[]
keyfimi nasıl yerine getirebilirim ?
tadımın kaçmasının sebebi şu:
yaz okulundan 3 ders alıyorum. hepsini aa ile geçmek niyetindeydim. gidişat da o yöndeydi fakat bir dersten 30 aldım. tanısanız hiç sevmeyeceğiniz, karaktersizin önde gideni bir hocamız var. her dönem ayrı pisliğinden dolayı birileriyle davalık oluyor. bu 30 aldığım sınav esnasında da öğrencilerden biriyle kavga ettiler. zaten geçirmeyeceği belliydi de... benim kağıdımın günahı ne:(
www.eksiduyuru.com eskiden böyle de bir sorum olmuştu hatta. canı kimseyi geçirmek istemezse kafasına göre sınav falan iptal ediyor.
nasıl toparlayayım moralimi? ne yapayım, ne edeyim bir fikir... teşekkür ederim şimdiden.
yaz okulundan 3 ders alıyorum. hepsini aa ile geçmek niyetindeydim. gidişat da o yöndeydi fakat bir dersten 30 aldım. tanısanız hiç sevmeyeceğiniz, karaktersizin önde gideni bir hocamız var. her dönem ayrı pisliğinden dolayı birileriyle davalık oluyor. bu 30 aldığım sınav esnasında da öğrencilerden biriyle kavga ettiler. zaten geçirmeyeceği belliydi de... benim kağıdımın günahı ne:(
www.eksiduyuru.com eskiden böyle de bir sorum olmuştu hatta. canı kimseyi geçirmek istemezse kafasına göre sınav falan iptal ediyor.
nasıl toparlayayım moralimi? ne yapayım, ne edeyim bir fikir... teşekkür ederim şimdiden.
mutsuzluğa sebep olan şeyi değiştirme imkanınız varsa değiştirin ya da en azından uğraşın. eğer elinizden birşey gelmiyorsa dersten kalmak dediğiniz şeyin olabilirliğini kabul edin. hakkında fazla düşünmemek için kendinizi herhangi birşeyle oyalayın.
- ramsesseum (08.08.14 13:19:04)
olaya farklı bir açıdan bakarak getirebilirsin.
öyle bir hoca tanımış olduğun için kendini şanslı sayarsın. öyle hocaları tanımazsan, iyi hocaların kıymetini nası anlayacaksın?
öyle bir kişinin çocuğu olmadığın için kendini şanslı sayarsın.
ileride öyle bir kişi olmayacağından adın gibi emin olduğun için de kendini şanslı sayarsın ve yüzüne geniş bir gülümseme yayılır. için mutluluk dolar.
öyle bir hoca tanımış olduğun için kendini şanslı sayarsın. öyle hocaları tanımazsan, iyi hocaların kıymetini nası anlayacaksın?
öyle bir kişinin çocuğu olmadığın için kendini şanslı sayarsın.
ileride öyle bir kişi olmayacağından adın gibi emin olduğun için de kendini şanslı sayarsın ve yüzüne geniş bir gülümseme yayılır. için mutluluk dolar.
- compadrito (08.08.14 13:25:19)
bence sorunu çözmeye çalışsan moralin düzelir -e mutlu da olursun haliyle-
bence gidip hocayla kibarca, anlayışlı olarak konuş -yalnız giderken olabildiğince iyi bir ruh hali içinde ol, başına gelebilecek her şeyi çekebilecek durumda ol, yani kendi ruh halini anca kendin değiştirebilirsin sonuçta- hocayla git yumuşak yumuşak konuş, empati kur -bu önemli- yani "kurulmaz!" deme, o empatiyi kur, empati kurduğunu hissederse -bu bilinçaltı bir histir, bilinçüstü değil, yani farkında olmadan bunu hisseder karşı taraf- zaten sorun yok, belki bir derdi vardır seninle paylaşır, belki bir şekilde senin suçsuz günahsız olduğun durum için de çözüm üretebilirsiniz. en önemlisi empati kurduğunu değil ama "onu anladığını" hissettir ki bu da direkt olarak "sizi anlıyorum" demektir -kesinlikle herhangi bir beyanına karşılık "haklısınız" deme, "haklısınız" denilebilecek en kötü sözdür, karşı tarafa "üste çıkma hakkı" verir gereksiz ve haksız yere -amma da çok hak dedim ya la!- neyse, örnek diyalog veriyorum:
- hocam merhaba nasılsınız?
