[]

bi yol var mı?
hayatımın külliyen çöp olduğunu düşünmeye başladım. lisede sırf matematik yok diye dil bölümünü seçtim, iyi halt ettim. Sözel seçseydim şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdim en azından mutlu olabilirdim. Neyse bizim okulda sözel bölümünü pek küçümsediklerinden (anadolu lisesi idi) dil seçtim ben de. ortalama bi öğrenci olup mezun oldum. Sonra güzel sanatlarda okumak istedim, tiyatro resim ne olursa mutlu edecekti beni ama bu defa da babamla anlaşamadım "doğru düzgün bi bölüm oku güzel sanatlar da neymiş" ile karşıma çıktı. ben de kolayca girebilceğim ama bünyesinde güzel sanatlar fakültesi olan bi üniversite seçtim. aklımca yatay ya da dikey geçiş yapacaktım. tabi okula kayıt olunca yetenek sınavlarının varlığını öğrendim. gizli planım suya düştü. o zaman seneye yeniden öss'ye girer barajı geçer denerim dedim. bu süreçte de gezer dolaşırım dedim. gezdim dolaştım da ama nasıl olduysa dandik bölümümde de başarılı oldum. bölümümü bırakmak istediğimi bilen hocalarım bak çok başarılısın bu bölümü bitir nadir bulunan bi bölümüz önü açık, mezun olunca yeniden gsf düşünürsün dediler. ben de dinledim onları vazgeçtim. sonra bölümümde burs kazandım 3-4 ay kadar dilini öğrendiğim ülkede eğitim gördüm ve geri geldim artık 3. sınıftım. ama yine afakanlar bastı ve okulu oldukça aksattım. not ortalamamı da düşürdüm. yeniden öss'ye girdim, girmişken yds ye de girdim. dil istesem bu defa japonca bile seçebilirdim ama istemedim ve dil puanımı kullanmadım. biriktirdiğim bir miktar paramla çeşitli üniversitelerin yetenek sınavlarını deneyecektim. bu sınavların başlamasından bir- iki hafta önce cüzdanımı çaldırdım ve biriktirdiğim tüm paralarım gitti. kimseden para da isteyemedim sınavlara da giremedim. kendi dandik bölümümü bitirdim, bi yandan cafede çalıştım oyaladım kendimi. okul bitti işsiz güçsüz kaldım ortada. sonra yazın izmirde bi otelde resepsiyonist, bi başkasında da bir nevi garson olarak 3 ay çalıştım. (sevgilimden de ayrıldığım için yoğun bi tempo istedim). ama turizm sektörünün de benlik olmadığını görmem çok sürmedi, şeflerim bile açık açık yazınca densiz müşteriler bile mantıklı gelir olmuştu. 3 ayın sonunda iki işimi de bıraktım. dandik bi dille daha da körelmeden ne yapabilirim diye düşündüm, dış ticaret kursuna yazıldım. sıkıcı bir 3 aylık kurs sonrasında iş aramaya başladım. ne kariyer net kaldı ne başka iş bulma siteleri. onlarca başvuru yaptım sadece bi yer çağırdı görüşmeye o da ilerisi için, ihtiyaç halinde almak üzere görüştü benimle. iyi de geçti görüşme ama olmadı (ben iş bulunca anca geri döndüler). sonra bi arkadaş vasıtasıyla bi yazılım firmasında sekreter oldum. 4 ayın sonunda terfi adı altında görevimi değiştirdiler, satış takibini verdiler. yanına bir kaç görev daha eklediler. birden kaldırabileceğimden fazla sorumluluk aldım. ilk başta zevkli geldi ama zamanla iş hayatının gerçek yüzünü gördüm ve işten de insanlardan da soğudum. her ay sonunda gece 12'ye kadar çalışmak, bunun mesai olarak geçmemesi, yapacağım en ufak bi dikkatsizliğin yüksek meblağlarda şirkete zarar vereceği bilinci, çalışma arkadaşlarının patrondan çok patroncu olması, patronların sürekli yıpratıcı eleştirilerde bulunması vs. vs. işe artık sabahları ağlayarak gelir oldum. şirkette demirbaş sayılan çalışanların dışında gelen yılı dolmadan gider oldu. herkes resmen kaçıyor. ben de kaçmak istiyorum. huzur istiyorum, mutlu olacağım bi iş olmasa bile içsel çekişmeler yaşamayacağım, minumum streste bi iş istiyorum. ama yok bu dandik bölümle yapabileceğim bi iş yok. zaten artık o dilde iyice köreldi. elimde iyi denebilecek düzeyde ingilizce kaldı bi tek. oysa ne çok isterdim bi reklam ajansında, bi moda atölyesinde, ya da bi tiyatroda, herhangi bir sette çalışmak. ama şu an kiraydı faturalardı derken ben para istemiyorum junior da olsa alın beni iş öğreneyim de diyemiyorum. yaş oldu 27, elde var 0'a 0. sürekli ağlıyorum. ne yapayım ben ya? hayatım resmen çöpe gitti. Bi çözümü olmasa bile içimi dökmek istedim.
uzun oldu, kusura bakmayın.
uzun oldu, kusura bakmayın.

