[]
ışid, suriye,ırak vs körfez savaşı, halepçe ve dünyanın gelecekteki hali
Öncelikle uyarayım uzun bir yazı ve içerisinde bir veya birkaç soru olacak.
Yaşım itibariyle körfez savaşını ve öncesindeki Saddam'ın yönetimini hatırlamıyorum hiç. Savaş hakkında bildiklerim de hep sonradan öğrenilmiş şeyler haliyle. Bildiğim kadarıyla O zamanlar Türkiye'de bir Scud füzesi ve/veya kimyasal, biyolojik saldırı korkusu vardı. Bir de Halepçe'e olanlar ve bu yüzden Türkiye'ye göç eden Kürtler gibi sebeplerle durum biraz benzermiş denilebilir sanırım.
Bu sebeple o zamanı yaşamış veya o yıllarda askerlik yapmış insanlara sorum şu: körfez savaşı ve öncesiyle ülkemizdeki şimdiki Işid tehditini karşılaştırırsak hangisi daha korkutucu? Şu anki durumu daha mı karamsar görüyorsunuz o zamana göre? Yoksa o yıllarda ülkemiz daha mı büyük bir tehdit altındaydı? Işid'e karşı gelecekte olabilecek topyekün bir savaş durumunu da düşünerek cevap verin lütfen.
soruyu sormamın nedeni Türkiyenin ve bölgenin geleceği hakkında karamsar durumdayım. O yıllarda da aynı düşünceler içerisinde miydiniz yoksa hakikatten bu sefer sağlam boka mı battık?
Bir de bunu cevaplarken Ukrayna ve Rusya'daki karışıklıkları da düşünün lütfen o yıllarda da sovyetler birliği yeni dağılmış veya dağılmak üzereydi yani kuzeyimiz de karışıktı ,en azından siyasi olarak.
Bunları merak etmemin sebebi biraz da geçmişle şimdiyi kıyaslayarak gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını biraz ortaya çıkarmak. Ben önemli noktaları sıralayayım hatta
-Batıda yükselen bir ırkçılık ve sağa yönelim var.
-Rusya eski sovyetleri tekrar kurmaya çalışıyor ( en azından siyasi otorite ve kukla rejimler kurarak)
-Rusya ve Çin Dünya'da dolar'ın ve doğal olarak Abd'nin ağırlığını kırmaya çalışıyor, Çin afrika ve asyayı ekonomik ve siyasi olarak kendi kontrolüne almaya çalışıyor.
-Amerika ortadoğuyu bitirse gücünü Çin'e verecek ama Ortadoğu durulmuyor.
-Hindistan- Pakistan, Azerbaycan- Ermenistan gibi eski düşmanlıklar azalacağına daha da kızışıyor. Kafkasya da aynı şekilde.
-Dünya'nın çeşitli ülkelerinde bölgelerinde bağımsızlık isteyen insanların sesi daha gür çıkmaya başladı. İskoçya, Katalonya en bilinenleri ama kuzey İtalya, hatta Texas'da bile bağımsızlık isteyen gruplar var.
- Büyük britanya avrupa birliğinden çıkmak için referandum yapacak sanırım. En azından avrupa birliğinden çıkmak isteyen insanlar var ingilterede. Bu durumda avrupa birliği çatırdıyor da denebilir sanırım. Özellikle yakın geçmişteki tüm avrupalı devletleri birliğe alalım şeklindeki hareketleriyle birlik ekonomik olarak oldukça güç kaybetti.
Daha aklıma gelmeyen bir yığın nokta var işte. 2. sorum'da bu çok değil 50 yıl sonra dünya'da siyasi dengeler değişebilir mi? Avrupa birliğinin güç kaybetmesi, çin ve rusya'nın amerikayı alaşağı etmesi gibi durumlar olabilir mi? çünkü bağımsız devlet sayısı son 50 yıl içinde katlanarak arttı örneğin bu artış devam eder mi?
Yaşım itibariyle körfez savaşını ve öncesindeki Saddam'ın yönetimini hatırlamıyorum hiç. Savaş hakkında bildiklerim de hep sonradan öğrenilmiş şeyler haliyle. Bildiğim kadarıyla O zamanlar Türkiye'de bir Scud füzesi ve/veya kimyasal, biyolojik saldırı korkusu vardı. Bir de Halepçe'e olanlar ve bu yüzden Türkiye'ye göç eden Kürtler gibi sebeplerle durum biraz benzermiş denilebilir sanırım.
