[]
Deli miyim acaba ben?
Küçükken(yaş 4-5) odanın içinden benden başka garip bir insanımsı bir yaratık yaşadığına dair halüsinasyonlar görürdüm. Bu nedenle karanlıktan inanılmaz bir şekilde korkardım ki şöyle anlatayım ışık açık uyuduğum halde gözlerimi kapatmaya dahi korkardım. Işık açık uyuma olayı uzun yıllar devam etti(tam hatırlamıyorum yaş 15 bile olabilir). evdekiler durumun ciddiyetini anlamadıkları için psikoloğa falan götürmediler ki kesinlikle gitmem gerektiğine inanıyorum.
Bunun yüzünden mi desem sayesinde mi desen 4-5 yaşından beri lucid dreaming denilen mevzuya sahibim. yani rüyada olduğumu farkedip ona göre davranabiliyorum. hayatımda hiç kabus görmedim çünkü rüyaların kötüye gideceğinden ve kabusa dönüşeceğinden o kadar korkuyordum ki rüyanın kabusa dönüşebileceğini gösteren en ufak bir sinyalde pat diye gözlerimi açıp kendi isteğimle uyanabiliyordum.
hala korkan bir insanım tabi eskisi kadar olmasa da. ancak gecenin şu saatinde bir kaç bardak kahveden sonra yine kendi isteğimle o moda girsem, kendimi uyuyamayacak kadar ve hatta yine ışığı kapatamayacak kadar korkutabilirim. sadece kafamdan geçenlerle.
geçenlerde bir korku filmi izlerken gözlerimi "ellerimle" kapatmama rağmen filmin bütün gerçekliğiyle ve görüntüleriyle kafamın içinde oynamaya devam ettiğine şahit oldum ve gerçekten beni dehşete düşürdü. günlük yaşamda öyle her şeyden korkan bir insan değilim ama hayal gücünden midir nedir izlediğim korku filmlerinden çok kendi kafamda kurduklarım beni inanılmaz korkutuyor. bazen bunu bilinçli yapıyorum.
işin soru kısmı ise şu ki benim bu korkularımın nedeni çocukluğumdan mı kaynaklıdır? bir psikoloğa görünmeli miyim? tavsiyeleriniz ya da yorumlarınız nelerdir?
yaş 21 ve bunları daha önce pek kimseye anlatmış değilim.
Bunun yüzünden mi desem sayesinde mi desen 4-5 yaşından beri lucid dreaming denilen mevzuya sahibim. yani rüyada olduğumu farkedip ona göre davranabiliyorum. hayatımda hiç kabus görmedim çünkü rüyaların kötüye gideceğinden ve kabusa dönüşeceğinden o kadar korkuyordum ki rüyanın kabusa dönüşebileceğini gösteren en ufak bir sinyalde pat diye gözlerimi açıp kendi isteğimle uyanabiliyordum.
hala korkan bir insanım tabi eskisi kadar olmasa da. ancak gecenin şu saatinde bir kaç bardak kahveden sonra yine kendi isteğimle o moda girsem, kendimi uyuyamayacak kadar ve hatta yine ışığı kapatamayacak kadar korkutabilirim. sadece kafamdan geçenlerle.
geçenlerde bir korku filmi izlerken gözlerimi "ellerimle" kapatmama rağmen filmin bütün gerçekliğiyle ve görüntüleriyle kafamın içinde oynamaya devam ettiğine şahit oldum ve gerçekten beni dehşete düşürdü. günlük yaşamda öyle her şeyden korkan bir insan değilim ama hayal gücünden midir nedir izlediğim korku filmlerinden çok kendi kafamda kurduklarım beni inanılmaz korkutuyor. bazen bunu bilinçli yapıyorum.
işin soru kısmı ise şu ki benim bu korkularımın nedeni çocukluğumdan mı kaynaklıdır? bir psikoloğa görünmeli miyim? tavsiyeleriniz ya da yorumlarınız nelerdir?
yaş 21 ve bunları daha önce pek kimseye anlatmış değilim.
bazen bende rüyamda uyanmak isteyipte uyanamadığım zamanlar oluyor. annen baban çoook önceden gitseydi bu karanlık mevzusunu iyi olurmuş ama sen gene de bir git. faydalı olmayacaktır korkularınla yüzleşmelisin. elektrikler kesilince mumlarla mı evi donatıyorsun yakarsın evi bir gün
- uykusuz her gece (11.07.12 02:30:43)
halüsinasyonların birçok nedeni olabilir. nöroloğa da gidebilirsiniz belki. o psikoloğa yönlendirir veya tam tersi.
- ermanen (11.07.12 02:32:08)
lucid dreaming sizin durumunuzda bir korunma mekanizması olarak işliyor, bir çok insan bu faza gelebilmek için yıllarını harcıyor ama korku tetikleyeni yok çoğunda, beyniniz işbirliğine girmiş bunda bir problem yok.
ancak diğer kısımda hayalgücünüzün gerçekliği ile ilgili yanılsamanız ilerde daha ciddi bir sorun olarak karşınıza çıkabilir, psikolog değil de bir psikiyatri uzmanına görünürseniz daha uygun.
ancak diğer kısımda hayalgücünüzün gerçekliği ile ilgili yanılsamanız ilerde daha ciddi bir sorun olarak karşınıza çıkabilir, psikolog değil de bir psikiyatri uzmanına görünürseniz daha uygun.
