[]
Tutunamayanlar 15. bölüm'de ne anlatılmak isteniyor?
Ortalamanın az üzerinde bir roman okuyucusuyum, bir çok fani gibi Tutunamayanları okumaya soyundum, zor da olsa altıyüzüncü sayfaya doğru gidiyorum.15. bölümün olayı nedir?Yani aynı anda futbol maçı, senfoni konseri ve tiyatro sahnesini noktalama işaretsiz olarak anlatmanın mantığı ne?gerçekten çok sıkıcıydı.Yazar ne anlattı da ben anlamadım?
Dünyanın en sıkıcı kitapları ilk ona rahat girer o kitap. Hoşlandığım kız zorla okumuştu. Sonunda bi bok olsaydı gam yemicektim de işte.
- ac milan vs liverpool (15.08.14 21:50:06)
oranın çok bir esprisi yok sıradan okurlar için. metafiction, intertextuality gibi kavramlara aşina olman gerekiyor anlayabilmek için. yani, birazcık dilbilimsel bir kavram noktalama işareti kullanmaması, edebiyat kuramlarıyla falan da ilgili. 1900lerin romanlarında çokça var noktalamasız bölümler; oğuz atay da kendi romanında böyle bir yapıya yer vermek istemiş. altında birşey aramak yanlış, ama mutlaka ve mutlaka kuramlarla ilgisi var.
sadece atayda değil, toni morrison, james joyce'da falan da görülür bu tarz kısımlar. oğuz atay tutunamayanları oluştururken yapı olarak nabokov'un "sebastian knight'ın gerçek yaşamı" isimli romanından büyük ölçüde esinlenmiştir. o kitabı bir incele. belki orada da böyle bir kısım vardır.
edit: ben bu durumun "bilinçakımı" yönteminin hem görsel, hem de işitsel açıdan daha ileri safhası olduğunu düşünüyorum. bilinçakımında okuduğumuz sayfalar değil, kişinin beynidir; düşünceler olduğu gibi aktarılır. bu yöntem de bunun daha ileri noktası: sonuçta düşünürken durak, virgül, nokta kullanmayız; oldukça süreğen bir şekilde düşünürüz; oranın da esprisi budur.
sadece atayda değil, toni morrison, james joyce'da falan da görülür bu tarz kısımlar. oğuz atay tutunamayanları oluştururken yapı olarak nabokov'un "sebastian knight'ın gerçek yaşamı" isimli romanından büyük ölçüde esinlenmiştir. o kitabı bir incele. belki orada da böyle bir kısım vardır.
edit: ben bu durumun "bilinçakımı" yönteminin hem görsel, hem de işitsel açıdan daha ileri safhası olduğunu düşünüyorum. bilinçakımında okuduğumuz sayfalar değil, kişinin beynidir; düşünceler olduğu gibi aktarılır. bu yöntem de bunun daha ileri noktası: sonuçta düşünürken durak, virgül, nokta kullanmayız; oldukça süreğen bir şekilde düşünürüz; oranın da esprisi budur.
- lesmiserables (15.08.14 22:01:37 ~ 22:05:47)
tutunamayanları ilk okuduğumda (5-6 sene önce falan) lisedeydim ve çok beğenmeme rağmen bir bok anlamamıştım. sonra yavaş yavaş aşina olunca kafamda oturmaya başladı. türk edebiyatının en büyük kitaplarından biridir ve hatta bizim edebiyatımıza birkaç gömlek büyük gelir ama anlaşılması zor, çünkü yeteri kadar kuram vb. bilmiyoruz. anlamayı sadece mana olarak anlamak sanıyoruz. halbuki kuram, teknik bilgi de gerekli.
berna moran'ın 1980lerde yayımlanmış bir makalesi var tutunamayanlar üzerine, onu bulup okumanı öneririm (bulamazsan pm at, resimlerini çekip gönderirim). orada, bu kitapta bulunan farklı anlatım şekillerini ve tutunamayanları neden güzel bir kitap olduğunu açıklıyor. yine de, berna moran bile anlaşılması güç bir roman olduğunu saklamıyor, ki berna moran türkiyenin en büyük kuramcılarından, kuram bilenlerinden biridir.
edit: bir de bu kitap tamamen bir mizah kitabı. kullandığı dile çok et okurken (ne zaman turgut ağzıyla konuşuyor, ne zaman beyniyle konuşuyor, ne zaman başkaları veya başkalarının beyni konuşuyor-bunlar hep içiçe geçmiş şekilde romanda), o zaman neden mizah olduğunu anlayacaksın. tüm kurumlara karşı mizahi bir saldırı var.
berna moran'ın 1980lerde yayımlanmış bir makalesi var tutunamayanlar üzerine, onu bulup okumanı öneririm (bulamazsan pm at, resimlerini çekip gönderirim). orada, bu kitapta bulunan farklı anlatım şekillerini ve tutunamayanları neden güzel bir kitap olduğunu açıklıyor. yine de, berna moran bile anlaşılması güç bir roman olduğunu saklamıyor, ki berna moran türkiyenin en büyük kuramcılarından, kuram bilenlerinden biridir.
edit: bir de bu kitap tamamen bir mizah kitabı. kullandığı dile çok et okurken (ne zaman turgut ağzıyla konuşuyor, ne zaman beyniyle konuşuyor, ne zaman başkaları veya başkalarının beyni konuşuyor-bunlar hep içiçe geçmiş şekilde romanda), o zaman neden mizah olduğunu anlayacaksın. tüm kurumlara karşı mizahi bir saldırı var.
- lesmiserables (15.08.14 22:23:07 ~ 22:25:33)
açıklamalar için teşekkürler @lesmiserables , kişinin beynini okuduğum konusunu kitabı okurken keşfettim ancak, noktalamasız bölümde maç,konser, tiyatro anlatmaya çalışması hem beni zorladı hemde bana zorlama gibi geldi.Kuram filan dedin, söyleyecek birşeyim kalmadı zaten. Diferansiyel denklemlere bakıp tek kelime anlamamak gibi herhalde benim bu bölümde yaşadığım, başka bir dünya gibi..
- delicevat (15.08.14 22:26:41)
bilinç akışı diye birsey, ulysses ve to the lighthouse diye romanlar, james joyce falan gibi yazarlar var.
- atmaca.ged (16.08.14 00:02:05)
Noktalamasız bölüm Günseli ile ilgili bölüm değil mi?
notlarıma bakıp bir şeyler söyleyebilirim
notlarıma bakıp bir şeyler söyleyebilirim
- mea maxima culpa (16.08.14 02:17:42)
1