler.
Trafik facia. Sıkışık olmasa da hangi yol nereden ayrılıyor, tabela nerde, ışık var mı belli değil.
Her gün İzban ve sonrasında metroda gittiğim pozisyonu göstermek istiyorum. Tanımadığımız insanlarla sarılarak gidiyoruz.
photos1.blogger.com
Kendim çekerdim ama o kadar kalabalık ki elimi kaldırmam mümkün değil. Mumya gibi şu pozisyonda gidiyorum. Beyaz kalem olduğumu düşünün. Etrafımda 6 kişi vardı tüm vücuduyla bana temas eden.
images2.fanpop.com
Yılda 2-3 kere yağmurdan sel olma huyu var ama ona girsek çıkamayız. Böyle bir yer yani.
Edit: Kokmuyor yüzeceğiz diyorlar kokuyor. Bostanlı'da Tansaş'ın ötesine gittin mi uff. Alsancak-Konak zaten acayip. Dedemlerin dediğine göre eskiden çok daha feciymiş.
İnsanı iyi değil. Göçlerin de etkisi var bunda. Öyle terasta rakı içen babacan insanlarla hiç karşılaşmadım henüz. Böyle çıkarcı, paragöz, acayip insanlar var. Aydın geçinen inkılap tarihi hocamız okulun ilk ayında türbanlı arkadaşlara tıpı bırakın siz erkek hastaları ellemek istemezsiniz deyip kendi kendine yazıp oynamıştı. Aynı şekilde BAL'ın arkasında takılıp içki içen öğrencilere ahlaksızlar, namussuzlar falan diyen bir hocamız da var. Ha bunlar istisna, arada birkaç densiz dışında kimse kimseye karışmaz. Herkes özgür takılır.
En yakın yükleme noktası 2-3 km uzaktayken ve çok acelem varken Kentkart'ta bakiyem yetmediğinde koşarak otobüste bana kart basmayı teklif eden centilmen çocuğu unutmayayım. Rastladığım iyi insanlardandı.
Kentleşme diye bir şey yok. Bazı yerler var gerçekten düzenli. Alsancak, Bostanlı, Mavişehir, Evka 3, Gaziemir, Narlıdere yapılaşmanın düzgün olduğu yerler. Geri kalan Buca, Kemer, Bayraklı, Hilal, Karabağlar, Tepecik, Limontepe vs. berbat yerler.
Trafik facia. Sıkışık olmasa da hangi yol nereden ayrılıyor, tabela nerde, ışık var mı belli değil.
Her gün İzban ve sonrasında metroda gittiğim pozisyonu göstermek istiyorum. Tanımadığımız insanlarla sarılarak gidiyoruz.
photos1.blogger.com
Kendim çekerdim ama o kadar kalabalık ki elimi kaldırmam mümkün değil. Mumya gibi şu pozisyonda gidiyorum. Beyaz kalem olduğumu düşünün. Etrafımda 6 kişi vardı tüm vücuduyla bana temas eden.
images2.fanpop.com
Yılda 2-3 kere yağmurdan sel olma huyu var ama ona girsek çıkamayız. Böyle bir yer yani.
- Lim5 (20.10.14 22:45:46 ~ 22.10.14 00:17:08)
@atmaca.ged: O kadar mı kötü ya? sonradan mı bozuldu?
- ermanen (20.10.14 22:48:45)
atmaca.ged treasure.diylol.com
bu bahsettiklerini çok çok biliyorum. ama bir şehrin güzelliğini yaşanılabilirliğini bunlar hiç mi hiç etkilemez emin ol. sen sadece şehrin kötü yönlerini yazmışsın. sen bana bir şehir söyle ben sana sadece ekonomisi ve sonradan görme yerlisi dışında bir sürü şey daha yazıp gömerim o şehri. zaten çanakkale'de yaşayan insanlar da ikiye ayrılıyor. halinden memnun şehrini sevenler bir de sürekli çanakkale'ye bok atanlar olmak üzere. arkadaşım biliyoruz sonradan görme ve ekonomik olarak her alanda kötü bir şehir her seferinde esnafına lanet ederim ama skmde bile değil. şehir eğlenceli mi eğlenceli, güvenli ve huzurlu mu evet, o ufacık şehirde yapacak her gün ayrı bir şey bulunuyor mu evet. ee daha ne ? sana ne ki halkının sonradan görmeliğinden ya da kira ve tarlalardan gelen parayla boş beleş yaşayan insanlarından veya adamın yüzüne bakmayan esnafından vs.