- mocha (11.07.12 02:35:25)
@uykusuz her gece karanlık mevzunu tam açıklığa kavuşturamamışım sanırım, tam olarak olmasa da bunu aştım denilebilir. karanlıktan şu an ben istemedikçe korkmuyorum diyebilirim. daha doğrusu kafamdan bir şeyler geçmiyor değil ancak onları bastırabiliyorum. elektrik falan kesildiğinde paniğe kapılmıyorum. ama bazen kendimi istediğimde dahi olsa bu denli korkutabiliyor olmamın normal olmadığını düşünüyorum.
mesela dün duyurudan korku dizisi tavsiyesi aldım "american horror story" den 3 bölüm izledim sonra orda gördüklerimi kafamdan geçirmemeye çalışarak uyudum. onları düşünsem uyumam çok zor olabilirdi. daha doğrusu yıllar içerisinde kendimi sakinleştirecek ve onların gerçek olmadığına inandıracak yöntemler buldum. bunlarla rahat ediyorum.
@ermanen halüsinasyonlar yaş 4-5 te kaldı onları o zamandan beri görmüyorum. ama korkularımın temelinde yani her şeyi başlatan onlardı diye düşünüyorum.
@want2die işte bu çocukken beni çok korkutan olay olarak ilk hatırlayabildiğim şey bu halüsinasyonlar.
mesela dün duyurudan korku dizisi tavsiyesi aldım "american horror story" den 3 bölüm izledim sonra orda gördüklerimi kafamdan geçirmemeye çalışarak uyudum. onları düşünsem uyumam çok zor olabilirdi. daha doğrusu yıllar içerisinde kendimi sakinleştirecek ve onların gerçek olmadığına inandıracak yöntemler buldum. bunlarla rahat ediyorum.
@ermanen halüsinasyonlar yaş 4-5 te kaldı onları o zamandan beri görmüyorum. ama korkularımın temelinde yani her şeyi başlatan onlardı diye düşünüyorum.
@want2die işte bu çocukken beni çok korkutan olay olarak ilk hatırlayabildiğim şey bu halüsinasyonlar.
- wildkiller (11.07.12 02:37:40 ~ 02:42:37)
psikoloğa görünsen çok iyi olur yani çocukluktanmı bişey söyleyemeyiz bence ama izlediklerinle ilgili değil yani seni korkutacak şeyi sen yaratıyosan, bişeyleri izlememek, seni korkutacağnı düşündüğün olaylara bakmamak senin için maalesef çözüm olmuyo,kesinlikle görün bence
- bunumu demek istedin (11.07.12 02:40:25)
ben de bir ara karanlıktan korkardım küçükken. ilkokuldayken koridorda siyahlar içinde cüce tipli bir şey görmüştüm. özellikle o beni çok ürkütmüştü. sık sık da evde yalnız kalıyordum. "ben onlardan değil, onlar benden korksun >=)" moduna girdim sonradan. bayağı da işime yaramıştı o yöntem. tabi senin durumun daha ciddi gibi. ne olur olmaz bir doktora görün bence.
- devils trill (11.07.12 02:41:03)
@devils trill işte ben de zamanla kendime bahsettiğiniz türden yöntemler buldum. onların gerçek olmadığı, ya da filmlerde gördüklerimle ilgili olsa bile filmlerde hep iyilerin kazandığı(çocukluk işte) vs. gibi. şimdi ise özellikle üzerlerine giderek çözmeye çalışıyorum. "ne olacaksa olsun" mantığı gibi diyebiliriz.
- wildkiller (11.07.12 02:47:45)
Çocukların hayal gücü gelişmiş olur, malum. O yaşlarda, vaktimizin neredeyse tamamını hayal dünyasında geçiriyoruz. Evcilik oynarken boş tabaktan hayali yemek yersin, hayali misafirlerin olur vs. Bunlar gündelik hayatın önemli bir parçası olunca, istemdışı olarak da birşeyler hayal etmek mümkün oluyor.
Ama halüsinasyon tabii biraz farklı. Yani böyle bir ruh halinde değilken, kafanızda bir şeyler yaratmaya çalışmıyorken aniden varolmayan bir şey görmek çok da normal değildir. Bu yüzden uyumaya korkmak da normal ve malesef bir kısır döngüye yol açıyor. Çünkü kalitesiz uyku ve uyku eksikliği halüsinasyonu tetikler. Karanlık olmayan ortamda da zaten pek kaliteli uyku uyunmaz. O yüzden belki de normal şartlar altında fazla büyümeyecek bir hayal ya da korku, sizin için devam eden bir halüsinasyona dönüşmüş olabilir.
Lucid dreaming yaşamanız da bu konuyla bağlantılı olabilir. Genellikle korkan çocuklar, yatakta kıpırdamadan yatarlar. Hareket etmeye korkarlar. Uzun süre kıpırdamadan yatarak uykuya dalmak, lucid dream olayını tetikleyen bişeydir. Rüya görmeye hazır olup olmadığınızı anlamak için beyniniz vücudunuzda bikaç kontrol yapar. Ufak bi kaşıntı ya da bi gıdıklanma. Eğer elinizi uzatıp orayı kaşırsanız, vücudunuz haa uyanıktır ve rüya görmeye hazır değilsinizdir. Rüya görürken güvende olabilmeniz için vücudun kapatılması gerekir yoksa rüyanızda yaşadıklarınızı vücudunuza yansıtıp uykunzda hareket ederek kendinize zarar verebilirsiniz.
Bence çok canlı bir hayal gücünüz var çocukken yaşadığınız korkular yüzünden bu hayatınızı olumsuz etkiliyor. Eğer küçükken, bu korkularınız ile ilgili en azından birisi sizinle konuşsaydı belki aşardınız ama bu şekilde devam etmiş. Ciddi bir sorununuz olduğun düşünmüyorum ama günlük hayatınızı zora sokan bir durumsa bir psikoloğa gidin.
