[]
İnsanları Takmamak
Merhaba
Altta nuage nin sorusunu görünce bende bir soru uyandı. Ben de onun gibi eleştiri olsun, fikir olsun ya da ufak bir davranış olsun çok takan biriyim. Ancak son zamanlarda biraz gelişir gibi oldum bu konuda. Fazla sallamamaya başladım insanların görüşlerini. Tabii yapıcı olanları bir kenara ayırıyorum.
Diyeceğim o dur ki, bir ipe sapa gelmez düşünceyi, eleştiriyi, davranışı kafaya takmamanın yolları nelerdir? Yani düşünce sistemimiz nasıl olmalı ki "Konuşuyosun da tikimde bile değil" kıvamına gelebilelim. Yapan nasıl yapıyo?
Cevaplarınızı bekler, klavyelerinizden öperim.
Altta nuage nin sorusunu görünce bende bir soru uyandı. Ben de onun gibi eleştiri olsun, fikir olsun ya da ufak bir davranış olsun çok takan biriyim. Ancak son zamanlarda biraz gelişir gibi oldum bu konuda. Fazla sallamamaya başladım insanların görüşlerini. Tabii yapıcı olanları bir kenara ayırıyorum.
Diyeceğim o dur ki, bir ipe sapa gelmez düşünceyi, eleştiriyi, davranışı kafaya takmamanın yolları nelerdir? Yani düşünce sistemimiz nasıl olmalı ki "Konuşuyosun da tikimde bile değil" kıvamına gelebilelim. Yapan nasıl yapıyo?
Cevaplarınızı bekler, klavyelerinizden öperim.
aslinda yine kisiden kisiye, kisilerin dusunce yapisina, ruh anatomisine ve hayatin sekillendirdigi karakteristik ozelliklere gore degisecek bir durum bu
bazi kisiler zamanla bu kivama gelir ki takmaman gereken bircok insanla muhattap olduktan sonra olur genelde, artik gina gelir ve insanlari kafaya takmaktan bikarsin, uzerinden bir yuk kalkar, oh be dersin, yeter, desdur, brrrrr
ama sen istedikten sonra su andan itibaren de oyle olabilirsin, bunu hizlandirma yontemi istiyorsan bu durumu gorsel birseyle bagdastirabilirsin, yani insanlari takmamak ile mutlu oldugun bir anin fotografini bagdastirabilirsin mesela, boyle bir durumla karsilastiginda aslinda o anda mutlu olman gerektigini beyin hucrelerine ve hatt genlerine islemis olursun
yardimci olmusumdur umarim, oh be ya ne yazmisim ben...
bazi kisiler zamanla bu kivama gelir ki takmaman gereken bircok insanla muhattap olduktan sonra olur genelde, artik gina gelir ve insanlari kafaya takmaktan bikarsin, uzerinden bir yuk kalkar, oh be dersin, yeter, desdur, brrrrr
ama sen istedikten sonra su andan itibaren de oyle olabilirsin, bunu hizlandirma yontemi istiyorsan bu durumu gorsel birseyle bagdastirabilirsin, yani insanlari takmamak ile mutlu oldugun bir anin fotografini bagdastirabilirsin mesela, boyle bir durumla karsilastiginda aslinda o anda mutlu olman gerektigini beyin hucrelerine ve hatt genlerine islemis olursun
yardimci olmusumdur umarim, oh be ya ne yazmisim ben...
