[]
Ben iyi değilim
Zor zamanlar geçiriyorum. Yine zor günler geçirmiştim geçmişte, ama hiç böyle ağır gelmemişti bu yük. Biraz açılmak istedim.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
büyüyünce gerçek problemlerle karşılaşacaksın o yüzden böyle saçma ufak tefek şeyleri büyütmeyi bırakmayı öğrenmen gerek şimdiden. hem kimse ders çalışmayı sevmez, herkes dersten kalır, okulu uzatır. normal bunlar. senin sorunun ailenin gözündeki yerinle ilgili, aşağılık kompleksi denebilir. kendi değerini ailene sadece başarılı olursan kabul ettirebileceğini düşünüyorsun bilinçaltında. başarılı olmazsan o değeri kaybedecek olma korkun var bu da seni paniğe sürüklüyor. en iyisi psikolojik yardım al.
- instant crush (14.01.14 23:04:43 ~ 23:05:05)
babanın seni desteklemesi gerekiyordu bu konuda ayrıca sende hırs yap babana karşı etkili olacağını düşünüyorum. ve sende konsantrasyon bozukluğu var galiba. bir araştır istersen.
- volkanaydin152 (14.01.14 23:12:45)
1-2 ders değil galiba 5 dersin 4'ünden kalacağım. Seneye versem çok bir şey kaybetmem diye düşünüyorum ben, hatta finallerden önce bile aklımda vardı bazı dersleri önümüzdeki dönem almak. Ama aileme ne derim bilmiyorum bu kadar dersten kalınca.
- aguilas negras (14.01.14 23:23:34)
farkında mısın bilmem ama senden önce hep ailen geliyor. yok ailemin yüzüne nasıl bakarım ya kızarlarsa falan. daha kendine saygın yok.
- volkanaydin152 (14.01.14 23:26:25)
Arkadaşım bi sakin ol öncelikle.
Hepimiz yaşadık böyle şeyleri zamanında. Hayatın dertleri hiç bitmiyor inan, senin yaşındayken dersler problem oluyor, sonrasında iş bulma/bulamama derdi çıkıyor, sonra yok evlendin evlenmedin derdi...... Bu bööööyle uzayıp gidiyor. Dertsiz insan yoktur büyük bir ihtimalle.
Ailenin sürekli senin derslerine odaklanmasını doğru bulmuyorum açıkçası. Üniversite hayatı bu, illa ki herkes 4 yılda muhteşem notlarla okulu bitirecek diye bir şey yok, hele öyle ilkokul çocuğunun karnesine bakar gibi transkript istemeyi filan hiç anlayamıyorum. Ama bu da demek değildir ki sen sorumluluklarını yerine getirme, bütün üniversite hayatını laylaylomla geçir... Bir ölçü olmalı; sen sana düşeni yapmalı ve derslerine güzelce çalışmalısın, ama bunun yanı sıra gençliğini de yaşamalı, çeşitli sosyal faaliyetlere de katılabilmelisin; ailende sana güvenmeli, başarılarına sevinmeli, başarısızlıklarında da yine sana destek olmalı, seni üzmemeli, ortada bir sorun var ise, beraber çözüm aramalısınız. Kaldı ki sen bu zamana kadar sorumluluklarını gayet güzel yerine getirmişsin, güzel bir okul kazanmışsın.
Hele ki öyle "bana bir şey olsa keşke" gibi düşünceleri kesinlikle kafandan at, öyle şey yok, en ufak bir sorunda kaçacak mısın? Olmaz öyle şey. Sen iyi olacaksın, her şey zamanla yoluna girecek. Gerekirse 1 dönem kaybedersin, ucunda ölüm yok, pekçok kişi dönem kaybediyor zaten üniversitede, sen ne ilk ne de son olacaksın. Derslerine sıkıca asıl, hiçbir şey için geç değil, daha 1. sınıftasın yahu. Üniversitenin ilk yılında notların kötü olması normaldir. Çünkü ilk defa lisede gördüğün derslerden bağımsız olarak, bir mesleğe yönelik yeni şeyler öğreniyorsun. Bir adaptasyon süreci yaşaman çok doğal, panik yok, çoğumuz yaşadık... Bi de sana tavsiyem; arkadaşlarınla birlikte çalış. Beraber çalışırsanız, birbirinize sorular sorar, eksiklerinizi daha kolay görürsünüz. Üst sınıflardan da arkadaşların olsun, önceki senelerde çıkmış olan sınav sorularını rica edin onlardan ve mutlaka onlara da çalışın. Derslere de aktif olarak katıl, devamsızlık yapma. Derslerde aklına takılanları mutlaka hocalara sor. Ayrıca hayatın hep ders olmasın, gençsin, seveceğin şeyleri de dozunu kaçırmadan yap, gez toz, eğlen...
