[]
"vermek"
argoda bir kadının bir erkekle erkekle sevişmiş olduğu anlamına gelen "vermek" kelimesi (örnek: dilara dün cenk'e vermiş olm) ne zamandan beri bu anlamda kullanılıyor?
uzun süre olsa gerek, kemal sunalın bir filmi vardi.. ahu tugba'yi tavlamaya calisiyordu eheh tavlamaya calisirken " hmm sanirim verecek ehueh " gibisinden bir repliği de vardı hatta.
film adi: dokunmayın şabanıma
film adi: dokunmayın şabanıma
- kobrettii (02.05.09 09:28:41 ~ 09:29:05)
hulki aktunç'un büyük argo sözlüğü'nde vermek sözcüğü için ta karagöz ve hacivat'tan ve derviş ismail'in tellaklar kitabından bile örnekler verilmekte. kullanımı bayağı eski. ayrıca kemal sunal filmleri argo da olsa bir sözcüğün kullanımı için oldukça yeni örnekler. bizim çok yeni zannettiğimiz pek çok argo sözcüğün 17. yüzyılda ve üstelik yine argo olarak kullanıldığını görüyoruz.
- beccaria (02.05.09 10:24:44)
benim lise zamanlarımda (ki 14-15 sene öncesine denk gelir bu) "vermek" kelimesi "erkeğin s.kmesi" anlamında kullanılırdı hep (çok affedersiniz ağzına vermek, g.tüne vermek, eline vermek falan gibi). hatta kemal sunal filmlerinde e "çektim sotaya, ver allahım ver" falan diye kullanımlar olurdu hep. bununla karıştırmıyoruz değil mi? benim sormak istediğim özellikle kadının vermesi, kadının ilişkiye razı olması durumu.
- kibritsuyu (02.05.09 12:04:39)
evet, kadının vermesini kastediyorum. gerçi şimdi baktım yine büyük argo sözlüğü'ne. ayrı başlıkta incelenen "eline vermek" vb. de bir o kadar eskiymiş.
- beccaria (02.05.09 12:14:45)
"herkese vermektesin bir de bana versen
avuç avuç altını olsun kulun şaduman
sen her zaman gelesin, ben vehbi'ye veresin
esselamun aleyküm ve aleykümesselam"
sumbulzade vehbi
avuç avuç altını olsun kulun şaduman
sen her zaman gelesin, ben vehbi'ye veresin
esselamun aleyküm ve aleykümesselam"
sumbulzade vehbi
- feeling the blanks (02.05.09 12:40:04)
çok eskilerden beri var olsa da, son 15 yılda bu tip sözcüklerin kullanımlarının arttığı da bir gerçektir. internet, televizyon ve kitle kültürünün iyiden iyiye bayağılaşmasının ve müstehçenleşmesinin bir sonucu olarak bol miktarda aleni olarak telaffuz edilebilen fakat çok da kibar olmayan müstehçen ifadelere ihtiyaç doğdu. benim anladığım bu.
- blackdog (02.05.09 13:18:34)
burada bir yanılsama var. mesela kardeşim orhan veli'nin 40'larda yazılmış bir şiirinde "piyasa yapmak" tabirini görünce şaşırmıştı. yeni nesil bazı şeyleri kendisine ait ve eskiden varsa bile bu kadar yaygın olmadığını zannediyor. aslında pek çok kere bunda doğruluk payı da mevcut. yine de bir örnek vermek gerekirse bizim yeniyetmeliğimiz zamanında l-manyak'ta okuduğumuz, şimdilerde lombak, l-manyak vd. dergilerde, eskiden gırgır'da vb. olan "müstehcen" mizahın âlâsı aslında karagözde varmış. bizim bugün kullandığımız pek çok argo tabir de oradan geçme. ama bunda daha çok belleksiz olmamız ve sürekli "reset"lememizin de etkisi var. ha bir de şu var: son 15 yılda ne değişti? eskiden bütün bunları tv'de göremiyorduk. internet zaten yoktu. tv, basın ve sinemada ise bunların kullanımı sakıncalıydı. son 15 yılda bunların üzerindeki sansür ortadan kalkınca benim içinde bulunduğum ve takip eden nesiller bunları kendilerine has, sonradan bulunmuş, kentleşmenin getirdiği şeyler sandılar. aslında olan şey bunların okunmayan kitaplardan çıkıp görülen, izlenen, bakılan yayın araçlarına yansımasıdır.