Bu sebeple o zamanı yaşamış veya o yıllarda askerlik yapmış insanlara sorum şu: körfez savaşı ve öncesiyle ülkemizdeki şimdiki Işid tehditini karşılaştırırsak hangisi daha korkutucu? Şu anki durumu daha mı karamsar görüyorsunuz o zamana göre? Yoksa o yıllarda ülkemiz daha mı büyük bir tehdit altındaydı? Işid'e karşı gelecekte olabilecek topyekün bir savaş durumunu da düşünerek cevap verin lütfen.
soruyu sormamın nedeni Türkiyenin ve bölgenin geleceği hakkında karamsar durumdayım. O yıllarda da aynı düşünceler içerisinde miydiniz yoksa hakikatten bu sefer sağlam boka mı battık?
Bir de bunu cevaplarken Ukrayna ve Rusya'daki karışıklıkları da düşünün lütfen o yıllarda da sovyetler birliği yeni dağılmış veya dağılmak üzereydi yani kuzeyimiz de karışıktı ,en azından siyasi olarak.
Bunları merak etmemin sebebi biraz da geçmişle şimdiyi kıyaslayarak gelecekte dünyanın nasıl bir yer olacağını biraz ortaya çıkarmak. Ben önemli noktaları sıralayayım hatta
-Batıda yükselen bir ırkçılık ve sağa yönelim var.
-Rusya eski sovyetleri tekrar kurmaya çalışıyor ( en azından siyasi otorite ve kukla rejimler kurarak)
-Rusya ve Çin Dünya'da dolar'ın ve doğal olarak Abd'nin ağırlığını kırmaya çalışıyor, Çin afrika ve asyayı ekonomik ve siyasi olarak kendi kontrolüne almaya çalışıyor.
-Amerika ortadoğuyu bitirse gücünü Çin'e verecek ama Ortadoğu durulmuyor.
-Hindistan- Pakistan, Azerbaycan- Ermenistan gibi eski düşmanlıklar azalacağına daha da kızışıyor. Kafkasya da aynı şekilde.
-Dünya'nın çeşitli ülkelerinde bölgelerinde bağımsızlık isteyen insanların sesi daha gür çıkmaya başladı. İskoçya, Katalonya en bilinenleri ama kuzey İtalya, hatta Texas'da bile bağımsızlık isteyen gruplar var.
- Büyük britanya avrupa birliğinden çıkmak için referandum yapacak sanırım. En azından avrupa birliğinden çıkmak isteyen insanlar var ingilterede. Bu durumda avrupa birliği çatırdıyor da denebilir sanırım. Özellikle yakın geçmişteki tüm avrupalı devletleri birliğe alalım şeklindeki hareketleriyle birlik ekonomik olarak oldukça güç kaybetti.
Daha aklıma gelmeyen bir yığın nokta var işte. 2. sorum'da bu çok değil 50 yıl sonra dünya'da siyasi dengeler değişebilir mi? Avrupa birliğinin güç kaybetmesi, çin ve rusya'nın amerikayı alaşağı etmesi gibi durumlar olabilir mi? çünkü bağımsız devlet sayısı son 50 yıl içinde katlanarak arttı örneğin bu artış devam eder mi?
90 kriziyle bugunu karsilastiracak olursak bugun ozellikle gencler arasinda daha yuksek bir tedirginlik oldugunu goruyorum.90 da ki scud fuzeleri ile ilgili mevzular cokca dolansada ozellikle kimyasal saldiri gibi bir cekince yoktu.saniyorum 500 bin pesmerge gelmisti turkiyeye bir milyon kadar pesmergede irana gecis yapmisti.guneydogu bolgesinden yogun olmamakla birlikte batiya bir yonelim oldu.bizde iskenderunda olan aile buyuklerini istanbula getirmistik.
O donem turgut ozal'in bana gore tamamen yanlis hesaplari,bu isten karli cikma kafasi yuzunden olan kargasa disaridan gelen tehditten daha cok zarar vermistir diye dusunuyorum.bugunle benzerliginide sadece bu yonden goruyorum.sirf bu yuzden kendisini,dogan gures muhteremi,hayri kozakcioglu gibi isimleri hala sevimsiz bir sekilde anarim.bugunden onemli bir farklilik ise ulke genelinde bir savasa hayir baskaldirisinin olmasiydi ki ne kadar baski olmussada bugunden daha demokratik bir ulkeydik diye dusunuyorum.
