ataturk un yaptigi devrim. osmanlinin kulunden tc yi kurmasi
- wessago (02.11.11 16:19:16 ~ 16:19:56)
devrim halk hareketidir, atatürkün yapığı iste, üstten halkı yönlendirme, halkı bir yöne sürükleme.
misal halk ayaklanıp biz latin harfleri istiyoruz, biz şapka takmak istiyoruz diyerekten mi aldı bu hak(!)ları.
misal halk ayaklanıp biz latin harfleri istiyoruz, biz şapka takmak istiyoruz diyerekten mi aldı bu hak(!)ları.
- efruz (02.11.11 16:26:26)
Devrim dediğiniz şey sadece 1 tane değilki,
Türk kadınına seçme seçilme hakkı verilmesi var, şu anda kullandığımız modern harflere geçiş var, saat,tarih ölçü ağırlık birimlerinin düzenlenmesi var var oğlu var. Bunları anlamak için eskiyi bilmeli ve yeni ile karşılaştırmalı, sonra da diğer ülkelerle yine karşılaştırmalısınız. Kısacası soru kısa, ama cevabı o kadar kısa değil tam bir tez konusu.
Ha bu harfleri kullanmak istemeyenne arap ülkelerinin kapısı her daim açık. Tutanmı var? :)
Türk kadınına seçme seçilme hakkı verilmesi var, şu anda kullandığımız modern harflere geçiş var, saat,tarih ölçü ağırlık birimlerinin düzenlenmesi var var oğlu var. Bunları anlamak için eskiyi bilmeli ve yeni ile karşılaştırmalı, sonra da diğer ülkelerle yine karşılaştırmalısınız. Kısacası soru kısa, ama cevabı o kadar kısa değil tam bir tez konusu.
Ha bu harfleri kullanmak istemeyenne arap ülkelerinin kapısı her daim açık. Tutanmı var? :)
- Oguzhang (02.11.11 16:28:01 ~ 16:28:41)
türkiyede yapılan bir devrim değildi... üst idari kadronun kararıyla yapılmış bir rejim değişikliği idi...
- ruhibirbanyo (02.11.11 16:33:30)
türk tarihinde devrime benzer herhangi bir olay vuku bulmamış benim bildiğim. ha alfabe değişikliği, sigorta primi affı, bazı kisvelerin giyiminin yasaklanması, özel radyo televizyon kanunu, müzikte yeni deneyimler gibi uygulamalara devrim diyorsanız eşi benzeri görülmemiş bir devrim diyebiliriz.
- suhreverdi (02.11.11 16:34:38)
Türk Devrimi’nin Sovyet ve Fransız devrimlerinden farklı olan yanı; üçüncü dünyacı, antiemperyalist ve antikapitalist ulusal kurtuluş mücadelelerinin ilk öncüsü olarak, Batılı olmayan yepyeni bir sosyalist devrim modeli yaratmasıdır.
Diğer bir açıdan, Sovyet ve Fransız devrimleri halkın sınıfları veya politik olarak ayrılan kesimleri arasındaki çatışmadan doğar. Türk Devrimi'nde ise, Türk Milleti ulus olarak emperyalist devletlere karşı savaşmıştır. Bunu laiklik veya demokrasi adına yapmadığı açık, ama buna karşı olmadığı da açık. Devrimin her adımı milletin büyük çoğunluğu tarafından kabul görmüşse de benimsenememiş. Bugünkü durum, karşı devrim dedikleri, bu kabul etmeyen kesimin güçlenmesi. ve zaten bu devrimleri özümseyememiş halkın bu durumu engelleyecek bir rejimi yürütememesinden kaynaklanıyor.
Diğer bir açıdan, Sovyet ve Fransız devrimleri halkın sınıfları veya politik olarak ayrılan kesimleri arasındaki çatışmadan doğar. Türk Devrimi'nde ise, Türk Milleti ulus olarak emperyalist devletlere karşı savaşmıştır. Bunu laiklik veya demokrasi adına yapmadığı açık, ama buna karşı olmadığı da açık. Devrimin her adımı milletin büyük çoğunluğu tarafından kabul görmüşse de benimsenememiş. Bugünkü durum, karşı devrim dedikleri, bu kabul etmeyen kesimin güçlenmesi. ve zaten bu devrimleri özümseyememiş halkın bu durumu engelleyecek bir rejimi yürütememesinden kaynaklanıyor.