burada bir tespit daha yapmak gerekirse seksen darbesinin muazzam bir etkisi var bunda. türk rock'ı ve özelde de 60'lar, 70'lerdeki anadolu rock ile ilgili çok kapsamlı bir belgesel yapılmıştı. bu belgeselde seksende her şeyin nasıl bıçak gibi kesildiği anlatılıyordu. seksen sonrası kurulan rock gruplarının kendilerinden önce yapılmış işleri bilmemeleri, sil baştan türkiye'de rock konusunda önceden çözüme kavuşmuş tartışmaların yeniden yapılmaya başlaması çok ilgi çekiciydi. seksen darbesinin bu etkilerini mesela edebiyat ve kültür dergiciliğinde de görmek maaesef mümkün. bir anda her şey kuraklaşıyor ve insanlar sonradan buldukları şeyleri yeni bir milat sanıyorlar.
bir de şu var. dilbilimde argodan ve altdillerden üstdile geçiş söz konusudur her zaman. buradaki geçiş önce alan argosunda genel argoya geçiş olur, sonra da anadile geçiş sağlanır. mesela paspal ilk olarak uyuşturucu argosunda düşük nitelikli esrar demek iken daha sonra genel argoda düşük nitelikli kimse veya şey anlamını kazanmış ve anadile de böyle geçmiştir. benzer şey aksine anadilden genel argo ve alan argosuna geçişte de söz konusu olabilir (vermek'teki gibi). ama bu örnekle demek istediğim şey, argodan anadile geçiş yahut argo tabirlerin bilinir kılınması demek her zmana için toplum içindeki yozlaşmanın bir göstergesi olmadığıdır.
(uzun oldu sanırım. kesin sürüyle tümce düşüklüğü de vardır, üşendim düzeltmeye. kusura bakılmaya)
burada bir tespit daha yapmak gerekirse seksen darbesinin muazzam bir etkisi var bunda. türk rock'ı ve özelde de 60'lar, 70'lerdeki anadolu rock ile ilgili çok kapsamlı bir belgesel yapılmıştı. bu belgeselde seksende her şeyin nasıl bıçak gibi kesildiği anlatılıyordu. seksen sonrası kurulan rock gruplarının kendilerinden önce yapılmış işleri bilmemeleri, sil baştan türkiye'de rock konusunda önceden çözüme kavuşmuş tartışmaların yeniden yapılmaya başlaması çok ilgi çekiciydi. seksen darbesinin bu etkilerini mesela edebiyat ve kültür dergiciliğinde de görmek maaesef mümkün. bir anda her şey kuraklaşıyor ve insanlar sonradan buldukları şeyleri yeni bir milat sanıyorlar.
bir de şu var. dilbilimde argodan ve altdillerden üstdile geçiş söz konusudur her zaman. buradaki geçiş önce alan argosunda genel argoya geçiş olur, sonra da anadile geçiş sağlanır. mesela paspal ilk olarak uyuşturucu argosunda düşük nitelikli esrar demek iken daha sonra genel argoda düşük nitelikli kimse veya şey anlamını kazanmış ve anadile de böyle geçmiştir. benzer şey aksine anadilden genel argo ve alan argosuna geçişte de söz konusu olabilir (vermek'teki gibi). ama bu örnekle demek istediğim şey, argodan anadile geçiş yahut argo tabirlerin bilinir kılınması demek her zmana için toplum içindeki yozlaşmanın bir göstergesi olmadığıdır.
(uzun oldu sanırım. kesin sürüyle tümce düşüklüğü de vardır, üşendim düzeltmeye. kusura bakılmaya)
- beccaria (02.05.09 14:23:19 ~ 14:25:08)
1