[]
hayat enerjisi verecek objeler, şarkılar, yapılabilecek şeyler..
hayatın kendisine pek gülmeyeceğini düşünen bir arkadaşınız var diyelim. mesleği yok, iyi işler bulamıyor, evde kpss'ye hazırlanıyor ama kazanamayacağını düşünüyor. ailesi sorunlu, ilgilenmek zorunda olduğu bir de özürlü bir yeğeni var. çevresindeki evliliklerin kötü sonuçlanmasından evlilikten de soğumuş, geleceğinden de.
ne yaparak yaşam enerjisi ya da umut ışığı vermeye çalışırdınız?
gaz veren bir kitap, kendisiyle ösdeşleşebileceği bir yeniden doğuş filmi?
teşekkürler duyuru..
ne yaparak yaşam enerjisi ya da umut ışığı vermeye çalışırdınız?
gaz veren bir kitap, kendisiyle ösdeşleşebileceği bir yeniden doğuş filmi?
teşekkürler duyuru..
- ermanen (03.02.12 01:20:41)
bende boks öneririm şuan yapmayı dört gözle beklediğim tek şey diyebilirim.antrenman günlerini iple çekiyorum.
- bushido77 (03.02.12 01:39:46)
arkadaşınızın kadın olduğunu da farzedin bari. boks yaparak rahatlanabileceğini biliyorum. benim söylemek istediğim kişinin kendine hedefler koyabilip bunları başarabileceğine inanmasını sağlayabilmek.
- ilkinci (03.02.12 01:47:43)
bu işler ne yazık ki kitapla ya da filmle çözülemiyor..
hani izliyorsun ama 1 saat sonra etkisi kalmıyor..
kitap bitince de aynı şey.. etkisini kolay yitiriyor böyle şeyler..
kalıcı bir şey bulunabilmesi için, kişinin önce kendini tanıması gerekir bence.
bu hayatta neleri severim, beni mutlu eden şeyler nedir diye bi düşünülmeli.
elbette ki herkesin hayatında belirli zorluklar var.. önemli olan bakış açını değiştirebilmek sanırım.. umutsuz olmanın hayata dair hiçbir artısı yok. kpss'yi kazanamayacakmış? neden kazanamasın? evlilikler bitiyormuş, ee? onun başına geleceği nerden belli? gelse bile ne fark eder? demek ki yanlış bir şeyler varmış ki, doğrusu bulunmuş..
neyse uzun uzun nutuk atmayayım (: kısacası, hayatı renklendirmek gerek biraz.. neşeli şarkılar, umut verici filmler ilk etapta iyi bir adım atmanı sağlar ama devamlılığını sağlamak yine kişinin kendisine düşüyor.
bazı kararlarını (örneğin, kpss'de şu kadar puan alıp, şu tercihi yapmak, bi müzik aleti çalmak, şu kitabı bitirmek, bu yaz şuraya gitmek, en yakın arkadaşımla şunu yapmak gibi) gözünün önünde olabileceği bi yerlere asabilir/koyabilir.
yani en güzeli, güzel şeyler olacağını düşünmek, buna inanmak, bunun için çalışmak..
hani izliyorsun ama 1 saat sonra etkisi kalmıyor..
kitap bitince de aynı şey.. etkisini kolay yitiriyor böyle şeyler..
kalıcı bir şey bulunabilmesi için, kişinin önce kendini tanıması gerekir bence.
bu hayatta neleri severim, beni mutlu eden şeyler nedir diye bi düşünülmeli.
elbette ki herkesin hayatında belirli zorluklar var.. önemli olan bakış açını değiştirebilmek sanırım.. umutsuz olmanın hayata dair hiçbir artısı yok. kpss'yi kazanamayacakmış? neden kazanamasın? evlilikler bitiyormuş, ee? onun başına geleceği nerden belli? gelse bile ne fark eder? demek ki yanlış bir şeyler varmış ki, doğrusu bulunmuş..
neyse uzun uzun nutuk atmayayım (: kısacası, hayatı renklendirmek gerek biraz.. neşeli şarkılar, umut verici filmler ilk etapta iyi bir adım atmanı sağlar ama devamlılığını sağlamak yine kişinin kendisine düşüyor.
bazı kararlarını (örneğin, kpss'de şu kadar puan alıp, şu tercihi yapmak, bi müzik aleti çalmak, şu kitabı bitirmek, bu yaz şuraya gitmek, en yakın arkadaşımla şunu yapmak gibi) gözünün önünde olabileceği bi yerlere asabilir/koyabilir.
yani en güzeli, güzel şeyler olacağını düşünmek, buna inanmak, bunun için çalışmak..