- screamshot (02.11.11 16:35:02)
:) 90 küsür eskiyi şimdinin aklı ile yorumlarken elbette "benim bildiğim" gibi kalıplar kurulur. :)) Asıl soru "ne biliyorsunuzki" olmalı aslında :)
Mesela bu kelimeleri arap harfleri ile,osmanlıca buraya yazmayı deneyin desem hiçkimse beceremez Şu anda kullandığımız harflerle paşa paşa dertlerini anlatırlar. Ama sonrada "Bumu devrim hıhh.." derler ki işte asıl devrim bunu söyleyebilme özgürlüğüdür. Bunu bile kavrayamamış olmak acı.
Mesela bu kelimeleri arap harfleri ile,osmanlıca buraya yazmayı deneyin desem hiçkimse beceremez Şu anda kullandığımız harflerle paşa paşa dertlerini anlatırlar. Ama sonrada "Bumu devrim hıhh.." derler ki işte asıl devrim bunu söyleyebilme özgürlüğüdür. Bunu bile kavrayamamış olmak acı.
- Oguzhang (02.11.11 16:45:41)
devrim deyince komik oluyor ama olsun: misal kılık kıyafet devriminin mucidi mahmud ikinci'ydi. sene 1826. harf devrimi denen nanenin geçmişi daha eski. bu devrimin sahibi selim üçüncü'nün kızkardeşi hatice sultan ve antoine ignace melling isimli bir fransız mimar. çok partili serbest seçimler devrimi ilk kez 1908'de yapıldı. 1950'ye kadar bir daha yapılamadı.
- suhreverdi (02.11.11 17:16:17)
O mantıkla bakarsanız mikropları ilk bulanda Fatih Sultan Mehmed in hocası Akşemseddin dir ama nedense insanlar ondan 300 sene sonra gelen Pasteur u tanıyor.
Yani neymiş; mimar olmak değil uygulayan olmak önemliymiş.Zaten burda konuşulan devrim kelimesindeki amaçta o değilmi? icat etmekten,yaratmaktan değil uygulamaya koymaktan bahsedilmiyormu? Türk toplumu bu devrimleri benimsemiyorsa biz bugün nasıl latinharfleri ile aslanlar gibi yazıyor sonrada arabın,çinlinin, yahudinin alfabesine "kargacık burgacık" diye yan bakabiliyoruz?
Devrim denen şey halk oylaması ile yapılan,bir referandum değil halkın menfaati için uygulamaya koyulan tedbirlerdir.Uygulamaya koyulduğu dönemde bu ülkenin okuryazar oranı %10-20 lik rakamlarda iken bugün okuryazar oranı %99 u geçiyorsa o uygulama devrimdir başarılı olmuştur.
Vergi barışına atıfta bulunanların düşünmesi gereken şudur, bu uygulama o kadar başarılı olsa her sene vergi affı çıkarma ihtiyacı duymazlardı demekki başarılı olamıyor benimsenemiyor ki insanlar umursamıyor.Birde bu talep üzerine yapılan siyasi bir uygulama zaten,ne ülkeye ne insanlara nede ekonomiye zerrece faydası yok tamamen siyasi amaçlı... Ama öte yandan 90 küsür senedir uygulanan devrimlere bakıyoruz günümüzde arap harfi ile Türkçe okuyan kimse varmı? sokaklarda arapça istiyoruz diye protesto yapan varmı? veya her sene yeni bi,r alfabe getirilmesi ihtiyacı duyuluyormu? yooo...
Yani neymiş; mimar olmak değil uygulayan olmak önemliymiş.Zaten burda konuşulan devrim kelimesindeki amaçta o değilmi? icat etmekten,yaratmaktan değil uygulamaya koymaktan bahsedilmiyormu? Türk toplumu bu devrimleri benimsemiyorsa biz bugün nasıl latinharfleri ile aslanlar gibi yazıyor sonrada arabın,çinlinin, yahudinin alfabesine "kargacık burgacık" diye yan bakabiliyoruz?