bu bahsettiklerini çok çok biliyorum. ama bir şehrin güzelliğini yaşanılabilirliğini bunlar hiç mi hiç etkilemez emin ol. sen sadece şehrin kötü yönlerini yazmışsın. sen bana bir şehir söyle ben sana sadece ekonomisi ve sonradan görme yerlisi dışında bir sürü şey daha yazıp gömerim o şehri. zaten çanakkale'de yaşayan insanlar da ikiye ayrılıyor. halinden memnun şehrini sevenler bir de sürekli çanakkale'ye bok atanlar olmak üzere. arkadaşım biliyoruz sonradan görme ve ekonomik olarak her alanda kötü bir şehir her seferinde esnafına lanet ederim ama skmde bile değil. şehir eğlenceli mi eğlenceli, güvenli ve huzurlu mu evet, o ufacık şehirde yapacak her gün ayrı bir şey bulunuyor mu evet. ee daha ne ? sana ne ki halkının sonradan görmeliğinden ya da kira ve tarlalardan gelen parayla boş beleş yaşayan insanlarından veya adamın yüzüne bakmayan esnafından vs.
- proletarier aller lander vereinigt euch (20.10.14 22:50:48 ~ 22:53:03)
bence de bursa.
- kakao (20.10.14 22:53:42)
Bu kadar pis, bu kadar kirik dokuk bir sehir, insani iyi yeaa diyerek, ki kime gore iyi alayinin kici kalkik, sanarsin 5 cayini elizabetle iciyor hepsi, 10 yil once bagi bostani satip gocup gelen dejenerelerle doluyken, deniz guzel behh diyerek izmir yasanilasi sehir diyene ilber ortayli gibi bakarim.
Tutupda su sehir guzel de diyemem isin asli, gordugum bir cok sehir icinde.
cunku sehirlesme mantigina haiz degiliz. Bina var yolu yok, 5 serit yol var isik yok, göt gibi her yer.
Insani iyi beaa diyenler icin ise, turk insani her yerde ayni bokun laciverti. Hic iyiydi kotuydu rahatti muhabbeti yapmayalim, dedemiz rodostan gelmis diyenleri su koseye aliyorum onlar rodos sovalyesi cok onemli, optum onlari.
Yasanilasi deyince turkiye icin kir , el degmemis deniz, gol, dag temiz hava gelmeli akillara. Egenin otelsiz koyleri pansiyonsuz koyleri deyin yasanacak yer diye canimi yiyin.
Ama is imkani aradigini bulma zirttiri birt. Hepimiz biliyoruz ki bu ulkenin gsmh ni istanbul uretiyor.
ha bi de, simdi izmir gavur izmir dedi diye gurur duyuyor ya kendiyle, chp yi deviren, deyaz devrim olarak anilan, tek parti diktasini deviren ve demokrat parriyi yani menderesi iktidar yapan secimde oyunu demokrat partiden yana kullanmistir.
Biz bu duruma siyaset sosyolojisinde topraklarin sahip oldugu muhalif damardan soz ederiz, yani izmir aydin demek götelek bir tespittir, izmir muhaliftir.
Tutupda su sehir guzel de diyemem isin asli, gordugum bir cok sehir icinde.
cunku sehirlesme mantigina haiz degiliz. Bina var yolu yok, 5 serit yol var isik yok, göt gibi her yer.
Insani iyi beaa diyenler icin ise, turk insani her yerde ayni bokun laciverti. Hic iyiydi kotuydu rahatti muhabbeti yapmayalim, dedemiz rodostan gelmis diyenleri su koseye aliyorum onlar rodos sovalyesi cok onemli, optum onlari.
Yasanilasi deyince turkiye icin kir , el degmemis deniz, gol, dag temiz hava gelmeli akillara. Egenin otelsiz koyleri pansiyonsuz koyleri deyin yasanacak yer diye canimi yiyin.
Ama is imkani aradigini bulma zirttiri birt. Hepimiz biliyoruz ki bu ulkenin gsmh ni istanbul uretiyor.
ha bi de, simdi izmir gavur izmir dedi diye gurur duyuyor ya kendiyle, chp yi deviren, deyaz devrim olarak anilan, tek parti diktasini deviren ve demokrat parriyi yani menderesi iktidar yapan secimde oyunu demokrat partiden yana kullanmistir.
Biz bu duruma siyaset sosyolojisinde topraklarin sahip oldugu muhalif damardan soz ederiz, yani izmir aydin demek götelek bir tespittir, izmir muhaliftir.
