[]
Bu şiirde bir anlam var mı? Varsa nedir?
evet, aşağıdaki şiir hangi tarzda yazılmış? belli bir anlam barındırıyor mu? siz bişey anladınız mı?
tırnaklarımla kazıyorum seni, ortamda çukur kalıyorsun
kan dolduruyorlar kendime hissiz kadavralar eşsiz kasvetini
saçların yanık ten oluyor, kirpiklerin kıvrılıp uzuyor
....
böyle gidiyorsun işte, arkandan teneke kovalıyorlar.
tırnaklarımla kazıyorum seni, ortamda çukur kalıyorsun
kan dolduruyorlar kendime hissiz kadavralar eşsiz kasvetini
saçların yanık ten oluyor, kirpiklerin kıvrılıp uzuyor
....
böyle gidiyorsun işte, arkandan teneke kovalıyorlar.
valla yok, yok. teşbih, mubalağa, istiare, mecaz-ı mürsel, kinaye...var da var.
bir kadına yazıldığını ve bir adamın yazdığını düşünerek yorum yapacağım kadın-adam diye.
adam kadının içinde, daha doğrusu kadın adamın içinde. her hücresi her şeyi kadın olmuş. genel baktığımda bunu görüyorum. kadın gidiyor ya da gitti ama adamda aslında her şeyi, kadın adamda.
'tırnaklarımla kazıyorum seni, ortamda çukur kalıyorsun' içimden kazıyorum seni diyor adam. kadın içinde adamın kalbinde, karnında, beyninde belki, her yerinde ve adam onu çıkarmaya çalışıyor içinden.
'kan dolduruyorlar kendime hissiz kadavralar eşsiz kasvetini' mumyalamak gibi düşündüm. adam içime yerine kendime demiş. güzel yapmış, hoşuma gitti. çok ağır bir acı çektiğini, perişan olduğunu hissediyorum adamın. yıllarca içimde kalacak bu kasvet, sensizlik der gibi bir anlam katmış.
'saçların yanık ten oluyor, kirpiklerin kıvrılıp uzuyor' burada iki anlam çıkardım açıkçası. saçlarının siyahlığından da bahsediyor olabilir ya da daha mantıklısı kadının saçlarının kendisinin teninde bıraktığı izden, kendi esmerliğini kadının koyu saçlarına yormuş olabilir belki. kirpikleri de acıtıyor sanki çok acıtıyor.
'böyle gidiyorsun işte, arkandan teneke kovalıyorlar.' bu cümlede sesli/gürültülü gittiğini anlatıyor sanırım. suskun bir gidiş olmamış belli ki...
fena bir şeymiş yalnız. etkileyici.
bir kadına yazıldığını ve bir adamın yazdığını düşünerek yorum yapacağım kadın-adam diye.
adam kadının içinde, daha doğrusu kadın adamın içinde. her hücresi her şeyi kadın olmuş. genel baktığımda bunu görüyorum. kadın gidiyor ya da gitti ama adamda aslında her şeyi, kadın adamda.
'tırnaklarımla kazıyorum seni, ortamda çukur kalıyorsun' içimden kazıyorum seni diyor adam. kadın içinde adamın kalbinde, karnında, beyninde belki, her yerinde ve adam onu çıkarmaya çalışıyor içinden.
'kan dolduruyorlar kendime hissiz kadavralar eşsiz kasvetini' mumyalamak gibi düşündüm. adam içime yerine kendime demiş. güzel yapmış, hoşuma gitti. çok ağır bir acı çektiğini, perişan olduğunu hissediyorum adamın. yıllarca içimde kalacak bu kasvet, sensizlik der gibi bir anlam katmış.
'saçların yanık ten oluyor, kirpiklerin kıvrılıp uzuyor' burada iki anlam çıkardım açıkçası. saçlarının siyahlığından da bahsediyor olabilir ya da daha mantıklısı kadının saçlarının kendisinin teninde bıraktığı izden, kendi esmerliğini kadının koyu saçlarına yormuş olabilir belki. kirpikleri de acıtıyor sanki çok acıtıyor.
'böyle gidiyorsun işte, arkandan teneke kovalıyorlar.' bu cümlede sesli/gürültülü gittiğini anlatıyor sanırım. suskun bir gidiş olmamış belli ki...
fena bir şeymiş yalnız. etkileyici.
- suspendline (10.01.12 07:26:12)
1