Askeri hareketlilik konusuna gelirsek hatirladigim sadece dogu bolgesindeki askeri birliklerin sinira kaydirilmasi olmustu.o donem diyarbakirda askerlik yapan abim sinira gitmisti ama bir kac ay kalip geriye donduler.ayni sekilde malatyadan giden bir arkadasimda vardi.
Benim ozellikle burada gordugum 20 li yaslardaki arkadaslarda buyuk bir tedirginlik ve korku oldugu.fazlaca ulke gundemi konusmayi sevmem ancak genel gorustugum cevrelerde,kendi yasitlarimda bir tedirginlik olmadigi yonunde.kendi namima bu danisikli dovusun daha uzunca bir donem surecegini dusunuyorum.bir yil evvel adini bile duymadigimiz bir olusum bir anda dunya gundemini olusturuyor.ilk zamanlarinda bir resim gormustum ne yazik ki kopyalamamisim ama 50-100 araclik bir konvoy,klasik oldugu uzere toyota hilux ama hepsi beyaz ve sifir kilometre.bu bile bariz bir gostergesi.sahne kurulmus ve tiyatro baslamis.birde esat vardi gecen sene.bayadir adini duymadik.
Oldukca uzun sorular sormussun bu saate.sadece sunu ekleyeyim.rusya ve cin amerikanin agirligini kirmaya calismiyor.isteseler bugun alasagi edebilecek maddi guce sahipler.ancak bir anda yikilmasi onlarinda zararina olur keza en buyuk musterileri amerika.sadece mb rezervleri dahi butun gostergeleri degistirebilir.keza birlesmis milletlerde cinin ipini bagladigi afrika ulkeleriyle beraber hareket ediyorlar.simdilik benden bu kadar sabah devamini yazarim.hormetler.
O donem turgut ozal'in bana gore tamamen yanlis hesaplari,bu isten karli cikma kafasi yuzunden olan kargasa disaridan gelen tehditten daha cok zarar vermistir diye dusunuyorum.bugunle benzerliginide sadece bu yonden goruyorum.sirf bu yuzden kendisini,dogan gures muhteremi,hayri kozakcioglu gibi isimleri hala sevimsiz bir sekilde anarim.bugunden onemli bir farklilik ise ulke genelinde bir savasa hayir baskaldirisinin olmasiydi ki ne kadar baski olmussada bugunden daha demokratik bir ulkeydik diye dusunuyorum.
Askeri hareketlilik konusuna gelirsek hatirladigim sadece dogu bolgesindeki askeri birliklerin sinira kaydirilmasi olmustu.o donem diyarbakirda askerlik yapan abim sinira gitmisti ama bir kac ay kalip geriye donduler.ayni sekilde malatyadan giden bir arkadasimda vardi.
Benim ozellikle burada gordugum 20 li yaslardaki arkadaslarda buyuk bir tedirginlik ve korku oldugu.fazlaca ulke gundemi konusmayi sevmem ancak genel gorustugum cevrelerde,kendi yasitlarimda bir tedirginlik olmadigi yonunde.kendi namima bu danisikli dovusun daha uzunca bir donem surecegini dusunuyorum.bir yil evvel adini bile duymadigimiz bir olusum bir anda dunya gundemini olusturuyor.ilk zamanlarinda bir resim gormustum ne yazik ki kopyalamamisim ama 50-100 araclik bir konvoy,klasik oldugu uzere toyota hilux ama hepsi beyaz ve sifir kilometre.bu bile bariz bir gostergesi.sahne kurulmus ve tiyatro baslamis.birde esat vardi gecen sene.bayadir adini duymadik.
Oldukca uzun sorular sormussun bu saate.sadece sunu ekleyeyim.rusya ve cin amerikanin agirligini kirmaya calismiyor.isteseler bugun alasagi edebilecek maddi guce sahipler.ancak bir anda yikilmasi onlarinda zararina olur keza en buyuk musterileri amerika.sadece mb rezervleri dahi butun gostergeleri degistirebilir.keza birlesmis milletlerde cinin ipini bagladigi afrika ulkeleriyle beraber hareket ediyorlar.simdilik benden bu kadar sabah devamini yazarim.hormetler.