- makus talihim degismez lan benim (03.02.12 02:09:37)
fitness'a ya da vücut geliştirmeyle ilgilen.
5,6 ay sonra aradığını bulacaksın.
5,6 ay sonra aradığını bulacaksın.
- pangea (03.02.12 02:15:12)
1. fitness vücut geliştirm çok çok önemli. konu kas sıkılaşmak falan ASLA DEĞİL. konu endorfin mutluluk hormonu.
2. tam bağımsız birey olun. sigara alkol çay kola kahve neskafe kullanmayın. konu çay dişleri sarartır kahve tansiyon artırır sigara öldürür DEĞİL. bağımlılık bireyin en büyük düşmanıdır. kendine güvenini alır, mücadele edemezsiniz.
3. internet 21.yy ın en büyük bagımlılıgıdır.
asgari ücretli insanlar saatte 7-8lira kazanıyor. ekşi'de geçirdiğim vakitle asgari ücretle bir yerde çalışsaydım jipim olurdu.
facebook twitter vs vs vs. geçen vakti düşünün?
www.eksisozluk.com
bu link de ekşi'den... ironi.
sonuç: internet en büyük bağımlılık. aynı şekilde sosyal medya facebook vs vs vs. 2 yeğenim var 18 yaşında. ikisine de 3000 sms 7 gün ancak yetiyor. twitter facebook blackberry mesajlaşmaları da cabası.
bu da insanın genine aykırı. insanoglu oyle 1000 arkadası olsun diye programlanmamıs.
4. uyku düzeni. saat gibi şaşmayan gece uyuyup gündüz uyuyan bir hayat sürün.
5. madde bağımlılığı... konu uyuşturucu değil.
20 sene öncesine kadar en "karizma" adamlar 20 albüm 20 filmle ömür geçirirlerdi. şimdi 100gb müzik arşivin yoksa, 500 film izlememişsen adam değilsin.
ankara kızılay'da aptal bir havuzda müzik eşliğinde su fışkırıyor. 1000lerce insan cepten çekiyor.
onu al kaydet istifle sınıflandır sakla...
bu nedir aga?
rahmetli babam - annem babam vefat edene kadar (1962 - 1997) 35 sene evli kaldılar (ki sosyo ekonomik düzeyleri gayet iyiydi, 4 tane de çocuk vardı) tüm aile çocuklar akrabalar yılbaşı aybaşı toplamda 300 fotografları vardır yoktur.
6. sonuç şu:
insan kafası azıcık iyi çalışan ortalama bir memeli.
kediden falan az farkımız var. temellerimiz aynı. sevişiriz rahatlarız korkar kaçarız yemek yeriz karnımız doyar.
kediye gece lazer tutun, önüne: hayvan saatlerce oynar. veya balkondan düşen salak kediler var, kelebek kovalarken.
yani: biz memelilerin dikkati çabuk dağılıyor. kafamız durmuyor. HAYATI DARALTMAZSAN aptala döner işin içinden çıkamazsın.
genlerimiz 100.000 sene öncesi ile neredeyse tamamen aynı. 100.000 sene önceki mağara adamı gibi 1 sene yaşa aradaki farkı göreceksin yani:
- dar sosyal hayat.
- sağlam spor.
- bağımlılıklar yok.
- biriktirmeler tutmalar takip etmeler yok.
bundan sonra da genetiğiniz hayatınızı belirler.
gerçi benim dediğim gibi bir hayat sürseniz, tam sağlıklı süper şekilde, 10 senede nerelere gelirsiniz o da ayrı, keşke becerebilseniz.
7. the pursuit of happyness ne rezil ne saçma ne vakit kaybı bir filmdir.
her salisesi ucuz holivut filmi kokar. benim için incir reçeli veya kavanoz (teneke...) peşinde koşarken inatlaşan, betonda öpüşerek rahmetli olan aptal 2 fransız aşığın filmi neyse bu da odur.
