[]

osmanlı'da okuma yazma oranı

merhaba sözlük,

osmanlı'da okuma yazma oranına ilişkin kemalist ya da neo-osmanlı zırvası olmayan düzgün bir kaynak arıyorum. yardımcı olabilecek birisi çıkarsa çok sevinirim.

şimdiden teşekkürler.

 
şöyle bişey var, yazarından yola çıkarak farklı kaynaklara ulaşılabilir belki, bağımsız olarak zannediyorum ki istiklal marşı derneğinin bu konuda yazıp çizdiği bişeyler vardır mutlaka:

gizlenentarihimiz.blogspot.com.tr
  • dafaiss  (26.01.14 14:16:35 ~ 14:17:05) 
Efendim bildiğim kadarıyla bu oran bilinmiyor bilinmeme sebebi de böyle bir kaydın tutulmamış olması. Gelire dayalı bir nüfus kayıt sistemi olduğu için tam nüfus bile bilinmiyor. Dolayısıyla devletin işine yaramayan okuma oranıyla ilgili bir kayıt tutulmadığı düşünülüyor. Nitekim dediğim gibi bununla ilgili hiçbir kayıt da bulunamamış. Bunun kaynağını arıyorsanız da ben yardımcı olamam o konuda.


  • onexey  (26.01.14 14:45:33) 
kaynak bilmiyorum ama osmanlıdaki okuma yazma oranı aslında bu iki düşüncenin birleşimi.osmanlıda okuma yazma oranı düşüktü evet.ancak latin alfabesine geçilince osmanlı arşivi bi günde ıskartaya çıktı.o değişime ayak uydurulunamadı.


  • katusha  (26.01.14 14:46:29) 
dafaiss arkadaşımızın verdigi site tam bir neo-osmanlı yazısı. beyler adam yanlı olmayan bir kayank istiyor. ben kütüphanede göz gezdiririm. bulursam kaynak ismi paylaşırım.


  • limonlu eksi  (26.01.14 15:22:38 ~ 15:23:01) 
www.beyazportal.com

www.irfanerdogan.com

web.firat.edu.tr

www.haberturk.com

hakaretyokhakikatvar.wordpress.com

1927'de Türkiye'de okuryazarlık oranını %8.1 olarak veren sayım rakamları doğrulanmaya muhtaçtır. 1895 yılına ait Osmanlı istatistiklerinde Anadolu ve Rumeli'nde 5-10 yaş kız ve erkek İslam çocuk nüfusunun %57'si ilkokul öğrencisi gözükür (Devlet-i Aliye-i Osmaniyenin 1313 Senesine Mahsus İstatistik-i Umumisi; ayrıca bak. Soru 26). Aynı düzey eğer 1914'e kadar korunmuşsa, 1927'de 20-42 yaş kuşağı Türk nüfusunun aşağı yukarı yarısının az çok ilkokul eğitimi görmüş, dolayısıyla eski yazıyla okuryazar olması gerekir. Bu da, 1914'ten sonra eğitim sisteminin iflas etmesi ve savaş telefatı gibi etkenler hesaba katılsa bile, toplam nüfusta en az %30 civarında okuryazarlık demektir. Dolayısıyla ya Osmanlı istatistiklerinin, ya 1927 sayımının gerçekleri tahrif ettiğini kabul etmek zorundayız.
2. Resmi sayımlara göre nüfus ve okuryazar sayıları şöyledir:
Nüfus (bin) Okuryazar (bin)
1927 13,650 1,106
1935 16,157 2,453
1960 27,755 8,901
1970 35,605 16,455
İki zaman noktası arasında okuryazar oranının "kaç kat arttığı", anlamlı bir istatistik olmaktan uzaktır. Önemli olan, toplumda okuma-yazma bilmeyen insanların ne kadarının, belirli bir dönemde, okuma-yazma öğrenme ihtiyacını duymuş veya imkânını bulmuş olduklarıdır. Yukarıdaki sayılara göre (ölüm ve muhaceret faktörlerini hesaba katmazsak) 1927'de okuma-yazma bilmeyen 11,544,000 kişiden 1,347,000'i, bunu izleyen sekiz yılda okuma-yazma öğrenmişlerdir.
Normal zekâya sahip insanlar azami üç ayda okuma-yazma öğrendiklerine ve aşağı yukarı her köyde okuryazar birkaç kişi 1920'lerde bile bulunacağına göre, okuryazarlık artışı bir imkân ve organizasyon (arz) sorunundan çok bir istek ve ihtiyaç (talep) sorunu olarak görünmektedir. Dolayısıyla, 1928'i izleyen alfabe seferberliğinin uğradığı başarısızlık, "kadro yetersizliği, olanak yokluğu" vb. gerekçelerle açıklanamaz. Anlaşılan memlekette 1928 itibariyle okuryazarlık isteği ve ihtiyacı yaygın değildir.
3. 1908-1914 döneminde Türkçe İstanbul basınının günlük tirajının - kesin rakamlar bilinmemekle beraber - 100,000'in epeyce üzerinde olduğu anlaşılıyor; ayrıca dönemin taşra basını da son derece canlıdır. İstanbul ve Ankara'da yayınlanan Türkçe gazetelerin toplam tirajı 1925'te 40,000'e (bin kişide 3.2), 1928 sonunda 19,700'e (bin kişide 1.4) düşecek ve 1940'ların sonuna kadar, mutlak sayıdaki tedrici artışa rağmen, binde 4-5 düzeyini aşamayacaktır.