- cecilia (21.10.14 04:37:21 ~ 04:43:14)
İzmir son zamanlarda çok konuşulur oldu, korkuyorum, nazar değecek. İki saat kadar önce iyi sallandık, nazar değmesin deyin. Şaka bir yana gerçekten de spot altında gibiyiz.
İzmir'de başka şehirlerde olmayan ne var dersek, burada bir insanın bulabildiği güzel/ iyi unsurlar üç aşağı beş yukarı bir çok şehirde vardır. İzmir sadece diğerlerinden biraz daha en iyiye yakın konumda, diğerlerine göre daha çok iyi unsuru bir arada barındırıyor.
İzmir'de başka şehirlerde olmayan ne var dersek, burada bir insanın bulabildiği güzel/ iyi unsurlar üç aşağı beş yukarı bir çok şehirde vardır. İzmir sadece diğerlerinden biraz daha en iyiye yakın konumda, diğerlerine göre daha çok iyi unsuru bir arada barındırıyor.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (21.10.14 08:07:50)
İzmir'de büyüdüm, sonradan İstanbul'a taşındım. "En yaşanabilir" diyebilir miyim bilmiyorum ama yaşanılabilir bir şehir.
İlk olarak sakinlik ve rahatlık geliyor. Dün duyuru vardı, "İnsanlar neden yavaş yürüyor" diye; İstanbul'da bundan çok rahatsız oluyorum ama İzmir'de hiç rahatsız etmiyor. Çünkü geç kalmamışsam, bir yerlere acilen yetişmek gibi bir derdim olmuyor hiç bir zaman. Hayatın, aldığım nefesin tadını çıkara çıkara yürüyebiliyorum. Çünkü herkes öyle yürüyor. İzmir'de olmak demek, tasasız olmak demekle aynı bana.
Sonra İstanbul'a göre ucuz. Burada merkezden alabileceğim dandik bir evin fiyatı ailemin İzmir merkez ve Seferihisar yazlık fiyatlarının toplamından fazla. Dolasyısıyla güzel ve geniş evlerle birlikte daha yüksek bir yaşam kalitesi sunuyor. Ev demişken balkon demeden olmaz, tüm yazlarımı balkonda geçirir ve yatmadan yatmaya odamı görürdüm. Burada kendime göre balkonlu evi Beylikdüzü'nde ancak bulabildim, balkon çok önemli bir kavram benim için. Evlerin araları da geniş olduğundan ferah hissedersin kendini.
Denizlere yakınlık da çok önemli. Lisede okuldan kaçıp Çeşme'ye yüzmeye gider, okul çıkışı saatlerinde servise yetişirdik yeniden. Tatil yapamamak diye bir şey vardı ama tatil yapamıyorsan günübirlik giderdin, denize girmek lüks sayılmazdı.
Meyve-sebze İstanbul'un yarı fiyatı, bol bol güzel meyve-sebze yakın yakın bulunabiliyor.
Ayrıca büyükşehirdesin yine insan içindesin, sanat, vb. İstanbul kadar olmasa da etkinlikler oluyor.
Gerçi Priştina'dan sonra İzmir'in yaşanılırlığı da oldukça azaldı. Tasalar arttı. Ulaşım karmaşıklaştı, ortalık bakımsızlıktan köhneleşti. İstanbul'dan gelince o köhnelik göze batıyor ilk an, sonra göz alışıyor ama içindeyken.
İzmir defterini kafamda apattığım için oraya geri dönmek istemiyorum ama Antalya'da yaşamak isterdim.
İlk olarak sakinlik ve rahatlık geliyor. Dün duyuru vardı, "İnsanlar neden yavaş yürüyor" diye; İstanbul'da bundan çok rahatsız oluyorum ama İzmir'de hiç rahatsız etmiyor. Çünkü geç kalmamışsam, bir yerlere acilen yetişmek gibi bir derdim olmuyor hiç bir zaman. Hayatın, aldığım nefesin tadını çıkara çıkara yürüyebiliyorum. Çünkü herkes öyle yürüyor. İzmir'de olmak demek, tasasız olmak demekle aynı bana.
