[]
Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması gerekli midir?
Merhaba,
Ev arkadaşımla bu konuyu her bahsi geçtiğinde uzun müddet tartışırız (kavga dövüş değil, insan gibi tabi).
Öncelikle benim bir tane köpeğim ve onun da dört tane kedisi var. O kedilerden iki tanesiyle bağ kurabildim ve de aile ferdi olarak görüyorum. Diğer ikisi de misafir gibi geliyor. Her neyse, bu kedilerin hepsi de sokak kedisi (cins değil yani o bakımdan). Başlangıcını hatırlamıyorum ama anlatayım ufaktan; kapımıza gelen ne kadar sokak kedisi varsa karnı doyuruluyor. Köpek gelirse o da doyuruluyor. Bizim kedilerimiz de gün içinde serbest bırakılıyor ve canları istediklerinde eve dönüyorlar. Ben de bunun üzerine kedilerini kısırlaştırması gerektiğini söyledim. Çünkü doğan yavruların doyurulması gereken yeni gırtlaklar olduğunu ve şu an bile öğrenci halimizle ancak doyurulduklarını söyledim. O da bizim böyle bir hakkımız olmadığını söyledi.
Ben de kısırlaştırmazsak kedi nüfusunun katlana katlana artacağını ve bunun en çok kediler için kötü olacağını söyledim. Sonra o halde köpeğimin de kısırlaştırılması gerektiğini söyledi. Fakat köpeğim cins olduğu için yavruların zaten şimdiden sahibi olduğunu(evet var- ticaretle de alakası yok.) ve ilk doğumundan sonra da kısırlaştıracağımı söyledim.
Bu mantıkla yola çıkarak insanların da nüfusunun kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Ona katıldığımı söyledim ve bir çiftin maksimum iki tane çocuk doğurması gerektiğini ve bunun da bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini ekledim.
Aramızdaki tartışmanın tamamını aktaramam şimdi buraya tabi, ama ana fikir şu:
"Sokak hayvanı" diye bir kavramın varolmasının sebebi tamamen insanlardır. Bu yüzden onların sorumluluğu da bize aittir. Yani onların bakımını bizim yapmamız gerekir. Ama tam olarak da bu yüzden nüfus artışı kontrol edilmelidir (midir?)
Falan da filan, siz ne diyorsunuz damalılar?
(resim konuyla alakasız)
Ev arkadaşımla bu konuyu her bahsi geçtiğinde uzun müddet tartışırız (kavga dövüş değil, insan gibi tabi).
Öncelikle benim bir tane köpeğim ve onun da dört tane kedisi var. O kedilerden iki tanesiyle bağ kurabildim ve de aile ferdi olarak görüyorum. Diğer ikisi de misafir gibi geliyor. Her neyse, bu kedilerin hepsi de sokak kedisi (cins değil yani o bakımdan). Başlangıcını hatırlamıyorum ama anlatayım ufaktan; kapımıza gelen ne kadar sokak kedisi varsa karnı doyuruluyor. Köpek gelirse o da doyuruluyor. Bizim kedilerimiz de gün içinde serbest bırakılıyor ve canları istediklerinde eve dönüyorlar. Ben de bunun üzerine kedilerini kısırlaştırması gerektiğini söyledim. Çünkü doğan yavruların doyurulması gereken yeni gırtlaklar olduğunu ve şu an bile öğrenci halimizle ancak doyurulduklarını söyledim. O da bizim böyle bir hakkımız olmadığını söyledi.
Ben de kısırlaştırmazsak kedi nüfusunun katlana katlana artacağını ve bunun en çok kediler için kötü olacağını söyledim. Sonra o halde köpeğimin de kısırlaştırılması gerektiğini söyledi. Fakat köpeğim cins olduğu için yavruların zaten şimdiden sahibi olduğunu(evet var- ticaretle de alakası yok.) ve ilk doğumundan sonra da kısırlaştıracağımı söyledim.
Bu mantıkla yola çıkarak insanların da nüfusunun kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Ona katıldığımı söyledim ve bir çiftin maksimum iki tane çocuk doğurması gerektiğini ve bunun da bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini ekledim.
Aramızdaki tartışmanın tamamını aktaramam şimdi buraya tabi, ama ana fikir şu:
"Sokak hayvanı" diye bir kavramın varolmasının sebebi tamamen insanlardır. Bu yüzden onların sorumluluğu da bize aittir. Yani onların bakımını bizim yapmamız gerekir. Ama tam olarak da bu yüzden nüfus artışı kontrol edilmelidir (midir?)
