[]
Biraz karışık..
Merhaba değerli arkadaşlar.
İçinden çıkamadığım bazı durumlar var. Sizin de yorumlarınızı almak isterim:
29 yaşındayım. Mühendisim, yönetim biriminde çalışmaktayım ve hatrı sayılacak bir miktarda maaş alıyorum.
Yalnız mühendisliğe (henüz körpecik karar veremeyecek yaşlardayken) babamın seçimi sonucunda yerleşmiş ve özel bir üniversiteyi fazla uzatmadan bitirmiş oldum. Fakat hayatım boyunca mutlu olduğum ve hala da yaparken kendimden geçtiğim şey, sanat işleri ile uğraşmak. Müzik olsun, çizim olsun tasarım olsun hepsini yaparken harika hissediyorum.
Bunu daha okulun ilk senesinde belirtmeme rağmen okulunu bitir hadi az kaldı onu hobi olarak yaparsın; sanatla uğraşanlar çok kazanmıyor; geleceğini düşün çoluğun çocuğun olacak.. vb. tarzında konuşmalar oldu ve ne yazık ki karşı çıkamadık baskılara.
Ama 2013'te bütün haftasonlarımı feda ederek bir resim kursuna gittim (ki temelim vardı), ygs ye girdim ve Mimar Sinan GSÜ'de çok iyi bir bölümü kazandım. Kayıt da oldum ama çalıştığım için okula gidemiyorum.
Tekrar öğrenci olmak için işi gücü bırakıp babamdan bu yaşta harçlık almak da imkansız geliyor.
İşler bu şekle gelince evdekiler yeteneğim olduğunu sonunda anladılar, gururla bahsediyorlar falan ama iş işten geçti artık. 29 yaşımdayım, nişanlıyım, yakında evlenicem ama en çok hayalini kurduğum şeylerden birini yapamıyorum. Bu yüzden hayatımın geri kalanını mutsuz geçireceğim diye korkuyorum.
İnsanlara bunu anlattığımda ilk önce "ya bırak herşeyi hayalinin peşinde koş" diyorlar ama işin ucunda evlilik olunca geri adım atıyorlar.
Siz olsanız ne yapardınız? (Gerçekçi olalım lütfen)
İçinden çıkamadığım bazı durumlar var. Sizin de yorumlarınızı almak isterim:
29 yaşındayım. Mühendisim, yönetim biriminde çalışmaktayım ve hatrı sayılacak bir miktarda maaş alıyorum.
Yalnız mühendisliğe (henüz körpecik karar veremeyecek yaşlardayken) babamın seçimi sonucunda yerleşmiş ve özel bir üniversiteyi fazla uzatmadan bitirmiş oldum. Fakat hayatım boyunca mutlu olduğum ve hala da yaparken kendimden geçtiğim şey, sanat işleri ile uğraşmak. Müzik olsun, çizim olsun tasarım olsun hepsini yaparken harika hissediyorum.
Bunu daha okulun ilk senesinde belirtmeme rağmen okulunu bitir hadi az kaldı onu hobi olarak yaparsın; sanatla uğraşanlar çok kazanmıyor; geleceğini düşün çoluğun çocuğun olacak.. vb. tarzında konuşmalar oldu ve ne yazık ki karşı çıkamadık baskılara.
Ama 2013'te bütün haftasonlarımı feda ederek bir resim kursuna gittim (ki temelim vardı), ygs ye girdim ve Mimar Sinan GSÜ'de çok iyi bir bölümü kazandım. Kayıt da oldum ama çalıştığım için okula gidemiyorum.
Tekrar öğrenci olmak için işi gücü bırakıp babamdan bu yaşta harçlık almak da imkansız geliyor.
İşler bu şekle gelince evdekiler yeteneğim olduğunu sonunda anladılar, gururla bahsediyorlar falan ama iş işten geçti artık. 29 yaşımdayım, nişanlıyım, yakında evlenicem ama en çok hayalini kurduğum şeylerden birini yapamıyorum. Bu yüzden hayatımın geri kalanını mutsuz geçireceğim diye korkuyorum.