Ama halüsinasyon tabii biraz farklı. Yani böyle bir ruh halinde değilken, kafanızda bir şeyler yaratmaya çalışmıyorken aniden varolmayan bir şey görmek çok da normal değildir. Bu yüzden uyumaya korkmak da normal ve malesef bir kısır döngüye yol açıyor. Çünkü kalitesiz uyku ve uyku eksikliği halüsinasyonu tetikler. Karanlık olmayan ortamda da zaten pek kaliteli uyku uyunmaz. O yüzden belki de normal şartlar altında fazla büyümeyecek bir hayal ya da korku, sizin için devam eden bir halüsinasyona dönüşmüş olabilir.
Lucid dreaming yaşamanız da bu konuyla bağlantılı olabilir. Genellikle korkan çocuklar, yatakta kıpırdamadan yatarlar. Hareket etmeye korkarlar. Uzun süre kıpırdamadan yatarak uykuya dalmak, lucid dream olayını tetikleyen bişeydir. Rüya görmeye hazır olup olmadığınızı anlamak için beyniniz vücudunuzda bikaç kontrol yapar. Ufak bi kaşıntı ya da bi gıdıklanma. Eğer elinizi uzatıp orayı kaşırsanız, vücudunuz haa uyanıktır ve rüya görmeye hazır değilsinizdir. Rüya görürken güvende olabilmeniz için vücudun kapatılması gerekir yoksa rüyanızda yaşadıklarınızı vücudunuza yansıtıp uykunzda hareket ederek kendinize zarar verebilirsiniz.
Bence çok canlı bir hayal gücünüz var çocukken yaşadığınız korkular yüzünden bu hayatınızı olumsuz etkiliyor. Eğer küçükken, bu korkularınız ile ilgili en azından birisi sizinle konuşsaydı belki aşardınız ama bu şekilde devam etmiş. Ciddi bir sorununuz olduğun düşünmüyorum ama günlük hayatınızı zora sokan bir durumsa bir psikoloğa gidin.
- cereal killer (11.07.12 03:08:40)
valla hacu, bende evde tekken felan korkardım karanlık vs. olaylarından.
en sonunda elime aldım sopayı hergün gelin ulan siz kimsiniz felan gibi laflarla sopayı sallayıp evin tüm odalarını dolaşıp kendimi rahatlattım.
en sonunda elime aldım sopayı hergün gelin ulan siz kimsiniz felan gibi laflarla sopayı sallayıp evin tüm odalarını dolaşıp kendimi rahatlattım.
- pukka212 (11.07.12 04:08:23)
resmen 2 sayfa yazmışım cevap diye. sildim. bugün, gün içinde, uzun versiyon cevap vereceğim.
ama şöyle diyeyim:
o yaşta gördüklerinizin halüsinasyon olduğuna nasıl kanaat getidiniz?
ve hayır o "halüsinasyon" olduğunu düşündüğünüz şeyler bir şeyin nedeninden önce sonucudurlar. algısal olarak bir farklılık olabilir. ama uyku bozuklukları uzmanı olan psikiatrlar mevcut artık. mesela erenköy ruh sinir'de var. devlat hast. ve online randevu alabiliyorsunuz. danışırsınız en kötü. kaybedecek hiçççbir şeyiniz olmaz. dediğim gibi uzun versiyonu ya özelden ya da buradan atacağım.
iyi sabahlar.
ama şöyle diyeyim:
o yaşta gördüklerinizin halüsinasyon olduğuna nasıl kanaat getidiniz?
ve hayır o "halüsinasyon" olduğunu düşündüğünüz şeyler bir şeyin nedeninden önce sonucudurlar. algısal olarak bir farklılık olabilir. ama uyku bozuklukları uzmanı olan psikiatrlar mevcut artık. mesela erenköy ruh sinir'de var. devlat hast. ve online randevu alabiliyorsunuz. danışırsınız en kötü. kaybedecek hiçççbir şeyiniz olmaz. dediğim gibi uzun versiyonu ya özelden ya da buradan atacağım.
iyi sabahlar.
- fauxhumanitas (11.07.12 05:46:37)
hacı sen bir doktora görün derim,
bazı korkuların normal yani çoğu insan karanlıktan korkar falan ama çok az insan bir başka yaratık hayal eder.
sen kendi hayal dünyanda tehlike yaratıyorsun sanki.
deli falan değilsin hemen yardırmışsın sende.
bazı korkuların normal yani çoğu insan karanlıktan korkar falan ama çok az insan bir başka yaratık hayal eder.
sen kendi hayal dünyanda tehlike yaratıyorsun sanki.
deli falan değilsin hemen yardırmışsın sende.
- seyduna6687 (11.07.12 08:49:25)
Dünyada sadece insanlar, onlar da çoğunlukla sen izin verirsen senin canını yakabiliyorlar. Burada tecavüz, taciz, saldırı gibi durumları hariç tutuyorum. Senden bağımsız olarak da başına kötü şeyler gelebiliyor. Ama yine insandan.
Bulundukları yerden dolayı insanlar bombalanıyor, parçalanıyor ve ölüyorlar. Dünyada böyle şeyler oluyor, cepte.
Gerçeklerin canı cehenneme; ama realist bakacak olursan, o karaltının ya da korkuluhikayelerin sana yapabilecekleri pek de bir şey de yok. Ne yapabilirler? Cidden soruyorum, ne yapabilirler sana? Cevap ver yani!!11
pukka212'nin yöntemi gibi bir yöntem de deneyebilirsin. Kendi yöntemini geliştirebilirsin. ama bence bu uykudan verim almayan ve kendini bastıran hal ancak bir yere kadar devam edebilir. vücudun yoruluyor bir kere.
Sabah dediğimi tekrar söylüyorum: 4-5 yaş bunların halüsinasyon olarak nitelendirilmesi için çok ama çok erken bence. gördüğün şeyin net bir suratı, fiziksel şekli vs. var mıydı desem muhtemelen karaltıda kalacağız.