www.nisanyan.com


Cumhuriyetíin, Osmanlıídan devraldığı beşeri sermaye de nitelik aÁısından Áok d ̧ş ̧k seviyedeydi. Osmanlı Devletiínde okuma yazma oranı % 5-7 civarındaydı. Eğitim gˆrenler iÁinde M ̧sl ̧manların oranı gayrim ̧slimlere gˆre daha kˆt ̧ durumdaydı. XIX. y ̧zyıl sonlarında lise ˆğrencilerinin % 22ísi, ortaokul ˆğrencilerinin ̧Áte birinden azı M ̧sl ̧manlardan oluşmaktaydı. M ̧sl ̧man okullarının nitelik aÁısından diğerlerinden daha kˆt ̧ durumda olması M ̧sl ̧man T ̧rklerin eğitim alanındaki yetersizliğini daha da belirgin hale getirmekteydi.14

Oktay Yenal, Cumhuriyetíin İktisat Tarihi, T ̧rkiye Sınai Kalkınma Bankası yay., İstanbul 2001, s. 55.


Daron Acemoğlunun “Why Nations Fail” ,2012, kitabındaki şu bilgi ; “ 1460 yılında Avrupada başlamış olan Matbaa ancak 1720 yılında Istanbula gelebilmiş ve ondokuzuncu yüzyılda Hollandada %60 olan okuma yazma oranı Osmanlıda %2 seviyesinde kalmışdır. Yani Osmanlının en önemli batma nedeni eğitimsizlikdir. Bugün bile halk kütüphanelerimizdeki toplam kitap sayısının nüfusa oranı 50000/1 dir.


