[]
Osmanlıca bilenlerden basit bir çeviri ricası.
Merhaba,
Aşağıdaki metni çevirebilecek ya da metinde ne anlatıldığını özetleyebilecek birini arıyorum. Yardımınız çok makbule geçecek.
------------
"Silistre ve Rusçuk ve Yerköyü kaleleri vera-yı düşmanda kalıp refte refte küffar-ı haksar berülere gelmektedir. Hamiyet-i İslamiye ve gayret-i diniye bunlara nice tahammül eder? Eslaf-ı izamım ve memaliki teshir etmiş iseler hasılatını nefs-i hümayunlarına hasretmeyip ve âşar ve rüsumatını ve cizye-yi şeriye ve mahsulat-ı sairesini gaza ve cihad eden kullarına ve vüzerasına layıkı vechle ihsan ve inayet buyurup menabir ve mehafilde nam-ı Muhammed aleyhisselamın ve ism-i samilerinin tezkirine kani olarak şiar-ı İslamın takviyesine sarf-ı makdur eylemişlerdir. İşbu memalik-i mahrusede nida-yı ezan-ı Muhammedi münkatı olup yerine sada-yı nakus ikame ettirmek gayret-i diniyesi olanlara düşer mi? Bir kere mülahaza oluna ve memalik eyadi-i küffarda olduğu halde zeamet ve tımar ve mukataa ve kulların mevacibi nereden alınır verilir? Cümle-i ahali-yi İslamdan madudiyet iddiasını ederken ezan-ı Muhammedinin inkıtaına nice razı olunur? Bunun encamı külli yevm hakaretle vakit geçirmekten ise şimdi din yolunda can feda eylemek dahi âla değil mi?"
------------
(II. Mahmud'un 1810 yılında Rus Savaşı vesilesiyle Fatih Camii'nde divanı toplayıp okutturduğu fermanından bir bölümdür.)
Aşağıdaki metni çevirebilecek ya da metinde ne anlatıldığını özetleyebilecek birini arıyorum. Yardımınız çok makbule geçecek.
------------
"Silistre ve Rusçuk ve Yerköyü kaleleri vera-yı düşmanda kalıp refte refte küffar-ı haksar berülere gelmektedir. Hamiyet-i İslamiye ve gayret-i diniye bunlara nice tahammül eder? Eslaf-ı izamım ve memaliki teshir etmiş iseler hasılatını nefs-i hümayunlarına hasretmeyip ve âşar ve rüsumatını ve cizye-yi şeriye ve mahsulat-ı sairesini gaza ve cihad eden kullarına ve vüzerasına layıkı vechle ihsan ve inayet buyurup menabir ve mehafilde nam-ı Muhammed aleyhisselamın ve ism-i samilerinin tezkirine kani olarak şiar-ı İslamın takviyesine sarf-ı makdur eylemişlerdir. İşbu memalik-i mahrusede nida-yı ezan-ı Muhammedi münkatı olup yerine sada-yı nakus ikame ettirmek gayret-i diniyesi olanlara düşer mi? Bir kere mülahaza oluna ve memalik eyadi-i küffarda olduğu halde zeamet ve tımar ve mukataa ve kulların mevacibi nereden alınır verilir? Cümle-i ahali-yi İslamdan madudiyet iddiasını ederken ezan-ı Muhammedinin inkıtaına nice razı olunur? Bunun encamı külli yevm hakaretle vakit geçirmekten ise şimdi din yolunda can feda eylemek dahi âla değil mi?"
------------
(II. Mahmud'un 1810 yılında Rus Savaşı vesilesiyle Fatih Camii'nde divanı toplayıp okutturduğu fermanından bir bölümdür.)
çok iddialı değilim ama edebi çeviri şeklinde kasmadan ve bire bir çeviriye girişmeden sözlükten de yardım alarak çevirmeye çalışayım. ama hatalarım olabilir.
Silistre, Rusçuk ve Yerköy kaleleri düşmanlarda kaldı ve kafirler git gide yaklaşmaktalar. İslam şeriatı(hakimiyeti islamiye dediği şeriat sanırım, emin değilim) ve din uğrunda yapılan çabalar bunlara daha ne kadar katlansın? Aziz atalarım bu memlekete hakim olmuşlarsa gelirlerini (padişahın)mübarek zatına mahsus kılmayıp aşar, gümrük vergisi, cizye ve diğer hasılatı gaza ve cihat eden kullarına ve vezirlerine layıkıyla bağışlayıp minberlerde ve mahfillerde(yani hutbelerde vs.) Muhammed aleyhisselamın ve islamın adının(aslında burda uzunca bir tamlama var ama kısaca "islamın adı" vs. diyebiliriz. yani islamın yüce varlığı gibi bişey işte) kuvvetlendirilmesine sarfetmiştir. Bu korunan memleket, ezan sesini kesip de yerine kilise çanı sesi koyma amacında olanlara bırakılır mı? Bir kere dikkatlice düşünülsün; memleket kafirlerin elinde olduğu halde zeamet, tımar, toprak vergisi ve kulların aylıkları nereden alınıp verilir? Tüm halkı müslüman sayarken ezanın kesilmesine nasıl razı olunur? Bunun sonucunda her gün hareketle zaman geçirmektense şimdi din uğrunda can feda etmek daha iyi değil mi?