Bir de mümkünse konuyla ilgili olarak bir psikolog ile görüş. Okulunda mutlaka vardır. Merak etme, etik olarak o psikolog ile konuşacakların sadece ikinizin arasında kalır, ailene herhangi bir bildirim yapılmaz.
Canını sıkma tamam mı? Bu kötü notlar gelip geçecektir, sen sana düşeni yap yeter. Ayrıca üniversite hayatının tadını çıkarmaya bak, bugünler bi daha gelmeyecek...
Hepimiz yaşadık böyle şeyleri zamanında. Hayatın dertleri hiç bitmiyor inan, senin yaşındayken dersler problem oluyor, sonrasında iş bulma/bulamama derdi çıkıyor, sonra yok evlendin evlenmedin derdi...... Bu bööööyle uzayıp gidiyor. Dertsiz insan yoktur büyük bir ihtimalle.
Ailenin sürekli senin derslerine odaklanmasını doğru bulmuyorum açıkçası. Üniversite hayatı bu, illa ki herkes 4 yılda muhteşem notlarla okulu bitirecek diye bir şey yok, hele öyle ilkokul çocuğunun karnesine bakar gibi transkript istemeyi filan hiç anlayamıyorum. Ama bu da demek değildir ki sen sorumluluklarını yerine getirme, bütün üniversite hayatını laylaylomla geçir... Bir ölçü olmalı; sen sana düşeni yapmalı ve derslerine güzelce çalışmalısın, ama bunun yanı sıra gençliğini de yaşamalı, çeşitli sosyal faaliyetlere de katılabilmelisin; ailende sana güvenmeli, başarılarına sevinmeli, başarısızlıklarında da yine sana destek olmalı, seni üzmemeli, ortada bir sorun var ise, beraber çözüm aramalısınız. Kaldı ki sen bu zamana kadar sorumluluklarını gayet güzel yerine getirmişsin, güzel bir okul kazanmışsın.
Hele ki öyle "bana bir şey olsa keşke" gibi düşünceleri kesinlikle kafandan at, öyle şey yok, en ufak bir sorunda kaçacak mısın? Olmaz öyle şey. Sen iyi olacaksın, her şey zamanla yoluna girecek. Gerekirse 1 dönem kaybedersin, ucunda ölüm yok, pekçok kişi dönem kaybediyor zaten üniversitede, sen ne ilk ne de son olacaksın. Derslerine sıkıca asıl, hiçbir şey için geç değil, daha 1. sınıftasın yahu. Üniversitenin ilk yılında notların kötü olması normaldir. Çünkü ilk defa lisede gördüğün derslerden bağımsız olarak, bir mesleğe yönelik yeni şeyler öğreniyorsun. Bir adaptasyon süreci yaşaman çok doğal, panik yok, çoğumuz yaşadık... Bi de sana tavsiyem; arkadaşlarınla birlikte çalış. Beraber çalışırsanız, birbirinize sorular sorar, eksiklerinizi daha kolay görürsünüz. Üst sınıflardan da arkadaşların olsun, önceki senelerde çıkmış olan sınav sorularını rica edin onlardan ve mutlaka onlara da çalışın. Derslere de aktif olarak katıl, devamsızlık yapma. Derslerde aklına takılanları mutlaka hocalara sor. Ayrıca hayatın hep ders olmasın, gençsin, seveceğin şeyleri de dozunu kaçırmadan yap, gez toz, eğlen...
Bir de mümkünse konuyla ilgili olarak bir psikolog ile görüş. Okulunda mutlaka vardır. Merak etme, etik olarak o psikolog ile konuşacakların sadece ikinizin arasında kalır, ailene herhangi bir bildirim yapılmaz.
Canını sıkma tamam mı? Bu kötü notlar gelip geçecektir, sen sana düşeni yap yeter. Ayrıca üniversite hayatının tadını çıkarmaya bak, bugünler bi daha gelmeyecek...
- marcelle (14.01.14 23:28:25)
@marcelle
Yazdıkların güzel şeyler, ihtiyacım olan şeyler biraz da.
Farkındayım, bu dertler büyüdükçe artacak. Yepyeni dertlerim olacak ama bunlar şu an için küçük dertler değil bence. Senin de dediğin gibi, ailemin yaptıkları anlaşılır değil ve bu beni önemli ölçüde üzüyor.
