[]
Denemelik okumalık hikaye
Merhaba; Rica etsem hikayemi okur, can alıcı olmayan yorum ve eleştirilerinizi yapar mısınız? Elbette hikaye bitmedi ancak bu kısmı hazır. teşekkürler!
Evinin arka balkonundan mahallenin tek kahvehanesinin yarı yıkık ve palmiye ağaçlarının kurumuş dallarından yapılmış çardağını görülebiliyordu.
Henüz kimsecikler toplanmış değildi. Bir kaç gereksiz zevat ve çaycının miskin kedisinden başka ortada görünen kimse yoktu. Öğlen yeni dirilmiş, sıcak kendini hafiften belli etmeye başlamıştı. Çardağın üstü kapalı ve sürekli meltem alan serin kuytusu, cehennem sıcaklarında gidebileceği tek yerdi. Kahvehane'ye bir kaç kişinin gelmesini bekledi.
O her ortama en son girmeye gayret gösterir, sert ve aşağılayıcı tavırlarıyla, ezilmesi kendince münasip olanları ezer, bir bakıma karizma yapardı. Huyu böyleydi.
Karısı 1974 yılında kendisinin demesine göre; hayırsız kızının yanına Almanya'ya gitmiş ve bir daha dönmemişti.
Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının; başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığıydı.
Amiral bu konudan bahsedilmesinden hoşlanmaz ve uzun yıllardır çektiği yalnızlık ızdırabını, kendisinin rızasıyla kabul ettiğini belirtirdi.
Hayvanları sevmez, içki içen gençlere ifrit olur, karşı binanın önündeki bahçelikte bulunan 2 kiraz ağacının çevresinde dolanan tüm çocuklardan da nefret ederdi.
Geceleri kim kimin evine gitmiş, üst katta oturan öğrenci kızların evine, hangi gece hangi yabancı çocuklar girmiş ve hatta evinin çevresinde gece yarısı -ses dinleme cihazı gibi- yaşına göre iyi duyan kulaklarıyla komşularının konuşmalarını dahi dinlerdi. Bundan da zevk alırdı.
Hayatta sevdiği tek şey çaydı. Sıcak ve demli bir çay. Bazı öğünler sadece çay ve yanına katık ettiği macur bisküvitleri ile karnını doyurur ve bundan hoşlanırdı.
Balkona tekrar çıktı ve kahvehanenin çardağına göz attı. Çardaktan seçebildiği dört masanın ikisi doluydu. Bir masada karşılıklı oturmuş iki yabancı hararetli bir şekilde konuşmaya dalmış, diğer masa da ise mahallenin kasabı ile berberi kafa kafaya vermiş günlük gazeteleri okuyordu.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
+ Mına kodumun Fenerine bak 7 tane atmış Altaya!
- Rıdvan felaketmiş aga. Allah yarattı demiyomuş koyuyomuş çatala
- Bak la bak ne yazıyo. Ünlü iş adamının kızı evinin balkonundan aşşa atlamış ama ölmemiş.
+ Ölmezler mına koyayım. Parası olan adam ölür mü?
- Adam değil la! kız atlamış intihar etti besbelli
+Niye atlamış yazıyo mu?
- Hayır.
+Gebedir.
- Gebe olsa nolur? Şindi iki dakkada alıyolar çocuu. Merkem bey'in küçük kızı da aldırmış diyorlar.
+ Yalan onlar inanma. Merkem bey, çocuklarına terbiye vermiş adamdır. Bunlar hep safsata!
- Amiral duymuş. O pezevenk duyduysa kesin doğrudur.
+ Herkes de Amiralin yalancısı oldu mına koyayım.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
Evinin arka balkonundan mahallenin tek kahvehanesinin yarı yıkık ve palmiye ağaçlarının kurumuş dallarından yapılmış çardağını görülebiliyordu.
Henüz kimsecikler toplanmış değildi. Bir kaç gereksiz zevat ve çaycının miskin kedisinden başka ortada görünen kimse yoktu. Öğlen yeni dirilmiş, sıcak kendini hafiften belli etmeye başlamıştı. Çardağın üstü kapalı ve sürekli meltem alan serin kuytusu, cehennem sıcaklarında gidebileceği tek yerdi. Kahvehane'ye bir kaç kişinin gelmesini bekledi.
