[]
Wilderness Camp
her yere çadırla gitme lüksünüz yok, köyden insanlarla, jandarma ile ya da bilimum sarhoş piknikçilerle uğraşıyorsunuz. TR içinde belirli piknik alanalrı var, misafir seven özel mülkler var, en temiz ve güvenli şartlar oralarda. ormanlık bölgelerde bolca bulabilirsiniz. sakarya taraflarında ormanlık bölgelerde, safranbolu civarlarında, iznikte, güney sahil kesimlerinde kısa süreli bireysel, grup kampları tecrübe ettim. yaşım kadar haftalık kamp yaşadım, ama hala aceminin önce gideniyimdir. kendimi asla usta göremeyeceğim zaten. içgüdüsel öğreniliyor herşey çünkü. başınıza gelmeden öğrenmenizin pek yolu yok.
sürekli gitmiyorum, hatta uzun zaman oldu son kamptan bu yana. uygun alan seçiyor, uygun ekipmanları kuruyorsunuz, dikkat edilmesi gereken binlerce şey var, böcekler son dönemde öncelik taşıyor, sıcak ve soğuğu düşünmeniz lazım, hayvanlara dikkat etmeniz lazım, yemeği etrafta bırakmamanız ateş yaktıysanız sorun çıkmayacağını sağlama almanız gerekiyor. her acil durum için desteğiniz olmalı, ipiniz şuyunuz buyunuz. bu noktada en verimli çözüm kalabalıkla kampa gitmek, çünkü yeniyseniz ve güvenilir çevreniz varsa sorun olmaz ve genelde sorunları çoğunluk daha kolay aşar. ayrıca kendinizi güvende hissedersiniz.
anlatılacak o kadar şey varken işin zor kısmını da anlattım, ama en güzel kısmı orman havası. çadır içi boğucu hale gelir gece biterken, gün doğunca kalkar metabolizma, kalk bir aydınlan der. çadırı terk etmek zor gelir, dışarsı serindir, ayakkabıları geceleyin içeri almadıysanız içleri nemlidir, ormanda daima sabaha doğru çiy düşer, titrersiniz, kendinize gelmeye çalışırken azıcık esnersiniz, hareket ettikçe açılırsınız. her yer sessizdir, muhteşem bir hava vardır, güneş doğuyordur, hafif sis içerisinde ışığın mızraklarını seçersiniz havada. en yakın çeşmeye gidersiniz, musluktan akan ya da damacanadan aldığınız su gibi değildir soğuktur ferahtır. yüzünüzü yıkarsınız, ateş başına gelir kahvaltı hazırlıklarına koyulursunuz. bedeniniz orman havasına hemen uyum sağlamış ancak şartlar sizi yormuştur. gece çöktüğünde hiç uyumadığınız gibi uyursunuz derin ve dinlenerek. dinlendiğinizi hissedersiniz.
ve dönüş günü ayrılırken bir parçanızı orada bırakırsınız.
sürekli gitmiyorum, hatta uzun zaman oldu son kamptan bu yana. uygun alan seçiyor, uygun ekipmanları kuruyorsunuz, dikkat edilmesi gereken binlerce şey var, böcekler son dönemde öncelik taşıyor, sıcak ve soğuğu düşünmeniz lazım, hayvanlara dikkat etmeniz lazım, yemeği etrafta bırakmamanız ateş yaktıysanız sorun çıkmayacağını sağlama almanız gerekiyor. her acil durum için desteğiniz olmalı, ipiniz şuyunuz buyunuz. bu noktada en verimli çözüm kalabalıkla kampa gitmek, çünkü yeniyseniz ve güvenilir çevreniz varsa sorun olmaz ve genelde sorunları çoğunluk daha kolay aşar. ayrıca kendinizi güvende hissedersiniz.
anlatılacak o kadar şey varken işin zor kısmını da anlattım, ama en güzel kısmı orman havası. çadır içi boğucu hale gelir gece biterken, gün doğunca kalkar metabolizma, kalk bir aydınlan der. çadırı terk etmek zor gelir, dışarsı serindir, ayakkabıları geceleyin içeri almadıysanız içleri nemlidir, ormanda daima sabaha doğru çiy düşer, titrersiniz, kendinize gelmeye çalışırken azıcık esnersiniz, hareket ettikçe açılırsınız. her yer sessizdir, muhteşem bir hava vardır, güneş doğuyordur, hafif sis içerisinde ışığın mızraklarını seçersiniz havada. en yakın çeşmeye gidersiniz, musluktan akan ya da damacanadan aldığınız su gibi değildir soğuktur ferahtır. yüzünüzü yıkarsınız, ateş başına gelir kahvaltı hazırlıklarına koyulursunuz. bedeniniz orman havasına hemen uyum sağlamış ancak şartlar sizi yormuştur. gece çöktüğünde hiç uyumadığınız gibi uyursunuz derin ve dinlenerek. dinlendiğinizi hissedersiniz.
ve dönüş günü ayrılırken bir parçanızı orada bırakırsınız.
- wiillii (01.05.13 14:48:57)
1