- cizgilipijama (07.10.14 03:25:09)
1.körfez savaşını değil ancak 2.yapılanı hatırlıyorum.
o dönem askeri hareketlilik olarak sınıra yığılan askerler haricinde başta türkiye hava sahasını ve karasularını kullandırmadı koalisyon devletlerine ama yanlış hatırlamıyorsam sonra anlaşmışlardı.
o dönem şimdi olduğu gibi bir korku yoktu çünkü tek haber kaynağımız televizyonlardı ve o dönem rahatlıkla manipule olabiliyorduk. çünkü sosyal medya gibi bir kavram yoktu. televizyonda rahat olun diyorlardı ve rahat oluyorduk. şimdi aynı anda yüzlerce farklı haber kaynağına ulaşıp olayın ayrıntısına inebiliyoruz. kah kendi akıl süzgecimizden geçirip endişeleniyoruz kah bu doğrultuda yönlendiriliyoruz.
bokun içinden çıktığımızı hatırlamıyorum ki tekrar batalım.
yıllardır çomakla eşeliyoruz.
o dönem askeri hareketlilik olarak sınıra yığılan askerler haricinde başta türkiye hava sahasını ve karasularını kullandırmadı koalisyon devletlerine ama yanlış hatırlamıyorsam sonra anlaşmışlardı.
o dönem şimdi olduğu gibi bir korku yoktu çünkü tek haber kaynağımız televizyonlardı ve o dönem rahatlıkla manipule olabiliyorduk. çünkü sosyal medya gibi bir kavram yoktu. televizyonda rahat olun diyorlardı ve rahat oluyorduk. şimdi aynı anda yüzlerce farklı haber kaynağına ulaşıp olayın ayrıntısına inebiliyoruz. kah kendi akıl süzgecimizden geçirip endişeleniyoruz kah bu doğrultuda yönlendiriliyoruz.
bokun içinden çıktığımızı hatırlamıyorum ki tekrar batalım.
yıllardır çomakla eşeliyoruz.
- air (07.10.14 04:00:03)
Siyaset hakkında hiç bir temelim yok açıkçası. Biyoloji öğrencisiyim olabilecek en uzak alanlardan biri dünya siyasetine. Hem ben rakı sofrasında, kahvehanede ülke kurtaracak biride değilim, öyle bir sohbete pek katılmışlığım da yoktur. Çevremde aile ve arkadaşlarım içinde pek çok siyasi görüşten insan olsa da siyaset uzmanı diyebileceğim adam gibi analiz yapabilecek insan yok pek. Bilgi kaynaklarım da belli bir bilgi birikimi olan insanların yazdıklarını orada burada okuduklarım vs. zaten çok saçma şeyleri direkt atıyorum ama haberleri genelde farklı görüşlere ait gazetelerden takip ediyorum, yabancı kaynaklar da dahil olmak üzere. Yaptığım çıkarımlar yanlış olabilir, özellikle her cins kaynaktan yararlanarak belli kesimlerin, görüşlerin etkisinde kalmadan çıkarımda bulunmaya çalışıyorum ama dediğim gibi temel bilgim bile yok örneğin ekonomi, uluslararası ilişkiler vs. hakkında.
Rusya ve Çin Amerika'nın gücünü kırmaya çalışmıyor olabilirler fakat Petro-dolar'ı kırmaya çalıştıklarını düşünüyorum, en azından kendi aralarında enerji ticaretinde dolar kullanmamaya çalıştıklarını biliyorum keza Rusya-İran arasında da böyle bir kararın varlığına hiç şaşırmam. Fakat ekonomik olarak Rusya ve Çin'in şu an için Amerikayı alaşağı edebileceğini zannetmiyorum en azından kendi ekonomilerini de çökertmeden olmaz bu. Afrika konusunda da büyük ihtimalle çin ve avrupa arasında bir güç savaşı yaşanacak gibi çünkü çin ucuz iş gücü diye sanayisinin bir kısmını afrikaya kaydırmayı planlıyormuş okuduğum haberlere göre. Afrika'ya gönderilmiş bir milyon çinliden bahsediliyordu ki ilginç olsa da mozambik, madagaskar taraflarıyla tarihi bağları var çin'in ayrıca resmi rakamlara göre Afrika'da bazı devletler ticaretlerinin çoğunu çinle yapıyor. Siyasi olarak Bm ve Avrupa'nin afrika'da hala söz söyleme gücü olsa da çin ekonomik olarak gücü elinde bulunduruyor.