*hoca ters bir tavırla* - nasıl olalım kırmızı, sizlerle uğraşıyoruz! *bol bol kinaye serpiştirir hoca*
- anlıyorum, öğrencilerle uğraşmak zordur eminim, tabi çektiğiniz sıkıntıyı gene de tam olarak idrak edemem, ama benim annem de -burada salla artık bir aile üyesi- emekli öğretmen, yıllarca çok uğraştı öğrencileri ile, ama şimdi gelip "hocam sizin sayenizde iyi yerlere geldik" diyenler oluyor, bu da annemi çok mutlu ediyor. "o kadar sıkıntı çektiğime değdi" diyor.
işte bu noktada sen hocada bir "nokta" oluşturmuş oluyorsun. hem empati kuruyorsun, bunu da "sezdiriyorsun" hem de karşı tarafı yumuşatmış oluyorsun, hoşgörüsünü geri kazandırmış oluyorsun kendisine, hem de daha anlayışlı bir yöne "iteliyorsun" kendisini.
önceki duyurunu da şimdi okudum, bak arkadaşlarınla bu konuyu konuş, konuşarak ikna edin hocanızı. muhtemelen hocanız sevgisiz büyümüş ya da böyle olumsuz bir şeyler yaşamış bir insan. siz ona sevgi gösterirseniz, aslında düşüncesini ters yönde çevirebilir. belki de özel hayatında bir sorunu var ve onu çözmeye çalışıyor -böyle hocalarım vardı- ve sizden çıkarıyor acısını. yani kendisinin pisliğine düşmeyin, derim. be çoğumuz düz adamız, std insanlarız, o yüzden biraz sevgi gösterince normale dönmeyen insan az -tabi aşırı manyaksa bilemiyorum, ama sanmıyorum da-
ayrıca, hocanın da sana empati duymasını sağla. ama tabi sen ilk empatiyi ona gösterdikten sonra. insanlar genelde "vermeden alma" eğilimden olduğu için, çoğu insan "empati göstermeden empati beklemek" hatasına düşüyor. bunu yapma. önce sen onu anla, hatta tüm sınıf gidin, hocanızla tatlı tatlı konuşun. baktınız yola gelmiyor, işte o zaman siktir edersiniz. o noktadan sonra yapılacak bir şey yok. ama giderken öyle şeker çikolata felan götürmeyin, bu sefer de yağcılık yaptığınızı ve çıkar için hareket ettiğinizi düşünür. siz çıkar için hareket etmeyin zaten, odasına giderken "bir insanı anlamak" amacıyla gidin, yani derdiniz not olmasın. cidden olmasın. tamamen dürüst, açık ve şeffaf olun, onu anlamaya çalışın, derdi neyse destek olmaya çalışın. sonrasında zaten ne not düşüneceksiniz ne de düşüneceğiniz kadar düşük notlarınız olacak. özetle, su yolunu bulacak.
kısacası, sen anca sorununu çözersen moralini düzeltebilirsin.