İnsanlara bunu anlattığımda ilk önce "ya bırak herşeyi hayalinin peşinde koş" diyorlar ama işin ucunda evlilik olunca geri adım atıyorlar.
Siz olsanız ne yapardınız? (Gerçekçi olalım lütfen)
Mühendisliğin tasarım kısmına yönelsen?
İşini bırakmanı tavsiye etmem, hayallere yönelme güzel ama hem evlilik hemde iş ve maaş varken çok büyük kumar olur.
İşini bırakmanı tavsiye etmem, hayallere yönelme güzel ama hem evlilik hemde iş ve maaş varken çok büyük kumar olur.
- efrasiyab87 (04.02.14 13:36:25)
güzel sanatlardan yüksek lisans yap. yl yapacağın bölümü de mühendislikle bağdaştırabileceğin bir alandan seç (endüstriyel tasarım, dizayn vs.)
- yemrem (04.02.14 13:42:42)
Evlenme ve hayallerinin peşinden koş. Nişanlın seni gerçekten seviyorsa, hayallerini gerçekleştirmen için destek olmak isteyecektir diye düşünüyorum, çünkü hem iş hem hem evlilik hem de okul imkansız. Eğitim sevgili için ertelenmez, sonu çok büyük pişmanlık olur. Babama yük olmak istemiyorum demişsin, belki serbest zamanlı bir iş bulursun, en azından okula alışana kadar. Ama evlenme ve üniversite oku, neyi seviyorsan onu yap. Yarın bi gün boşanırsan nolucak? hem karın, hem hayallerin gitmiş olucak elinden.
- ttteeeettt@mynet.com (04.02.14 13:43:55)
İkinci öğretim tarzı bir şey olmuyor mu sanat okullarında? Bir de üniversite eğitimi almadan yapamaz mısın bu işi?
- arnold schwarzeneger (04.02.14 13:45:42)
@efrasiyab87 söylemeyi unutmuşum, 3D animasyonlarla ilgili bir okula gitmeyi planlıyorum ama onun için de özel üniversite ücreti gibi bir şey istediler, biraz zaman ve para biriktirmem gerekiyor o iş için.
@yemrem yukarıda bahsettiğim okul yüksek lisans gibi bir eğitim veriyor.
@tteeettt hayallerimin peşinde koşmam için destekliyor tabi ki ama beklemek de istemiyoruz artık. 4 sene boyunca beni bekle diyemem, onun da hayalleri var. Bencillik yapamam o kadar.
@arnold ikinci öğretim yok ne yazık ki. Üniversite eğitimi olmadan haldır haldır başvuruyorum her yere ama mühendis ne alaka grafik tasarımla deyip almıyorlar. Dövme işi için çabalıyorum onda da tecrübem yok, silikon pede çalışıyorum. duyuruya yazdım bedava yaparım gelin diye, kimse ciddi şekilde oralı olmadı.
@yemrem yukarıda bahsettiğim okul yüksek lisans gibi bir eğitim veriyor.
@tteeettt hayallerimin peşinde koşmam için destekliyor tabi ki ama beklemek de istemiyoruz artık. 4 sene boyunca beni bekle diyemem, onun da hayalleri var. Bencillik yapamam o kadar.
@arnold ikinci öğretim yok ne yazık ki. Üniversite eğitimi olmadan haldır haldır başvuruyorum her yere ama mühendis ne alaka grafik tasarımla deyip almıyorlar. Dövme işi için çabalıyorum onda da tecrübem yok, silikon pede çalışıyorum. duyuruya yazdım bedava yaparım gelin diye, kimse ciddi şekilde oralı olmadı.
- safepassage (04.02.14 14:51:31)
yl yapın dememdeki en önemli etkenlerden biri genelde yl derslerinin haftasonu veya akşam saatlerinde yapılması, böylelikle hem işinize devam edebilirsiniz hem de akşamları veya haftasonu derslerinize devam edebilirsiniz.
