[]

Matrak Gerçekte Nedir?

aşağıdaki duyuruya cevaben yazılmış, yorumların alınabilmesi için soru olarak açılmıştır

"bir gemicilik terimidir. bacak kalınlığında bir halatın ucuna, 10 tonluk bir gemiyi tutacak ilmek yapmada kullanılır. neredeyse 1000 yıldır kulanılan bir denizcilik aletidir matrak. ve gemicilikte halat var oldukça da yaşayacaktır. artık kimse ona matrak demiyor ama kulanıyor... matrak, şişe şeklinde sert tahtadan yapılma bir lobut. ince ucu iyice sivri. halat aslında dört ayrı ipin, bir arada saç örgüsü gibi örülmüş halidir. işte matrağın sivri ucunu, ilmek yapacağın kadarlık bir yerinden, bu örgülerin içine sokuyorsun ve halatı bedene yeniden örüyorsun ve daha sonra gerdiriyorsun. bu alet özelikle ip ve yelken sistemleriyle çalışan eski kalyonlarda vazgeçilmez birşeydi. çoğunluk topuzlarına demir kabaralar da çakarlar ve yakın dövüşte bir silah olarak kulanırlardı. "matrak geçmek" lafına gelince, işte bu aletin sivri ucunu iterek halat örgülerinin arasından arasından sokmak oluyor. yani aslı, "matrağı geçirmek". anlamı da "bana matrağı geçirme, beni gevşetme, sinirimi bozma."

lobut şeklindeki matraklar ile aynı gemide bulunan "palavra atmak" için kullanılan ahşap bilyelerden de "bowling" oyununun nasıl ortaya çıktığı için bkz. burçay anger/tuhaf şeylerin kökeni.

(çaylaklık entarilerim arasında bu ve benzer ilginç bilgiler var. sadece 19 bin kişi kaldı önümde. sözlüğün "kutsal bilgi kaynağı" olması için moderasyon moderasyon duy sesimiizii...)

 
zombikani katılıyorum, ben de onu merak ediyorum her çaylak gibi. (bak şimdi de çaylak kelimesinin bu anlama nasıl geldiğini yazasım geldi ama tutuyom kendimi..)


  • kabablanka  (19.03.09 17:15:34) 
  • beccaria  (19.03.09 18:41:31) 
@beccaria:
verdiğin link kelimenin kökenini veriyor ve arapça "t r k" kökünden olduğunu açıklıyor. ben ise matrak geçmek deyimini verdim. teşekkürler...

  • kabablanka  (19.03.09 18:59:15) 
(Mıtrak ve Mıtraka. C.)= Matrak: Mızraklar. Tokmaklar. Çekiçler. Değnekler, sopalar.


  • Atabey  (19.03.09 19:02:53) 
Kamus-ı Türkî’de matrak "değnek, sopa, talimci şişi" karşılıklarıyla anılmış ve matrakçı için de "döğmeli şişle talim öğreten adam, talimci" denilmiştir.* Talimci matrakı ise, üzerine deri kaplanmış başı yuvarlakça ve kalın bir değnek, yahut lo­but cinsinden bir tür uzunca tokmaktır.

Peki o hâlde, kelime nasıl olmuş da bir tür eğlence ve alay manasına bürünmüş? Bunun için kültür tarihimizin matrak oyununa bir göz at­mamız kâfidir: Eskiden cirit gibi, kuy u çevgân gibi bir tür spora matrak oyunu adı verilmekteymiş. Evliya Çelebi´yi dinleyelim:

Evliya´ya göre matrak genellikle şimşir ağacından yapılır, cilalanır, dışına sahtiyan (keçi derisi) sarılır ve ucundaki topu­zu yumuşak bırakılacak şekilde bağlanırdı. İki takım hâlinde ve bir tür askerî talim kabilinden oynanan matrak oyununda rakipler ellerine birer matrak alarak meydana atılıp çarpışır­lar; matrakları birbirlerinin kafalarına, sırtlarına vurmaya gay­ret ederlermiş. Müsabakada amaç, rakibin kafasına vurabil­mek ve kendisini de darbeden korumaktır. Usta matrakbazlar hiç darbe almadan rakiplerini pes ettirirler ve oyunu kazan­mış olurlar.

Anlaşılan, matrakbazların karşılıklı olarak meydana çıkıp birbirlerine vurmaları ile bu arada düşenler, sendeleyenler ve yuvarlananların hâlleri, hayli ilginç ve komik olurmuş. Yoksa matrak kelimesinin bugünkü anlamı türeyemezdi.

Matrak oynayanlara, matrakbaz denir. Bu kelime de daha sonra madrabaz şekline dönüşüp mecaz yoluyla, başkasına hile yapan ve onun aleyhine oyunlar çeviren kişileri tanımla­mada kullanılmıştır. Elbette ki bunun şimdiki askerî talim ho­caları ile bir alâkası yoktur.

Evliya´ya göre matrak oyununun 160 çeşidinden en meş­hurları "kesme, bağla, sani, kulak, bağlatop, topkafa" gibi ad­larla anılır ve askerî bir talim olmak üzere, yeniçeri ortaların-ca oynanırmış. Elbette bu oyuncuların, onları seyreden asker ve siviller içinde taraftarları bulunuyordu. En azından, mat­rakbazların ocaklı ayaktaşları arasında, kıran kırana lâf düel­losuna dönüşen bir rekabet hissinin mevcut olduğu tahmin edilebilir. Hatta belki de vaktiyle onlar bugünkü futbol, bas­ketbol, buz hokeyi, polo, hentbol, vs. maçları gibi seyirci topluyorlardı. Kim bilir eski madrabazlar, şimdiki bazı futbolcula­rın pir-i sanileri bile olabilirler. Bu durumda, ara nesil için tu­lumbacıları ve onların tulumba takımlarını hatırlamak yerinde olur.

Kaynak : İki Direm Bir Çekirdek, Kapı Yayınları
  • Atabey  (19.03.09 19:05:19) 
@atabey:
iyi ettin de gönderdin. anlaşılıyor ki, kelimenin kökeni "t r k" ve bu kökten çıkan şey, "bambam moloztaş" adlı taş devri çizgi filminin kahramanının elinde görüldüğü gibi, en eski dönemlerden bu yana kullanılmış bir dövüş aleti.

benim alıntıladığım yzar bu sopaların denizcilikte de kullanıldığını ve bowling labutlarının da burdan çıktığını söylerek iddiasını destekliyor. ancak bu, senin verdiğin örnekteki gibi bir savaş aleti olarak kullanılmasına engel değil. asıl sorun "matrak geçmek" deyiminin nerden gelmiş olabileceği, iki farklı görüş var, kim kazandııı, buna varış hakemleri karar verecek...
  • kabablanka  (19.03.09 19:20:47) 
kaynak kitabın adını yazarsanız edinelim. kazanan halk olur ne siz nede ben:) teşekkürler.


  • Atabey  (19.03.09 22:25:49) 
@atabey:
yazmıştım: "lobut şeklindeki matraklar ile aynı gemide bulunan "palavra atmak" için kullanılan ahşap bilyelerden de "bowling" oyununun nasıl ortaya çıktığı için bkz. burçay anger/tuhaf şeylerin kökeni."

yeni bir deyim tartışmasında görüşmek üzere, o zamana dek sağlıcakla kalın, mutlu olun...
  • kabablanka  (20.03.09 08:33:13) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.