Şimdiye kadar ölçüyü tutturamadım galiba. Vizelere yeterli kadar çalışmadım. Bu son pazartesi günkü finale çalıştığım kadar toplamda ancak çalışmışımdır derslere. Ki bu çalışma bile yeterli değildi. Ders çalışmadığım kadar gezmedim de ama. Okulun ilk ayında arkadaşın evinden saat 11'de döndüm diye babadan yedim fırçayı. Buraya da yazmıştım hatta. "Kız olsan bile bu kadar olmaması lazım, ama sen erkeksin" demişlerdi. Ondan sonra arada bir saat 9-10 gibi geldim. İçkim falan da yoktur he, bir sigaram var o da bu sıkıntı dönemimde arttı biraz. Yine de baya az içen bir insanım. İçtiğimi de bilmiyorlar galiba.
Ygs'ye hazırlanırken dikkat dağınıklığından ötürü gittiğim bir psikolog vardı. Gitmem gerektiğini biliyorum, ama o adam çok para alıyor diye gitmek ve bu konuyu açmak istemedim. Evet okuldakine gitmek aklıma geldi, ama unutmuşum. Unutkanlık da var bende.
Yazdıkların güzel şeyler, ihtiyacım olan şeyler biraz da.
Farkındayım, bu dertler büyüdükçe artacak. Yepyeni dertlerim olacak ama bunlar şu an için küçük dertler değil bence. Senin de dediğin gibi, ailemin yaptıkları anlaşılır değil ve bu beni önemli ölçüde üzüyor.
Şimdiye kadar ölçüyü tutturamadım galiba. Vizelere yeterli kadar çalışmadım. Bu son pazartesi günkü finale çalıştığım kadar toplamda ancak çalışmışımdır derslere. Ki bu çalışma bile yeterli değildi. Ders çalışmadığım kadar gezmedim de ama. Okulun ilk ayında arkadaşın evinden saat 11'de döndüm diye babadan yedim fırçayı. Buraya da yazmıştım hatta. "Kız olsan bile bu kadar olmaması lazım, ama sen erkeksin" demişlerdi. Ondan sonra arada bir saat 9-10 gibi geldim. İçkim falan da yoktur he, bir sigaram var o da bu sıkıntı dönemimde arttı biraz. Yine de baya az içen bir insanım. İçtiğimi de bilmiyorlar galiba.
Ygs'ye hazırlanırken dikkat dağınıklığından ötürü gittiğim bir psikolog vardı. Gitmem gerektiğini biliyorum, ama o adam çok para alıyor diye gitmek ve bu konuyu açmak istemedim. Evet okuldakine gitmek aklıma geldi, ama unutmuşum. Unutkanlık da var bende.
- aguilas negras (14.01.14 23:42:06)
ben de başlangıçta boşverdim dersleri, ödevleri. sonrasında zaten ipin ucun kaçırdığımdan bir daha ödev yapasım, ders çalışasım gelmedi. ama 2. yarıyılla birlikte bir toparlanmam işi başından itibaren sıkı tutmam gerektiğini biliyorum. sen de böyle düşün bu dönem olan oldu. yaz okuluna gidersin, alttan alırsın bir şekilde toparlarsın. inan çalışınca olacak. ben de inanmaya başladım. bir dönem gecikmeli de olsa. çalışsan bile kaldığın/kalacağın dersler de olacak ama bir şekilde halledersin onları da.
- peh peh peh peh peh peh peeeh (14.01.14 23:51:20 ~ 23:59:42)
Yalnızlaşmak demişken... Hazırlık sınıfımda güzel insanlar tanıdım, ısındım büyük kısmına. Şimdi en iyi arkadaşlarım o sınıftan insanlar. Şu koskoca 4 ayda bölümden sadece 1 tane arkadaşla oturup konuştum. Bu yavaş yavaş oldu, çocukla ortak ilgi alanımız olan bir yerde karşılaşa karşılaşa uzaktan uzaktan samimi olduk. Derslerin son günü oturduk bir çay içtik. Bu dönem okulda belki 200 bardak çay içtim ama sadece 5 tanesinde falan yanımda yeni tanıştığım biri vardı, bunlar çok nomal değil galiba. 70-80 kişilik bölümde 10 kişinin ismini falan biliyorum ama neredeyse hiçbiriyle konuşmadım. Yoklama alınırken falan öğrendim adlarını. Benim adımı bilen 3-5 kişi ya vardır ya yoktur. Öyle çok görünmeyen biri de değilim. En arkalara otururum ama sınıfın en uzunu olunca dikkat çekiyorsunuz haliyle.
