[]
mutlu evliliğin sırları
ceyda düvenci'de boşanmış. oysaki evli mutlu çocuklu diye çok seviniyordum. hiç tanımamama rağmen pozitif elektrik aldığım biri ve mutlu olması beni de mutlu ediyordu ama maalesef boşanmış. Sadece ünlüler değil sıradan vatandaşın evliliği de yürümüyor, çoğu boşanıyor. Buralarda uzun yıllardır evli mutlu olan var mı ? nedir sırrınız ? çok görüşmek, mesafe bırakmak, tatlı sözler vb. ??
Evliliği bir gereklilik olarak görüyor olmamızdan kaynaklanıyor.
Evlenmek zorunda hissediyor insan kendini belli bir yaştan sonra, oysa öyle bir şey yok.
Evlenmek zorunda hissediyor insan kendini belli bir yaştan sonra, oysa öyle bir şey yok.
- grimer (04.02.13 16:18:28)
Arka planda neler olduğunu bilemeyiz. Son raddede kişiliklerle alakalı.
Not: 'Buralarda' dışındaki '-de,-da' eklerini ayrı yazman gerekiyor.
www.dahianlamindakideayriyazilir.com
Not: 'Buralarda' dışındaki '-de,-da' eklerini ayrı yazman gerekiyor.
www.dahianlamindakideayriyazilir.com
- megafon (04.02.13 16:25:37)
her gece sevisin. istisnasız mazeretsiz. o zaman uzun sürüyormus evlilikler
- waterhardeningsteel (04.02.13 16:31:44)
mutlu evliliğin sırrı iki mutlu insanın bir araya gelmesidir.
insanlar kendi mutsuzluklarının-çaresizliklerinin çözümünü evlilikte veya başka bir insanda aradıkları sürece çözüme ulaşamayacaklar.
iki mutsuz insan bir mutlu çift etmiyor malesef.
insanlar kendi mutsuzluklarının-çaresizliklerinin çözümünü evlilikte veya başka bir insanda aradıkları sürece çözüme ulaşamayacaklar.
iki mutsuz insan bir mutlu çift etmiyor malesef.
- orpheus (04.02.13 16:37:33 ~ 16:37:48)
orpheus +1649798664
daha 2,5 yıl oldu ama kesinlikle kişinin mutluluğu ile doğru orantılı olduğuna inanıyorum. ne kadar çok kişisel problem varsa -kariyer, para vs- evlilikte o kadar kötü gidiyor.
bi de artık eski nesillerdeki gibi elindekiyle yetinme iç güdüsü yok malesef.
daha 2,5 yıl oldu ama kesinlikle kişinin mutluluğu ile doğru orantılı olduğuna inanıyorum. ne kadar çok kişisel problem varsa -kariyer, para vs- evlilikte o kadar kötü gidiyor.
bi de artık eski nesillerdeki gibi elindekiyle yetinme iç güdüsü yok malesef.
- yue (04.02.13 16:47:49)
evli değilim, tecrübem yok, ancak insanlar kendilerini tanımadan, hayattan neler istediklerini, nelerin kendilerini mutlu ettiğini-edebileceğini bilmeden düşünmeden vs vs artı karşıdaki insanı tam olarak tanımadan, evlilik-ortak yaşam vs ile ilgili konularda karşılıklı mantıklı konuşmalar yapmadan, yani birbirlerinin beklentilerini de bilmeden evleniyorlar.
çoğunlukla konuşulmayan şeyleri herkes kendi kafasından kendi düşündüğüne uygunmuş gibi tamamlıyor.
sonra evleniliyor, aradan zaman geçiyor, olaylar gelişiyor. insanlar bakıyor ki hayattan bekledikleri bu değilmiş, evlilikten bekledikleri-anladıkları da bu değilmiş, karşıdaki insan çok başka şeyler bekliyormuş falan filan.
ve diğer arkadaşların söylediği gibi artık kimse ilişkiyi düzeltmeyi filan da dert etmiyor. ayrılayım gitsin, yenisini bulurum, bu dünyaya bir kere geliniyor, tatlı canıma yazık değil mi diyorlar.
sonuç bildiğiniz gibi.
ha belki de benim-senin-şunun-bunun evlenmemesi-evlenememesinin sebebi de bunlardır. herkes bir garip oldu bu devirde.
eskiden okulu bitirince başgöz edilirdin. eğer eşin çok kötü birisi değilse (şiddet-aldatma-alkol-kumar vs) gayet de mutlu mesut geçinir giderdin.