Yalnızca ışık meselesi veya karaltı değil; ben yatağımın, koltukların, masanın altlarında; yani göremediğim her boşlukta bir şey olduğunu düşünüyordum. Şu anda bu çok saçma geliyor bana, ama inan ki 5 sene önceye kadar devam ediyordu. Ama göremediğim yerlere gidip, bakınca gördüm ki orası sadece boş, ya da öyle tozlu ki temizlik vakti gelmiş! Temizlik vaktinin geldiğini görünce, yüzyıllardır bu dünyayı terk edememiş hayaletten daha çok üzülüyordum!
Karanlıkta uyumayı hiçbir zaman sevmedim. 16 ve 19 yaşımda, gece yarısı çığlık atarak ve odada karaltı olduğunu sanarak uyandım. İkisinde de bir şey yoktu. İkisi de kuzenlerimde kalırken oldu. Tehdit edici bir ortam da yoktu yani. uyku-uyanıklık arasında benim hayallerim, gerçekliğe taştı yanlışlıkla muhtemelen. Zaten sabah uyumaya başlayınca ışığa da lüzum kalmadı sonraki senelerde.
Sana dönersek; içine mi saklanıp seni yönetecekler? bilimsel açıdan var olamayan ve sana ancak parazit veya simbiyotik şekilde yapışırsa var olabilecek bir entite ya da varlığı, sen alt edemez misin? yani bu karaltı gerçek değil. ama olsaydı ve sana dadansaydı bile ne yapardı en fazla? ve bu senin canını yakabilir miydi?
hayır.
en kötü ihtimalle gücünü toplayıp, tekrar benliğini ele geçirirdin. Birileri de bu hikayeyle ilgili roman yazardı veya film çekerdi. Bir çeşit hero olurdun.
Çocukluğumdan beri anlatması 1 saat süren rüya veya kabuslar görürürüm. çok değişik şeyler görürüm. Ve bunlar bana gerçekten ilham veriyorlar.
Özetle ben bu konuda bir şekilde "düzeldim". Dürüst bir şekilde, "nasıl oldu da geçti" diye kendimi değerlendirecek olursam, kabataslak beni değiştiren faktörleri şöyle sıralarım:
1. dinsizin hakkından gelen imansız olmak
ortaokulda tasavvuf ve budizmle ilgiliyken, orta sona doğru teenage ateist oldum. Lisede önce deist, sonra zaman içinde agnostik oldum. Şu anda agnostic theism dışında, en.wikipedia.org burada belirtilen agnostisizm türlerinin hepsinden hoşlanabiliyorum.
İşin teolojik boyutu bu. Tabii bu felsefik anlamda da bir kuşkucukluk ve akademik anlamda bir gerçekçilikle beraber daha da büyüyor.
Yani geniş anlamda dünyaya, dünyadaki gerçek gelen şeylerle ilintilenerek devam ederken; hayal gücüme, hayal gücümle felsefik, düşünsel, limitsiz bir alan tanıyorum. Şimdi burada böyle konuşuyorum ya mesela; etrafımdaki insanlara fauxhumanitas nasıl birisi desinler ilk söyleyecekleri şeylerden biri hep hayalgücümle ilgili olur, ve kesinlikle hayal aleminde yaşadığımı belirtirler. Ha ben kendim gibi dreamer insanlarla arkadaş olduğum için bazıları bunu söylemeye gerek bile duymayacaktır, o ayrı.
2. Kendimden daha zayıf bir varlık olarak kedi
Bu kesinlikle çok etkili. Çünkü kediler her sesi duyarlar. Her şeye bakarlar, incelerler, yanına gidip, tatbik ederler, koklarlar. Bir kedi için tipiktir: oturduğu yerden kulağını sesin geldiği yere çevirir; incelemeye gerek bir şey varsa gider, yerinde inceleme yapar. Pisiş, kedim, bana bir çok şey öğrettiği gibi, seslerin somut nedenlerden kaynaklandığını da öğretti. Bence aşırı etkisi var. Senden bu denli güçsüz bir varlığın bu kadar cesur olduğunu görünce bi' feyz alıyorsun, yaka ilikliyorsun.
Ama sonra öldü. Mesela ölümü tamamıyla atlatmak değil belki, her ölüm iz bırakır ama; ölümünü genel itibari ile atlatmam 6-7 ay sürdü. Bu mesele o kadar reel, gerçek, realist, olan, olmuş, bitmiş bir şeydi ki; anlamam çok uzun zaman aldı. Ölümü anlamam çok zordu. Ve ben ölmüş halini görme şansına sahip olmadığım için, bir çeşit ölümle helalleşme faslını da yaşayamadım. Ama şu anda dünyada en nefret ettiğim şeyler yaşlanmak ve ölüm. Çünkü gerçekten bu ikisi hiçbir şekilde kontrolümde değil. Korkacak olsaydım bu iki, kişiye kayıtsız ve mimiksiz şeye korkardım. Ama korkacak yerim yok şu an.
3. Doctor Who
Aklına gelebilecek, küçük bir çocukken (-den beri) korkabileceğin her türlü öcüyü işlediler. Buradan Russell T. Davies ve Steven Moffatt'a sonsuz şükranlarımı bir kere daha, bu sefer bu konuyla ilgili sunuyorum. İnanılmaz bir meditasyon olabilir bence. Davies'in başta olduğu bölümlerde resmen hümanist yaklaşımıyla öcülere sempati kazanmanı sağlıyor. ONLAR DA Bİ CAN TABİ!!!111 diyorsun içinden ahahha
Ciddiyim. Çok güzel, izle. Senaryo, sanat yönetimi + kostüm, sinematoğrafi falan da harika.