Falan da filan, siz ne diyorsunuz damalılar?
(resim konuyla alakasız)
Çeşitli hayvansever forumları/mail gruplarında sürekli olarak eziyet gören, işkence edilen sokak hayvanları ve hatta ev hayvanları ile ilgili mesajlar atılıyor. En son benim hatırladığım, Fatih Camii'nde sayıları yüzlerle ifade edilen ve korkunç haldeki kedilerle ilgili yazışmalardı. Bu sebepten dolayı ben, üzülerek kısırlaştırmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Kısırlaştırma hayvanların sonunu getirme amacı taşımamaktadır, soylarını devam ettirmeye yetecek kadar zaten doğum yapabiliyorlar. Yollarda her sabah yavru kedi/köpek ölüleri görmek bizlere acı verdiği kadar onların yaşama haklarını da ellerinden aldığı için bana göre en büyük günahlardan biri. Ha, diyeceksiniz ki kısırlaştırma da yaşam hakkının elinden alınması değil mi? Ben de derim ki, işkence görmelerini ve öldürülmelerini mi tercih edersiniz?
Bu arada, ne yazık ki yollarda telef edilen sadece yavru kediler değil. Ben 2 kez yol ortasında kaza kurbanı olmuş koskocaman köpeklere rastladım. Affınıza sığınarak koskocaman bir yuh çekmek istiyorum, hadi kediler kaçamayabilir, bu affedilir olmasa da anlaşılabilir ama bu nasıl araba kullanmaktır ki eşşek kadar köpeğe çarpabiliyorsun??
Bu arada, ne yazık ki yollarda telef edilen sadece yavru kediler değil. Ben 2 kez yol ortasında kaza kurbanı olmuş koskocaman köpeklere rastladım. Affınıza sığınarak koskocaman bir yuh çekmek istiyorum, hadi kediler kaçamayabilir, bu affedilir olmasa da anlaşılabilir ama bu nasıl araba kullanmaktır ki eşşek kadar köpeğe çarpabiliyorsun??
- kahlan amnell (10.12.08 11:57:19)
@kahlan amnell'e katılmamak elde değil. bu konuda biraz bilgi sahibi olan herkes aynı fikirdedir. Zaten o fikir de olmamak elde değil.
Belki eskiden de sokak hayvanları vardı, ancak endüstrileşmiş bir toplumda ve şehir içinde yaşıyoruz. Herkes apartmanlarda oturuyor, bahçesi yok kimsenin. Her yer araba dolu. Hayvancıkların yiyeceği yemek, içecekleri su, barınacakları yer yok. Ve en önemlisi artık insanlar sokak hayvanlarını sevmediği gibi onlardan nefret ediyor ve korkuyor. O yüzden hayvanlara kötü muamele çok fazla.
devlet ve belediyeler olayın çok uzağında. kimse de hayvan sevgisi olmadığından ve bu konuda bilgiler çok az olduğundan sokak hayvanlarını pek kimse umursamıyor bile. kanun gereği yapılan hayvan barınakları (ki sadece köpekler için) içinde görevli, doktor ve bakım-yiyecek olmadığı için hayvanların açlıktan, hastalıktan kıvranıp bazı zamanlar birbirlerini yedikleri toplama kampları gibi.
sözlük yazarı olan genç insanların bile bunlardan haberi olmadığını biliyorum. lütfen ilgisi olanlar biraz araştırsınlar. bunları görecekler.
kısırlaştırma ile ilgili olarak. itlaf artık kanun ile yasaklanmış durumda. zaten bu bir çare değildir. itlaf edersin öbür taraftan çıkar başka havyanlar. ancak bunun hesaplamaları yapılmıştır ki belli birkaç sene boyunca sokak hayvanları kısırlaştırılırsa bir süre sonra sokak hayvanı diye bir sorun kalmayacak. ancak belediyeler yine itlafa cevam ediyor, neden? çünkü kısa vadede kısırlaştırma pahalı ama itlaf neredeyse bedava. belediyeler de kısa vadeli oy getirici işler peşindedir biliyorsunuz.
sokak hayvanlarını elbette korumak ve beslemek lazım ama öncelikle kısırlaştırılmalılar.