paragraf yaparak yaz abi şunu...gözüm döndü..
- raki masasinin degismez adami
(22.05.12 11:07:55)

hangi dil?
mit böyle antin kuntin dil bilenleri havada karada kapıyor biliyor musun? üstelik dilin konuşulduğu ülkeye de gitme fırsatı bulmuşun. bi bakıver eğer bakmadınsa.
mit böyle antin kuntin dil bilenleri havada karada kapıyor biliyor musun? üstelik dilin konuşulduğu ülkeye de gitme fırsatı bulmuşun. bi bakıver eğer bakmadınsa.
- cecilia
(22.05.12 11:16:08)

hayatın çöpe gitmesi konusunda yalnız değilsin.
bence hem istediğin işler için başvuru yapmaya hem de çalıştığın alanda başka yerler için başvuru yapmaya devam etmelisin.
kaybedeceğin bir şey yok çünkü.
istediğin işler olmasa bile, şu an çalıştığın alanda başka bir yere geçme ihtimalin daha yüksek. iş yerindeki çalışma şartları, patron ve çalışanların yapıları/davranışları çok önemli.
gece 12'ye kadar çalışıp mesaiden sayılmaması, insanı gerçekten işten, çalışmaktan, hayattan ve insanlardan nefret ettiren ve maalesef bu ülkede çalışanların sömürüldüğü, çok yapılan bir şey...
özet; iş alanını değiştiremesen bile çalıştığın firmayı değiştirebilirsin.
"çok ümitli ol" demiyorum, hayat gerçekten herkese adil davranmıyor. ama her şeyden elini çekip ağlayıp şikayet etmeye de gerek yok.
ben de geçmişte belki 50'ye yakın başvuru yapmıştım o kariyer sitelerine ve hiç cevap gelmemişti. bu da moralini bozmasın. sadece oralara değil, gazetelerdeki ilanlara ve çevreden gelen bilgilere de başvuru yapabilirsin.
sonuçta kaybedeceğin bir şey yok. ama kazanma ihtimalin her zaman var!
bence hem istediğin işler için başvuru yapmaya hem de çalıştığın alanda başka yerler için başvuru yapmaya devam etmelisin.
kaybedeceğin bir şey yok çünkü.
istediğin işler olmasa bile, şu an çalıştığın alanda başka bir yere geçme ihtimalin daha yüksek. iş yerindeki çalışma şartları, patron ve çalışanların yapıları/davranışları çok önemli.
gece 12'ye kadar çalışıp mesaiden sayılmaması, insanı gerçekten işten, çalışmaktan, hayattan ve insanlardan nefret ettiren ve maalesef bu ülkede çalışanların sömürüldüğü, çok yapılan bir şey...
özet; iş alanını değiştiremesen bile çalıştığın firmayı değiştirebilirsin.
"çok ümitli ol" demiyorum, hayat gerçekten herkese adil davranmıyor. ama her şeyden elini çekip ağlayıp şikayet etmeye de gerek yok.
ben de geçmişte belki 50'ye yakın başvuru yapmıştım o kariyer sitelerine ve hiç cevap gelmemişti. bu da moralini bozmasın. sadece oralara değil, gazetelerdeki ilanlara ve çevreden gelen bilgilere de başvuru yapabilirsin.
sonuçta kaybedeceğin bir şey yok. ama kazanma ihtimalin her zaman var!
- holy diver
(22.05.12 11:19:52)

dandik bölüm dediğin hangisi?
bir de hangi dil?
bir de hangi dil?
- sir gawain
(22.05.12 11:28:52)

her şeyi değiştirebilir, yeniden başlayabilirsin. yeter ki, umudunu kaybetme. 39 yaşındayım. 35 yaşında iken 12 sene çalıştığım işimi değiştirdim (doktora yapmıştım ve buna güvendim doğrusu). senin de bu anlamda önemli avantajın çok gizli dilin. o dili kullanmanın bir yolunu bulmalısın. üstelik dış ticaret kursu almışsın. türklere bakma sen, yabancı ülkelerle (o çok gizli dilin konuşulduğu yer/yerler) irtibata geç. onların sana ihtiyacı vardıur mutlaka.bakan geçen diyordu türk mallarının girmediği tek ülke varmış (adını unuttum). orası değildir seninki. internetten şirketleri araştır türkiyeyle iş yapıyorsanız ben buyum şuyum size yardımcı olabilir gibi yazış (ama güven sorunu olur mutlaka haberin olsun. bunu aşmanın da bir yolu bulunur). böyle düşünüyorum ben. 27 bir şey değil. kasma. deneyimin var işte. mutlaka bir şeyler çıkar. trenin yemekli vagonunda garsonluk yapan senden daha yaşlı bir teoloji mezunu kişi ile tanışmıştım bundan yıllar evvel. her şey olur! mücadeleden vaz geçme, daha çöplük değil hayatın. önünden kim bilir ne kadar yıllar vardır...
- fempusay
(22.05.12 11:48:03 ~ 11:49:11)

bence ilk olarak şu ağlamayı bırak.
ağlarsan zayıf düşersin, gücün kalmaz.
ağla için açılır falan muhabbeti yapan varsa ağzına vur kürekle.
ağlarsan zayıf düşersin, gücün kalmaz.
ağla için açılır falan muhabbeti yapan varsa ağzına vur kürekle.
- ottoturk
(22.05.12 11:52:04)
1