- yemrem (04.02.14 15:15:16)
Yaş 33, orta okul mezunuyum ve yazılımcıyım, yaklaşık olarak 10 küsür senedir yazılımla ilgileniyorum, yalnız yaşıyorum ve işimi çok seviyorum, hani yazılımcılar asosyal, kilolu ve sivilceli suratlı garip insanlar olarak tarif edilir ya, işte o benim (kilolu değilim sadece), bir kaç sene öncesine kadar işim hakkımda söyleyebileceğim tek şey ben işime aşığım olurdu.
Şimdiye kadar tesisatçılıkdan, kantin işletmeciliğine, demircilikden, bulaşıkçılığa kadar pek çok farklı iş yaptım (16 yaşında çalışmaya başladığımı düşünürsen), sevdiklerimde oldu sevmediklerimde, yorulduklarımda oldu yorulmadıklarımda, çok kazandıklarımda oldu az kazandıklarımda. bu pek çok farklı işi yaparken bazılarında benim burada ne işim var lan dediğim de oldu ancak bu gün geriye dönüp baktığım yaptığım her işi iyiki yapmışım diyebiliyorum ve bu pek çok farklı iş alanından en uzun zamanı sevdiğim işi yaparak geçirdim. (10 seneden fazla)
Aşağıda yazdıklarım senin hayatını kökten etkileyebilecek bir kararı vermende yardımcı olmak amacını taşımamaktadır, hiç kimsenin böyle bir sorumluluğu alabileceğini düşünmüyorum, amacım eğer sevdiğin işi yapmayı seçersen bu işi yaparken başına gelebilecek hadiselere karşı dikkat etmeni sağlamakdır.
Ana fikir; Sevdiğin işi yapmak veya yapmamak hayatının geri kalanın da mutsuz olmana neden olmaz, hangi yolu seçersen seç her zaman pişmanlık duyacağın, tıpkı sevmediğin işi öfleyerek pöfleyerek yaptığın gibi, sevdiğin işi de öfleyerek pöfleyerek yapacağın zamanların olacaktır.
Bunca senedir hep işini severek yapan adam hiç çalışmamış demektir, işini severek yaparsan başarılı olursun temalı yazılar okuduk, hikayeler dinledik ve bir yere kadar bunlar doğru ancak başarı veya hiç çalışmamış olmak mutluluk değildir, para, başarı, övgü; götünü kaldıran birer yalandan ibaretdir.
İlk yazılımlarımı üretmeye başladığımda en yakın ve en çok destek olan arkadaşım "bu işi çok seviyorsun oku müh. ol, başka bişi yap bu işi de hobi olarak yap, mutsuz olursun" demişti siktir lan dedim. (günün sonunda benim için haksız sayılmaz dediği)
Bir kaç sene öncesinde kuzenimin eşinin abim gibi seviyorum dediği biri ile tanıştım 15 senedir aynı şirketde aynı işi yapan biri, bunca senelik iş hayatımda 1 seneden daha fazla aynı yerde çalışamadım, senin sırrın ne dedim, işimden nefret ediyorum dedi, geliri de gayet iyi biriydi.
Yukarıdakiler başkalarından örneklerdi, kendi hayatımdan edindiğim tecrübeye göre ise;
1) sevdiğin şeyi yapmak hırslandırır, eşinle tartıştığında uzaklaşmak için kullanacağın şey işin olacaktır, bu seni eşinden çoluğundan çocuğundan daha da uzaklaştıracaktır.
2) sevdiğin şeyi yapmak için daha fazla zaman ayıracaksın, eşinle sinemaya gitmek parka gitmek ve hatta sevişmek yerine elinde kalem çizmeyi tercih edeceksin, övünecek gururlanacaksın.
