Ekşi Duyuru

kabak koyunu çok duydum, yakın arkadaşım da gitti ve çok beğendi. sanırım isteklerini karşılar.

2012 yılında çok bunaldığım bir zamanda alıp başımı gitmiştim. Çocukluk arkadaşımı yıllar sonra yolda görmüş ve onun tavsiyesine uymuştum. Antalya'lı bir ailenin işlettiği kampı söylemişti ancak ne adı kaldı aklımda, ne de tam olarak yeri. Tek hatırladığım Deniz kıyısında değildi ancak diğer kamplara göre denize yakındı. Kamp'ta çadırlarda ya da Bungalov denilen barakalarda kalabiliyorsunuz. Sabah kahvaltı ve Akşam yemeği sunuyorlar ki muhteşem lezzetli oluyor. Koyda cep telefonları çekmiyordu. Kablosuz İnternet bağlantısı var. Kullanmaya gerek yoktu tabi o ayrı. Bungalov dedikleri bildiğiniz baraka, zeminden yüksekte inşa edilmiş. Konforlu değil tabi ancak keyifli. Çocukla konaklama yapılamaz orada. Ulaşım zor.

Genelde hippiler çok. Ben gittiğimde bir kampta rastalı saçlı hippinin biri blok flüt çalarak kendini eğlendiriyordu. Bana ters böyle şeyler, kaçtım gittim. Yoga yapanlar, değişik meditasyon deneyenler, sahildeki taşları dizip onlara hayran hayran bakan tipler dolu. Onları doğallığıyla tek başına bırakıyorsunuz. Ne halleri varsa görüyorlar. Ya da takılıp mutlu oluyor, kendinizi keşfediyorsunuz.

Kabak Koyu, cennetten bir köşe. Kelebekler vadisini metrelerce yüksekten izledikten sonra varılıyor. Koyda deniz eğer dalgalı değilse çok keyifli. Masmavi suya girip çıkmayı düşünmüyorsunuz. Dalgalı olduğunda biraz tehlikeli. Sahil çakıl taşından. Kum değil. Sahilde sazlıklardan yapılmış gölgelikler var. Bunalmadan gün boyu takılabilirsiniz.

Denizden sıkılırsanız eğer, likya yolunu takip ederek şelaleye tırmanabilirsiniz. Kamplarda kahvaltıda konuşulur. İlla gidenler olur. Onlara takılıp grup halinde gitmek faydalıdır. Su debisi az ise eğer, dere boyunca ilerlemek sağlıklıdır. Likya yolundan şelaleye gitmek çok yorucu ve zorlu. Kasmayın.

Şehirden uzaklaşayım, kendimi dinleyeyim diyorsanız durmayın gidin...