Ben mesela aynalardan tedirgin olurken, olayı yatak odama, sokaktan bulduğumuz gizemli bir aynayı koymaya kadar vardırdım. Hani o gözünü kaçırdığın an orada bir şey sana bakıyor olacak gibi geliyor, ya da kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden bakarsın, bir çift kırmız göz sana bakacak ya... o da olmuyor. Bakmıyor. Aynada sen kendine bakıyorsun. Binlerce kez o an dönüp baktığımda, aynada bana geri bakan tek şey kendimdim. Kim o dediğinde de kimse olmuyor. Kapının arkasında da küçük bir cin oturmuyor. Keşke olsaydı dedim bir keresinde kendime, hayat daha eğlenceli olurdu. Ama yoklar ne yazık ki...
Neden kendimden örnekler veriyorum? Çünkü muhtemelen korktuğun yerlerin çocuğunu araştırdım, inceledim, kurcaladım. Buraların üzerine gittim. Yani yapılabilecek her şeyi yaptım, her yere baktım bu gizli vatandaşları bulmak için, ama tüm samimiyetimle söylüyorum yoklar.
Diğer şeyler:
Sabah yazdığım yazıda açıklamalar yapmışım işin psikolojik geçmişine dair, bunlara gerek olduğunu düşünmüyorum. Nasıl olsa bir PSİ insanına danışacaksın. Onlar daha iyi yönlendirirler diye umuyorum. Ama yine de çıldırık anlarında kendini bu mesajı atarken yaptığın gibi ifade et diyebilirim. İçinde kur kur yapacağına: ses çıkart, seslendir, huzursuz olduğunu söyle. Kimseye anlatamıyorsan, kendine anlat. Gerçekliğe geçip, dilsel olarak ifade etmen rahatlatıcı olacak, buna çok inanıyorum. Türlü psikanalitik nedenlerle inanıyorum, bunları sana açıklamama gerek yok. Uzun.
American Horror Story'i beğendin bence. Anlatım şekline bak mesela onun da... Bütün korku hikayeleri aslında sadece senin algılarınla oynar: yani eğer bir lastikse, bunun limitlerini zorlar veya esnetir. Net olarak algıladığını düşündüğün tüm nesnelere anlamı sen yüklüyorsun. Aynı şekilde anlamlarını onlardan alabilirsin de (bence Sartre - Bulantı yı okuyabilirsin, hoşuna gidebilir). Nesnelerin ve şeylerin, istemsiz olarak, anlamlarını en iyi yitirdikleri yer uyku bence. Renkler, şekiller bir şey ifade etmez aslında. Ve tam o noktada, aslında algının da kıyısında olursun. Tabii ki de sen sürekli o kıyı çizgisini aşmayıp, güvenli alanda kalmak için derin uykuya geçemiyor gibisin. Ama ona bedeninin ihtiyacı var. yani gerçekte (çok büyük ihtimalle) var olmayan bir korku nesnesinden dolayı sen kendi kendine fiziksel zarar vermiş oluyorsun. Ayrıca rüya görmek bence çok eğlenceli. Gerçek bir dreamer rüyasız olur muymuş?! Rüya/kabus iyidir. İçinde neye sıkıldığın ayan beyan ortaya çıkıyor, yeter ki rüyalarındaki sinemaya arada uğra.
Burada son kez şunu soracağım: gerçek olsalardı ne değişirdi? Bir kaç kere bastırmayıp, üzerine gidince ne oluyor? Bir denesen ya? Ben senden 1-2 yaş küçükken buna sardığımda, bir şey olmadığın gördükçe mesele ilgimi yitirdi.
Biraz H.P. Lovecraft da okuyabilirsin. Tırsaklığını besler, anlatım dili de güzeldir, namnam.
Çok güzel anlatmışsın bence yaşadığın durumu, biraz empati kurdum ve çok sevimli geldi hikayen. Umarım kendini nasıl iyi hissedersen öyle devam eder her şey.
Sonnot:
İlla psikolog istiyorsan da, psikiatr arıyorsan da; adam gibi bir psikanalist bulacaksan da mutlaka verdikleri akademik çalışmalara ve çalışma alanlarına da bak. Google'da arat. Çünkü birazcık zeki birisinin, en az kendisi kadar zeki olmayan birine bir şeyler danışması kadar saçma bir şey olamaz.
Bulundukları yerden dolayı insanlar bombalanıyor, parçalanıyor ve ölüyorlar. Dünyada böyle şeyler oluyor, cepte.
Gerçeklerin canı cehenneme; ama realist bakacak olursan, o karaltının ya da korkuluhikayelerin sana yapabilecekleri pek de bir şey de yok. Ne yapabilirler? Cidden soruyorum, ne yapabilirler sana? Cevap ver yani!!11
pukka212'nin yöntemi gibi bir yöntem de deneyebilirsin. Kendi yöntemini geliştirebilirsin. ama bence bu uykudan verim almayan ve kendini bastıran hal ancak bir yere kadar devam edebilir. vücudun yoruluyor bir kere.
Sabah dediğimi tekrar söylüyorum: 4-5 yaş bunların halüsinasyon olarak nitelendirilmesi için çok ama çok erken bence. gördüğün şeyin net bir suratı, fiziksel şekli vs. var mıydı desem muhtemelen karaltıda kalacağız.
Yalnızca ışık meselesi veya karaltı değil; ben yatağımın, koltukların, masanın altlarında; yani göremediğim her boşlukta bir şey olduğunu düşünüyordum. Şu anda bu çok saçma geliyor bana, ama inan ki 5 sene önceye kadar devam ediyordu. Ama göremediğim yerlere gidip, bakınca gördüm ki orası sadece boş, ya da öyle tozlu ki temizlik vakti gelmiş! Temizlik vaktinin geldiğini görünce, yüzyıllardır bu dünyayı terk edememiş hayaletten daha çok üzülüyordum!
