[]
John Constable - William Turner
bu iki çalışmayı vermek istediği mesaj, kullanılan renkler, bizde uyandırdığı duygu, kompozisyon açısından ele alırsak neler söyleyebilirsiniz sevgili sanatseverler?
ayrıca 19. yy ingilteresinde yaşadığınızı hayal edersek hangi tabloyu neden satın almak isterdiniz ve bunu bir başkasına nasıl anlatırdınız?
ayrıca 19. yy ingilteresinde yaşadığınızı hayal edersek hangi tabloyu neden satın almak isterdiniz ve bunu bir başkasına nasıl anlatırdınız?
her şeyden önce romantik dönemin iki önemli sanatçısı olan john constable ve william turner'ın eserlerindeki betimlemeler bir gerekçeye indirgenmemiş; aksine sanatçılar kendini içine bıraktığı her türlü heyecanla sarılışına, hayal gücünün kanatlanmasına bağlamıştır. bundan ötürü kendilerinden önceki sanatçılara oranla doğayı olduğu gibi tasvir etmişlerdir. charles baudelaire'e istinaden, romantik dönemde resim, konusundan mutlak surette bağımsızdır. daha sonra 20. yy modernizminin başlıca ifade biçimi olan soyut sanattaki gibi, bir resmin konusunun öncelikle resmin kendisi olacağı inancı benimsenmemiştir.
resimleri değerlendirmek gerekirsek john constable'ın eserine baktığımızda sanatçı, willaim turner'a oranla çalışmasını daha detaycı bir yaklaşımla ele almış. üstelik bunu, çalışmalarını gerçekleştirdiği büyük kompozisyonlarda yapmıştır. zaten kendisi, doğayı ve atmosferi en iyi betimleyen sanatçılardan biridir. eserlerini tamamlamadan önce defalarca ön çalışma yapar. sözgelimi, gösterdiğin eserdeki ağacı, ön çalışmalarında resmin sağına değil de soluna da koymuş olabilir. buna benzer birçok eskizi vardır. öte yandan sanatçının bu çalışması kendi hayatından kesitler de sunmaktadır. constable, william turner gibi şehirli birisi değildi. babası bir değirmenci idi. bu bakımdan çalışmalarını, umumiyetle hüzün dolu geniş manzara resimleri oluşturmaktadır. bu durum john constable'ı, william turner'dan daha gerçekçi bir ressam kılmıştır. zira turner son dönem çalışmalarında nesnelerin doğal vizyonuyla daha az ilgilenmeye başlamış. john constable bu tablsounda cesur ve yenilikçi tekniğini tuval yüzeyine yansıtmıştır. benim açımdan john constable - bu eserinde de olduğu gibi- ''bitmemişlik'' duygusu verdiği çalışmalarında öznellik ve plastik yenilik konusunda çağdaşları tarafından güçlükle izlenebilen ve daha sonra etkileyeceği diğer sanatçılara bir özgürlük dersi bırakarak romantik dönemin en önemli sanatçılarından biri olmayı başarabilmiştir.
william turner'ın eserinde ise renk ve ışık, simgeci bir anlamda kullanılmış. dolayısıyla turner'ın eseri bu bağlamda klasik olandan uzaklaşıp soyuta dönüşen ve soyut sanatın yolunu açan bir eser haline gelmiş. turner'ın eserlerinde doğanın insan karşısında muazzam ve acımasız bir üsütnlüğü göze çarpar. eserlerinde figürler nerdeyse görünmez. fırtınalar, felaketler, egzotik sahneler sanatçı tarafından ele alınan başlıca konulardır. eserlerinde kullandığı saf renkler ve bu renklerin tekvin ettiği prizmatik görüntüler, manzara resmindeki geleneksel yapıyı yıkmıştı. keza william turner da, john constable gibi hayranlık uyandıran bir sanatçıdır.
19. yy ingiltere'sinde yaşasaydım bu iki tabloyu da satın alırdım. zira her şeyden önce bu sanatçılar, yaptıkları işi birer meta olarak görmediler. william turner, ''denizde kar fırtınası''isimli çalışmasını yapmak için kendisini bir gemi direğine bağlamıştı. ardından eserini tamamladıktan sonra, kendisine ''bu resmin beş para etmez ve satılmaz'' gibisinden eleştiriler yönelmişti. tabi bunlar turner'ın hiç umurunda değildi.
resimleri değerlendirmek gerekirsek john constable'ın eserine baktığımızda sanatçı, willaim turner'a oranla çalışmasını daha detaycı bir yaklaşımla ele almış. üstelik bunu, çalışmalarını gerçekleştirdiği büyük kompozisyonlarda yapmıştır. zaten kendisi, doğayı ve atmosferi en iyi betimleyen sanatçılardan biridir. eserlerini tamamlamadan önce defalarca ön çalışma yapar. sözgelimi, gösterdiğin eserdeki ağacı, ön çalışmalarında resmin sağına değil de soluna da koymuş olabilir. buna benzer birçok eskizi vardır. öte yandan sanatçının bu çalışması kendi hayatından kesitler de sunmaktadır. constable, william turner gibi şehirli birisi değildi. babası bir değirmenci idi. bu bakımdan çalışmalarını, umumiyetle hüzün dolu geniş manzara resimleri oluşturmaktadır. bu durum john constable'ı, william turner'dan daha gerçekçi bir ressam kılmıştır. zira turner son dönem çalışmalarında nesnelerin doğal vizyonuyla daha az ilgilenmeye başlamış. john constable bu tablsounda cesur ve yenilikçi tekniğini tuval yüzeyine yansıtmıştır. benim açımdan john constable - bu eserinde de olduğu gibi- ''bitmemişlik'' duygusu verdiği çalışmalarında öznellik ve plastik yenilik konusunda çağdaşları tarafından güçlükle izlenebilen ve daha sonra etkileyeceği diğer sanatçılara bir özgürlük dersi bırakarak romantik dönemin en önemli sanatçılarından biri olmayı başarabilmiştir.
william turner'ın eserinde ise renk ve ışık, simgeci bir anlamda kullanılmış. dolayısıyla turner'ın eseri bu bağlamda klasik olandan uzaklaşıp soyuta dönüşen ve soyut sanatın yolunu açan bir eser haline gelmiş. turner'ın eserlerinde doğanın insan karşısında muazzam ve acımasız bir üsütnlüğü göze çarpar. eserlerinde figürler nerdeyse görünmez. fırtınalar, felaketler, egzotik sahneler sanatçı tarafından ele alınan başlıca konulardır. eserlerinde kullandığı saf renkler ve bu renklerin tekvin ettiği prizmatik görüntüler, manzara resmindeki geleneksel yapıyı yıkmıştı. keza william turner da, john constable gibi hayranlık uyandıran bir sanatçıdır.
19. yy ingiltere'sinde yaşasaydım bu iki tabloyu da satın alırdım. zira her şeyden önce bu sanatçılar, yaptıkları işi birer meta olarak görmediler. william turner, ''denizde kar fırtınası''isimli çalışmasını yapmak için kendisini bir gemi direğine bağlamıştı. ardından eserini tamamladıktan sonra, kendisine ''bu resmin beş para etmez ve satılmaz'' gibisinden eleştiriler yönelmişti. tabi bunlar turner'ın hiç umurunda değildi.
- lynyrd skynyrd (15.04.13 01:27:09 ~ 01:35:27)
1