Devrim denen şey halk oylaması ile yapılan,bir referandum değil halkın menfaati için uygulamaya koyulan tedbirlerdir.Uygulamaya koyulduğu dönemde bu ülkenin okuryazar oranı %10-20 lik rakamlarda iken bugün okuryazar oranı %99 u geçiyorsa o uygulama devrimdir başarılı olmuştur.
Vergi barışına atıfta bulunanların düşünmesi gereken şudur, bu uygulama o kadar başarılı olsa her sene vergi affı çıkarma ihtiyacı duymazlardı demekki başarılı olamıyor benimsenemiyor ki insanlar umursamıyor.Birde bu talep üzerine yapılan siyasi bir uygulama zaten,ne ülkeye ne insanlara nede ekonomiye zerrece faydası yok tamamen siyasi amaçlı... Ama öte yandan 90 küsür senedir uygulanan devrimlere bakıyoruz günümüzde arap harfi ile Türkçe okuyan kimse varmı? sokaklarda arapça istiyoruz diye protesto yapan varmı? veya her sene yeni bi,r alfabe getirilmesi ihtiyacı duyuluyormu? yooo...
- Oguzhang (02.11.11 18:02:29 ~ 18:05:53)
fransız ve sovyet devrimi aşağıdan yukarıya ( kaynağını halktan alan ) devrimlerdi. türk devrimi ise yukardan aşağıya doğru ( asker elitlerden halka ) gerçekleşmiştir. türkiyede kapitalsit araçların gelişememiş olması da devrimin bu şekilde gerçekleşmesine neden olan unsurlardan biridir.
ayrıca cumhuriyetin ilanından sonra yapılan yeniliklere "devrim" demek bence yanlış olur, "reform" ( inkılap ) demek daha doğru olur.
bi de türk devrimi/ yönetim şeklinin cumhuriyet olarak ilan edilmesi sonrasında çeşitli ideolojik araştırmalarda, yönelmelerde sosyalizm kadar faşizm de (bkz: korporatizm) etkili olmuştur, en azından tek partinin ilk dönemlerinde (bkz: recep peker)..
ayrıca cumhuriyetin ilanından sonra yapılan yeniliklere "devrim" demek bence yanlış olur, "reform" ( inkılap ) demek daha doğru olur.
bi de türk devrimi/ yönetim şeklinin cumhuriyet olarak ilan edilmesi sonrasında çeşitli ideolojik araştırmalarda, yönelmelerde sosyalizm kadar faşizm de (bkz: korporatizm) etkili olmuştur, en azından tek partinin ilk dönemlerinde (bkz: recep peker)..
- toshiro (02.11.11 21:16:21 ~ 21:17:45)
Yahu Murat Belge, Şerif Mardin vb. bile devrim diyor. Bunu da Türk Devrimini olumlayarak falan söylemiyorum. Ama Atatürk tek başına yapmadı her şeyi. Yalnızca üstten halkı yönlendirmeden ibaret değil. Latin harfleriyle ilgili tartışmalar ta Tanzimat sonrasından beri var zaten. Kadın haklarıyla ilgili olarak İletişim ve Metis yayınlarından Osmanlı feminist hareketi ve cumhuriyete uzantısını anlatan güzel kitaplar çıktı. Kongreler, 1. Meclis vb. halkın seçtiği gönderdiği adamlar bunlar. Sonradan Atatürk ipleri eline alıyor, başka mesele. Ama temelde teknik olarak devrim olarak kabul ediliyor. Hatta Murat Belge, "Bizde de devrimi Rus ve Fransız devriminden farklı olarak askerler yapmıştır." demişti.
