[]
avrupalı niçin bize göre daha iyi ingilizce konuşuyor?
avrupalı insanlarla sohbetlerde farkına vardığım bir şey var ki genel olarak hepsi bize göre çok daha iyi ingilizce konuşmaktalar (elbette istisnalar var). onların ingilizce dili eğitimi nasıl olmakta da bu derece iyi ingilizce konuşan çocuklar yetişmekte? bu konuda fikir ve bilgi paylaşmak isterseniz memnun olurum, teşekkürler.
eğitim kalitesi. anne-baba eğitimli olunca ingilizce öğrenme daha çocuk yaşlardan başlıyor. ama hepsi değil, çok fazla istisna var. "geneli biliyor" diyemeyecek kadar kişi çat-pat götürüyor avrupa'da da.
- lesmiserables (01.07.13 21:20:30)
bi de aynı dil ailesinden olması
- kta (01.07.13 21:24:08)
Kanaatim, günlük yaşamda kullanma imkanı/zorunluluğuyla daha erken karşılaşıyorlar. Çünkü farklı dillere sahip insanlarla daha fazla karşılaşıyorlar. Belki bundandır.
- edip (01.07.13 21:24:16)
ben de cok dogru bir genelleme olmadigini dusunuyorum. o gorduklerinizin cogunun ingilterede dil ogrenme, su bu gecmisi oluyor. herkes gibi emek para harciyorlar. bizden farkli oluyor tabii ki, her milletin dili farkli donuyor. Benim bildigim Hollanda da cok iyi konusuluyor mesela. Fransa da degil ama.
TV lerin alt yazi ile film vermesi, program yapmasi cocuk yaslarda ogrenmeye cok etkili oluyor, ya da ingiliz tv lerini ucretsiz izleyebiliyorlar. Isvec Norvec Finlandiya boyle.
TV lerin alt yazi ile film vermesi, program yapmasi cocuk yaslarda ogrenmeye cok etkili oluyor, ya da ingiliz tv lerini ucretsiz izleyebiliyorlar. Isvec Norvec Finlandiya boyle.
- gunes123 (01.07.13 21:24:40)
ingilizce öğretmeniyim.
yurtdışı tecrübem de oldu. haklısın doğu avrupa ve ispanya tarafları hariç genelde çok güzel ingilizce konuşurlar. bunun birçok sebebi vardır.
birinci en büyük sebebi, yapılandırmacı öğretime 2005 yılı gibi çok geç bir vakitte geçmiş bulunmamızdır. daha öncesinde hep esasici felsefe temelinde öğretmen merkezli ve öğrenciye hiçbir şekilde orjinal, eleştirel, aktif, global, analitik düşünme ortamı hazırlamayan bir eğitim sistemimiz vardı.
öğretmen sınıfa girer, açın sayfa şu, okuyun der, bitince de tahtaya s+v+o yazar ve diductive bir şekilde öğretirdi. hoş ülkemizde hala böyle bir sistem var.
özellikle dil öğretiminde, kritik period çok önemli. 0-6 yaş insan beyninin en çok dil öğrenmeye açık olduğu zaman aralığı. avrupalılar kaynaşık milletler topluluğu olduğu için, her zaman yabancı dillere maruz kalabiliyor ve bu sayede çocukları daha rahat öğrenebiliyorlar.
yabancı dile hakim bireylerin yetişmesi için kafa yoran dilbilimciler reçeteyi yazmışlar:
- çok daha erken yaşta dile maruz kalmak
-etkileşimin bol olduğu, gerçek hayat yaşantıları ile ilişkili eğitim öğretim araçları
-oyunlar (ki dil eğitiminde oyunların payı çoktur)
-eğitimde cezalardan uzak durmak
-öğrenci merkezli yapılandırmacı, aktif örenme ortamları
-bol materyal ve duyuşsal-bilişsel-psikomotor becerilere, öğrenci hazırbulunuşluluğuna göre düzenlenmiş ders planı
-grammar translationdan ziyade daha çok communicative language learning, direct method, audio- ling methodun sentezlenmesi
-teknoloji kullanımı
yani daha çok yolumuz var, ama öncelikle şu özgüvensizliğimizi, yabancı dil duyunca yabancılaşma içgüdümüzü safdışı bırakmamız gerekiyor.
yurtdışı tecrübem de oldu. haklısın doğu avrupa ve ispanya tarafları hariç genelde çok güzel ingilizce konuşurlar. bunun birçok sebebi vardır.
birinci en büyük sebebi, yapılandırmacı öğretime 2005 yılı gibi çok geç bir vakitte geçmiş bulunmamızdır. daha öncesinde hep esasici felsefe temelinde öğretmen merkezli ve öğrenciye hiçbir şekilde orjinal, eleştirel, aktif, global, analitik düşünme ortamı hazırlamayan bir eğitim sistemimiz vardı.
