[]

burslu master yapmak ya da uluslararası firmalarda çalışmak için

ingilizce bir bölümden mezun olmak avantaj evet, ama şart mı? özellikle yurtdışında ya da yurtiçinde ingilizce bir bölümde burslu master (mba olabilir) için sınav sonuçları iyi olsa bile, yine de ingilizce bir lisans programını bitirmiş olmak gereklilik midir? uluslararası firmalar işe alımlarda 'bölüm ne olursa olsun ingilizce olsun' şeklinde mi hareket ederler? (mühendislik gibi spesifik alanları kapsam dışı tutuyorum tabi)




 
yurtiçini bilmem ama yurt dışında arayanlar var, yani mesleki ve bilimsel terimleri ingilizce öğrenmiş olduğunu görmek için istiyorlar. mba dediğine göre gmat'a filan gireceksin, gmat bölüm bilgini ölçmez, bizim ales filan gibi düşün. tabi soru o kadar genel ki ne desem boş, başvurmak istediğin okulların sitelerine girip application requirements seçeneğine tıkla aradıkları özelliklere bak. yani amerikada duke universitesine başvurmak, milanoda bocconiye başvurmak ya da burda bir üniversiteye başvurmak aynı şey değil, şartları farkedebilir.


  • sakal  (14.04.09 17:37:09) 
sanıyorum iki adet sorunuz var.
1. yurt içi ya da yurt dışında ingilizce bölümde burslu master mba yapmak için ingilizce lisans programını bitirmek şart mı?
2. uluslararası firmalar işe alımlarda ingilizce bölümleri bitirmeye önem veriyorlar mı?

1. yurt dışındaki master programları için genelde toefl ya da ielts almak gerekiyor. bunun dışında okudğunuz bölümün ingilizce olup olmaması adamları çok ilgilendirmiyor. yurt içindeki programlarda da aynı şekilde toefl, ielts ya da okulun kendi ingilizce sınavını geçmeniz genel olarak yeterli oluyor. yalnız ufak bir nokta mba'lerde genelde burs olmuyor.

2. uluslararası firmalarda da genel olarak sınav sonucu artı mülakata bakar olay. kimse sizi ingilizce eğitim veren üniversiteden mezunsunuz diye "ooo bunun ingilizcesi superdir" deyip işe almıyor. zira, en iyi ingilizce eğitim veren okullardan mezun olup da doğru dürüst ingilizce konuşamayan bir sürü adam var. bu tarz ünilerden mezun olmak ancak bir artı sağlar diye düşünüyorum.

umarım faydalı olmuştur.
  • kahvegibi  (14.04.09 17:50:25) 
1. kayit oldugum yl programinda dil sinavi sormadilar. esim icin ise doktora'da dahi dil sinavi sormadilar.

2. simdiye kadar katildigim mulakatlarda ingilizce bolum/sinav konulari hic acilmadi. (ingilizcem rezalet idi, hala da cok iyi degil.) diploma dahi sormadilar. yani cok onemli degil.

(ben ve esim turkce egitim veren universiteden mezunuz. ayrica yukarida bahsedilen konular muhendislik mezunlari tarafindan yasanmistir.)
  • fdegir  (14.04.09 18:37:55 ~ 18:39:16) 
cevap 1. kısım:

yurtdışında mba için bursu unut, kimse işe girip kendi kesesini doldurma amaçlı bir bölüm için burs vermez. kaldı ki yurtdışında London School of Economics, London Business School, Warwick gibi okulların mba'ine girmek bile imkansıza yakındır. Türkiye'de "üniversiteyi bitirdim, ne yapmak istediğimi bilmiyorum/şirketler böyle seviyormuş vs. bari mba yapayım" diye gidilir ve mba'in normal bir master'dan bir gıdım bile farkı yoktur. onlar ise ciddi anlamda tecrübeli olmanı beklerler, çünkü her şeyi pratiğe dayandırırlar ve herkesin her şeyi kendi tecrübelerinden yola çıkarak yapmasını ve tecrübelerini başkalarıyla paylaşmasını beklerler. bunun için de iyi okullar için kabul şartı minimum 4 yıl çalışmadır, ortalama 8-13 sene arası değişir. o kadar çalıştıktan sonra 80 bin pound harcayıp türkiye'ye gelmek pek mantıklı bir iş değildir.

yurtdışında normal master için konuşursam, toefl'da isteneni verebilirsen, ki bu çok değişken bir şeydir mesela hollanda leiden üniversitesi'ne 88 yeterken, kimileri 100, warwick 106, hatta lse 109 ister. biraz kasıp tabanı geçsen bile türkçe bölümden mezunsan okurken inanılmaz zorlanırsın, özellikle ingiltere veya amerika'daysan. çünkü normal masterlarda da mba'deki gibi iş tecrübesi olan, kendini çok iyi yetiştirmiş tipler geliyor, çok kişinin anadili ingilizce oluyor, olmayan da akraba avrupa dillerinden olduğu için rahat öğrenmiş oluyor.
  • gemini stonehead  (15.04.09 09:32:41) 
cevap 2. kısım:

türkiye'deki uluslararası firmalarda bölümüne bakılmadığı külliyen yalan, ne de olsa türkiye'deki ua firmaların sadece adları yabancı, içerideki zihniyet tam türk zihniyeti. öyle korkunç çalışıp sadece kurulu sistemin üstünden giderek iş yapıyorlar ki görürsen inanılmaz hayal kırıklığına uğrayabilir "bu muymuş" diyebilirsin.