Silistre, Rusçuk ve Yerköy kaleleri düşmanlarda kaldı ve kafirler git gide yaklaşmaktalar. İslam şeriatı(hakimiyeti islamiye dediği şeriat sanırım, emin değilim) ve din uğrunda yapılan çabalar bunlara daha ne kadar katlansın? Aziz atalarım bu memlekete hakim olmuşlarsa gelirlerini (padişahın)mübarek zatına mahsus kılmayıp aşar, gümrük vergisi, cizye ve diğer hasılatı gaza ve cihat eden kullarına ve vezirlerine layıkıyla bağışlayıp minberlerde ve mahfillerde(yani hutbelerde vs.) Muhammed aleyhisselamın ve islamın adının(aslında burda uzunca bir tamlama var ama kısaca "islamın adı" vs. diyebiliriz. yani islamın yüce varlığı gibi bişey işte) kuvvetlendirilmesine sarfetmiştir. Bu korunan memleket, ezan sesini kesip de yerine kilise çanı sesi koyma amacında olanlara bırakılır mı? Bir kere dikkatlice düşünülsün; memleket kafirlerin elinde olduğu halde zeamet, tımar, toprak vergisi ve kulların aylıkları nereden alınıp verilir? Tüm halkı müslüman sayarken ezanın kesilmesine nasıl razı olunur? Bunun sonucunda her gün hareketle zaman geçirmektense şimdi din uğrunda can feda etmek daha iyi değil mi?
- daysleeper (15.10.11 17:54:09)
meali diyeyim:
silistre, sursçuk ve yerköyü kaleleri düşman topraklarına katıldı ve kafir düşmen toprakları gitgide büyümekte, bize yanaşmaktadır. islam anlayışı ve din çabası buna daha ne kadar tahammül eder. evvelki büyüklerim bir toprağı ele geçirmiş iseler topladıkları ganimeti kendi servetlerine katmayıp, ganimeti, vergileri ve toprak gelirlerini savaşan askerlerine layıkıyle dağıtıp, bağışlamış ve camilerde minberlerde mahfillerde muhammed aleyhisselamın adının yaşatılmasına, islam anlayışının takviyesine harcamışlardır. bu korumamız altındaki topraklar ve ülkeler ezan seslerini kesip onun yerine çan sesleri getirmek çabasıyla dini hareket edenlere düşer mi? düşünülsün ki gavur ellerine geçmiş ülkelerden vergiler ve asker maaşları nasıl alınabilir? islam toplulukların tümünde sayılma iddiasındayken ezanın kesilmesine nasıl razı olunur? bunun sonunda bütün günü hakaret işitmekle geçirmektense, şimdi din yolunda can vermek daha iyi değil mi?
silistre, sursçuk ve yerköyü kaleleri düşman topraklarına katıldı ve kafir düşmen toprakları gitgide büyümekte, bize yanaşmaktadır. islam anlayışı ve din çabası buna daha ne kadar tahammül eder. evvelki büyüklerim bir toprağı ele geçirmiş iseler topladıkları ganimeti kendi servetlerine katmayıp, ganimeti, vergileri ve toprak gelirlerini savaşan askerlerine layıkıyle dağıtıp, bağışlamış ve camilerde minberlerde mahfillerde muhammed aleyhisselamın adının yaşatılmasına, islam anlayışının takviyesine harcamışlardır. bu korumamız altındaki topraklar ve ülkeler ezan seslerini kesip onun yerine çan sesleri getirmek çabasıyla dini hareket edenlere düşer mi? düşünülsün ki gavur ellerine geçmiş ülkelerden vergiler ve asker maaşları nasıl alınabilir? islam toplulukların tümünde sayılma iddiasındayken ezanın kesilmesine nasıl razı olunur? bunun sonunda bütün günü hakaret işitmekle geçirmektense, şimdi din yolunda can vermek daha iyi değil mi?
- suhreverdi (15.10.11 17:58:47 ~ 17:59:05)
ben "hakaret"i "hareket" diye okumuşum yanlışlıkla yahu. bu arada suhreverdi benden kat be kat güzel çevirmiş. tebrik ediyorum kendisini:)
- daysleeper (15.10.11 18:10:53)
1