[]

organik sebze/meyve, ilaç basılmamış tavuk/inek yemek istesek çok mu pahalı

sağlığına dikkat eden birisi değilim ama bu sorular hep kafamı kurcalıyor son birkaç yıldır. yediğimiz her şeyin zararlı olması falan. öyle ki, organik olduğu iddia edilen çoğu şeye bile dönüp bakmıyorum çünkü yetiştiği toprak bile zehir sanki artık.

ama bir yandan diyorum, yani muhakkak temiz üretim yapan ve derdi seri üretim olmayan yerler vardır. mevsiminde sebzesini meyvesini genetiğiyle osuyla busuyla oynamadan efendi gibi vaktinde yetiştirir, tavuğuna çabuk büyüsün diye ilaç basmaz, ineği mısırla değil otla besler vesaire...

sorularım şunlar,

1) bu tarz oluşumlar var mı, varsa güvenli mi? organik olduğunu iddia ederek fiyat şişiren ama ambalajlı ürünler kadar zararlı şeyler satan yerler de olabilir çünkü bunlar pekala, neye göre güveneceğiz?

2) fiyatları nasıl oluyor? yani atıyorum pazardaki domatese 2 lira veriyorsam, bu organik ve güzel yetiştiğini bildiğim domatese kaç para vermem gerekiyor?

3) istanbul'da yaşayan ve ayda yemeğe ayırabileceği para 200 lira civarı olan orta halli bir öğrenci "ben organik ve sağlıklı sebze meyve yiycem, ilaç değil de gerçek tavuk/inek yiycem, gırtlaklanmadıklarından ve güzel güzel büyütüldüklerinden emin olcam" derse bu parayla yürüyebilir mi? yoksa fakirler olarak ölmeli miyiz?

***

bu konuları düşündükçe canım sıkılıyor. tohumuyla oynanmış domates mesela, istediğin kadar güzel yetiştir, kodu bozuk şerefsizin ne kadar güzel ve doğal olabilir ki? öf. çok değil ya sadece yediğim et, yumurta falan doğal olsun istiyom.

 
Ben o işin organik diye satılan ürünlerle değil tanıdık ile olabileceğini düşünüyorum ancak. Ki o zaman bile işin garanti değil.

Fiyat içinse yumurtada iki katına çıkıyor.
  • arnold schwarzeneger  (14.10.14 14:23:50) 
hah ben de onu diyorum. yumurtayı sepete koyup üzerine iki saman atan barzolar organik diye satıp 5 kat para istiyor. bu çakallara para kaptırmayı da istemiyorum iki tane domates yicem diye.


  • pescador  (14.10.14 14:25:33) 
bu konularda mümkün oldukça cahil kalıp mutlu olmayı öneriyorum sana içinden çıkamazsın başka çare yok


  • she aint you  (14.10.14 14:30:44) 
her organik diyen öyle olmuyor tabi ki. sertifikalarını inceleyin üstündeki, ayrıca bellibaşlı markalar var onlar hakikaten organik; city farm, sade, orvital mesela.
cityfarm'ın 10'luk yumurtasını aldım 10,65 tl. (migros)

onun dışında bakliyatta hangisi ucuzsa onu alıyorum bu saydığım markalarddan. evety pahalı; ama bazı ürünlerde (pirinç) gdo falan hikayesi nedeniyle organik almaya dikkat ediyorum.

onun haricinde sebze vs için mutlaka feriköy pazarına gidiyorum ctesileri. organik piyasasına (ve macrocenter migros gibi yerlere göre) çoook daha ucuz. örneğin atıyorum organik patates saydığım marketlerde 8 tl ise pazarda 4 tl falan oluyor.

bu şekilde alıp beslenebilirsiniz. bu organik pazarlar da kesinlikle çok denetimli ve tüm ürünlerin sertifikalarını oradaki danışma masasından inceleyebiliyorsunuz. zaten artık tanıdık olduk gide gide.