mühendislik, doktorluk vs. gibi teknik bilgi gerektirmeyen meslekler için bölüme bakmak dünya'nın en salak şeylerinden biridir. bir işletme mezunuyla sosyoloji mezunu arasında pek fark olmadığını herkes bilir. sosyal bölümlerin temeli öğrenciye muhakeme ve ifade yeteneği vermek ve analitik düşünce yapısını geliştirmektir.

ecnebiler bunu bildikleri için teknik olmayan işe alımlarda bölüme bakmaz. bu şirketlerin evrensel politikası olduğu için türkiye'de de bakmamaları istenir. ancak mülakatta sürekli karşına "madem öyle, niye işletme okumadın? niye ekonomi okumadın?" soruları çıkacaktır. hayır, elin ingilizi 15 yaşında mesleki ders görmeye başlıyor, 19 yaşında bölüm seçiyor, ona mezun olunca yanılmış olma hakkı tanınıyor, bizim iğrenç liselerimizden 17 yaşında tercih yapmak zorunda kalan çocuklara "bababa, gidip işletme okusaydın madem?" denilebiliyor.

bu uzun girizgahtan sonra diyebilrim ki şirketler bu evrensel düzende çalıştığı için, amerikalı'nın ingiliz'in her şeyi istediği zaman denetleme özgürlüğüne sahip olması için iş de yazılı bazda ingilizce olarak yapılıyor. ama sadece yazılı önemli.

ancak bu firmalara çalışanların ne kadar kötü konuştuklarını iyi ingilizce bilen herkes anlar bilir. bir de kendilerini bir şey sanıp hava vermeye çalışırlar, özellikle pg unilever pwc gibi yerlerdeki tipler ama ingilizce'yi türkçe cümlenin arasında kelime katmak şeklinde değil de cümle kurmak şeklinde kullanmaya kalktığı an kahkahayı basabilirsiniz, o ne bozuk dil, o ne biçim bir aksan diye. sözlü hiçbir şeyi ingilizce yapmadıkları için onlar da biliyor olarak gelseler bile birkaç seneye unuturlar.

film izlemekle senede 1 hafta yurtdışına çıkmakla veya ayda yılda bir gelen amerikalı denetçi, ingiliz misafiri ağırlamakla hatırlanmıyor maalesef ingilizce. ama dediğim gibi yazılı olan her şey ingilizce olduğu için o açıdan çok rahat kullanabilmen lazım. ingilizce bir raporu elinde sözlükle yazamazsın, bozuk cümleli bir şeyi müdürüne teslim edemezsin, müşteriye hiç hiç edemezsin. neticede senin yapamadığın, geç yaptığın şeyi dakik ve doğru yapan tipler olacak ve bir şekilde girsen bile müdürlerin bunu görüp rahatsız olacak. çoğu şirket de sonradan böyle tatsızlıklara meydan vermemek için ingilizce bölüm mezunlarını tercih ediyor.

ancak şöyle bir durum da var, iki aday var biri 11 yaşında başlamış yabancı dili çok iyi bir lisede okumuş (herhangi bir anadolu lisesi olamaz bu, bal kal gibi okullar bile zor), ünide türkçe bölüme gitmiş ama sürekli kendini geliştirmiş, kurslar sertifikalar vs. diğer aday düz lise mezunu kasmış ingilizce bölüme girmiş 18 yaşında öğrenmeye başlamış. ben 1. adayı seçerim çünkü zaten 18 yaşında öğrenilen dilden hayır gelmez. ingilizce bölüm dediğimiz bölümlerinden çoğu okulda hali içler acısıdır, iki cümle kuramayan tipleri geçirip bir de mezun ederler. ama şirketler bunu anlar mı, sanırım anlamaz. ellerinde binlerce başvuru vardır ve onlar en kolayına geleni yaparlar, kimseyi tanımak için uzun uğraş vermek istemezler.

özetle; ingilizce bölüm şart değil ama çok zorlanırsın. amerikan koleji mezunu arkadaşlarımdan türkçe bölüme gidenleri bile görüyorum vasat halde ingilizceleri. sen dersen ki ben de ingilizceyi iyi öğreten bir liseden mezunum ve arada hep kurslara gidip, ingilizce yazıp çizip düşünüp kendimi geliştirdim, o zaman şansını deneyebilirsin.
  • gemini stonehead  (15.04.09 09:53:19) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.