3) İdeallerini uygulayabileceğin yerlerde çalışamayacaksın, çalıştığın yerlerin ideallere değil nakit akışına ihtiyacı olacak bu seni rahatsız edecek, problemlere neden olacak (ayda 1.5 milyon$ ciro yapan patronuma bu kadar para var, kaynak var neden doğru düzgün işler yapıp teknoloji geliştirmiyoruz dediğimde ben youtube yapmak istemiyorum, youtube'dan para kazanmak istiyorum dediydi misalen)
4) işin her zaman sığınabileceğin bir limanın olacak dolayısı ile fevri davranışlar sergileyebilme özgürlüğün olacak, sikerim böyle aşkın ızdırabını lan diyip çekip gideceksin, problemler ile ilgilenmek yerine işini tercih edeceksin (çünkü sevdiğin bişi) evdeki huzurun bozulacak, (para kazanıyor olablirsin bu süre içerisinde)
Buraya kadar sevdiğin işi yaparsan yan basarsın mesajını aldın değil mi? aslında değil, çünkü:
Yukarıda yer alan her bir maddenin içeriği sadece ve sadece sevdiğin işi yaptığın, diğer şeylerle ilgilenmeyi bıraktığında yan bastığın ile ilgili. Sevdiğin işi diğer öğelerin içerisine kattığında veya başka şeyleri de sevmeye devam ettiğinde durum değişiyor. (hobi diyorlar ya onlar işte)
Sevdiğin işi yalın olarak görme, ya onu yan öğelerle besle (diğer disiplinlerden alımlar yap), yada mühendisliğine katık yap, her iki alandada farklılaş. böylece her şeye eşit mesafede durabilir ve ilgilenebilirsin.
Her ne kadar hayatımızın en uzun zamanını çalışarak geçiriyor olsak da, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde konuştuğumuz şeyler işimizin dışında ki konular olduğunu hiç bir zaman unutma, hayat sadece işin değildir, hayat eşin, ailen, çocukların, arkadaşların ve kendinle ilgilenerek geçirdiğin zamandır, kısaca; dokunabildiğin insanların toplamı = hayat. Mutluluk ise geçirdiğin zamanın kalitesi/inceliği/güzelliğinde gizlidir.
Şimdiye kadar tesisatçılıkdan, kantin işletmeciliğine, demircilikden, bulaşıkçılığa kadar pek çok farklı iş yaptım (16 yaşında çalışmaya başladığımı düşünürsen), sevdiklerimde oldu sevmediklerimde, yorulduklarımda oldu yorulmadıklarımda, çok kazandıklarımda oldu az kazandıklarımda. bu pek çok farklı işi yaparken bazılarında benim burada ne işim var lan dediğim de oldu ancak bu gün geriye dönüp baktığım yaptığım her işi iyiki yapmışım diyebiliyorum ve bu pek çok farklı iş alanından en uzun zamanı sevdiğim işi yaparak geçirdim. (10 seneden fazla)
Aşağıda yazdıklarım senin hayatını kökten etkileyebilecek bir kararı vermende yardımcı olmak amacını taşımamaktadır, hiç kimsenin böyle bir sorumluluğu alabileceğini düşünmüyorum, amacım eğer sevdiğin işi yapmayı seçersen bu işi yaparken başına gelebilecek hadiselere karşı dikkat etmeni sağlamakdır.
Ana fikir; Sevdiğin işi yapmak veya yapmamak hayatının geri kalanın da mutsuz olmana neden olmaz, hangi yolu seçersen seç her zaman pişmanlık duyacağın, tıpkı sevmediğin işi öfleyerek pöfleyerek yaptığın gibi, sevdiğin işi de öfleyerek pöfleyerek yapacağın zamanların olacaktır.
Bunca senedir hep işini severek yapan adam hiç çalışmamış demektir, işini severek yaparsan başarılı olursun temalı yazılar okuduk, hikayeler dinledik ve bir yere kadar bunlar doğru ancak başarı veya hiç çalışmamış olmak mutluluk değildir, para, başarı, övgü; götünü kaldıran birer yalandan ibaretdir.