Karanlıkta uyumayı hiçbir zaman sevmedim. 16 ve 19 yaşımda, gece yarısı çığlık atarak ve odada karaltı olduğunu sanarak uyandım. İkisinde de bir şey yoktu. İkisi de kuzenlerimde kalırken oldu. Tehdit edici bir ortam da yoktu yani. uyku-uyanıklık arasında benim hayallerim, gerçekliğe taştı yanlışlıkla muhtemelen. Zaten sabah uyumaya başlayınca ışığa da lüzum kalmadı sonraki senelerde.
Sana dönersek; içine mi saklanıp seni yönetecekler? bilimsel açıdan var olamayan ve sana ancak parazit veya simbiyotik şekilde yapışırsa var olabilecek bir entite ya da varlığı, sen alt edemez misin? yani bu karaltı gerçek değil. ama olsaydı ve sana dadansaydı bile ne yapardı en fazla? ve bu senin canını yakabilir miydi?
hayır.
en kötü ihtimalle gücünü toplayıp, tekrar benliğini ele geçirirdin. Birileri de bu hikayeyle ilgili roman yazardı veya film çekerdi. Bir çeşit hero olurdun.
Çocukluğumdan beri anlatması 1 saat süren rüya veya kabuslar görürürüm. çok değişik şeyler görürüm. Ve bunlar bana gerçekten ilham veriyorlar.
Özetle ben bu konuda bir şekilde "düzeldim". Dürüst bir şekilde, "nasıl oldu da geçti" diye kendimi değerlendirecek olursam, kabataslak beni değiştiren faktörleri şöyle sıralarım:
1. dinsizin hakkından gelen imansız olmak
ortaokulda tasavvuf ve budizmle ilgiliyken, orta sona doğru teenage ateist oldum. Lisede önce deist, sonra zaman içinde agnostik oldum. Şu anda agnostic theism dışında, en.wikipedia.org burada belirtilen agnostisizm türlerinin hepsinden hoşlanabiliyorum.
İşin teolojik boyutu bu. Tabii bu felsefik anlamda da bir kuşkucukluk ve akademik anlamda bir gerçekçilikle beraber daha da büyüyor.
Yani geniş anlamda dünyaya, dünyadaki gerçek gelen şeylerle ilintilenerek devam ederken; hayal gücüme, hayal gücümle felsefik, düşünsel, limitsiz bir alan tanıyorum. Şimdi burada böyle konuşuyorum ya mesela; etrafımdaki insanlara fauxhumanitas nasıl birisi desinler ilk söyleyecekleri şeylerden biri hep hayalgücümle ilgili olur, ve kesinlikle hayal aleminde yaşadığımı belirtirler. Ha ben kendim gibi dreamer insanlarla arkadaş olduğum için bazıları bunu söylemeye gerek bile duymayacaktır, o ayrı.
2. Kendimden daha zayıf bir varlık olarak kedi
Bu kesinlikle çok etkili. Çünkü kediler her sesi duyarlar. Her şeye bakarlar, incelerler, yanına gidip, tatbik ederler, koklarlar. Bir kedi için tipiktir: oturduğu yerden kulağını sesin geldiği yere çevirir; incelemeye gerek bir şey varsa gider, yerinde inceleme yapar. Pisiş, kedim, bana bir çok şey öğrettiği gibi, seslerin somut nedenlerden kaynaklandığını da öğretti. Bence aşırı etkisi var. Senden bu denli güçsüz bir varlığın bu kadar cesur olduğunu görünce bi' feyz alıyorsun, yaka ilikliyorsun.
Ama sonra öldü. Mesela ölümü tamamıyla atlatmak değil belki, her ölüm iz bırakır ama; ölümünü genel itibari ile atlatmam 6-7 ay sürdü. Bu mesele o kadar reel, gerçek, realist, olan, olmuş, bitmiş bir şeydi ki; anlamam çok uzun zaman aldı. Ölümü anlamam çok zordu. Ve ben ölmüş halini görme şansına sahip olmadığım için, bir çeşit ölümle helalleşme faslını da yaşayamadım. Ama şu anda dünyada en nefret ettiğim şeyler yaşlanmak ve ölüm. Çünkü gerçekten bu ikisi hiçbir şekilde kontrolümde değil. Korkacak olsaydım bu iki, kişiye kayıtsız ve mimiksiz şeye korkardım. Ama korkacak yerim yok şu an.
3. Doctor Who
Aklına gelebilecek, küçük bir çocukken (-den beri) korkabileceğin her türlü öcüyü işlediler. Buradan Russell T. Davies ve Steven Moffatt'a sonsuz şükranlarımı bir kere daha, bu sefer bu konuyla ilgili sunuyorum. İnanılmaz bir meditasyon olabilir bence. Davies'in başta olduğu bölümlerde resmen hümanist yaklaşımıyla öcülere sempati kazanmanı sağlıyor. ONLAR DA Bİ CAN TABİ!!!111 diyorsun içinden ahahha
Ciddiyim. Çok güzel, izle. Senaryo, sanat yönetimi + kostüm, sinematoğrafi falan da harika.
Ben mesela aynalardan tedirgin olurken, olayı yatak odama, sokaktan bulduğumuz gizemli bir aynayı koymaya kadar vardırdım. Hani o gözünü kaçırdığın an orada bir şey sana bakıyor olacak gibi geliyor, ya da kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden bakarsın, bir çift kırmız göz sana bakacak ya... o da olmuyor. Bakmıyor. Aynada sen kendine bakıyorsun. Binlerce kez o an dönüp baktığımda, aynada bana geri bakan tek şey kendimdim. Kim o dediğinde de kimse olmuyor. Kapının arkasında da küçük bir cin oturmuyor. Keşke olsaydı dedim bir keresinde kendime, hayat daha eğlenceli olurdu. Ama yoklar ne yazık ki...