- ermanen (18.12.08 22:21:48 ~ 22:22:26)
merhaba rectoa;
öncelikle ben de insanların tavırlarına bazen çok fazla takan biriyim. esasında çok kişiyi bozmuş, çok kişiyi ağlatmışımdır. damarıma gerçekten bastılarsa otobüs şöferlerinden tut da kamu görevlilerine kadar. insanları kırmamak için kendimi kırarım çoğunlukla. ama baktım insanların yaptıklarını çok konuşmaya başlamışım, o zaman benim için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. en son biri 10 diğeri 9 yıllık, beni duygusal olarak sömüren 2 arkadaşımla ilişkimi kestim. bunlar 2 günde bir görüştüğüm, hergün msn de vs. konuştuğum insanlar. kendime bu kadar herşeyi alttan aldığım için kızdım. bir olay olduğunda insanları eğer haketmeyecek insanlarsa kırmamak için alttan almamaya başladım. br insan benim zıt olduğum istemediğim birşey mi yaptı ? ben onun damarına daha çok bastım. ağzının payını verdim. bir olay karşısında memnuniyetsizsen susma. tepkini koy. sonra bunlar içinde birikiyor. niye öyle demedin ? yapmadın derken daha çok yıpranırsın. mimiklerinle belli et hiç yapamıyorsan tepkini. zaten iş hayatında biriyse kafana en son takacağın kişiler onlar olsun. kişi patron değilse, sana karşı ters konuşan, boş konuşan insana "seni dinlemek istemiyorum, burası işyeri. o yüzden sana karşı şimdi susuyorum. ama ben dışarıda böyle değilim. dışarıda olsa tepkim daha farklı olurdu dersin. ayrıca mutlaka bir hobi edin. bunları gerçekleştirmek için uğraş. kendini dünyadan insanlardan soyutlayacak, desarj olacağın, çok seveceğin, iş dışında yapabileceğin bir uğraş mutlaka vardır. onlarla uğraşmaya çalış. bir sporla ilgilen. uzakdoğu sporlarını öneririm. geleneksel sanatlarla ilgilenebilirsin misal.
öncelikle ben de insanların tavırlarına bazen çok fazla takan biriyim. esasında çok kişiyi bozmuş, çok kişiyi ağlatmışımdır. damarıma gerçekten bastılarsa otobüs şöferlerinden tut da kamu görevlilerine kadar. insanları kırmamak için kendimi kırarım çoğunlukla. ama baktım insanların yaptıklarını çok konuşmaya başlamışım, o zaman benim için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. en son biri 10 diğeri 9 yıllık, beni duygusal olarak sömüren 2 arkadaşımla ilişkimi kestim. bunlar 2 günde bir görüştüğüm, hergün msn de vs. konuştuğum insanlar. kendime bu kadar herşeyi alttan aldığım için kızdım. bir olay olduğunda insanları eğer haketmeyecek insanlarsa kırmamak için alttan almamaya başladım. br insan benim zıt olduğum istemediğim birşey mi yaptı ? ben onun damarına daha çok bastım. ağzının payını verdim. bir olay karşısında memnuniyetsizsen susma. tepkini koy. sonra bunlar içinde birikiyor. niye öyle demedin ? yapmadın derken daha çok yıpranırsın. mimiklerinle belli et hiç yapamıyorsan tepkini. zaten iş hayatında biriyse kafana en son takacağın kişiler onlar olsun. kişi patron değilse, sana karşı ters konuşan, boş konuşan insana "seni dinlemek istemiyorum, burası işyeri. o yüzden sana karşı şimdi susuyorum. ama ben dışarıda böyle değilim. dışarıda olsa tepkim daha farklı olurdu dersin. ayrıca mutlaka bir hobi edin. bunları gerçekleştirmek için uğraş. kendini dünyadan insanlardan soyutlayacak, desarj olacağın, çok seveceğin, iş dışında yapabileceğin bir uğraş mutlaka vardır. onlarla uğraşmaya çalış. bir sporla ilgilen. uzakdoğu sporlarını öneririm. geleneksel sanatlarla ilgilenebilirsin misal.