- microfiction (02.11.11 22:26:07 ~ 22:27:49)
Ülke savaşlardan kırılmış,bir nesil, lisede, üniversitede okuyan bir nesil,okumuş aydın kişiler, bilim adamları zanaatkarlar,doktorlar vs. gibi önemli bir kesim cephelerde şehit olmuş.Okuryazar, eğitimli kişilerin yüzdesi tek rakamlarda Kim yapacaktı ya devrimleri? Takıntı olmuş habire asker asker denip duruyor, savaş bittikten sonra devrime öncülük yapan askeri ekibin büyük kısmı üniformalarını çıkarıp sivil olmuşlardı bundan bahseden yok sanırım.Savaş bitmiş,adam üniformayı çıkarmış sivil yönetime geçmiş,devrimleri yapmaya başlamış, yok efendim o asker devrimleri askerler yaptı... :) Bu iddiaları pompalayanlarda o askeri kesim tarafından cephelerde püskürtülen ülkelerin sözde aydın yazarları...
Devrim kelimesinin sözlük anlamına bakalım;
Devrim, belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik; ihtilal. Toplumsal değişimlerin insan iradesiyle hızlandırılması devrimleri oluşturur.
İnkılap, devrim kelimesinin farklı bir söylenişidir,Günümüzde, Devrim kelimesini genelde aşırı sol düşüncedeki kesim daha farklı anlamlara gelecek şekilde kullandığı için, İnkılap kelimesi yerleşmiştir dilimize, ortaokul-lise ve hatta üniversite döneminde İnkılap Tarihi dersleri okuya okuya İnkılap kelimesine aşina hale geldik.Yoksa sözlük anlamı olarak her ikiside aynıdır. Atatürk yapılan değişiklikleri Devrim olarak isimlendirmiştir, Bursa Nutkunda görülebilir.
Önemli olanın tartışmak fikir yürütmek değil ülke ve toplum anlayışına yabancı uygulamaları icraata sokabilmek uygulayabilecek iradeyi gösterebilmek olduğunu halen anlayamamışsak, bu konu daha uzar gider. Kimin ne düşündüğü, kimin ne tartıştığı önemli olamaz, düşünüleni,tartışılanı uygulayabilecek cesaret gerekir. Devrim veya İnkılapları uyguladı diye Atatürkü eleştirenler işlerine gelince "ya bunu Atatürk yapmadı başkası düşünmüştü zaten" deme kolaylığına sapıyor. O zaman Neden Atatürkü suçluyorsunuz? madem başkasının bulduğu bir olaydı bu? Sorusuna bir cevap aramak lazım, ama oda konu dışı :)
Devrim kelimesinin sözlük anlamına bakalım;
Devrim, belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik; ihtilal. Toplumsal değişimlerin insan iradesiyle hızlandırılması devrimleri oluşturur.
İnkılap, devrim kelimesinin farklı bir söylenişidir,Günümüzde, Devrim kelimesini genelde aşırı sol düşüncedeki kesim daha farklı anlamlara gelecek şekilde kullandığı için, İnkılap kelimesi yerleşmiştir dilimize, ortaokul-lise ve hatta üniversite döneminde İnkılap Tarihi dersleri okuya okuya İnkılap kelimesine aşina hale geldik.Yoksa sözlük anlamı olarak her ikiside aynıdır. Atatürk yapılan değişiklikleri Devrim olarak isimlendirmiştir, Bursa Nutkunda görülebilir.
Önemli olanın tartışmak fikir yürütmek değil ülke ve toplum anlayışına yabancı uygulamaları icraata sokabilmek uygulayabilecek iradeyi gösterebilmek olduğunu halen anlayamamışsak, bu konu daha uzar gider. Kimin ne düşündüğü, kimin ne tartıştığı önemli olamaz, düşünüleni,tartışılanı uygulayabilecek cesaret gerekir. Devrim veya İnkılapları uyguladı diye Atatürkü eleştirenler işlerine gelince "ya bunu Atatürk yapmadı başkası düşünmüştü zaten" deme kolaylığına sapıyor. O zaman Neden Atatürkü suçluyorsunuz? madem başkasının bulduğu bir olaydı bu? Sorusuna bir cevap aramak lazım, ama oda konu dışı :)
- Oguzhang (03.11.11 07:23:46)
şaşırmamızı gerektiren hususlar var:
kılık kıyafet değişikliği özelinde misal, bir devrim söz konusu olabilirse, bunun sahibi, ilk sahibi, en radikal ve en ucube sahibi mahmud ikincidir. lakin salim kafayla baktığımızda; kemalist terminolojide buna reform dendiğini öğreniyoruz. halbuki sözlük anlamıyla birebir örtüşen çok acayip bir devrimmiş bu. aynı işi daha radikal yapan reformcu padişah olurken, zaten tarihsel zemin üzerinde halka asker zoruyla dayatılan değişiklikleri yapan devrimci lider oluyor.