öğretmen sınıfa girer, açın sayfa şu, okuyun der, bitince de tahtaya s+v+o yazar ve diductive bir şekilde öğretirdi. hoş ülkemizde hala böyle bir sistem var.
özellikle dil öğretiminde, kritik period çok önemli. 0-6 yaş insan beyninin en çok dil öğrenmeye açık olduğu zaman aralığı. avrupalılar kaynaşık milletler topluluğu olduğu için, her zaman yabancı dillere maruz kalabiliyor ve bu sayede çocukları daha rahat öğrenebiliyorlar.
yabancı dile hakim bireylerin yetişmesi için kafa yoran dilbilimciler reçeteyi yazmışlar:
- çok daha erken yaşta dile maruz kalmak
-etkileşimin bol olduğu, gerçek hayat yaşantıları ile ilişkili eğitim öğretim araçları
-oyunlar (ki dil eğitiminde oyunların payı çoktur)
-eğitimde cezalardan uzak durmak
-öğrenci merkezli yapılandırmacı, aktif örenme ortamları
-bol materyal ve duyuşsal-bilişsel-psikomotor becerilere, öğrenci hazırbulunuşluluğuna göre düzenlenmiş ders planı
-grammar translationdan ziyade daha çok communicative language learning, direct method, audio- ling methodun sentezlenmesi
-teknoloji kullanımı
yani daha çok yolumuz var, ama öncelikle şu özgüvensizliğimizi, yabancı dil duyunca yabancılaşma içgüdümüzü safdışı bırakmamız gerekiyor.
- discopolice (01.07.13 21:27:52)
Eğitim seviyesinin genel olarak yüksek olması önemli bir kriter olabilir. Bir de özellikle batı avrupa'da genel bir uluslararası ortam var denebilir. Zaten orta avrupa da ingilizce oranı biraz daha düşüyor. doğu avrupa'da baltık ülkelerinde falan daha da azalıyor. Ortamla da alakalı olabilir.
- secilmis uye (01.07.13 21:29:19)
avrupali baya baya bi kötü ingilizce konusur. genelleme temeli yanlis.
almanlar, fransizlar, italyanlar, ispanyollar, portekizliler, yunanlar, bulgarlar, romenler, slovaklar, cekler, avusturyalilar genel anlamda kötü ya da türkler civarinda.
bu saydiklarim avrupanin büyük kismini icerir zaten. genelde kuzey avrupa iyi konusuyor, kalan kita avrupasi tirt ingilizcede.
almanlar, fransizlar, italyanlar, ispanyollar, portekizliler, yunanlar, bulgarlar, romenler, slovaklar, cekler, avusturyalilar genel anlamda kötü ya da türkler civarinda.
bu saydiklarim avrupanin büyük kismini icerir zaten. genelde kuzey avrupa iyi konusuyor, kalan kita avrupasi tirt ingilizcede.
- serabetan (01.07.13 21:44:03)
dublaj olayı gelişmemiş durumda avrupanın genelinde.
filmleri dizileri televizyonlarında da orijinal dilinden alt yazı ile izliyorlar. bu yüzden dili öğrenmeye başladıklarında bu temel onlara inanılmaz faydalar sağlıyor. mesela gramerleri kötü olabilir ama öyle bir telafuzları oluyor ki anadil gibi... harmony için de geçerli bu. en büyük etkenlerden biri bu dublaj olayıdır.
filmleri dizileri televizyonlarında da orijinal dilinden alt yazı ile izliyorlar. bu yüzden dili öğrenmeye başladıklarında bu temel onlara inanılmaz faydalar sağlıyor. mesela gramerleri kötü olabilir ama öyle bir telafuzları oluyor ki anadil gibi... harmony için de geçerli bu. en büyük etkenlerden biri bu dublaj olayıdır.
- neyleyim (01.07.13 21:51:02)
dil ailesi. eğitim meğitim hikaye. dil yapın benziyorsa her şey çok kolay.
alman ih libe dih. diyor sub + verb + obj
ingiliz i love you. diyor sub + verb + obj
türk seni seviyorum diyor obj + verb + ek
konuşmada değil sıkıntı kısacası. ingilizcenin yapısında düşünmüyoruz biz problem o. onu aştığın ve yeterli kelime bilgisine ulaştığında gayet aksanlı ve hayvani bir ingilizceye sahip olmana hiç engel yok.
alman ih libe dih. diyor sub + verb + obj
ingiliz i love you. diyor sub + verb + obj
türk seni seviyorum diyor obj + verb + ek
konuşmada değil sıkıntı kısacası. ingilizcenin yapısında düşünmüyoruz biz problem o. onu aştığın ve yeterli kelime bilgisine ulaştığında gayet aksanlı ve hayvani bir ingilizceye sahip olmana hiç engel yok.