O her ortama en son girmeye gayret gösterir, sert ve aşağılayıcı tavırlarıyla, ezilmesi kendince münasip olanları ezer, bir bakıma karizma yapardı. Huyu böyleydi.
Karısı 1974 yılında kendisinin demesine göre; hayırsız kızının yanına Almanya'ya gitmiş ve bir daha dönmemişti.
Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının; başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığıydı.
Amiral bu konudan bahsedilmesinden hoşlanmaz ve uzun yıllardır çektiği yalnızlık ızdırabını, kendisinin rızasıyla kabul ettiğini belirtirdi.
Hayvanları sevmez, içki içen gençlere ifrit olur, karşı binanın önündeki bahçelikte bulunan 2 kiraz ağacının çevresinde dolanan tüm çocuklardan da nefret ederdi.
Geceleri kim kimin evine gitmiş, üst katta oturan öğrenci kızların evine, hangi gece hangi yabancı çocuklar girmiş ve hatta evinin çevresinde gece yarısı -ses dinleme cihazı gibi- yaşına göre iyi duyan kulaklarıyla komşularının konuşmalarını dahi dinlerdi. Bundan da zevk alırdı.
Hayatta sevdiği tek şey çaydı. Sıcak ve demli bir çay. Bazı öğünler sadece çay ve yanına katık ettiği macur bisküvitleri ile karnını doyurur ve bundan hoşlanırdı.
Balkona tekrar çıktı ve kahvehanenin çardağına göz attı. Çardaktan seçebildiği dört masanın ikisi doluydu. Bir masada karşılıklı oturmuş iki yabancı hararetli bir şekilde konuşmaya dalmış, diğer masa da ise mahallenin kasabı ile berberi kafa kafaya vermiş günlük gazeteleri okuyordu.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
+ Mına kodumun Fenerine bak 7 tane atmış Altaya!
- Rıdvan felaketmiş aga. Allah yarattı demiyomuş koyuyomuş çatala
- Bak la bak ne yazıyo. Ünlü iş adamının kızı evinin balkonundan aşşa atlamış ama ölmemiş.
+ Ölmezler mına koyayım. Parası olan adam ölür mü?
- Adam değil la! kız atlamış intihar etti besbelli
+Niye atlamış yazıyo mu?
- Hayır.
+Gebedir.
- Gebe olsa nolur? Şindi iki dakkada alıyolar çocuu. Merkem bey'in küçük kızı da aldırmış diyorlar.
+ Yalan onlar inanma. Merkem bey, çocuklarına terbiye vermiş adamdır. Bunlar hep safsata!
- Amiral duymuş. O pezevenk duyduysa kesin doğrudur.
+ Herkes de Amiralin yalancısı oldu mına koyayım.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
bir kısmını değerlendirmek yanıltıcı olur. olabilir de olmayabilir de bundan öykü. imla ve ifade sorunları var. dilsel hata da var. yeterince okumadan yazmaya geçilmiş olabilir. bol bol okumak, edebi eserleri takip etmek kadar edebiyat hakkında da okumak gerekir. öyküyü öykü yapan nedir, araştırılmalı. tabii okulda yapılan bir cümlelik tanımı aşar bunun araştırılması.
imla, ifade vb. hataların düzeltilmesi ile edebi bir dil, özgün bir üslup yakalanacağı ileri sürülemez. bu metnin hacmi yorum yapmaya yetersiz bence.
imla: önünde ki (önündeki) - 4 masa'nın (dört masanın) - herkeslerde (herkesler de - herkes de diye düzeltenler de olacaktır ama galat-ı umumi kabul edilebilir.)
ifade: Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının ''başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığını'' rivayet ediyorlardı. (başta zaten "söylemesine göre" denmişken "rivayet ediyorlardı" gereksiz. biri çıkmalı.)
dilsel hata: göz süzmek (bu bir deyim ve çardağa göz süzülmesi anlamsız. bunu anlamlı hale getirecek başka veri de yok.)