Kısaca korkum şu benim, dört bir yanımızda ekonomik veya politik sebeplerle güç savaşı oluyor ve ibre sürekli bir sağa bir sola kayıp duruyor. Bu Suriye, Irak'tan gelenler yüzünden Yunanistan ve Bulgaristanla da papaz olacağız ondan korkuyorum zaten ege denizinde insan ticareti yüzünden yunanistan'la sürkli gerginlik çıkıyor. Hani mülteci, suriyeli, arap düşmanı falan değilim ama sınır kevgire döndü gelenler üzerinde hiç bir denetimimiz yok kaç tanesi eylem yapmak için gelen radikal terörist onu bile bilmiyoruz. Kaç örgüt evi var, eylem hazırlığındalar mı? bunlar da belli değil. Daha önce kimyasal, biyolojik silahla yakalanmıştı birileri Türkiye'de sanırım. Bunları büyük şehirlerde patlatmayacakları ne malum? Irak'a, Afganistan'a dönmekten korkuyorum açıkçası bombalı eylemlere artık alışmak, doğal bir şey gibi görmek istemiyorum.
Hayır Türkiye'nin sürekli siyasi, ekonomik ağırlığını sağlamadan her olaydan siyasi kar çıkarma sevdasını da anlamıyorum. Önce planlı bir şekilde 20 - 30 yıl diplomasi, ekonomi gibi alanlarda söz söyleyecek ülke olmaya çalışsak da ufak hesaplarla olan ağırlığımızı da kaybetmesek keşke.
Rusya ve Çin Amerika'nın gücünü kırmaya çalışmıyor olabilirler fakat Petro-dolar'ı kırmaya çalıştıklarını düşünüyorum, en azından kendi aralarında enerji ticaretinde dolar kullanmamaya çalıştıklarını biliyorum keza Rusya-İran arasında da böyle bir kararın varlığına hiç şaşırmam. Fakat ekonomik olarak Rusya ve Çin'in şu an için Amerikayı alaşağı edebileceğini zannetmiyorum en azından kendi ekonomilerini de çökertmeden olmaz bu. Afrika konusunda da büyük ihtimalle çin ve avrupa arasında bir güç savaşı yaşanacak gibi çünkü çin ucuz iş gücü diye sanayisinin bir kısmını afrikaya kaydırmayı planlıyormuş okuduğum haberlere göre. Afrika'ya gönderilmiş bir milyon çinliden bahsediliyordu ki ilginç olsa da mozambik, madagaskar taraflarıyla tarihi bağları var çin'in ayrıca resmi rakamlara göre Afrika'da bazı devletler ticaretlerinin çoğunu çinle yapıyor. Siyasi olarak Bm ve Avrupa'nin afrika'da hala söz söyleme gücü olsa da çin ekonomik olarak gücü elinde bulunduruyor.
Kısaca korkum şu benim, dört bir yanımızda ekonomik veya politik sebeplerle güç savaşı oluyor ve ibre sürekli bir sağa bir sola kayıp duruyor. Bu Suriye, Irak'tan gelenler yüzünden Yunanistan ve Bulgaristanla da papaz olacağız ondan korkuyorum zaten ege denizinde insan ticareti yüzünden yunanistan'la sürkli gerginlik çıkıyor. Hani mülteci, suriyeli, arap düşmanı falan değilim ama sınır kevgire döndü gelenler üzerinde hiç bir denetimimiz yok kaç tanesi eylem yapmak için gelen radikal terörist onu bile bilmiyoruz. Kaç örgüt evi var, eylem hazırlığındalar mı? bunlar da belli değil. Daha önce kimyasal, biyolojik silahla yakalanmıştı birileri Türkiye'de sanırım. Bunları büyük şehirlerde patlatmayacakları ne malum? Irak'a, Afganistan'a dönmekten korkuyorum açıkçası bombalı eylemlere artık alışmak, doğal bir şey gibi görmek istemiyorum.
Hayır Türkiye'nin sürekli siyasi, ekonomik ağırlığını sağlamadan her olaydan siyasi kar çıkarma sevdasını da anlamıyorum. Önce planlı bir şekilde 20 - 30 yıl diplomasi, ekonomi gibi alanlarda söz söyleyecek ülke olmaya çalışsak da ufak hesaplarla olan ağırlığımızı da kaybetmesek keşke.
- rexex (07.10.14 04:34:11 ~ 04:37:05)
1