- philosophia (18.12.08 22:32:20 ~ 22:36:21)
Şimdi aşırı duyarlı bir kişiysen şayet, tikine bile sakmamayı tamamen asla yapamazsın. ben mesela belli kişilerin eleştiri ve fikirlerine aşırı değer verdiğimden çok etkileniyordum eskiden. bunu yakın bulduklarıma anlattım, daha az kırıcı olacak şekilde yapmaya dikkat ediyor bazıları. dikka etmeyenleri benim hislerime değer vermeyenler olarak nitelendirip yakın iletişimi kesiyorum genelde. ama ne bileyim rastgele biri (ortak ders alan alakasız insan mesela) üff saçın çok kötü (evet saçımı sevmiyorum genelde itiraftır) falan gibi laf sokarsa (neden yapar bunu insanlar? ama nedeeeen? onlara ne püff) içimden çarpma yapmaya başlıyorum taa ki sinirim/sıkıntım/üzüntüm geçene kadar. sallamamış olmuyorum tabi ama sonuçta o anı kurtarıyorum tepkimi belli etmiyorum.
bir de cidden vurdumduymazlar var tabi. öküzün en önde gidenleri. onlar zaten genelde yıkıcı eleştiriler, laf çakmalarla falan gelenler. onları da etkilemek mümkün değil çok ağır konuşup belden aşağı vurmadan. o da olmuyor. ben yapamıyorum.
cevap olmadı di mi bu? puff..
bir de cidden vurdumduymazlar var tabi. öküzün en önde gidenleri. onlar zaten genelde yıkıcı eleştiriler, laf çakmalarla falan gelenler. onları da etkilemek mümkün değil çok ağır konuşup belden aşağı vurmadan. o da olmuyor. ben yapamıyorum.
cevap olmadı di mi bu? puff..
- sipsi (18.12.08 22:33:40)
özgüvenle alakalı ama tam olarak da değil; muhtemelen eleştrilerin çok koyduğu kadar, takdirler de bulutların üstüne çıkartıyordur seni. buradaki mevzu çok "onay bağımlı" bir anlayış yürütmen. onun yerine dışsal onay ve tenkitlere karşı biraz duyarsızlaşırken, örn en kötü durum senaryolarını hayal edersin veya yaratırsın, bir yandan da içeride kendi realiteni yaratıp, düşüncelerinin önemi bağlamında da en önemli referansı kendinden alacağına ikna olmalısın.
bu çok yaygın bir problem, özellikle türkiye gibi mahalle baskısının, başkası ne derciliğin muazzam işlediği bir toplumda, annelerimiz babalarımız da öyle insanlarken, bizleri daha farklı yetiştiremiyorlar ne yazık, bizler de sürekli onay arayan, bağımlı insanlar oluyoruz.
mesele işte dışarıdan alacağın zarar veya faydayı realize etmen. örneğin şu ortamda çok fena aşağılansan, reddedilsen vs vs. en kötü ne olabilir, bunu düşünmen, buna karşı hislerini biraz sönümlendirmen, gerçekte o kadar da siklenecek birşey olmadığı farketmen ... gibi.
örnekleri vs. çok ama uzatmayayım, kendine diyeceğin şu "her insan kendinin annesi babasıdır, kimseden ne alacak faydam ne görecek zararım yok, kendi yağımda kavrulurum, diğer insanlarn görüşlerine de önem veriyorum, ve hayatımda benim için en önemli en saygı duyduğum insan kendimim"
işte bir döngüye girer bu sayede öz değerini de gözünde yükseltirsen siklememe gücüne erişirsin.
bu çok yaygın bir problem, özellikle türkiye gibi mahalle baskısının, başkası ne derciliğin muazzam işlediği bir toplumda, annelerimiz babalarımız da öyle insanlarken, bizleri daha farklı yetiştiremiyorlar ne yazık, bizler de sürekli onay arayan, bağımlı insanlar oluyoruz.
mesele işte dışarıdan alacağın zarar veya faydayı realize etmen. örneğin şu ortamda çok fena aşağılansan, reddedilsen vs vs. en kötü ne olabilir, bunu düşünmen, buna karşı hislerini biraz sönümlendirmen, gerçekte o kadar da siklenecek birşey olmadığı farketmen ... gibi.