ben de geçen sene kimbilir belki de annesi öldüğü için kendi başına büyük bir anacaddeye gelen belki 1 aylık var-yok minik bir kedinin ben daha dur noluyo diyene kadar önünde ezilmesini gördükten sonra artık iyice dayanamıyorum bunlara. ömrüm boyu unutmayacağım, hemen yarım metre önümde el kadar yavru dur atılayım diyene kadar üzerinden 4-5 araba hızla geçti. ölüsü öylesine kaldı. sağolsun bir banka görevlisinerica ettim aldı, attı.
endüstrileşmiş toplum doğayı bozdu. çevreyi bozdu. bu bize olduğu kadar sokak hayvanlarına da zararlı. bu bozulmuş doğada sokak hayvanları da çoğaldılar ve acı çekiyorlar. onlar acı çekmesin. sokak hayvanlarının yaşamları çok kısa ve yaşam kaliteleri çok düşük. lütfen kurtulsunlar bu durumdan.
ev kedilerinin kısırlaştırılmasına karşı olanlar var. yok doğalarını yaşasınlar filan. tabii ki ben de isterim bir çiftliğim olsun, kediler koşsun fare yakalasın yavrulasın, istediklerinde eve girsin filan. ama şimdi bunlar yok. sokak araba dolu. aç, kör ve sakat o kadar fazla kedi var ki, mail gruplarında görebilirsiniz.
o yüzden sokaklarda taş çatlasın 2-3 senelik doğal (?) ama kötü bir yaşam yaşayacaklarına temiz ve sıcak evlerinde 15 senelik sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam yaşasınlar. varsın çocukları olmasın. alın yanlarına bir kardeş. süper oluyor. benim 2 kedim var ve çok mutlular.
Belki eskiden de sokak hayvanları vardı, ancak endüstrileşmiş bir toplumda ve şehir içinde yaşıyoruz. Herkes apartmanlarda oturuyor, bahçesi yok kimsenin. Her yer araba dolu. Hayvancıkların yiyeceği yemek, içecekleri su, barınacakları yer yok. Ve en önemlisi artık insanlar sokak hayvanlarını sevmediği gibi onlardan nefret ediyor ve korkuyor. O yüzden hayvanlara kötü muamele çok fazla.
devlet ve belediyeler olayın çok uzağında. kimse de hayvan sevgisi olmadığından ve bu konuda bilgiler çok az olduğundan sokak hayvanlarını pek kimse umursamıyor bile. kanun gereği yapılan hayvan barınakları (ki sadece köpekler için) içinde görevli, doktor ve bakım-yiyecek olmadığı için hayvanların açlıktan, hastalıktan kıvranıp bazı zamanlar birbirlerini yedikleri toplama kampları gibi.
sözlük yazarı olan genç insanların bile bunlardan haberi olmadığını biliyorum. lütfen ilgisi olanlar biraz araştırsınlar. bunları görecekler.
kısırlaştırma ile ilgili olarak. itlaf artık kanun ile yasaklanmış durumda. zaten bu bir çare değildir. itlaf edersin öbür taraftan çıkar başka havyanlar. ancak bunun hesaplamaları yapılmıştır ki belli birkaç sene boyunca sokak hayvanları kısırlaştırılırsa bir süre sonra sokak hayvanı diye bir sorun kalmayacak. ancak belediyeler yine itlafa cevam ediyor, neden? çünkü kısa vadede kısırlaştırma pahalı ama itlaf neredeyse bedava. belediyeler de kısa vadeli oy getirici işler peşindedir biliyorsunuz.
sokak hayvanlarını elbette korumak ve beslemek lazım ama öncelikle kısırlaştırılmalılar.
ben de geçen sene kimbilir belki de annesi öldüğü için kendi başına büyük bir anacaddeye gelen belki 1 aylık var-yok minik bir kedinin ben daha dur noluyo diyene kadar önünde ezilmesini gördükten sonra artık iyice dayanamıyorum bunlara. ömrüm boyu unutmayacağım, hemen yarım metre önümde el kadar yavru dur atılayım diyene kadar üzerinden 4-5 araba hızla geçti. ölüsü öylesine kaldı. sağolsun bir banka görevlisinerica ettim aldı, attı.
endüstrileşmiş toplum doğayı bozdu. çevreyi bozdu. bu bize olduğu kadar sokak hayvanlarına da zararlı. bu bozulmuş doğada sokak hayvanları da çoğaldılar ve acı çekiyorlar. onlar acı çekmesin. sokak hayvanlarının yaşamları çok kısa ve yaşam kaliteleri çok düşük. lütfen kurtulsunlar bu durumdan.