>>

b) Avukatlık
Osmanlı Devleti'nde, avukatlığa benzer bir işlevi gören ilk gurubu arzuhalcilerin oluşturduğu ifade edilmektedir. Okuma-yazma oranının çok düşük olması, halkın istek ve şikayetlerini resmî makamlar önünde yazılı olarak ifade etmesinin önemli bir aracı olarak arzuhalcilere duyulan ihtiyacı artırmıştı. Herkesin arzuhalcilik yapmasına izin verilmemiş, arzuhalcilik için ocaktan yetişmek ve çavuşbaşıdan ruhsatname almak gerekli kılınmıştır.16 Yani arzuhalcilik yapabilmek izne ve dolayısıyla devlet denetimine tâbi idi. Ayrıca yukarıda savcıların bazı görevlerini yaptığı ifade edilen muhzırlara da, davaların kişiler adına takibi için vekâlet verilmeye başlandı. Benzer şekilde alış-veriş dolayısıyla kadılarla tanışıklığı olan mahalle bakkalları da dava takibi için tercih edilen bir gurup oldu.17
12 Bu Nizamnamc'nin Divan-ı Temyiz'e ilişkin bölümündeki 19. maddesinde "...işbu mecliste umur-i hukukiyye ve kanuniyyeye vâkıf taraf-ı devletten mansup bir memur-i mahsus bulunacaktır" ibaresi yer aldı. Bkz.,Üçok, Savcılıkların Avrupa Hukukunda Gelişmesi.... s.46.
" Üçok. Savcılıkların Avrupa Hukukunda Gelişmesi...,s.46; Bozkurt, Batı Hukukunun Türkiye'de Benimsenmesi, s.105-106.
l4DüsturI,C.4.s.235 vd.
l5Düsturl.C.4,s.l31 vd.
16 Ali Haydar Özkent, Avukatın Kitabı. İstanbul 1940.s.46-49; Fahrettin Tanju, Avukatlık ve Vekâlet. Adana 1954.s.5-7.

>>

dergiler.ankara.edu.tr

>>

1928 yılı sonuna doğru gerçekleşen Harf İnkılâbı’nın iktisadi açıklamasını Kazganlar birlikte yaparlar. Onların düşüncesine göre yazı değişmiştir, ama tek başına bu değişiklik Türkiye’de kısa zamanda okuma yazma öğrenilmesine yol açmayacaktır. Çünkü Kazganlar’ın hesabına göre herkes okuma yazma öğrenmek için kaleme ve kağıda sarılsa ülkede yeterince kalem ve kağıt bulmak olanaksızdır.21 Eğitim istatistiklerine göz atınca karşılaştığımız manzara da Kazganlar’ı destekler niteliktedir. 1927-1928 öğretim yılında Türkiye’de ilk öğretimde 6.000 dolaylarında anaokulu ve ilkokul, 12.000 civarında bu okulların öğretmeni ve 430.000 civarında öğrencisi vardır.22 Okuma yazma bilenlerin oranı İstanbul’da %40’ın, İzmir’de %20’nin altında, Türkiye genelinde de %10’un altındadır. Siyasi irade harf devrimini başarıyor, entelektüel tartışmalar bu gelişme etrafında gelişiyor. Oysa harfler değişince problem de değişmiş, bu hareketin finansmanı yeni bir problem olarak karşımıza çıkmıştır.

kaynak: www.isl.itu.edu.tr
  • compadrito  (26.01.14 15:49:21 ~ 16:14:30) 
sorunuza yanıt değil belki ama eski yazı okumak pek de kolay bir iş olmadığı için dönemin münevverlerinin ermeni alfabesi öğrenip bu yazıyla yazılmış türkçe metinleri okuduklarına dair güzel bir yazı:

www.agos.com.tr

ha bir de meraklısına bir not daha: latin alfabesine geçiş, abdülaziz ve ii. abdülhamid'in uygulamaya koymayı düşündüğü bir şeydi. azeriler bizden önce davrandılar ve önce onlar latin alfabesine geçtiler.

edit: compadrito'nun uyarısı üzerine fark ettim. agos.com.tr sitesini yenilemey almışlar. bu yüzden link şu anda açılmayabilir. sitenin yeniden yapım süreci bitince bir daha denemenizi öneririm. eğer yine açılmazsa, bana mesaj atın, ben bulmaya çalışırım ilgili makaleyi.
  • microfiction  (26.01.14 16:13:18 ~ 19:59:50) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.