çoğunlukla konuşulmayan şeyleri herkes kendi kafasından kendi düşündüğüne uygunmuş gibi tamamlıyor.
sonra evleniliyor, aradan zaman geçiyor, olaylar gelişiyor. insanlar bakıyor ki hayattan bekledikleri bu değilmiş, evlilikten bekledikleri-anladıkları da bu değilmiş, karşıdaki insan çok başka şeyler bekliyormuş falan filan.
ve diğer arkadaşların söylediği gibi artık kimse ilişkiyi düzeltmeyi filan da dert etmiyor. ayrılayım gitsin, yenisini bulurum, bu dünyaya bir kere geliniyor, tatlı canıma yazık değil mi diyorlar.
sonuç bildiğiniz gibi.
ha belki de benim-senin-şunun-bunun evlenmemesi-evlenememesinin sebebi de bunlardır. herkes bir garip oldu bu devirde.
eskiden okulu bitirince başgöz edilirdin. eğer eşin çok kötü birisi değilse (şiddet-aldatma-alkol-kumar vs) gayet de mutlu mesut geçinir giderdin.
- mea maxima culpa (04.02.13 17:00:49)
mea maxima culpa ve orpheus'a katılıyorum.
insan kendini ve karşısındakini tanımalı.
ama aslında bu da yetmiyor.
herhalde çağımızın getirdiği şeylerden biri de hayattan aşırı şeyler beklemek.
o da olsun, bu da olsun, her şeyi yapayım falan.
bu aslında mümkün olmayan bir şey.
çağın hızlanmasıyla, insanlar da hızlanabileceklerini düşünüyorlar.
halbuki insan hâlâ aynı insan.
yani teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, ne kadar para kazanılırsa kazanılsın sonuçta mutluluk mutluluktur, mutsuzluk da mutsuzluk.
insanlar hayattan çok fazla şey bekliyorlar.
daha fazla mutluluk, daha fazla para, daha fazla x, y, z.
sonra da beklentileri gerçekleşmediği için karşıdakine kızıyorlar.
ama aslında sorun karşıda değil, sorun beklentilerde.
çünkü beklentiler gerçekçi değil.
zaten bu beklentiler başta konuşulmuyor, o ayrı.
yani hem iletişim çağındayız, hem de insanlar iletişim kurmuyorlar.
çünkü ortamda o kadar çok insanla iletişim kuruluyor ki, 1-2 insanla bunun derinine inemiyorsun.
artık kimse kocamla/karımla kendi halimizde huzurlu bir hayat yaşayalım zihniyetine sahip değil.
insanlarda sürekli "bir şeyler kaçırıyorum" psikolojisi hakim.
bunun nedeni de hayatın hızlanmış olması belki.
ama işte gerçekçilikten uzak.
insan doğası buna uygun değil, hepimiz aptala dönüyoruz.
o yüzden insanlar da gerçeklikten uzaklaştılar.
artık bir takım şeyler için uğraşmaya, bir takım şeyler için çaba harcamaya inanmıyor insanlar.
eskiden amerika'ya giden sevgililer, askere giden nişanlılar, okumak için yurtdışına giden sözlüler beklenirdi.
şimdi onları bekleyecek, onlarla ilgilenecek zamanımız yok.
ama o zamanlarda da beklenen kişiler sözlerinde dururlardı.
artık bu karşılıklı bir şey.
güvensizlik ortamı hakim ve ulaşılabilirlik çok fazla.
bekleyemiyoruz, çünkü bizim ilgiye ihtiyacımız var, o olmasa 54037 tane daha adam "nasılsa" var.
ha, ama nereye yetişiyorsun diye sorsalar verecek cevap da yok.
ve zaten bir sürü adam da yok.
bu sadece illüzyon.
buna kapılıp risk alıyor insanlar.
nasılsa yenisi gelir diyorlar, ama bunu nerede sonlandıracağını bilemiyor, sonunda yalnız kalıyorlar.
halbuki düzgün birini bulduğunda onu kaybetmemek için biraz mücadele etmek lazım, çünkü aslında arkasından birileri falan gelmiyor.
sadece biz öyle sanıyoruz.
insan kendini ve karşısındakini tanımalı.
ama aslında bu da yetmiyor.
herhalde çağımızın getirdiği şeylerden biri de hayattan aşırı şeyler beklemek.
o da olsun, bu da olsun, her şeyi yapayım falan.
bu aslında mümkün olmayan bir şey.