ev kedilerinin kısırlaştırılmasına karşı olanlar var. yok doğalarını yaşasınlar filan. tabii ki ben de isterim bir çiftliğim olsun, kediler koşsun fare yakalasın yavrulasın, istediklerinde eve girsin filan. ama şimdi bunlar yok. sokak araba dolu. aç, kör ve sakat o kadar fazla kedi var ki, mail gruplarında görebilirsiniz.
o yüzden sokaklarda taş çatlasın 2-3 senelik doğal (?) ama kötü bir yaşam yaşayacaklarına temiz ve sıcak evlerinde 15 senelik sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam yaşasınlar. varsın çocukları olmasın. alın yanlarına bir kardeş. süper oluyor. benim 2 kedim var ve çok mutlular.
- mea maxima culpa (10.12.08 13:01:51)
çıkıp dolaşıyorlarsa onlar kendi yemeğini bulabiliyordur zaten. yavruları da büyüyene kadar annesi besler sonra büyük ihtimalle giderler. yani 20 yıldır kedi besleme döngüm bu şekilde oldu, hiç de öyle logaritmik artış gösterip ekstra masrafa sokmadılar.
- leylak sarabi (10.12.08 13:57:22 ~ 13:57:51)
benim iki tane erkek kedim var kısır değiller ama sokağa çıkmadıkları için de pek gerek duymadım evde bazen azıp çılgınlar gibi takılsalar da eh... ama onun için de hormon iğnesi oluyorlar hem de sağlıklı birşey. sokakta ise bazı dişileri kısırlaştırdık ama bazılarına ise her gün gelenlere yani doğum kontrol hapı veriyoruz arada(kediler için olanından tabii=) ve hamile kalmıyorlar. erkekleri kısırlaştırmayı pek önermiyorum cünkü onlar dişiler gibi değiller kısırlaştırınca diğer kedilerden çok dayak yiyorlar ya da hayatta kalmaları güçleşebiliyor. dişilerin ameliyatı daha teferruatlı olsa da erkek kediler ameliyattan sonra daha fazla sağlık sorunuyla karşılaşabiliyor. özellikle idrar yolları vs. evde baktığınız kedilerinizden dişi kedi varsa en az bi kere kısırlaştırmadan yavrulatmak lazım. bazı kediler hiç yavrulamadan kısırlaştırınca bunalıma girebiliyor.
tabii bu kadar ince eleyip sık dokuyabiliyoruz biz çünkü sokakta araba geçen bir yol olsa da bahçemiz ve arka bahçemiz var. kedileri hergün kontrol edebiliyoruz. hatta bazı sokakta yaşamaya alışık olmayan kediler için barınağımız da var kedi evli vs. Doğum kontrol hapı vs. verebildiğimiz içinde doğum olmuyor. çünkü bazı kedileri insanlar evlerine alıyorlar sonra büyüyünce sokağa atıyorlar ve o kediler sittin sene geçse adapte olamıyorlar sokağa. Sadece araba kazası ya da insanların yaptıkları değil bazı kedilerin birbirine yaptıkları da çok fena olabiliyor. o yüzden kısırlaştırma konusunda dikkatli de olmak lazım. çok zorunluluk değilse önermiyorum. ama aşırı bir üreme varsa doğrusu kısırlaştırmaktır. birbirlerinin gözünü oymamaları açısından da. bunu onların düşünemediği bir doğum kontrol yöntemi olarak sayabiliriz. nasıl belli bi eğitimi almış mantık çerçevesinde insanlar artık 30ar cocuk yapmıyorsa hayvanlar için de bunu bizim düşünmemiz lazım.
aslında mahallelerde imkanı olan yeri olan hayvan severler birleşip hayvanlar için özel alanlar yaratsa fena olmaz ama şehir içinde bunu yapmak zor olabiliyor tabii. imkan dahilinde zaten hergün yemek verdiğiniz beslediğiniz kediler köpekler varsa ufak bi barınak yapmak çok masraflı değil. herkes ortaklaşa da ilgilenebiliyor.