tavuk pahalı yalnız, o net.
  • bradshaw  (14.10.14 14:33:42) 
istanbul için hayal bence
türkiyede böyle bir şeye güvenemem ben çocukluğum tarlada tapanda geçti, şimdi de çeşitli mahsüllerin üretimini biliyorum memleketten dolayı. o domatese tarlada kaç defa ilaç atılıyor. iç anadoluda üretim yapılan büyük bölgelerde yetişen hiçbir yerde mümkün değil. amasyada elmanın seftalinin doludan sonra geri "yapışması" için bile ilaç attıklarını söylemişti bahçe sahibi :D ki biyologum zirrat mühendisi değilim ama bilgiğim jkadarıyla "organik" olması için zaten bilmem kaç km yakınında ilaçlı üretim olmaması filan lazım. türkiyede böyle bir şartın sağlanması zaten mümkün değil. tarlalar bahçeler çoğunlukla müstakil, sen atmazsan komşun atar. ki zaten o atarsa sen de atarsın bizim çiftçimiz birbirinden gördüğünü yapar.
ancak şu olabilir; minik bir bahçede kendine yetecek kadar yetiştiren biri vardır, karadeniz tarafında ya da egenin dağlık yerlerinde mesela..bi kere kesinlikle anlaşmalı çiftçi değildir tüccara üretim yapmıyordur..olabilir o zaman.
tavuk için: bu biraz daha fazla bulununuyor aslında köylü adam tavuğuna ilaç da hormon da vermiyor o dediğin seri üretim fabrikalarda oluyor ama gel gör ki köylü adamın tavuğunu kim alacak kim tee istanbula getirecek ssenin gidip yerinden alman gerek ya da eski usul -bizim gibi- memleketten gelip girderken ancak yersin. zaten istanbula yakın 3-5 köyün tavuğu kime yetecek vs vs
  • niye ama  (14.10.14 14:37:12) 
şöyle bir sınıflama var en çok organik bulabileceğimiz meyve ve sebzeler:

kopyalıyorum akşama türkçe halini yazarım

Apples
Sweet Bell Peppers
Cucumbers
Celery
Potatoes
Grapes
Cherry Tomatoes
Kale/Collard Greens
Summer Squash
Nectarines (imported)
Peaches
Spinach
Strawberries
Hot Peppers

en çok nonorganik olanlar:

Asparagus
Avocado
Mushrooms
Cabbage
Sweet Corn
Eggplant
Kiwi
Mango
Onion
Papaya
Pineapple
Sweet Peas (frozen)
Sweet Potatoes
Grapefruit
Cantaloupe

en basitinden bunlar arasında en fazla organik bulma olasılığı olanlara yönelebiliriz mesela.

eğer gerçekten beslendiğimiz şeyler organikse vücudumuza giren pestisitleri %53 oranında azaltıyormuşuz ki çok ciddi bir oran.

pestisitler yıkama ile tamamen giderilmiyor ancak azalıyor diyebiliriz.

yumurtada ise sarısının daha büyük ve parlak turuncu olması lazım

www.crazyroosterfarm.com

eğer arnold'ın dediği gibi emin olduğun yerlerden bulabiliyorsan para baymaya değer bence.

çünkü organik tarımda hormon vs kullanılmadığı için daha fazla emek gerekiyor ve bu da maliyeti yükseltiyor. ya da maliyeti düşürecek bir kimyasal kullanılmıyor diyebiliriz.

tavuk kısmından emin değilim ama yumurtayı hep organik alıyorum ben onun dışında meyve sebze pazardan alınsa daha iyi tabi.
  • neferkitty  (14.10.14 15:05:44) 
bu cevap 20 sayfa da kaldırır ama sana kısaca gözlemlerimi aktarayım:

- malum çeşitli semt organik pazarları var (ctesi:şişli/feriköy, pazar:kartal vs). birinci kural buralara sürekli olarak gitmen lazım. herşeyini burdan al(a)masan da ufak ufak satıcıları tanımak anlamında. yine işin kısa özeti: heryerde olduğu gibi burada da çeşit çeşit insan var: gerçek üreticiler var, al-sat yapanlar var, al-sok yapanlar var. ufak ufak sohbetlerle kimin ne olduğunu zaten kısa zamanda öğreneceksin bu bir.
- illa organik olması şart değil - zaten bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceksin - önemli olan iyi tarım. yani gübresini ilacını bokunu çıkarmadan kullanıyor olması. daha da güzeli hangi meyve/sebzenin gerçekten ne zaman çıktığını sindireceksin. yani markete gidince o kıpkırmızı, parlak elma 365 gün orada. tadı da 365 gün aynı, samandan hallice. olur mu lan filanca marketin starking elması ne güzel sulu sulu, tapıstatlı diyenler olacaktır. ama o elma artık bildiğin elma değil. elma şerbet gibi olmaz, normali ekşidir. tatlı elma tohumları seçile seçile gittikçe şeker küpü haline gelen ve (hatalı şekilde) yemekten sonra 3 tane yenen o elmanın kan şekerine etkisi paha biçilemez.
- fiyatlar evet ucuz değil. ürününe ve zamanına göre 1.5-5 kat fark olabiliyor, malesef. fiyatları takip edip en kazık olduğu - yeni çıktığı - anda değil biraz yaygınlaştıktan sonra yemekte fayda var. domates şu anda marketlerde bile 3-4 tl'te çıkmış durumda. ağustos/eylül de ben organik pazardan 4 TL'te gerçek tarla domatesi alabiliyordum. tabi 7tl'te de satan vardı. illa her amca/teyze satıcı da bize şirin gözüküyor diye gidip kazık yiyecek değiliz. zaten en güzeli markette kasaya gelince 'ya bu 5 liraya olmaz mı' diyemiyorsun. pazarda bu imkan var bol bol. benim terchim doğrudan üreticileri tercih etmek yönünde mümkün olduğunca.
- tavuk yememekte fayda var. çünkü onlar artık bildiğin tavuk değil. 45 günde minimum yemle max kiloya gelmesi için tasarlanmış özel yaratıklar. gerçek gezerek beslenen köy tavuğu bulabiliyorsan ne ala, yoksa es geç. soslu moslu çok güzel oluyor biliyorum ama :) biz ayda bir falan yiyiyoruz nefis köreltmek için.
- yumurta tabi daha elzem. onu cidden yemek lazım. düz yumutra sanırım 30-35 kuruş. köy yumurtası ise 1TL'ye satılıyor. yine gezenti tavukların yumurtaları 60-75 kuruş civarında. illa her köy yumurtası çok süper olacak diye bir kural da yok. ortamı bilmen lazım, çok zor. evet tanıdık faktörü önemli. tanıdık derken marketin tanıdık olması değil, köyde yaşayan bir emminin olması önemli.
- et için bizim bulduğumuz geçici çözüm şu: havasının ve suyunun boku çıkmamış yerlerden (mesela çanakkale, mesela inegöl vs) gidip 3-4 ayda bir buzluklarla et alıp gelmek. gökçeada'da gelen etler var (ADA), çok güzel ancak pahalı.

- bazı internet siteleri var organik ürün satan. hanım'lı amca'lı olanları değil doğrudan üreticilerin satış yaptığı platform gibi. mesela toprakana. fiyatlar değişken, ama ürünler genelde güzel.

ne diyeyim, az ye öz ye :)
  • commodore internete baglanaydi iyiydi  (14.10.14 15:07:05) 
protein sadece ette yok.

haftada 1-2 organik ve kaliteli et yersin, onun dışında yumurta artı bitkisel proteinler sen götürebilir.
  • mea maxima culpa  (14.10.14 15:17:19) 
@mea, eti protein alayım diye yemiyorum ki. çok sevdiğim, ağır etobur olduğum için yiyorum. eti çok severim, paramın da neredeyse tamamıyla etli butlu yemekler alırım. ama işte hem mevcut etlerin sağlıksız olması hem de hayvancıklara yapılanlar vs. canımı çok sıkıyor. o yüzden sağlıklı, temiz, sahibine eziyet edilmemiş et bulabilirsem çok sevineceğim.