bence gidip hocayla kibarca, anlayışlı olarak konuş -yalnız giderken olabildiğince iyi bir ruh hali içinde ol, başına gelebilecek her şeyi çekebilecek durumda ol, yani kendi ruh halini anca kendin değiştirebilirsin sonuçta- hocayla git yumuşak yumuşak konuş, empati kur -bu önemli- yani "kurulmaz!" deme, o empatiyi kur, empati kurduğunu hissederse -bu bilinçaltı bir histir, bilinçüstü değil, yani farkında olmadan bunu hisseder karşı taraf- zaten sorun yok, belki bir derdi vardır seninle paylaşır, belki bir şekilde senin suçsuz günahsız olduğun durum için de çözüm üretebilirsiniz. en önemlisi empati kurduğunu değil ama "onu anladığını" hissettir ki bu da direkt olarak "sizi anlıyorum" demektir -kesinlikle herhangi bir beyanına karşılık "haklısınız" deme, "haklısınız" denilebilecek en kötü sözdür, karşı tarafa "üste çıkma hakkı" verir gereksiz ve haksız yere -amma da çok hak dedim ya la!- neyse, örnek diyalog veriyorum:
- hocam merhaba nasılsınız?
*hoca ters bir tavırla* - nasıl olalım kırmızı, sizlerle uğraşıyoruz! *bol bol kinaye serpiştirir hoca*
- anlıyorum, öğrencilerle uğraşmak zordur eminim, tabi çektiğiniz sıkıntıyı gene de tam olarak idrak edemem, ama benim annem de -burada salla artık bir aile üyesi- emekli öğretmen, yıllarca çok uğraştı öğrencileri ile, ama şimdi gelip "hocam sizin sayenizde iyi yerlere geldik" diyenler oluyor, bu da annemi çok mutlu ediyor. "o kadar sıkıntı çektiğime değdi" diyor.
işte bu noktada sen hocada bir "nokta" oluşturmuş oluyorsun. hem empati kuruyorsun, bunu da "sezdiriyorsun" hem de karşı tarafı yumuşatmış oluyorsun, hoşgörüsünü geri kazandırmış oluyorsun kendisine, hem de daha anlayışlı bir yöne "iteliyorsun" kendisini.
önceki duyurunu da şimdi okudum, bak arkadaşlarınla bu konuyu konuş, konuşarak ikna edin hocanızı. muhtemelen hocanız sevgisiz büyümüş ya da böyle olumsuz bir şeyler yaşamış bir insan. siz ona sevgi gösterirseniz, aslında düşüncesini ters yönde çevirebilir. belki de özel hayatında bir sorunu var ve onu çözmeye çalışıyor -böyle hocalarım vardı- ve sizden çıkarıyor acısını. yani kendisinin pisliğine düşmeyin, derim. be çoğumuz düz adamız, std insanlarız, o yüzden biraz sevgi gösterince normale dönmeyen insan az -tabi aşırı manyaksa bilemiyorum, ama sanmıyorum da-
ayrıca, hocanın da sana empati duymasını sağla. ama tabi sen ilk empatiyi ona gösterdikten sonra. insanlar genelde "vermeden alma" eğilimden olduğu için, çoğu insan "empati göstermeden empati beklemek" hatasına düşüyor. bunu yapma. önce sen onu anla, hatta tüm sınıf gidin, hocanızla tatlı tatlı konuşun. baktınız yola gelmiyor, işte o zaman siktir edersiniz. o noktadan sonra yapılacak bir şey yok. ama giderken öyle şeker çikolata felan götürmeyin, bu sefer de yağcılık yaptığınızı ve çıkar için hareket ettiğinizi düşünür. siz çıkar için hareket etmeyin zaten, odasına giderken "bir insanı anlamak" amacıyla gidin, yani derdiniz not olmasın. cidden olmasın. tamamen dürüst, açık ve şeffaf olun, onu anlamaya çalışın, derdi neyse destek olmaya çalışın. sonrasında zaten ne not düşüneceksiniz ne de düşüneceğiniz kadar düşük notlarınız olacak. özetle, su yolunu bulacak.
kısacası, sen anca sorununu çözersen moralini düzeltebilirsin.
- pasp (08.08.14 14:51:42)
1