[]
avrupa'da yaşayan insanlar
böyle videolardan denk geliyorum da adamlar çok rahat.
böyle bizdeki gibi kendini kasma, trip atma, çok bilmişlik taslama falan yok.
adamlar koymuş salmış gitmiş gibi.
avrupa'da epey bir süre yaşamış birileri türk halkı ile olan farklılıklarını biraz anlatabilir mi?
salın gitsin bakalım. daha gidemedik avrupa'ya..kısmetse 5-6 yıl sonra bir paris, londra, venedik yaparız.
böyle bizdeki gibi kendini kasma, trip atma, çok bilmişlik taslama falan yok.
adamlar koymuş salmış gitmiş gibi.
avrupa'da epey bir süre yaşamış birileri türk halkı ile olan farklılıklarını biraz anlatabilir mi?
salın gitsin bakalım. daha gidemedik avrupa'ya..kısmetse 5-6 yıl sonra bir paris, londra, venedik yaparız.
İspanya'da yaşadım bir süre. En temel fark herkesin yüzünün gülmesi ve herkesin birbirine selam vermesi idi. Bunu yaparken de ezberden değil, samimi bir şekilde yapıyorlardı. Burada asansörde birilerine Günaydın dediğimde içten bir "Günaydın" azınlıktan çıkıyor.
O rahatlığı ben de çok seviyordum. Diyelim bir kişi kız arkadaşı ile buluşacak, buradaki gömlek+ayakkabı gibi ciddi şeyler yoktu, t-shirt, şort, parmak arası terlik ve tamam. Aynı şekilde kızlar da gayet üstüne geçirdiği ile dolanıyordu.
Ama şunu unutmamak gerek, kızlı erkekli çok bakımlıydılar. Sürekli spor yapıyorlardı zaten. Gerçi spor yapmak için gerekli altyapı ve ortam kolay bulunuyordu. Orada olunca spor yapmamak özel bir hımbıllık isterdi.
Her daim neşe vardı ortalıkta. Bir gün tramvayda kızın biri yüksek sesle müzik dinliyordu. Kulaklığından 3-4 kişi dinleyebiliyordu (İspanyollar zaten ekstra gürültücü, orada olduğum dönemde çok kafam şişti). Birden karşısındaki mi, yanındaki mi dinlediği şarkıyı söylemeye başladı. Peşinden onun yanındaki söylemeye başladı. Derken tüm tramvaya yayıldı, hep birlikte şarkıyı söylediler. Birine güldüğün zaman karşılıksız kalmıyordu, hemen muhabbet başlıyordu. Yolda canın sıkıntılı ise şarkı söyleyerek dans ederek gidebiliyordun, karşındakinin keyfi yerindeyse o da sana eşlik edebiliyordu.
Sevmediğim kısmı ise yolda işemekti. Diyelim biriyle dışarıdasın, kalabalıksınız hatta. Cafe gibi değil de park gibi bir yerlerdesin. Gruptan birinin çişi geldiğinde açıp/çıkarıp oraya yapıyordu. Bir yandan da muhabbeti bozmuyor, şarıl şarıl gönderiyor alttan. Ona alışamadım hiç.
Edit: Bu kadar neşe, samimiyet var ama kibarlık açısından "Lütfen" ve teşekkür etme hemen hemen hiç yok. O konuda aynı dili konuşan Latinler ezer geçer. Delice küfürlü konuşurlar. İki profesörün yolda "N'aber lan g*t" diye konuştuğu çok sık olur. Noktalama işareti olarak küfür kullanıyorlar.
O rahatlığı ben de çok seviyordum. Diyelim bir kişi kız arkadaşı ile buluşacak, buradaki gömlek+ayakkabı gibi ciddi şeyler yoktu, t-shirt, şort, parmak arası terlik ve tamam. Aynı şekilde kızlar da gayet üstüne geçirdiği ile dolanıyordu.
Ama şunu unutmamak gerek, kızlı erkekli çok bakımlıydılar. Sürekli spor yapıyorlardı zaten. Gerçi spor yapmak için gerekli altyapı ve ortam kolay bulunuyordu. Orada olunca spor yapmamak özel bir hımbıllık isterdi.
Her daim neşe vardı ortalıkta. Bir gün tramvayda kızın biri yüksek sesle müzik dinliyordu. Kulaklığından 3-4 kişi dinleyebiliyordu (İspanyollar zaten ekstra gürültücü, orada olduğum dönemde çok kafam şişti). Birden karşısındaki mi, yanındaki mi dinlediği şarkıyı söylemeye başladı. Peşinden onun yanındaki söylemeye başladı. Derken tüm tramvaya yayıldı, hep birlikte şarkıyı söylediler. Birine güldüğün zaman karşılıksız kalmıyordu, hemen muhabbet başlıyordu. Yolda canın sıkıntılı ise şarkı söyleyerek dans ederek gidebiliyordun, karşındakinin keyfi yerindeyse o da sana eşlik edebiliyordu.
Sevmediğim kısmı ise yolda işemekti. Diyelim biriyle dışarıdasın, kalabalıksınız hatta. Cafe gibi değil de park gibi bir yerlerdesin. Gruptan birinin çişi geldiğinde açıp/çıkarıp oraya yapıyordu. Bir yandan da muhabbeti bozmuyor, şarıl şarıl gönderiyor alttan. Ona alışamadım hiç.
Edit: Bu kadar neşe, samimiyet var ama kibarlık açısından "Lütfen" ve teşekkür etme hemen hemen hiç yok. O konuda aynı dili konuşan Latinler ezer geçer. Delice küfürlü konuşurlar. İki profesörün yolda "N'aber lan g*t" diye konuştuğu çok sık olur. Noktalama işareti olarak küfür kullanıyorlar.
