[]
Rüyada şiddete eğilimli olmak?
ya birader son birkaç kezdir dikkat ediyorum da, rüyadayken normalde asla yapmayacağım şeyleri yapıyorum lan ben. durduk yere kavga çıkarıyorum. rüyada olduğumun farkında değilim üstelik. mesela dünkü rüyamda, treking yapıyorken uğradığımız askeri karakolun komutanını dövdüm odunla "ne diyon lan sen" diyerekten. neden böyle oluyor sevgili freud'lar?
İlk aklıma gelen günlük hayatında negatif olaylara karşı duygularını ifade edemeyip kendini geri çektiğin için bilinçaltına işlenen bu durum rüyalarında şiddete meyilli olarak ortaya çıkıyor...
- foxmulder (10.08.12 01:17:03)
olaylar olmuş kendine göre vermen gereken tepkiyi bir şekilde verememişsin. içinde patlamış bişeyler var ve onlar içinde patlayıp dışarı vuramadığın için rüyalarından çıkarıyorsun hırsını. hayırlı olsun.
- cominghomeagain (10.08.12 01:18:05)
günlük hayatta birçok şeye sinirlenip tepki göstermediğim doğrudur. ama neden rüyada ortaya çıkıyor. daha doğrusu, rüyadayken de gerçek hayattaymışım gibi algılamama rağmen neden gerçekte olduğu gibi kendime hakim olmuyorum?
- kekec salman (10.08.12 01:23:29)
içsel değil, genelde rüyalar gerçek dünya temellidir. etrafındaki olaylar, devlet baskısı, kısıtlar, reklam panoları gibi şeyler yüzünden, gündelik bir şekilde görüyorsun böyle imgeleri. komutan falan dövmüşsün bi de. daha sürreal olan rüyalar psikanalizle incelenir. zaten freud bile rüyaların küçük bir yüzdesinin yorumlanacağını ifade etmiş.
bence etrafındaki şiddete meyilli imgeleri bir gözden geçir. devletin baskısını şiddetli bir biçimde heryerde görmek mümkün.
bence etrafındaki şiddete meyilli imgeleri bir gözden geçir. devletin baskısını şiddetli bir biçimde heryerde görmek mümkün.
- zimbabweli (10.08.12 01:24:31)
rüyada görüyorsun çünkü gerçekte yapmıyorsun ve demek ki aslında yapmak istiyorsun, engel olmaman da bu yüzden.
- cominghomeagain (10.08.12 01:29:18)
sanırım kendimi pek iyi ifade edememişim.
gündelik rüyaların pek çoğu o günkü imgelerimizin bilinçaltındaki projeksiyonlarıdır. büyük şehirde yaşayan insanların böyle saçma şeyler görmesi oldukça yüksek ihtimal dahilinde. bence bu rüyalar herhangi bir olay ya da bireysel bir durumla ilgili bir ipucu verecek düzeyde değil. şehir, ekranlar, reklam panoları falan oldukça şiddetli, bu durumda da böyle rüyalar görmen oldukça normal.
oh be.
gündelik rüyaların pek çoğu o günkü imgelerimizin bilinçaltındaki projeksiyonlarıdır. büyük şehirde yaşayan insanların böyle saçma şeyler görmesi oldukça yüksek ihtimal dahilinde. bence bu rüyalar herhangi bir olay ya da bireysel bir durumla ilgili bir ipucu verecek düzeyde değil. şehir, ekranlar, reklam panoları falan oldukça şiddetli, bu durumda da böyle rüyalar görmen oldukça normal.
oh be.
- zimbabweli (10.08.12 01:30:06)
@zimbabweli mesela akşam film izledin yattın, rüyanda filmle ilgili birşeyler görmek gibi mi diyorsun? bunu kalkıp hayatınla ilgili şeylere yormazsın mesela. filmi izledin rüyayı gördün sadece.
- cominghomeagain (10.08.12 01:40:39)
@cominghomeagain bu kadar basit değil elbette. zihnimizin aktif olmayan -bilinç- yüzdesi oldukça yüksek kısmı (80-90 civarı) gündelik şeyleri, hatta uzun bir zaman dilimini unutmuyor. buna da bilinçdışı deniyor. şimdi sözkonusu bilinçdışının algılama biçimi de aslında bizim bildiğimiz algılama biçimi gibi değil, yani oldukça zeki bir tavır takınıyor.
bir film izlerken o filmi rüyanda görmezsin fakat, 'belki' de filmi izlerken rastgele pencereden gördüğün, yoldan geçen birini rüyanda bir karakter olarak farzedebilirsin. bu da senin kişisel ve toplumsal bellekle kurduğun çetrefilli bir ilişkiye bağlıdır.
rüyalar katmanlıdır ve zaten bilinçaltından gelen, oldukça geçmişten gelen rüyalar olabildiğince yoğun oluyor ve kendini belli ediyor. gerisi ise gündelik bilginin analizi olan çöp rüyalar oluyor ve freudyen bir biçimde malesef incelenemiyor.
