[]

türkiyede şişe ve poşetlerde depozito olayı neden doğru düzgün yok?

pet şişe ve poşet üretimi azalır, istihdam yok olur falan diye mi? aynı istihdam geri dönüşüm kısmına aktarılamaz mı?
bu alanda çalışma var mı?



 
her şeyi de devletten beklememek lazım.

türkiye dışında çoğu yerde poşetler paralı olmasa bile insanlar en azından markete çıkarken kendi kumaş çanta-torbalarıyla çıkıyorlar.
bunu turkıye'de de saglamak ıcın ılle posetın paralı olması ya da devlet başganın bişeyler yapması gerekmez.

bir sürü çevreci dernek var. eminim bu derneklerden birine gidip çalışmak isteseniz, bi proje üreterek daha az naylon-plastik poşet kullanımı için çabalayıp sonuç alabilirsiniz.
  • fatihkkk  (23.07.12 17:46:52) 
eskiden cam şişedeki sütlerin şişeleri de depozitoluydu artık onlar bile depozitolu değil. kaç defa yazdım sek süte, itimat süte falan ama cevap bile yok. avrupada millet değil camı plastiği kola kutusunu porseleni bile ayırıyor ya. bizde hala tık yok


  • esek sipasi  (23.07.12 17:47:28) 
@fatihk
olayın herşeyi devletten beklemekle alakası yok. Zaten bez poşet kullanan; evdeki kızartma yağını biriktiren, ama apartmanlardan toplayan bir kurum olmadığından, lokantalardan toplayan bir tanıdığa veren; yaşadığım ilçede ikiden fazla plastik atık çöpü olmadığı için iki mahalle öteye çöp atmaya giden biriyim.

olayın bireyden başladığını ben de bilmekteyim. Ancak devlet bu tarz şeylere subvansiyon ve yasal zorunluluklar sağlamazsa bi bok değişmez. Avrupa'da insanlar çevreyi çok sevdiklerinden yapmıyor bunu, daha düzgün yasal düzenlemeler olduğundan yapıyorlar.

Eğer poşeti parayla satmayan market ve bakkallara ceza kesmeye başlarsan, iki gün sonra herkes bez poşete döner, veya aynı poşeti kullanmaya başlar. (15-20 kuruşa tekabül eden basit fiyatlar, insanları bu tasarrufa sürüklüyor avrupada inanın)

Veya satın aldığınız petsuyun fiyatına zorunlu olarak üreticisinden depozitoyu vergilendirirseniz, tüketici de 50 kr verdiği suya 25 kr depozito verir. Bakın bakalım o zaman denizde, sokakta, parkta, ormanda gördüğünüz çöp sayısı ne kadar azalıyor. 3000 euro maaşı olup, 8 cent bira şişesinin depozitosu için markete kmlerce yürüyecek bir ton alman bulurum size. Bu sadece çevreye duyarlılıklarından değil, ceplerine olan duyarlılıklarından da kaynaklanıyor.

Devlet böyle bir şey yapsın, Homo economicus dediğimiz varlık bir kez atar, iki kez atar bunu çöpe; üçüncüsünde markete geridönüşüme bırakır emin olun.

Ne yazık ki bireysel ve sivil toplumsal çabalar bir yere kadar fayda sağlıyor.
Bir şekilde devletin buna ön ayak olması şart.

Benim sorum devletin bu tarz birşeye girişmemesinin arkasındaki ekonomik sebepler nedir? Bir zarar etmeyecek ki, aksine olmayan bir rant sağlanacak. Hatta bu sayede, sözde kaldırım ve yol yapımı ihalelerindeki gibi kendi taşaronlarına bi dünya ekmek de yedirirler. Ama bir şekilde bu işe girişilmiş olur. Yapılmayıştaki amaç bilinçsizlik mi , ekonomik nedenler mi bunu merak etmiştim.

@want2die,
anlattığınız durum aslında karışık değil, mantıklı bir sistem. karbon ticareti sisteminden çok da farklı değil temelde. Ama güzel ülkemdeki birçok alanda olduğu gibi düzgün bir yasal çerçeveye oturtulmadığından böyle bir durum ortaya çıktığını tahmin ediyorum. Hayali ihracatların, naylon fatura ile ciro rekoru kıran holdinglerin, gemisi için vergisiz mazot alıp benzin istasyonu açanların ülkesindeyiz.
  • bach birdir  (23.07.12 18:03:45 ~ 18:08:39) 
hacı hepsini okumadım. :/ çok uzun.


tamam sen çokzel bi insanmışsın. tamam devlet de yapsın bi'şeyler ama demek istediğim zaten insanlar naylon-plastik poşet kullanımını ya da ne bileyim mahallelerine geri dönüşüm konteyneri vs. için sürekli talepte bulunursa vs. olur olur bal gibi olur.

yani insanlar saldırsın işte. ayrıca arkalarında destek verecek kurum-dernek vs de bulurlar.
  • fatihkkk  (23.07.12 18:07:06) 
@want2die,
yazık lan bu ülkeye. burnumuza kadar boka batmışız. eyvallah hocam, somut örnekle gayet iyi açıkladın.

  • bach birdir  (23.07.12 18:10:12) 
@want2die,
hocam rahat ol, az önce verdiğin örneğe düşünmeden inanırım, çünkü bir önceki cevabımdaki naylon fatura, hayali ihracattan vergi iadesi vs. zımbırtıları da çok yakından gördüm.
Son hükümetle başlamayıp, bunlarla bitmeyeceği de doğru. Bu ülkede 'benim memurum işini bilir' diyen zat-ı ali(!)den beri, çoğalarak arttı ve meşrulaştı bu süreç. Ama ne yazık ki çok daha öncesinden beri varolan bir düzen.
  • bach birdir  (23.07.12 18:59:11) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.