- aguilas negras (14.01.14 23:52:30)
okuduğum kadarıyla durumunu özetleyeyim: babanın sana yüklediği sorumluluk ve beklentiden dolayı (stres) üzerinde oluşan gerginlikle (yine stres) elinden geleni yapmadığını, kötü sonuçlar aldığını düşünerek/görerek suçluluk psikolojisine giriyorsun (ağlamak) ve daha fazla stres yapıyorsun.
okulda arkadaş grubunun olmaması da sana kötü hissettiriyor.
benzer şeyleri yaşamış biri olarak şöyle diyebilirim. okulda sosyal bir arkadaş grubu içerisinde olmaman da senin okulla olan bağlarını etkiliyordur. belki arkadaş grubun olsa hem dersleri daha çok takip edebilecek (derslere gitmekten bahsetmiyorum) ve bağlanacaksın.
baban konusunda yapacağın şeyler kısıtlı. aileler çocuklarının üzerinde beklenti oluşturuyorlar. görünürde fazla misyon vermiyorlar ama çok baskı oluşturuyor. hele ki üniversite eğitimi sırasında ailenle birlikte yaşıyorsan her gün bunu görmek/hissetmek seni daha da zorluyordur. herkesin yaradılışı farklı, bazıları umursamazken bazıları çok hassastır.
ailenle hissettiklerini paylaşabilirsin. babanla olmayacaksa annenle, başka biriyle. sana iyi hissettirecektir.
okulda birileriyle takılmanı tavsiye ederim. senin gibi sakin, sessiz başka öğrenciler vardır muhakkak. bir şekilde arkadaş olabilirsin.
kötü başlayan kötü bitecek diye bir şey yok. kaldığın dersleri seneye (ya da bir dahaki döneme) aldığında f'ler düzeldiğinde ortalaman fazlasıyla değişecektir. lütfen kendine bunları sorun yapma.
şu an hayatın okuldan oluştuğu için sana bunlar çok ağır geliyordur. ama ne olur kendini yormamaya çalış. başarısızlık psikolojisine girersen çıkman zor olur. belki dikkat sorunun vardır, belki çalışmamaya (tembelliğe) alışmışsındır ve radikal bir karar alman gerekiyordur, bunu sen bilebilirsin. ama yapabileceğini unutma.
önerim yaşadıklarını sana yakın biriyle paylaşman. içine atıp daha fazla üzülmemen.
herkesin ailesi farklıdır. yazıldığı gibi aşağılık psikolojisinde olmadığını düşünüyorum. okul konusunda fazla sorumluluk almışsın ve en ufak kötü gelişme bile seni çok etkiliyor (hayatındaki gündem maddesi okul ve notların olduğu için). bunlar değişecek.
lütfen kendini yetersiz görme.
umarım fazla "tavsiye" vermemişimdir.
okulda arkadaş grubunun olmaması da sana kötü hissettiriyor.
benzer şeyleri yaşamış biri olarak şöyle diyebilirim. okulda sosyal bir arkadaş grubu içerisinde olmaman da senin okulla olan bağlarını etkiliyordur. belki arkadaş grubun olsa hem dersleri daha çok takip edebilecek (derslere gitmekten bahsetmiyorum) ve bağlanacaksın.
baban konusunda yapacağın şeyler kısıtlı. aileler çocuklarının üzerinde beklenti oluşturuyorlar. görünürde fazla misyon vermiyorlar ama çok baskı oluşturuyor. hele ki üniversite eğitimi sırasında ailenle birlikte yaşıyorsan her gün bunu görmek/hissetmek seni daha da zorluyordur. herkesin yaradılışı farklı, bazıları umursamazken bazıları çok hassastır.
ailenle hissettiklerini paylaşabilirsin. babanla olmayacaksa annenle, başka biriyle. sana iyi hissettirecektir.
okulda birileriyle takılmanı tavsiye ederim. senin gibi sakin, sessiz başka öğrenciler vardır muhakkak. bir şekilde arkadaş olabilirsin.
kötü başlayan kötü bitecek diye bir şey yok. kaldığın dersleri seneye (ya da bir dahaki döneme) aldığında f'ler düzeldiğinde ortalaman fazlasıyla değişecektir. lütfen kendine bunları sorun yapma.
şu an hayatın okuldan oluştuğu için sana bunlar çok ağır geliyordur. ama ne olur kendini yormamaya çalış. başarısızlık psikolojisine girersen çıkman zor olur. belki dikkat sorunun vardır, belki çalışmamaya (tembelliğe) alışmışsındır ve radikal bir karar alman gerekiyordur, bunu sen bilebilirsin. ama yapabileceğini unutma.
önerim yaşadıklarını sana yakın biriyle paylaşman. içine atıp daha fazla üzülmemen.
herkesin ailesi farklıdır. yazıldığı gibi aşağılık psikolojisinde olmadığını düşünüyorum. okul konusunda fazla sorumluluk almışsın ve en ufak kötü gelişme bile seni çok etkiliyor (hayatındaki gündem maddesi okul ve notların olduğu için). bunlar değişecek.
lütfen kendini yetersiz görme.
umarım fazla "tavsiye" vermemişimdir.
- sayns (15.01.14 02:39:20)
1