Sonra İstanbul'a göre ucuz. Burada merkezden alabileceğim dandik bir evin fiyatı ailemin İzmir merkez ve Seferihisar yazlık fiyatlarının toplamından fazla. Dolasyısıyla güzel ve geniş evlerle birlikte daha yüksek bir yaşam kalitesi sunuyor. Ev demişken balkon demeden olmaz, tüm yazlarımı balkonda geçirir ve yatmadan yatmaya odamı görürdüm. Burada kendime göre balkonlu evi Beylikdüzü'nde ancak bulabildim, balkon çok önemli bir kavram benim için. Evlerin araları da geniş olduğundan ferah hissedersin kendini.
Denizlere yakınlık da çok önemli. Lisede okuldan kaçıp Çeşme'ye yüzmeye gider, okul çıkışı saatlerinde servise yetişirdik yeniden. Tatil yapamamak diye bir şey vardı ama tatil yapamıyorsan günübirlik giderdin, denize girmek lüks sayılmazdı.
Meyve-sebze İstanbul'un yarı fiyatı, bol bol güzel meyve-sebze yakın yakın bulunabiliyor.
Ayrıca büyükşehirdesin yine insan içindesin, sanat, vb. İstanbul kadar olmasa da etkinlikler oluyor.
Gerçi Priştina'dan sonra İzmir'in yaşanılırlığı da oldukça azaldı. Tasalar arttı. Ulaşım karmaşıklaştı, ortalık bakımsızlıktan köhneleşti. İstanbul'dan gelince o köhnelik göze batıyor ilk an, sonra göz alışıyor ama içindeyken.
İzmir defterini kafamda apattığım için oraya geri dönmek istemiyorum ama Antalya'da yaşamak isterdim.
- aychovsky (21.10.14 08:19:28 ~ 08:22:06)
Az önce Ankara için "burnumuz düştü be karşim" duyurusunu okuyunca senin sorunu anımsadım.
Bu günümü özetleyeyim:
Bu güne kadar olduğu gibi bu gün de bizim evin pencereleri balkon kapıları akşama kadar açıktı. Akşam 8-9 gibi kapattık.
Sabah 8:20 gibi dışarı çıktım, vergi dairesine gittim. Yürüme mesafesinde gezinti yürüyüşüyle 5 dakikalık yol. İşim olan masada çalışan memur henüz gelmemişti. Bahçede bi sigara içtim. İçeri girdiğimde memur gelmiş iki de mükellef vardı. biri süper tatlı sarışın harika gözleri olan bir genç kız, diğeri de kevin kostner'in gemç hali gibi efendi temiz giyimli/traşlı bir delikanlı. işlemleri iki-üç dakika sürdü. İşimi 1-2 dakikada halledip eve geldim. Öğleden sonra tekrar çıktım. Bu kez biraz daha uzak bir yerdeydi işim. araç kullanmadım, binbir çeşit çiçek ve ağaçlı bahçeleri olan, kaldırımları ağaçlı yollardan yürüyüp işimi görüp geldim. Yine resmi bir kurumdu, oldukça kalabalıktı ve hiç sinir stres olmadım, huzursuzluk yaşamadım/gözlemlemedim. Personelin davranışı, bekleyenler arası iletişimler hepsi olması gerektiği gibiydi.
İki çıkışımda da yanıma aldığım keten ceketimi giyme ihtiyacı hissetmedim. (Sabah ilk çıkış hariç)
Şu anda da kısa kollu tişörtle oturuyorum. Daha yorganları çıkarmadım, kışlık yün battaniyeleri bile kullanmıyoruz.
Gelirken taze toplanmış ebegümeci turp otu falan aldım.
Dün de devlet hastanesinde işim vardı. Randevu saatinde gittik. Makinelerin bir kısmı arıza yapmış, biraz gecikmeli alacağız dediler. Herkes edebiyle bekledi, sohbet edenler oldu. İki saat gecikmeyle endoskopimiz yapıldı, raporumuzu reçetemizi anında alıp eve geldik. Yine ilişkiler olması gereken gibiydi. Beklediğimiz sürede aynı kattaki değişik servislere gelen hastalardan (100 kişi diyelim) bir genç kız doktora söylene söylene dışarı çıktı. babası kızının yanında ssssiz kalmak mı istemedi nedir, geri gelip o da doktora bağırdı. doktor konuyu uzatmadı, olay kapandı. uzatmayayım olayda hasta ve yakını hatalıydı. yanlış yere gelmişler, doktor da gitmeleri gereken yere yönlendirmiş. doktora biz orada otururken o doktor kaç kez servise çıkıp geldi, adam çalışıyor görüyoruz. zaten öle biri değildir, tanıyorum doktoru da. yani demem o ki, o bir kişi gibi arada can sıkanlar olsa da çoğunluk nasıl davranması gerektiğini biliyor.en azından karşıyaka için böyle. göç alan bölgelerde de bulunuyorum sıkça, uyum sorunları oluyor elbette. ancak belediye/ stk ları boş durmuyorlar, uyum için çaba gösteriliyor. uyum derken, her iki tarafın da uyumundan söz ediyorum, gelenlerin yerleşiklere uyumundan söz etmiyorum.