çağın hızlanmasıyla, insanlar da hızlanabileceklerini düşünüyorlar.
halbuki insan hâlâ aynı insan.
yani teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, ne kadar para kazanılırsa kazanılsın sonuçta mutluluk mutluluktur, mutsuzluk da mutsuzluk.
insanlar hayattan çok fazla şey bekliyorlar.
daha fazla mutluluk, daha fazla para, daha fazla x, y, z.
sonra da beklentileri gerçekleşmediği için karşıdakine kızıyorlar.
ama aslında sorun karşıda değil, sorun beklentilerde.
çünkü beklentiler gerçekçi değil.
zaten bu beklentiler başta konuşulmuyor, o ayrı.
yani hem iletişim çağındayız, hem de insanlar iletişim kurmuyorlar.
çünkü ortamda o kadar çok insanla iletişim kuruluyor ki, 1-2 insanla bunun derinine inemiyorsun.
artık kimse kocamla/karımla kendi halimizde huzurlu bir hayat yaşayalım zihniyetine sahip değil.
insanlarda sürekli "bir şeyler kaçırıyorum" psikolojisi hakim.
bunun nedeni de hayatın hızlanmış olması belki.
ama işte gerçekçilikten uzak.
insan doğası buna uygun değil, hepimiz aptala dönüyoruz.
o yüzden insanlar da gerçeklikten uzaklaştılar.
artık bir takım şeyler için uğraşmaya, bir takım şeyler için çaba harcamaya inanmıyor insanlar.
eskiden amerika'ya giden sevgililer, askere giden nişanlılar, okumak için yurtdışına giden sözlüler beklenirdi.
şimdi onları bekleyecek, onlarla ilgilenecek zamanımız yok.
ama o zamanlarda da beklenen kişiler sözlerinde dururlardı.
artık bu karşılıklı bir şey.
güvensizlik ortamı hakim ve ulaşılabilirlik çok fazla.
bekleyemiyoruz, çünkü bizim ilgiye ihtiyacımız var, o olmasa 54037 tane daha adam "nasılsa" var.
ha, ama nereye yetişiyorsun diye sorsalar verecek cevap da yok.
ve zaten bir sürü adam da yok.
bu sadece illüzyon.
buna kapılıp risk alıyor insanlar.
nasılsa yenisi gelir diyorlar, ama bunu nerede sonlandıracağını bilemiyor, sonunda yalnız kalıyorlar.
halbuki düzgün birini bulduğunda onu kaybetmemek için biraz mücadele etmek lazım, çünkü aslında arkasından birileri falan gelmiyor.
sadece biz öyle sanıyoruz.
- blatta hiberna (04.02.13 17:09:04 ~ 17:17:26)
Eğer elinde maddi imkanın varsa kimseye katlanmak zorunda değilsin. İşte tek neden bu. Eskiden saygı-sevgi eksikliği belli bir yere kadar tolere ediliyordu, şimdi edilmiyor.
Zaten toplum yapısı da buna uyum sağlayacağı için 100-200 yıl sonra evlilik anormal gelmeye başlayacak, insanlar ilk dönemlerde mecbur olduğu için evleniyorlardı, evlilik bir gereklilik değildir.
Zaten toplum yapısı da buna uyum sağlayacağı için 100-200 yıl sonra evlilik anormal gelmeye başlayacak, insanlar ilk dönemlerde mecbur olduğu için evleniyorlardı, evlilik bir gereklilik değildir.
- Mikail bey (04.02.13 17:11:04)
@blatta hiberna, + onyüzmilyonbin
mükemmel açıklamış
mükemmel açıklamış
- holy diver (04.02.13 18:02:04)
1