2. tam bağımsız birey olun. sigara alkol çay kola kahve neskafe kullanmayın. konu çay dişleri sarartır kahve tansiyon artırır sigara öldürür DEĞİL. bağımlılık bireyin en büyük düşmanıdır. kendine güvenini alır, mücadele edemezsiniz.
3. internet 21.yy ın en büyük bagımlılıgıdır.
asgari ücretli insanlar saatte 7-8lira kazanıyor. ekşi'de geçirdiğim vakitle asgari ücretle bir yerde çalışsaydım jipim olurdu.
facebook twitter vs vs vs. geçen vakti düşünün?
www.eksisozluk.com
bu link de ekşi'den... ironi.
sonuç: internet en büyük bağımlılık. aynı şekilde sosyal medya facebook vs vs vs. 2 yeğenim var 18 yaşında. ikisine de 3000 sms 7 gün ancak yetiyor. twitter facebook blackberry mesajlaşmaları da cabası.
bu da insanın genine aykırı. insanoglu oyle 1000 arkadası olsun diye programlanmamıs.
4. uyku düzeni. saat gibi şaşmayan gece uyuyup gündüz uyuyan bir hayat sürün.
5. madde bağımlılığı... konu uyuşturucu değil.
20 sene öncesine kadar en "karizma" adamlar 20 albüm 20 filmle ömür geçirirlerdi. şimdi 100gb müzik arşivin yoksa, 500 film izlememişsen adam değilsin.
ankara kızılay'da aptal bir havuzda müzik eşliğinde su fışkırıyor. 1000lerce insan cepten çekiyor.
onu al kaydet istifle sınıflandır sakla...
bu nedir aga?
rahmetli babam - annem babam vefat edene kadar (1962 - 1997) 35 sene evli kaldılar (ki sosyo ekonomik düzeyleri gayet iyiydi, 4 tane de çocuk vardı) tüm aile çocuklar akrabalar yılbaşı aybaşı toplamda 300 fotografları vardır yoktur.
6. sonuç şu:
insan kafası azıcık iyi çalışan ortalama bir memeli.
kediden falan az farkımız var. temellerimiz aynı. sevişiriz rahatlarız korkar kaçarız yemek yeriz karnımız doyar.
kediye gece lazer tutun, önüne: hayvan saatlerce oynar. veya balkondan düşen salak kediler var, kelebek kovalarken.
yani: biz memelilerin dikkati çabuk dağılıyor. kafamız durmuyor. HAYATI DARALTMAZSAN aptala döner işin içinden çıkamazsın.
genlerimiz 100.000 sene öncesi ile neredeyse tamamen aynı. 100.000 sene önceki mağara adamı gibi 1 sene yaşa aradaki farkı göreceksin yani:
- dar sosyal hayat.
- sağlam spor.
- bağımlılıklar yok.
- biriktirmeler tutmalar takip etmeler yok.
bundan sonra da genetiğiniz hayatınızı belirler.
gerçi benim dediğim gibi bir hayat sürseniz, tam sağlıklı süper şekilde, 10 senede nerelere gelirsiniz o da ayrı, keşke becerebilseniz.
7. the pursuit of happyness ne rezil ne saçma ne vakit kaybı bir filmdir.
her salisesi ucuz holivut filmi kokar. benim için incir reçeli veya kavanoz (teneke...) peşinde koşarken inatlaşan, betonda öpüşerek rahmetli olan aptal 2 fransız aşığın filmi neyse bu da odur.
- bencilata (03.02.12 04:06:04)
Yeğeniyle o niye ilgileniyor ki o ebeveynlerin asli görevidir ve oldukçada zor bir iştir insanın tüm zamanını alır, bir süre sonrada bakan kişilerde depresyon v.b. benzeri rahatsızlıklar olabilir. Bence oradan başlamalı?
- commander64 (03.02.12 08:43:58)
bencilata; haklısınız, insan kendi doğasından kopmamalı, ait olduğu çevrede yaşamalı...
çok güzel açıklamışsınız.
ama insan her konuda iyi olacak diye bir şey yok. film konusunda iyi değilsiniz:))
çok güzel açıklamışsınız.
ama insan her konuda iyi olacak diye bir şey yok. film konusunda iyi değilsiniz:))
- buttercup (03.02.12 08:59:55)
1