tabii bu kadar ince eleyip sık dokuyabiliyoruz biz çünkü sokakta araba geçen bir yol olsa da bahçemiz ve arka bahçemiz var. kedileri hergün kontrol edebiliyoruz. hatta bazı sokakta yaşamaya alışık olmayan kediler için barınağımız da var kedi evli vs. Doğum kontrol hapı vs. verebildiğimiz içinde doğum olmuyor. çünkü bazı kedileri insanlar evlerine alıyorlar sonra büyüyünce sokağa atıyorlar ve o kediler sittin sene geçse adapte olamıyorlar sokağa. Sadece araba kazası ya da insanların yaptıkları değil bazı kedilerin birbirine yaptıkları da çok fena olabiliyor. o yüzden kısırlaştırma konusunda dikkatli de olmak lazım. çok zorunluluk değilse önermiyorum. ama aşırı bir üreme varsa doğrusu kısırlaştırmaktır. birbirlerinin gözünü oymamaları açısından da. bunu onların düşünemediği bir doğum kontrol yöntemi olarak sayabiliriz. nasıl belli bi eğitimi almış mantık çerçevesinde insanlar artık 30ar cocuk yapmıyorsa hayvanlar için de bunu bizim düşünmemiz lazım.
aslında mahallelerde imkanı olan yeri olan hayvan severler birleşip hayvanlar için özel alanlar yaratsa fena olmaz ama şehir içinde bunu yapmak zor olabiliyor tabii. imkan dahilinde zaten hergün yemek verdiğiniz beslediğiniz kediler köpekler varsa ufak bi barınak yapmak çok masraflı değil. herkes ortaklaşa da ilgilenebiliyor.
- random blonde (10.12.08 14:34:49)
@leylak sarabi: kediler hakkında pek bilgim yok maalesef fakat bir kedi sürekli yemek yediği yeri benimsemiyor mu? hani saldırgan bir amaçla değil de yeni sokak kedilerine yol açmak sizi rahatsız etmedi mi?
@snowflake: kesinlikle içimdekileri yazmışsın. bir de şöyle bir şey var; şimdiye kadar beni hiç köpek ısırmadı (küçükken piç arkadaşım yüzünden çok kovalandım tabi ama). bir köpek benden kaçsa da bana havlasa da eninde sonunda bana kendini okşatır, kıçıma takılır falan.
fakat bu hayvanların psikolojisi bozuluyor tabii sokakta, köpeklere felaket bir sevgim var fakat kendi köpeğimle dışarı çıktığım zaman sokak köpeklerinin cinnet geçirmesi, bunun sonucunda bir köpeğe en son şiddet uygulayacak olan benim mecburen köpeğimi savunmam gerekmesi beni çok kahreder mesela. hatta bu yüzden ev köpekleri dahi asosyal ve agresif olabiliyor.
fakat ben bu hayvanların barınaklara kapatılmasına da karşıyım. yani şu an ki barınaklara. bir kedinin ya da köpeğin koca koca yaylalarda koşması, karga kovalaması, bir tanesinin bi yeri kanayana kadar güreşmeleri lazım. doğaları gereği bir insanla dost olması lazım. ay hev e drim, şu belgesellerde doğal yaşam parkları var ya, onlar gibi bir yer olması lazım diyorum. çok mu şey istiyorum ya?
@snowflake: kesinlikle içimdekileri yazmışsın. bir de şöyle bir şey var; şimdiye kadar beni hiç köpek ısırmadı (küçükken piç arkadaşım yüzünden çok kovalandım tabi ama). bir köpek benden kaçsa da bana havlasa da eninde sonunda bana kendini okşatır, kıçıma takılır falan.
fakat bu hayvanların psikolojisi bozuluyor tabii sokakta, köpeklere felaket bir sevgim var fakat kendi köpeğimle dışarı çıktığım zaman sokak köpeklerinin cinnet geçirmesi, bunun sonucunda bir köpeğe en son şiddet uygulayacak olan benim mecburen köpeğimi savunmam gerekmesi beni çok kahreder mesela. hatta bu yüzden ev köpekleri dahi asosyal ve agresif olabiliyor.
fakat ben bu hayvanların barınaklara kapatılmasına da karşıyım. yani şu an ki barınaklara. bir kedinin ya da köpeğin koca koca yaylalarda koşması, karga kovalaması, bir tanesinin bi yeri kanayana kadar güreşmeleri lazım. doğaları gereği bir insanla dost olması lazım. ay hev e drim, şu belgesellerde doğal yaşam parkları var ya, onlar gibi bir yer olması lazım diyorum. çok mu şey istiyorum ya?
- redlinetheturk (10.12.08 20:14:34)
1