şimdi saat 23:09, ben bir bayan olarak salt canım çukulata çekti veya gezmek istedi diye dışarı çıkıp sahil yürüyüşü yapıp can sıkıcı bir olay yaşamadan geri dönebilirim. Bir cafeye oturup çay içebilirim, açık bakkal/bayi bulurum.
İşte İzmir'de yaşam aşağı yukarı böyle.
Bu günümü özetleyeyim:
Bu güne kadar olduğu gibi bu gün de bizim evin pencereleri balkon kapıları akşama kadar açıktı. Akşam 8-9 gibi kapattık.
Sabah 8:20 gibi dışarı çıktım, vergi dairesine gittim. Yürüme mesafesinde gezinti yürüyüşüyle 5 dakikalık yol. İşim olan masada çalışan memur henüz gelmemişti. Bahçede bi sigara içtim. İçeri girdiğimde memur gelmiş iki de mükellef vardı. biri süper tatlı sarışın harika gözleri olan bir genç kız, diğeri de kevin kostner'in gemç hali gibi efendi temiz giyimli/traşlı bir delikanlı. işlemleri iki-üç dakika sürdü. İşimi 1-2 dakikada halledip eve geldim. Öğleden sonra tekrar çıktım. Bu kez biraz daha uzak bir yerdeydi işim. araç kullanmadım, binbir çeşit çiçek ve ağaçlı bahçeleri olan, kaldırımları ağaçlı yollardan yürüyüp işimi görüp geldim. Yine resmi bir kurumdu, oldukça kalabalıktı ve hiç sinir stres olmadım, huzursuzluk yaşamadım/gözlemlemedim. Personelin davranışı, bekleyenler arası iletişimler hepsi olması gerektiği gibiydi.
İki çıkışımda da yanıma aldığım keten ceketimi giyme ihtiyacı hissetmedim. (Sabah ilk çıkış hariç)
Şu anda da kısa kollu tişörtle oturuyorum. Daha yorganları çıkarmadım, kışlık yün battaniyeleri bile kullanmıyoruz.
Gelirken taze toplanmış ebegümeci turp otu falan aldım.
Dün de devlet hastanesinde işim vardı. Randevu saatinde gittik. Makinelerin bir kısmı arıza yapmış, biraz gecikmeli alacağız dediler. Herkes edebiyle bekledi, sohbet edenler oldu. İki saat gecikmeyle endoskopimiz yapıldı, raporumuzu reçetemizi anında alıp eve geldik. Yine ilişkiler olması gereken gibiydi. Beklediğimiz sürede aynı kattaki değişik servislere gelen hastalardan (100 kişi diyelim) bir genç kız doktora söylene söylene dışarı çıktı. babası kızının yanında ssssiz kalmak mı istemedi nedir, geri gelip o da doktora bağırdı. doktor konuyu uzatmadı, olay kapandı. uzatmayayım olayda hasta ve yakını hatalıydı. yanlış yere gelmişler, doktor da gitmeleri gereken yere yönlendirmiş. doktora biz orada otururken o doktor kaç kez servise çıkıp geldi, adam çalışıyor görüyoruz. zaten öle biri değildir, tanıyorum doktoru da. yani demem o ki, o bir kişi gibi arada can sıkanlar olsa da çoğunluk nasıl davranması gerektiğini biliyor.en azından karşıyaka için böyle. göç alan bölgelerde de bulunuyorum sıkça, uyum sorunları oluyor elbette. ancak belediye/ stk ları boş durmuyorlar, uyum için çaba gösteriliyor. uyum derken, her iki tarafın da uyumundan söz ediyorum, gelenlerin yerleşiklere uyumundan söz etmiyorum.
şimdi saat 23:09, ben bir bayan olarak salt canım çukulata çekti veya gezmek istedi diye dışarı çıkıp sahil yürüyüşü yapıp can sıkıcı bir olay yaşamadan geri dönebilirim. Bir cafeye oturup çay içebilirim, açık bakkal/bayi bulurum.
İşte İzmir'de yaşam aşağı yukarı böyle.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (21.10.14 23:30:22)
1