ama görüyorum ki öğrenci halimle en fazla yumurta ve domates alabilirim. 4 sene daha pisliğe devam o halde.
  • pescador  (14.10.14 15:25:56) 
menemen güzeldir :)


  • mea maxima culpa  (14.10.14 15:31:32) 
üzüme organik olur diyen bariz şuursuzdur, toprağa ayağını basmamıştır (neferkitty sözüm direkt sana değil, listeyi yapana)

yazlığımızda 1 dönüm bahçe, bunun dışında da 10 dönüm tarlamız var. dönem dönem öyle güzel ürün veriyor ki köydeki bakkala bile satabiliyoruz :d

evin önünde üzümler var. üzüm, zararlısı en fazla olan meyve. ilaç yapmadan ne böcekten ne kuştan koruyabilirsin, 3 üzüm tanesini tüm sene zor yersin

bunun yanı sıra avakadoya neredeyse hiç ilaç vermiyoruz

benim roganik'e olan kişisel görüşüm, orda burda satılan organiklere net güvenmiyorum. birileri organik dedi mi bende ters tepki oluşturuyor.

not: kazlarımız, ördeklerimiz ve hindilerimiz de var, arada onların yumurtalarını da yiyoruz :d hem de free range ama organik midir bilmem :d
  • la noix  (14.10.14 15:50:37 ~ 15:52:02) 
biz yumurtalari bizim kasaptan aliyoruz.

ciftlikleri var, arkadasimiz gitti gordu. baya baya orada hayvan, tavuk yetistirip satiyorlar urettiklerini. fiyatlari bilmiyorum.
ayni sekilde, sariyer'in daginda yumurta satan bir teyzemiz var, o mesela 1 TL'ye satiyor yumurtalari. gittigimizde topalyip getiriyor. oyun yok yani.

ama organiklik iddiasi yalan.

bakiyorum kocaman yazmislar urunun uzerine "organik" diye, kutuyu okuyorum "misir surubu". boyle organiklik mi olur?

200 TL ile acliktan olursun organik beslenecegim diyorsan. maalesef cok pahali. gecenlerde okudum, simdiye kadar genetigi hic degismeyenlerden biri soganmis.
  • federer  (14.10.14 16:15:48) 
Yazılanları okudum ve şu sonucu çıkardım: Siz organik tarımı hayvancılığı çok yanlış anlamışsınız. Organik tarım organik hayvancılık sadece tarım alanında böcek ilacı kullanmamayla, efendime söyleyeyim tavuğa antibiyotik vermeyi kesmekle olmuyor. Siz tarım alanına traktörü soktuğunuz anda oradan elde edilen ürününün organikliği kalmıyor. O traktörün egzozundan çıkan gaz organiklik falan bırakmıyor. Yani düşündüğünüz anlamda bir organik beslenme günümüz şartlarında imkansız. Organik olduğunu iddia edilen besinlerin hiçbiri organik değil. Organik beslenme 200 sene önce bitti ne yazık ki.


  • angelus  (14.10.14 16:23:41) 
@angelus, haklısınız. organik doğru kelime değil. nasıl desem, işte genetiğiyle falan oynanmamış sağlıklı ürünlerden söz ediyorum ben. yemesi gereken şeyleri yiyerek vaktinde büyüyen tavuklardan, daha lezzetli ya da kırmızı olsun diye ilaçlanmamış domateslerden vesaire.


  • pescador  (14.10.14 16:26:15) 
Öylesi de var ama çok fahiş fiyatlarla satılıyor o ürünler. Yani bugün 1 kilo tavuk göğsü 8 liraya satılıyorsa bahsettiğiniz ürünler için fiyat üçe katlanıyor. Zira yetiştiriciler ona göre ürünler kullanıyorlar. Böyle güvenilir yerler var tabii ama bulmak zor gibi. Bugün pazarda falan satılanların hiçbiri organik değil ama, organikliğin yanından bile geçmiyor.


  • angelus  (14.10.14 16:30:00) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.