bu konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için freud'un rüyaların yorumu'nu önerebilirim. tabi bu konudan aynı zamanda psikanalize giriş derslerinde'de bahsediyor freud.
bir film izlerken o filmi rüyanda görmezsin fakat, 'belki' de filmi izlerken rastgele pencereden gördüğün, yoldan geçen birini rüyanda bir karakter olarak farzedebilirsin. bu da senin kişisel ve toplumsal bellekle kurduğun çetrefilli bir ilişkiye bağlıdır.
rüyalar katmanlıdır ve zaten bilinçaltından gelen, oldukça geçmişten gelen rüyalar olabildiğince yoğun oluyor ve kendini belli ediyor. gerisi ise gündelik bilginin analizi olan çöp rüyalar oluyor ve freudyen bir biçimde malesef incelenemiyor.
bu konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için freud'un rüyaların yorumu'nu önerebilirim. tabi bu konudan aynı zamanda psikanalize giriş derslerinde'de bahsediyor freud.
- zimbabweli (10.08.12 01:49:16)
@zimbabweli bak "gündelik hayatta sinirlenip tepki göstermediğim doğrudur" da diyor ama, bunun da bir anlamı yok mu? rüyasına girmesi falan tamam gayet anlamsız da olabilir ama adam pasif agresif de olamaz mı, örnek veriyorum.
evet dediğin gibi olabilir, ruhsal bir hastalık yoktur ama ona doğru ağır adımlarla gidiyor da olabilir. veya o an belki çok fark etmemiş ama tepki vermediği bir olay bilinçaltının içine etmiş de olabilir. değil mi?
evet dediğin gibi olabilir, ruhsal bir hastalık yoktur ama ona doğru ağır adımlarla gidiyor da olabilir. veya o an belki çok fark etmemiş ama tepki vermediği bir olay bilinçaltının içine etmiş de olabilir. değil mi?
- cominghomeagain (10.08.12 02:03:53)
@ cominghomeagain elbette.
herhangi bir agresivitiye pasif bir yaklaşım, herhangi bir hastalığa nasıl bir zemin hazırlasın ki? (ağır adımlarla da olsa) zaten ruhsal problemlerden bahsediyorsak, modern dünyada bunun şöyle bir tanımı var, 'bireyin sosyal hayatına etki etmediği sürece aslında ruhsal yaşantı bir sorundan çok bir çeşittir. yani renkli bir şeydir.' sanat bile bu kaynaktan beslenir.
keza benim de bahsettiğim şey, sözkonusu etki/tepki meselesinin kaynağının ne kadar belirsiz olabileceğidir. anlamsız değil elbette. günlük hayatta tepki gösterilemeyen, göstermediğimiz fakat içten içe bizi rahatsız eden bir çok durum yok mu zaten? hangisine ne kadar tepki gösteriyoruz?
yine de bana kalırsa zaten herşeye tepki göstermek de bu hayatta aslında göremediğimiz katmanlara oldukça yüzeysel bir yaklaşım olabilir. temel haklarımızı elde edemeyişimizin derininde bile birçok sorun aranabilir ve çözüm çok çeşitli olabilir.
herhangi bir olayın da 'bilinçaltının içine etmesi' durumu da mantıksız gözükmüyor elbette de, terabaytlarca verinin içerisinde tetiklemediği bir durum yoksa, badsector bu kadar ufak bir sebepten oluşmaz kanımca.
kısaca, sana katılıyorum!
herhangi bir agresivitiye pasif bir yaklaşım, herhangi bir hastalığa nasıl bir zemin hazırlasın ki? (ağır adımlarla da olsa) zaten ruhsal problemlerden bahsediyorsak, modern dünyada bunun şöyle bir tanımı var, 'bireyin sosyal hayatına etki etmediği sürece aslında ruhsal yaşantı bir sorundan çok bir çeşittir. yani renkli bir şeydir.' sanat bile bu kaynaktan beslenir.
keza benim de bahsettiğim şey, sözkonusu etki/tepki meselesinin kaynağının ne kadar belirsiz olabileceğidir. anlamsız değil elbette. günlük hayatta tepki gösterilemeyen, göstermediğimiz fakat içten içe bizi rahatsız eden bir çok durum yok mu zaten? hangisine ne kadar tepki gösteriyoruz?
yine de bana kalırsa zaten herşeye tepki göstermek de bu hayatta aslında göremediğimiz katmanlara oldukça yüzeysel bir yaklaşım olabilir. temel haklarımızı elde edemeyişimizin derininde bile birçok sorun aranabilir ve çözüm çok çeşitli olabilir.
herhangi bir olayın da 'bilinçaltının içine etmesi' durumu da mantıksız gözükmüyor elbette de, terabaytlarca verinin içerisinde tetiklemediği bir durum yoksa, badsector bu kadar ufak bir sebepten oluşmaz kanımca.
kısaca, sana katılıyorum!
- zimbabweli (10.08.12 02:14:04)
1