halbuki bok aynı bok. cari despot tarafından dayatılacak ve adına kılık kıyafette devrim denecek şey insanlığın görüp görebileceği en çukur noktadır. adına devrim dense de böyle, reform dense de.
burada açıklanmaya muhtaç olan şu: neden devrim demekte direniyor kamalistler? görünen o ki sosyalist bir süreç sanıyorlar bu tarihlerde olan biteni. devrim demek hoşlarına gidiyor, böyle bir şey sanıyorlar olan biteni.
batılılık saplantısı mustafa kemalle ortaya çıkmış bir şey değil. biz küfür ederken işte selim üçüncünün kızkardeşinden bile öncesine koyuyoruz alt limiti. onları kayırıp da bütün suçu mustafa kemal e atmak adaletsizlik. bu malak saray ahalisi erkeğiyle kadınıyla öyle bir kilitlenmiş ki batıya küloduna kadar özenmiş. burada herhangi bir bilimsellik falan aranmaz, en temel insan güdülerinden biri bu. kendinden üstün gördüğünü idealize, idolize etmesi insanın. şimdi ortadoğuda arapların türk yerli dizilerini salyalarını akıtarak izlemesine benziyor aşağı yukarı. evde sivri topuklu ayakkabı ile dolaştığında batılı oldum zannediyor kızcağız. nerden baksan ahmakça.
öte taraftan "harf inkılabı ile bugün okuma yazma oranı yüzde doksan dokuz oldu, öyleyse başarılıyız" gibi bir çıkarım, hakaret etmek istemem, yaşla ilgili bir problemin sonucu olsa gerek. bu şekilde ben de bir komiklik yapmak isterim. sarı selimin içtiği içkiler sayesinde bugün artık elsidi televizyon izleyebiliyoruz. demek ki sağlam içmiş, güzel içmiş pezevenk.
konu uzun da benim anlatmamla bitecek gibi değil.
en.wikipedia.org
şurada da bir şeyler yazıyor.
kılık kıyafet değişikliği özelinde misal, bir devrim söz konusu olabilirse, bunun sahibi, ilk sahibi, en radikal ve en ucube sahibi mahmud ikincidir. lakin salim kafayla baktığımızda; kemalist terminolojide buna reform dendiğini öğreniyoruz. halbuki sözlük anlamıyla birebir örtüşen çok acayip bir devrimmiş bu. aynı işi daha radikal yapan reformcu padişah olurken, zaten tarihsel zemin üzerinde halka asker zoruyla dayatılan değişiklikleri yapan devrimci lider oluyor.
halbuki bok aynı bok. cari despot tarafından dayatılacak ve adına kılık kıyafette devrim denecek şey insanlığın görüp görebileceği en çukur noktadır. adına devrim dense de böyle, reform dense de.
burada açıklanmaya muhtaç olan şu: neden devrim demekte direniyor kamalistler? görünen o ki sosyalist bir süreç sanıyorlar bu tarihlerde olan biteni. devrim demek hoşlarına gidiyor, böyle bir şey sanıyorlar olan biteni.
batılılık saplantısı mustafa kemalle ortaya çıkmış bir şey değil. biz küfür ederken işte selim üçüncünün kızkardeşinden bile öncesine koyuyoruz alt limiti. onları kayırıp da bütün suçu mustafa kemal e atmak adaletsizlik. bu malak saray ahalisi erkeğiyle kadınıyla öyle bir kilitlenmiş ki batıya küloduna kadar özenmiş. burada herhangi bir bilimsellik falan aranmaz, en temel insan güdülerinden biri bu. kendinden üstün gördüğünü idealize, idolize etmesi insanın. şimdi ortadoğuda arapların türk yerli dizilerini salyalarını akıtarak izlemesine benziyor aşağı yukarı. evde sivri topuklu ayakkabı ile dolaştığında batılı oldum zannediyor kızcağız. nerden baksan ahmakça.
