[]
Nâbizâde Nâzım Hakkında Bir Soru
Zehra'yı okuyordum ki dikkatimi çeken bir paragrafa rastladım. Suphi'nin ve Zehra'nın günlük yaşamından bahsederken:
"Saat 1'de ya da 2'de(sabah 7.30 veya 8.30) yataktan kalkıp günlük tuvaletlerini yaparlardı. Tuvalet her zaman soğuk su banyo yapmak, traş olmak, kendilerine çeki düzen vermekten ve birer hafif elbise giyinmekten ibaretti."
diyor. İlk sorum şu: Elimdeki baskısında bütün saat ifadelerinin yanında böyle günlük saate uyarlanan parantezler var burada Nâzım'ın bahsettiği saat nasıl bir saatki onu günümüze çevirmişler onu anlamış değilim. Yani eskiden zaman olayı farklı mıydı ki?
İkinci sorum ise: Nâzım burada Tuvalet kelimesine kafadan mı anlam yüklemiş yoksa tuvalet geçmişte daha geniş bir anlam mı ihtiva ediyordu?
"Saat 1'de ya da 2'de(sabah 7.30 veya 8.30) yataktan kalkıp günlük tuvaletlerini yaparlardı. Tuvalet her zaman soğuk su banyo yapmak, traş olmak, kendilerine çeki düzen vermekten ve birer hafif elbise giyinmekten ibaretti."
diyor. İlk sorum şu: Elimdeki baskısında bütün saat ifadelerinin yanında böyle günlük saate uyarlanan parantezler var burada Nâzım'ın bahsettiği saat nasıl bir saatki onu günümüze çevirmişler onu anlamış değilim. Yani eskiden zaman olayı farklı mıydı ki?
İkinci sorum ise: Nâzım burada Tuvalet kelimesine kafadan mı anlam yüklemiş yoksa tuvalet geçmişte daha geniş bir anlam mı ihtiva ediyordu?
Merhaba Türk Dil Kurumu'nda arattım da tuvalet sözcüğünü şöyle bir bilgi buldum. Sanırım bununla bağlantılı olarak daha geniş bir anlamda kullanılıyor sözcük. 2. anlamı okumak gerek burada sanırım.
tuvalet Fr. toilette
a. 1. İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane: Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz. -F. R. Atay. 2. Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi: Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim. -P. Safa. 3. Gece kıyafeti: Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet. -T. Buğra. 4. Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne. 5. Sidik veya dışkı.
tuvalet Fr. toilette
a. 1. İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane: Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz. -F. R. Atay. 2. Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi: Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim. -P. Safa. 3. Gece kıyafeti: Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet. -T. Buğra. 4. Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne. 5. Sidik veya dışkı.
- eleganteda (25.12.11 12:45:56)
Cumhuriyetten önce, yurdumuzda kullanılan ölçüler uygar ülkelerin kullandığı ölçülerden farklıydı. Metre yerine, arşın denilen bir uzunluk aleti kullanıyordu ve ayrıca alaturka saat kullanıyordu. Bu saate göre 6'da öğle 12'de akşam oluyordu.
Dünya ülkelerinin çoğu miladi takvim kullanırken, biz hicri takvim kullanıyorduk
şeklinde bir bilgi buldum netten, bahsettiğiniz saat durumu, Ömer Seyfettin hikayelerinde de bolca bulunurdu. sanırım 'alaturka saat' üzerinden bakınırsanız internette daha anlamlı şeyler bulabilirsiniz.
Dünya ülkelerinin çoğu miladi takvim kullanırken, biz hicri takvim kullanıyorduk
şeklinde bir bilgi buldum netten, bahsettiğiniz saat durumu, Ömer Seyfettin hikayelerinde de bolca bulunurdu. sanırım 'alaturka saat' üzerinden bakınırsanız internette daha anlamlı şeyler bulabilirsiniz.
- ete summer (25.12.11 13:18:53)
1