örnekleri vs. çok ama uzatmayayım, kendine diyeceğin şu "her insan kendinin annesi babasıdır, kimseden ne alacak faydam ne görecek zararım yok, kendi yağımda kavrulurum, diğer insanlarn görüşlerine de önem veriyorum, ve hayatımda benim için en önemli en saygı duyduğum insan kendimim"
işte bir döngüye girer bu sayede öz değerini de gözünde yükseltirsen siklememe gücüne erişirsin.
- lhun (18.12.08 22:37:20)
her insan takar aslında bu tür şeylere. kimisi dışarı yansıtmamasını bilir o kadar. hele ben mesela feci yansıtırım dışarı. hele bana kötü bir davranış yapılsın, gider yani o gün benim moral. empati kura kura bu hale geldik sanırım.
bu "ben de" tarzı bir girişten sonra cevaba geçelim. rectoa'cım bir kere kendi bildiğinden şaşmayacaksın. başkaları hep kendi bildiklerini sana okutmaya çalışır. sonradan çok sıkıntı çekmemek için kendi bildiğinden şaşma derim. hem bak gelişir gibi olmuşsun zaten bu konuda. eminim zamanla hiç iplememeye başlarsın kötü davranışları. en zayıf noktasıyla dakikalarca dalga geçildiği halde babacan bir tavırla gülen ve hemen dalga geçen kişiyle geyik muhabbetine başlayan insanlar tanıyorum. onlar gibi olmak apayrı bir mevzu olsa bile, başkalarının dediğinden çok kendi dediğini dinlersen başkalarını takmayacaksındır muhtemelen (cümleye gel). insan özgüvenini kolay kolay kuramıyor. bir o kadar da kolay yıkılıyor bu özgüven denen nane. iki saattir konuşuyorum ama boş konuşuyorum farkındayım.
en ayrıca, dostum seviliyorsun sen be :)
bu "ben de" tarzı bir girişten sonra cevaba geçelim. rectoa'cım bir kere kendi bildiğinden şaşmayacaksın. başkaları hep kendi bildiklerini sana okutmaya çalışır. sonradan çok sıkıntı çekmemek için kendi bildiğinden şaşma derim. hem bak gelişir gibi olmuşsun zaten bu konuda. eminim zamanla hiç iplememeye başlarsın kötü davranışları. en zayıf noktasıyla dakikalarca dalga geçildiği halde babacan bir tavırla gülen ve hemen dalga geçen kişiyle geyik muhabbetine başlayan insanlar tanıyorum. onlar gibi olmak apayrı bir mevzu olsa bile, başkalarının dediğinden çok kendi dediğini dinlersen başkalarını takmayacaksındır muhtemelen (cümleye gel). insan özgüvenini kolay kolay kuramıyor. bir o kadar da kolay yıkılıyor bu özgüven denen nane. iki saattir konuşuyorum ama boş konuşuyorum farkındayım.
en ayrıca, dostum seviliyorsun sen be :)
- deckard (18.12.08 22:47:52)
herkes uzun uzun yazmış kısa ve öz yazayım bende.Hiçbirşeyin sonrasını düşünme bence bu kadar.
ee nede olsa "sonun düşünen kahraman olmaz" dimi meamati..:D
ee nede olsa "sonun düşünen kahraman olmaz" dimi meamati..:D
- clandestino88 (19.12.08 19:41:40)
En azından yalnız olmadıgını bil ,belki güç verir.Bazı insanlar bu takmama işini iyi beceriyorlar .Özellikle de en nefret ettiğim soz halıne geldi 'boşver ya ,takma'.Acıkcası bu takmama işi Allah tarafından verilen bir hediye diye dusunuyorum.Ben hayatım boyunca takmayan bir insan olamayacagımı kabullendiğimde daha bir rahatladım sanki.
- denisse (19.12.08 19:44:53)
1