- hamdim pistim dustum (01.07.13 21:54:16)
eğitimli aileden gelme fikri biraz iddialı geliyor bana.
geçenlerde hırvat bi kamyoncu izmirden yük sarmış çanakkale üzerinden memleketine gidiyor, yolda kalmış yardım istiyor, adamla çat pat anlaştık vinç falan ayarladım adamın işini gördüm ama adam şakır şakır konuşuyor bana göre, ve sorduğu ilk soru ingilizceyi nasıl(nerede) öğrendin, ingilizce bilen türke denk gelemedim gibi bişe oldu.
geçenlerde hırvat bi kamyoncu izmirden yük sarmış çanakkale üzerinden memleketine gidiyor, yolda kalmış yardım istiyor, adamla çat pat anlaştık vinç falan ayarladım adamın işini gördüm ama adam şakır şakır konuşuyor bana göre, ve sorduğu ilk soru ingilizceyi nasıl(nerede) öğrendin, ingilizce bilen türke denk gelemedim gibi bişe oldu.
- cevher67 (01.07.13 22:09:13)
avusturya'da bizzat çocuklar üzerinde araştırmasını yaptım. kapsamlı bir araştırmaydı, dileyenle sonuçlarını paylaşırım. malesef türkiyedeki genel ingilizce bilgisi ile avusturyayı benzer tutmak büyük yanılgı olacaktır. oradaki çocuklar resmen bilingual. ülkenin ingilizce durumunu neye dayanarak bu kadar yüksek görebiliyorsunuz anlamıyorum açıkçası.
binlerce ücretli öğretmen çalışıyor üç kuruşa ve adam ziraat müh. mezunu. okulda ingilizce öğretmenliği yapıyor. içler acısı. adam işletme mezunu, ücretli yapıyor. anadoluda böyle en azından.
avrupadaki yazılı yoklama devrini kapatmış çoktan, rubrikle, self assesmentlerle portfolio ile cefr ile süreç değerlendirmesi yapıyor. biz ise ask.me de, omeglede ingilizcem bitti diyip makara yapan nesiller yetiştiriyoruz.
ingilizce bir dildir, evet benzer kökler bir etkendir kolay öğrenmeye ancak, insanın doğasını, öğrenme içgüdüsünü, toplumun başat felsefesini görmezden gelemeyiz. ural altay dil ailesinden diye koreceyi rahat öğrenemediğimiz gibi.
belki de "eğitim" konusunu tepedekiler gibi halkın da o kadar da önemli görmemesi bize kaybettiriyor. kaybettirecek gibi de görünüyor daha...
binlerce ücretli öğretmen çalışıyor üç kuruşa ve adam ziraat müh. mezunu. okulda ingilizce öğretmenliği yapıyor. içler acısı. adam işletme mezunu, ücretli yapıyor. anadoluda böyle en azından.
avrupadaki yazılı yoklama devrini kapatmış çoktan, rubrikle, self assesmentlerle portfolio ile cefr ile süreç değerlendirmesi yapıyor. biz ise ask.me de, omeglede ingilizcem bitti diyip makara yapan nesiller yetiştiriyoruz.
ingilizce bir dildir, evet benzer kökler bir etkendir kolay öğrenmeye ancak, insanın doğasını, öğrenme içgüdüsünü, toplumun başat felsefesini görmezden gelemeyiz. ural altay dil ailesinden diye koreceyi rahat öğrenemediğimiz gibi.
belki de "eğitim" konusunu tepedekiler gibi halkın da o kadar da önemli görmemesi bize kaybettiriyor. kaybettirecek gibi de görünüyor daha...
- discopolice (01.07.13 22:22:44)
sizin tanıştığınız avrupalılarla ilgili bir şey. almanyadaydım daha 2 hafta önce, frankfurt yakınlarında bir orta çağ kasabasındaydım ve kimseyle iletişim kuramadım alman olarak. ingilizce bilen çok az ve bilenler de üç beş kelimeydi. yani öyle bir şey yok.
- prodeq (01.07.13 22:23:27)
hiç italyan, ispanyol, yunan kısaca akdenizli birisiyle ingilizce konuşmamışsın belli ki :) fransızların aksanını hepimiz biliyoruz zaten. ayrıca avrupanın büyük kısmının roma ve cermen akınları sayesinde çok büyük ortak kelime havuzları var. ingilizce bilen birisi ispanyolca öğrenirken bir çok kelime için sözlüğe bakmak zorunda kalmaz. bu da hızlandırıyordur öğrenme sürecini sanırım.
- r_u_h (02.07.13 04:58:42)
1