- aychovsky (25.06.14 14:20:59 ~ 14:46:09)
fransa'dan ornek vereyim, 3 yildir buradayim. daha simdiye kadar hic bir isi adam gibi zamanli yaptiklarini gormedim. belki bana bu kadar sikinti yaratmasinin sebebi fransa'ya gelmeden once 14 yil amerika'da yasamis olmamdir. amerika'da hersey prosedurlu yapilir, her konuda profesyonel yaklasim oldugu halde insana deger verilir, hele ki devlet dairesiyse ya da sen para veren musteri isen kralsindir. fransa'da ise bir bosvermislik var ne is olursa olsun. devlet dairesine gidersin is sakiz gibi uzar, dokumanlar kaybedilir, hesaplar yanlis yapilir. internetten bir sey ismarlarsin 6 ay gelmez, bir de daha pismis pismis "siz mali almissiniz" diye sizi asagilarlar.
kendini kasma konusunda ise hem yanlis hem dogru dusunuyorsun. herhangi bir isi olan her fransiz muhakkak isi hakkinda kendini kasacak ve yaptiginin cok onemli ve vazgecilmez olacagini dusunecektir. ama yapmadigi bir sey uzerinden bilmislik taslamaz. kizlari trip atmaz, erkekleri de trip atmaz ama yine de insan iliskileri cok daha yakindir amerika'dakinden, turkiye'ye yakindir yani.
su 3 yilda turk halkindan farkini cozebilmis degilim aslinda. amerika'da insanlar kesinlikle birbirine laf atmaz, kavgadan mumkun oldugunca cekinir; cunku diger insanda silah olabilir, olmasa da kavga ettigi anda kendi de hapse girer, ceza yer vs. fransa'da trafikte, alisveriste, ne bileyim, parkta vs her yerde herkesle kavga edebilirsin, karsilikli sizli bizli asagilama yasayabilirsin, cok normal. turkiye'deki gibi eline emaneti alip suru halinde insana dalma yoktur ama. turkiye'dekinden cok daha guvenli bir sekilde sinir bozabilirsin, o yuzden fransizlar sinir bozar. sinir bozmasa da her yerde her sekilde agresif bir bicimde arkadas arasinda fikir beyan edebilir, kavga ediyormus gibi gozukup sonra laf bittiginde gulup sakalasabilir.
sunu da eklemem lazim, avrupanin her ulkesi, hatta o ulkenin her bolgesinde insanlar farkli olacaktir. baya etnik ve kulturel ayriklik var.
kendini kasma konusunda ise hem yanlis hem dogru dusunuyorsun. herhangi bir isi olan her fransiz muhakkak isi hakkinda kendini kasacak ve yaptiginin cok onemli ve vazgecilmez olacagini dusunecektir. ama yapmadigi bir sey uzerinden bilmislik taslamaz. kizlari trip atmaz, erkekleri de trip atmaz ama yine de insan iliskileri cok daha yakindir amerika'dakinden, turkiye'ye yakindir yani.
su 3 yilda turk halkindan farkini cozebilmis degilim aslinda. amerika'da insanlar kesinlikle birbirine laf atmaz, kavgadan mumkun oldugunca cekinir; cunku diger insanda silah olabilir, olmasa da kavga ettigi anda kendi de hapse girer, ceza yer vs. fransa'da trafikte, alisveriste, ne bileyim, parkta vs her yerde herkesle kavga edebilirsin, karsilikli sizli bizli asagilama yasayabilirsin, cok normal. turkiye'deki gibi eline emaneti alip suru halinde insana dalma yoktur ama. turkiye'dekinden cok daha guvenli bir sekilde sinir bozabilirsin, o yuzden fransizlar sinir bozar. sinir bozmasa da her yerde her sekilde agresif bir bicimde arkadas arasinda fikir beyan edebilir, kavga ediyormus gibi gozukup sonra laf bittiginde gulup sakalasabilir.
sunu da eklemem lazim, avrupanin her ulkesi, hatta o ulkenin her bolgesinde insanlar farkli olacaktir. baya etnik ve kulturel ayriklik var.
- beriberi (25.06.14 14:22:54 ~ 14:25:45)
ingiltere ;
herkes çok güleryüzlü. selam veriyorlar gördükleri heryerde ayrıca sürekli bi excuse me, sorry olayı var. adamların bi suçu olmamasına rağmen sorry diyolar. asdfdf. bi mağazada gömleğe çarpıp düşüren bi kadın vardı. gömlekten bildiğin özür diledi. göz göze geldik, güldük filan.
herşey düzenli. öğle yemeği, cuma gezmesi filan.
sevmediğim nokta : her olayda birbirlerine kart gönderiyorlar. mesela komşu köpek alıyo. adam gidip kart yazıyor işte yeni köpeğiniz hayırlı olsun diye.
herkes çok güleryüzlü. selam veriyorlar gördükleri heryerde ayrıca sürekli bi excuse me, sorry olayı var. adamların bi suçu olmamasına rağmen sorry diyolar. asdfdf. bi mağazada gömleğe çarpıp düşüren bi kadın vardı. gömlekten bildiğin özür diledi. göz göze geldik, güldük filan.
herşey düzenli. öğle yemeği, cuma gezmesi filan.
sevmediğim nokta : her olayda birbirlerine kart gönderiyorlar. mesela komşu köpek alıyo. adam gidip kart yazıyor işte yeni köpeğiniz hayırlı olsun diye.
- allanpoe (25.06.14 14:40:58)
1