Neden kendimden örnekler veriyorum? Çünkü muhtemelen korktuğun yerlerin çocuğunu araştırdım, inceledim, kurcaladım. Buraların üzerine gittim. Yani yapılabilecek her şeyi yaptım, her yere baktım bu gizli vatandaşları bulmak için, ama tüm samimiyetimle söylüyorum yoklar.
Diğer şeyler:
Sabah yazdığım yazıda açıklamalar yapmışım işin psikolojik geçmişine dair, bunlara gerek olduğunu düşünmüyorum. Nasıl olsa bir PSİ insanına danışacaksın. Onlar daha iyi yönlendirirler diye umuyorum. Ama yine de çıldırık anlarında kendini bu mesajı atarken yaptığın gibi ifade et diyebilirim. İçinde kur kur yapacağına: ses çıkart, seslendir, huzursuz olduğunu söyle. Kimseye anlatamıyorsan, kendine anlat. Gerçekliğe geçip, dilsel olarak ifade etmen rahatlatıcı olacak, buna çok inanıyorum. Türlü psikanalitik nedenlerle inanıyorum, bunları sana açıklamama gerek yok. Uzun.
American Horror Story'i beğendin bence. Anlatım şekline bak mesela onun da... Bütün korku hikayeleri aslında sadece senin algılarınla oynar: yani eğer bir lastikse, bunun limitlerini zorlar veya esnetir. Net olarak algıladığını düşündüğün tüm nesnelere anlamı sen yüklüyorsun. Aynı şekilde anlamlarını onlardan alabilirsin de (bence Sartre - Bulantı yı okuyabilirsin, hoşuna gidebilir). Nesnelerin ve şeylerin, istemsiz olarak, anlamlarını en iyi yitirdikleri yer uyku bence. Renkler, şekiller bir şey ifade etmez aslında. Ve tam o noktada, aslında algının da kıyısında olursun. Tabii ki de sen sürekli o kıyı çizgisini aşmayıp, güvenli alanda kalmak için derin uykuya geçemiyor gibisin. Ama ona bedeninin ihtiyacı var. yani gerçekte (çok büyük ihtimalle) var olmayan bir korku nesnesinden dolayı sen kendi kendine fiziksel zarar vermiş oluyorsun. Ayrıca rüya görmek bence çok eğlenceli. Gerçek bir dreamer rüyasız olur muymuş?! Rüya/kabus iyidir. İçinde neye sıkıldığın ayan beyan ortaya çıkıyor, yeter ki rüyalarındaki sinemaya arada uğra.
Burada son kez şunu soracağım: gerçek olsalardı ne değişirdi? Bir kaç kere bastırmayıp, üzerine gidince ne oluyor? Bir denesen ya? Ben senden 1-2 yaş küçükken buna sardığımda, bir şey olmadığın gördükçe mesele ilgimi yitirdi.
Biraz H.P. Lovecraft da okuyabilirsin. Tırsaklığını besler, anlatım dili de güzeldir, namnam.
Çok güzel anlatmışsın bence yaşadığın durumu, biraz empati kurdum ve çok sevimli geldi hikayen. Umarım kendini nasıl iyi hissedersen öyle devam eder her şey.
Sonnot:
İlla psikolog istiyorsan da, psikiatr arıyorsan da; adam gibi bir psikanalist bulacaksan da mutlaka verdikleri akademik çalışmalara ve çalışma alanlarına da bak. Google'da arat. Çünkü birazcık zeki birisinin, en az kendisi kadar zeki olmayan birine bir şeyler danışması kadar saçma bir şey olamaz.
- fauxhumanitas (11.07.12 20:51:20 ~ 20:55:08)
@fauxhumanitas Öncelikle gerçekten zaman ayırıp bu kadar ayrıntılı ve uzun bir cevap yazdığın için teşekkür ederim.
Zaten o zamandan beri benim kendimi rahatlatma yöntemim dediğin gibi onların bana bir şey yapamayacağı üzerine kurulu. Bu kadar uzun süre bu tür bir şeyden korkmamaya çalıştığında ister istemez bir süre sonra korkunun da azalmasıyla insan sürekli kendini kasmayı bırakıyor. Yani demek istediğim 24 saat kafamdan "korkmamalıyım, korkmamalıyım, korkmamalıyım" diye kafamdan geçirerek gezmiyorum, alıştım.
4-5 yaş halüsinasyonlarına(ya da her neyse) gelecek olursak, onlar sandığın kadar basit şeyler değildi. Odanın kapısının hemen yanında sürekli oturan yaşlı bir kadın, elinde bir trampet var, üstünde garip bir kıyafet. Yani bu kadar netti. Onun dışında kadının fareleri falan filan vardı onları görüyordum. Ben çocukken baya baya hastanelikmişim sanırım yani anlayacağın :D
Ben çığlık atarak uyanma meselesini bahsettiğim gibi kaç yaşına kadar yaşadığımı bilmiyorum bu yine 4-12(belki daha uzun) yaş arası falan sanırım. Ama benim attığım çığlığın nedeni gece uyandığımda etrafın karanlık olmasıydı. Korkudan yorganın içinden çıkamaz içeridekilere bağırırdım, onlar gelir ışığı açarlardı. Yaş ilerledikçe yavaş yavaş korka korka da olsa ışığı açmaya kendim gitmeye alıştım. İşte zamanla da bu günlere gelmiş olduk.
1. Din konusunda düşüncelerimiz hemen hemen aynı diyebilirim.
2. Yıllar boyu annem allerjisi dolayısıyla eve balık dışında en ufak bir hayvan aldırmış değil. Ki hayvanları çok severim ve çok istemiştim almayı.
3. Dr. Who'yu baştan sona düzenli olarak izlemedim. Televizyonda denk geldikçe çok nadir izledim. Gerçi nerden baksan öyle ailenin yanında 15-20 dk izlemek dışında 2-3 yıldır televizyon izlemiyorum. Bilgisayar genel olarak.