öte taraftan "harf inkılabı ile bugün okuma yazma oranı yüzde doksan dokuz oldu, öyleyse başarılıyız" gibi bir çıkarım, hakaret etmek istemem, yaşla ilgili bir problemin sonucu olsa gerek. bu şekilde ben de bir komiklik yapmak isterim. sarı selimin içtiği içkiler sayesinde bugün artık elsidi televizyon izleyebiliyoruz. demek ki sağlam içmiş, güzel içmiş pezevenk.
konu uzun da benim anlatmamla bitecek gibi değil.
en.wikipedia.org
şurada da bir şeyler yazıyor.
- suhreverdi (03.11.11 12:19:39)
:) Okuma oranı %99 oldu öyleyse başarılıyız çıkarımını yapan arkadaşlara da; "hangi yorumla bu çıkarımı yaptınız ki kendi çıkarımınız üzerinden kişileri tahlil etme yetisine sahip olasınız? " diye sormak lazım.
Eski yazı kullanılan dönemde, okuryazar oranları % tek rakamlarda iken Günümüzde %99 lara tırmandı ise o devrimin inkılabın kitlelerce tutulduğunu gösterir.
Öte yandan bu yorumlarda da görüyoruzki,okuryazar olmak okunanı anlamakla eşdeğer değildir, kişinin yazı okurken aklı nerde ise yazıları o mecrada yorumlaması ile alakalıdır. :) Zaten,Okuryazar oranının IQ yu artırabileceği gibi bir yorumda yazılmamıştır. :)
Devrim lafı Bizzat Atatürk tarafından kullanılan bir terimdir, Atatürk döneminde de inkılap vs. değil devrim sözcüğü sıkça kullanılmaktadır. Yapılan icraatların asıl dillendiriliş şekli Devrim dir. Burdan bakınca aslında olay , Türk milliyetçiliğini ön plana çıkaran bir devlet yapısı kuran Atatürk ün sosyalizme özentisinden değil, Türk devrimlerinden sonra hatta Atatürkten sonra oluşan sürece sosyalistlerin "devrim" adını takmalarından kaynaklanmaktadır.
700 Küsür yıllık osmanlı tarihinde hiç ama hiç bir başarı,hiçbir yenilik yapılmamış hiçbir bilimsel çalışmada bulunulmamışki sadece zihinsel özürlü bir sultan üzerinden 700 senenin muhasebesi yapılıyorki oda başka bir mevzu.
Kısacası konu daldan dala atlıyor, konu devrimler iken osmanlı tarihine ordanda sapıklıkları ile meşhur arapların hayatına kayıyor, sahi arapları da amerikalıların tarif ettiği kadar tanıdığımız için hepsini çarşaflı,eğitimsiz cahil cühela sanıp sonra giydikleri topuklu ayakkabılarla vs dalga geçme ihtiyacı doğuyor ama göt kadar iran kendi otomobilini üretiyor hatta bize ihraç ediyor, kendi silahlarını üretiyor,kimseye eyvallahı yok canını sıkana siktiri çekebiliyor,öyle ki Türkiyeden yollanan kalitesiz ürünlerden dolayı Türkiyeye kapı gibi kota koyabilmiş. Türkiyeye tatile gelen basit bir iranlı işçinin altında son model mercedes,toyota cip var karısını çocuklarını sülalesini alıp geliyor, üstüne kendisi ile dalga geçenlere bahşiş veriyor Bizim vatandaşımız ise götünü şahin otodan başkasına oturtabilmek için %180 vergi ödemesini sağlayan bir hükümet için ölüp ölüp bitiyor.Arabın 35.000 dolara aldığı Jeep'i 120.000 EURO ya anca rüyalarında görüyor,pc sine masaüstü yapıp öyle rahatlıyor.