İlk yazılımlarımı üretmeye başladığımda en yakın ve en çok destek olan arkadaşım "bu işi çok seviyorsun oku müh. ol, başka bişi yap bu işi de hobi olarak yap, mutsuz olursun" demişti siktir lan dedim. (günün sonunda benim için haksız sayılmaz dediği)
Bir kaç sene öncesinde kuzenimin eşinin abim gibi seviyorum dediği biri ile tanıştım 15 senedir aynı şirketde aynı işi yapan biri, bunca senelik iş hayatımda 1 seneden daha fazla aynı yerde çalışamadım, senin sırrın ne dedim, işimden nefret ediyorum dedi, geliri de gayet iyi biriydi.
Yukarıdakiler başkalarından örneklerdi, kendi hayatımdan edindiğim tecrübeye göre ise;
1) sevdiğin şeyi yapmak hırslandırır, eşinle tartıştığında uzaklaşmak için kullanacağın şey işin olacaktır, bu seni eşinden çoluğundan çocuğundan daha da uzaklaştıracaktır.
2) sevdiğin şeyi yapmak için daha fazla zaman ayıracaksın, eşinle sinemaya gitmek parka gitmek ve hatta sevişmek yerine elinde kalem çizmeyi tercih edeceksin, övünecek gururlanacaksın.
3) İdeallerini uygulayabileceğin yerlerde çalışamayacaksın, çalıştığın yerlerin ideallere değil nakit akışına ihtiyacı olacak bu seni rahatsız edecek, problemlere neden olacak (ayda 1.5 milyon$ ciro yapan patronuma bu kadar para var, kaynak var neden doğru düzgün işler yapıp teknoloji geliştirmiyoruz dediğimde ben youtube yapmak istemiyorum, youtube'dan para kazanmak istiyorum dediydi misalen)
4) işin her zaman sığınabileceğin bir limanın olacak dolayısı ile fevri davranışlar sergileyebilme özgürlüğün olacak, sikerim böyle aşkın ızdırabını lan diyip çekip gideceksin, problemler ile ilgilenmek yerine işini tercih edeceksin (çünkü sevdiğin bişi) evdeki huzurun bozulacak, (para kazanıyor olablirsin bu süre içerisinde)
Buraya kadar sevdiğin işi yaparsan yan basarsın mesajını aldın değil mi? aslında değil, çünkü:
Yukarıda yer alan her bir maddenin içeriği sadece ve sadece sevdiğin işi yaptığın, diğer şeylerle ilgilenmeyi bıraktığında yan bastığın ile ilgili. Sevdiğin işi diğer öğelerin içerisine kattığında veya başka şeyleri de sevmeye devam ettiğinde durum değişiyor. (hobi diyorlar ya onlar işte)
Sevdiğin işi yalın olarak görme, ya onu yan öğelerle besle (diğer disiplinlerden alımlar yap), yada mühendisliğine katık yap, her iki alandada farklılaş. böylece her şeye eşit mesafede durabilir ve ilgilenebilirsin.
Her ne kadar hayatımızın en uzun zamanını çalışarak geçiriyor olsak da, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde konuştuğumuz şeyler işimizin dışında ki konular olduğunu hiç bir zaman unutma, hayat sadece işin değildir, hayat eşin, ailen, çocukların, arkadaşların ve kendinle ilgilenerek geçirdiğin zamandır, kısaca; dokunabildiğin insanların toplamı = hayat. Mutluluk ise geçirdiğin zamanın kalitesi/inceliği/güzelliğinde gizlidir.
- selam (04.02.14 19:04:03)
neden yine bir özel üniversitenin güzel sanatlarına başvurup burslu okumayı düşünmüyorsun?
- soybean (05.02.14 10:54:46)
@soybean yaşım geçiyor. Ev geçindirmem lazım vs. bir sürü iş. Ayrıca özel üniversitelerle karşılaştırma yapılamayacak bir okul kazandım. üstelik ücretsiz.
- safepassage (06.02.14 14:18:36)
1