Rüya konusuna gelecek olursak bu aralar azalmış olsa da rüya görmekten ben de çok büyük keyif alıyorum. Lucid Dream gayet insanın ufkunu genişletici bir şey. Benim kendimi uyandırarak kabusa dönüşecek rüyaları durdurmam çok gerilerde kaldı çünkü sanırım yine uyandırmam yüzünden artık hiç kabus görmüyorum. Görsem yine uyanır mıyım bilmiyorum duruma göre karar veririm sanırım.
Benim rüyalar öyle pek sanıdığın gibi neye sıkıldığımı ortaya çıkaracak türden değiller. Genelde benim rüyalarımda olağan üstü hiçbir şey olmuyor lucid dream'de genelde olduğu gibi. Şöyle düşün, seni bir anda bir sokağın ortasına atıyorlar. Hiç tanımadığın bir yer. Bir sürü insan seni hiç takmadan günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Şu an bunları yazarken oturduğum yerde ne düşünüyorsam, orada da aynılarını düşünebiliyor ve istediğimi yapabiliyorum. Bir nevi rüyalarda yaşadığın 2. bir hayat gibi oluyor. Tabi çok sınırları zorlarsam uyanmam uzun sürmüyor ki insan farkediyor ne zaman uyanacağını.
Tekrar bu kadar uğraştığın için teşekkür ederim. Dün akşam cevap yazmaya fırsat bulamadım telefondan bir tik atabildim yalnızca.
Zaten o zamandan beri benim kendimi rahatlatma yöntemim dediğin gibi onların bana bir şey yapamayacağı üzerine kurulu. Bu kadar uzun süre bu tür bir şeyden korkmamaya çalıştığında ister istemez bir süre sonra korkunun da azalmasıyla insan sürekli kendini kasmayı bırakıyor. Yani demek istediğim 24 saat kafamdan "korkmamalıyım, korkmamalıyım, korkmamalıyım" diye kafamdan geçirerek gezmiyorum, alıştım.
4-5 yaş halüsinasyonlarına(ya da her neyse) gelecek olursak, onlar sandığın kadar basit şeyler değildi. Odanın kapısının hemen yanında sürekli oturan yaşlı bir kadın, elinde bir trampet var, üstünde garip bir kıyafet. Yani bu kadar netti. Onun dışında kadının fareleri falan filan vardı onları görüyordum. Ben çocukken baya baya hastanelikmişim sanırım yani anlayacağın :D
Ben çığlık atarak uyanma meselesini bahsettiğim gibi kaç yaşına kadar yaşadığımı bilmiyorum bu yine 4-12(belki daha uzun) yaş arası falan sanırım. Ama benim attığım çığlığın nedeni gece uyandığımda etrafın karanlık olmasıydı. Korkudan yorganın içinden çıkamaz içeridekilere bağırırdım, onlar gelir ışığı açarlardı. Yaş ilerledikçe yavaş yavaş korka korka da olsa ışığı açmaya kendim gitmeye alıştım. İşte zamanla da bu günlere gelmiş olduk.
1. Din konusunda düşüncelerimiz hemen hemen aynı diyebilirim.
2. Yıllar boyu annem allerjisi dolayısıyla eve balık dışında en ufak bir hayvan aldırmış değil. Ki hayvanları çok severim ve çok istemiştim almayı.
3. Dr. Who'yu baştan sona düzenli olarak izlemedim. Televizyonda denk geldikçe çok nadir izledim. Gerçi nerden baksan öyle ailenin yanında 15-20 dk izlemek dışında 2-3 yıldır televizyon izlemiyorum. Bilgisayar genel olarak.
Rüya konusuna gelecek olursak bu aralar azalmış olsa da rüya görmekten ben de çok büyük keyif alıyorum. Lucid Dream gayet insanın ufkunu genişletici bir şey. Benim kendimi uyandırarak kabusa dönüşecek rüyaları durdurmam çok gerilerde kaldı çünkü sanırım yine uyandırmam yüzünden artık hiç kabus görmüyorum. Görsem yine uyanır mıyım bilmiyorum duruma göre karar veririm sanırım.
Benim rüyalar öyle pek sanıdığın gibi neye sıkıldığımı ortaya çıkaracak türden değiller. Genelde benim rüyalarımda olağan üstü hiçbir şey olmuyor lucid dream'de genelde olduğu gibi. Şöyle düşün, seni bir anda bir sokağın ortasına atıyorlar. Hiç tanımadığın bir yer. Bir sürü insan seni hiç takmadan günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Şu an bunları yazarken oturduğum yerde ne düşünüyorsam, orada da aynılarını düşünebiliyor ve istediğimi yapabiliyorum. Bir nevi rüyalarda yaşadığın 2. bir hayat gibi oluyor. Tabi çok sınırları zorlarsam uyanmam uzun sürmüyor ki insan farkediyor ne zaman uyanacağını.
Tekrar bu kadar uğraştığın için teşekkür ederim. Dün akşam cevap yazmaya fırsat bulamadım telefondan bir tik atabildim yalnızca.
- wildkiller (12.07.12 10:36:41)
işine yaradıysa sevinirim.
doktora gidince haber verebilir misin? yapacağı yorumu çok merak ediyorum.
bir de halüsinasyon diye adlandırdığın şeylere yapacağı yorumu çok merak ediyorum.
doktora gidince haber verebilir misin? yapacağı yorumu çok merak ediyorum.
bir de halüsinasyon diye adlandırdığın şeylere yapacağı yorumu çok merak ediyorum.
- fauxhumanitas (12.07.12 23:43:19)
şu aralar yaz okulu falan derken çok vaktim yok yazın sonuna doğru gitmeyi düşünüyorum
- wildkiller (13.07.12 01:57:13)
1