İğne-çuvaldız muhabbeti yapılması gereken durumlardan biri bu.Zaten başkasına iğneyi batırmada bir mantık ta yok, çuvaldız ile biraz fazlaca samimi olmak önemli.İran devrim yapmış,amerikaya siktiri çekmiş kendi işine bakar olmuş,kimselere eyvallahları yok, Türkiyede devrim yaptı kimseye eyvallahımız yoktu Dünya liderleri,başbakanlar,krallar,prensler ülkemize Atanın ayağına gelirdi. Atatürk öldü Sonra ne oldu? Herşeyimiz başkasına bağımlı. Ha sahi biz neyi konuşuyorduk? devrimleri..90 Küsür sene önce yapılmöış devrimleri bugünkü konjoktüre göre yorumlayınca işte konu böyle herkesin herbişeyi bildiği hale gelir :)
Eski yazı kullanılan dönemde, okuryazar oranları % tek rakamlarda iken Günümüzde %99 lara tırmandı ise o devrimin inkılabın kitlelerce tutulduğunu gösterir.
Öte yandan bu yorumlarda da görüyoruzki,okuryazar olmak okunanı anlamakla eşdeğer değildir, kişinin yazı okurken aklı nerde ise yazıları o mecrada yorumlaması ile alakalıdır. :) Zaten,Okuryazar oranının IQ yu artırabileceği gibi bir yorumda yazılmamıştır. :)
Devrim lafı Bizzat Atatürk tarafından kullanılan bir terimdir, Atatürk döneminde de inkılap vs. değil devrim sözcüğü sıkça kullanılmaktadır. Yapılan icraatların asıl dillendiriliş şekli Devrim dir. Burdan bakınca aslında olay , Türk milliyetçiliğini ön plana çıkaran bir devlet yapısı kuran Atatürk ün sosyalizme özentisinden değil, Türk devrimlerinden sonra hatta Atatürkten sonra oluşan sürece sosyalistlerin "devrim" adını takmalarından kaynaklanmaktadır.
700 Küsür yıllık osmanlı tarihinde hiç ama hiç bir başarı,hiçbir yenilik yapılmamış hiçbir bilimsel çalışmada bulunulmamışki sadece zihinsel özürlü bir sultan üzerinden 700 senenin muhasebesi yapılıyorki oda başka bir mevzu.
Kısacası konu daldan dala atlıyor, konu devrimler iken osmanlı tarihine ordanda sapıklıkları ile meşhur arapların hayatına kayıyor, sahi arapları da amerikalıların tarif ettiği kadar tanıdığımız için hepsini çarşaflı,eğitimsiz cahil cühela sanıp sonra giydikleri topuklu ayakkabılarla vs dalga geçme ihtiyacı doğuyor ama göt kadar iran kendi otomobilini üretiyor hatta bize ihraç ediyor, kendi silahlarını üretiyor,kimseye eyvallahı yok canını sıkana siktiri çekebiliyor,öyle ki Türkiyeden yollanan kalitesiz ürünlerden dolayı Türkiyeye kapı gibi kota koyabilmiş. Türkiyeye tatile gelen basit bir iranlı işçinin altında son model mercedes,toyota cip var karısını çocuklarını sülalesini alıp geliyor, üstüne kendisi ile dalga geçenlere bahşiş veriyor Bizim vatandaşımız ise götünü şahin otodan başkasına oturtabilmek için %180 vergi ödemesini sağlayan bir hükümet için ölüp ölüp bitiyor.Arabın 35.000 dolara aldığı Jeep'i 120.000 EURO ya anca rüyalarında görüyor,pc sine masaüstü yapıp öyle rahatlıyor.
İğne-çuvaldız muhabbeti yapılması gereken durumlardan biri bu.Zaten başkasına iğneyi batırmada bir mantık ta yok, çuvaldız ile biraz fazlaca samimi olmak önemli.İran devrim yapmış,amerikaya siktiri çekmiş kendi işine bakar olmuş,kimselere eyvallahları yok, Türkiyede devrim yaptı kimseye eyvallahımız yoktu Dünya liderleri,başbakanlar,krallar,prensler ülkemize Atanın ayağına gelirdi. Atatürk öldü Sonra ne oldu? Herşeyimiz başkasına bağımlı. Ha sahi biz neyi konuşuyorduk? devrimleri..90 Küsür sene önce yapılmöış devrimleri bugünkü konjoktüre göre yorumlayınca işte konu böyle herkesin herbişeyi bildiği hale gelir :)
- Oguzhang (03.11.11 12:56:38)
1