rica ederim. yazın ama daha da çok okuyun, tabii yazmaya niyetliyseniz.
imla, ifade vb. hataların düzeltilmesi ile edebi bir dil, özgün bir üslup yakalanacağı ileri sürülemez. bu metnin hacmi yorum yapmaya yetersiz bence.
imla: önünde ki (önündeki) - 4 masa'nın (dört masanın) - herkeslerde (herkesler de - herkes de diye düzeltenler de olacaktır ama galat-ı umumi kabul edilebilir.)
ifade: Konu komşunun söylemesine göre de kendinden yaşça küçük karısının ''başka bir adamla bir gece vakti apar topar kaçtığını'' rivayet ediyorlardı. (başta zaten "söylemesine göre" denmişken "rivayet ediyorlardı" gereksiz. biri çıkmalı.)
dilsel hata: göz süzmek (bu bir deyim ve çardağa göz süzülmesi anlamsız. bunu anlamlı hale getirecek başka veri de yok.)
rica ederim. yazın ama daha da çok okuyun, tabii yazmaya niyetliyseniz.
- tedirginlik hucresi (19.10.14 01:13:43 ~ 01:50:13)
@tedirginlik hucresi
Yorumların için teşekkür ederim. Hepsini de dikkate aldım.
Yorumların için teşekkür ederim. Hepsini de dikkate aldım.
- sordumsoruyu (19.10.14 01:29:02)
Okurken imla ve ifade hataları benim de gözüme çarptı. tedirginlik hücresi'nin yazdığına katılıyorum. Kısa bir bölüm paylaştığın için değerlendirmek zor ama sanki bir ışık da var gibi.
- perkele (19.10.14 02:30:18)
@zetahead ve @perkele
- Hikayemiz eski bir deniz astsubayının hikayesi, adı ''amiral battı''
- Kahramanımız eski asker olmasına rağmen dedikoducu, kendini beğenmiş bir kişi. bunun zararlarını da görüyor
- Paylaştığım bölüm hikayenin 8/1 kısmı
- konuşma bölümü berber ile kasap arasında geçiyor.
- hikaye bugünün hikayesi değil. 1974'de kaçan eş, hikayenin finalinde 80'leri anlatmamı gerektirecekti.
- Altay maçında hatalı skor vermişim. 1989 yılında Rıdvan'ın Altay'a attığı meşhur golü kastetmiştim. o maç 3-0 bitmiş.
- ''la'' benim hatam. berber sürekli küfür eden bir karakter ancak kasabı düşünmemiştim.
- Bu paylaşımları yapıyorum çünkü hikaye oluşturmayı seviyorum. Biten yarıda kalan dizilere bile hikayelerin devamlarını düşünmüşlüğüm var. bir proje tadında
- son olarak dilbilgim sıfır altında. Edebiyat konusunda hiç bir eğitimim yok. okuma yazma seviyesindeyim. hepsi bu
- Hikayemiz eski bir deniz astsubayının hikayesi, adı ''amiral battı''
- Kahramanımız eski asker olmasına rağmen dedikoducu, kendini beğenmiş bir kişi. bunun zararlarını da görüyor
- Paylaştığım bölüm hikayenin 8/1 kısmı
- konuşma bölümü berber ile kasap arasında geçiyor.
- hikaye bugünün hikayesi değil. 1974'de kaçan eş, hikayenin finalinde 80'leri anlatmamı gerektirecekti.
- Altay maçında hatalı skor vermişim. 1989 yılında Rıdvan'ın Altay'a attığı meşhur golü kastetmiştim. o maç 3-0 bitmiş.
- ''la'' benim hatam. berber sürekli küfür eden bir karakter ancak kasabı düşünmemiştim.
- Bu paylaşımları yapıyorum çünkü hikaye oluşturmayı seviyorum. Biten yarıda kalan dizilere bile hikayelerin devamlarını düşünmüşlüğüm var. bir proje tadında
- son olarak dilbilgim sıfır altında. Edebiyat konusunda hiç bir eğitimim yok. okuma yazma seviyesindeyim. hepsi bu
- sordumsoruyu (19.10.14 02:51:58)
1