[]
arş. gör. - öğr. gör. hakkında
arkadaşlar şimdi ben bu konulara çok ilgili birisi olmadığım için eksik ya da yanlış şeyler biliyor olabilirim. ama arkadaş ortamında konuşurken şahit olduğum bir iki konu hakkında görüşlerinizi almak istiyorum. şimdi akademik kariyer dediğimiz şey yüksek lisans, arş. gör., öğr. gör. gibi evreleri olan bir süreç değil mi? ve devlet üniversiteleri kadar olmasa da çokça vakif/özel üniversiteler var. sorum şu; şimdi bu vakıf/özel üniversitelerde "emmi-dayı"sı olan kişilerin işi devlet üniversitelerinde tanıdığı olanlardan çok daha mı rahat işliyor? yani adamın minimum derecede yeterliliği olsa ya da devlet üniversitelerinde ki bazı şartları sağlayamıyorsa bile bu özel kurumlarda işi çok mu kolay oluyor?
eğer öyleyse e biz ne halt edecez. :S
eğer öyleyse e biz ne halt edecez. :S
Özel üniversitede prof. olduğunu düşün.Kendi çocuğun arş.gör olmak için mülakata giriyor.Kimi desteklerdin ?
- zola (03.08.12 01:51:59)
bilkent için şöyle diyeyim; erkek arkadaşımın babası bölüm başkanı ve diğer bölüm başkanlarıyla, rektörle falan kanka. lojmanda oturdukları için de zaten erkek arkadaşım da çoğu hocayla amca/teyze muhabbeti içinde. bu kişinin işi kolay olmuyorsa diğerlerinin de olacağını sanmıyorum.
bunlara ilaveten soyadı doğramacı olan biriyle calculus dersini aldım aynı sınıfta ve hiçbir şekilde kayırma vs. yapılmadı kendisine, biz ne kadar çalıştıysak o da o kadar çalıştı. üniversite ismi verip rencide etmeyeyim ama yine ankara'daki iyi bir devlet üniversitesinde yüzlerce kişinin aynı amfide aldığı bir derste hocanın arkadaşının çocuğuna ders sonrasında "sen gelmesen de olur, nasılsa notun belli. sana a vermeyeceğiz de kime vereceğiz, elimizde büyüdün." dediğini bizzat duydum.
son olarak; çoğu kallavi vakıf üniversitesi kadro verme taraftarı değil. bu sebeple hoca kaybettikleri bile oluyor. daha uyduruk okullar kadro+daha yüksek maaş verelim bize gel teklifi yapıyorlar bu hocalara. kadro dışında da zaten yök'ün belirlediği ales/yabancı dil gibi kıstaslar var, bunların dışına çıkılamıyor babanın üniversitesinde de okusan.
bunlara ilaveten soyadı doğramacı olan biriyle calculus dersini aldım aynı sınıfta ve hiçbir şekilde kayırma vs. yapılmadı kendisine, biz ne kadar çalıştıysak o da o kadar çalıştı. üniversite ismi verip rencide etmeyeyim ama yine ankara'daki iyi bir devlet üniversitesinde yüzlerce kişinin aynı amfide aldığı bir derste hocanın arkadaşının çocuğuna ders sonrasında "sen gelmesen de olur, nasılsa notun belli. sana a vermeyeceğiz de kime vereceğiz, elimizde büyüdün." dediğini bizzat duydum.
son olarak; çoğu kallavi vakıf üniversitesi kadro verme taraftarı değil. bu sebeple hoca kaybettikleri bile oluyor. daha uyduruk okullar kadro+daha yüksek maaş verelim bize gel teklifi yapıyorlar bu hocalara. kadro dışında da zaten yök'ün belirlediği ales/yabancı dil gibi kıstaslar var, bunların dışına çıkılamıyor babanın üniversitesinde de okusan.
- kayranin kedisi (03.08.12 02:15:38)
1