[]

alışveriş merkezi yorgunluğu

şöyle oluyor; mesela hayvan gibi spor yapıp bünyeye yüklendiğimde dahi bu alışveriş merkezlerindeki iki üç saatlik gezintinin sonunda hissettiğim bitkinliği, taban ve bel ağrılarını hissetmiyorum. mesela karfur, işte kamyon, cevahir,kapitöl... nedir bu yerlerin kendinden menkul kerametleri?
genelde isteksiz gezdiğimi not düşebilirim.



 
algılarının sürekli açık olması, karşı cins, yeni elbise, arabam otoparkta, akbilim bitti, ulan bir de yemek mi yesem, üst kat mı alt kat mı, uf hatuna bak.


  • thefirstfbli  (26.05.08 19:47:15) 
evet, algıların sürekli açık olması, duyuların devamlı çalışması devamında da benzeri olmayan beden yorgunluğu.

aslında temel esas şudur; dikkat edilirse bu gibi mekanlarda(mağaza, alışveriş merkezi) "pencere" yoktur, etraf tamamen sizin algılamanız gereken ürünlerle bezelidir. sabahın köründe de girseniz, akşam vakti de olsa ışıklar deli gibi yanmakta, size zamanı hatırlabilecek etkenler(güneş ışığı, hava karartısı vs.) engellenir. zamanın nasıl geçtiği farkedilemez. dediğim gibi, temel esas müşteriyi içerde tutmak, algısını sürekli açık tutmaktır.

nihayetinde, zamanın nasıl geçtiğini farketmeyen algısı sürekli açık (potansiyel)müşteri bişey alsa da almasa da deli gibi gezer ve yorulur..
  • crayze horse  (26.05.08 20:05:13) 
o tur binalarin yogun sekilde elektrik kablolandirilmalarindan kaynaklandigini saniyorum. hatun kismisi disinda bildigim herkeste goruluyor bu ve dogal.


  • sethi  (26.05.08 20:08:43) 
bunu ben de cok dusundum. misal ayakkabi alcam. sadece o katta geziniyorum ve kafam cok karismiyor. hooop bakiyorum vitrine begenmiyorum, yurumeye devam vs.. simdi bu sekil 2 saat gecirince, istiklal'de 2 saat yurumem gibi olmuyor, cok daha yorucu. o sirada kiza, oglana da bakmiyorum, aklimda ayakkabi disinda baska bi sey yok. ama delicesine yorgunluk.. neyse duyguyu vermisizdir sanirim, ornegi cok uzattim.. iste dudun dusun neden vs derken suna kanaat getirdim. 2 ihtimal daha dogrusu:
1. temiz hava, oksiyen yok ortamda. yani ortamdaki hava klima, havalandirma gibi cihazlarla saglaniyor. tamam kulelerde de boyle ama ordaki insanlarda fiziksel atraksiyon yok, genelde masa basi.
2. alisveris turunda yurumek kadar sabit ayakta da cok dikiliyoruz. yurumeye oranla ayakta oylece dikilmek daha yorucudur derler.
bunlar benim sallamalarim, sizinkileri de merak etmekteyim.
neden?
  • pyro clustic flow  (26.05.08 20:08:51) 
Temel sebep havanın temiz olmaması, yüksek karbondioksit oranı yorgunluk ve başağrısı yapıyor...


  • crown  (26.05.08 20:19:33) 
isbu fikirlerin herhangi deneysel yapilandirilmasi bulunmamakta, tamamen sahsim uzerindeki gozlemlerime dayanmaktadir.

ben de cosmicstring'in fikrine benzer dusunuyorum. ornegin ben normalde oldukca hizli yuruyen biriyim, yurumeyi de cok severim. fakat alisveris merkezi turevi yerlerde insanin dikkatini ister istemez ceken bir cok etkenden oturu, bacak kaslarimizin alisilagelmis hareketlerden farkli ve duzensiz harekete maruz kalmasi sonucu bitap dusuyor olmasi kuvvetle muhtemel.
  • coldbound  (26.05.08 20:39:49) 
akustik sorunununda büyük etkisi var. bu tarz yerler genelde bu gibi hesaplar devreye katılmıyo sanırsam.


  • la grande  (26.05.08 20:55:58) 
ama bi kapalıçarşıda, bi külliyede, eski yapılmış müzede saatlerce gezilse böyle yorulmuyor. mimari olarak da birşeyler var sanki. hava akımları ferahlık da önemlidir.


  • efruz  (26.05.08 21:05:35) 
sesten oluyor devamlı bi uğultu var, boşken git çok yorulmazsın.


  • sourlemonade  (26.05.08 21:07:11) 
bi koşu gittim denedim, yorulmadım. bence psikolojik olabilir, 'yorulmam gerek...yoruldum...hmm sorun ne ola ki' gibi.


  • alchemistt  (26.05.08 21:16:47) 
@alchemistt: :) ama bahsi gecen 20 dakkalik bi sure degil. gecirelen sure ve hissedilen yorgunluk oraninin diger ayni sureli aktivitelerde vuku bulmamasi ya da yorgunlugun daha cok olmasi.


  • pyro clustic flow  (26.05.08 21:24:25) 
ben alışveriş merkezine girer girmez başlıyor bu yorgunluk. oradaki ışık kirliliğine bağlamıştım ben de. gündüz gittiğinizi varsaysanız bile etrafta gözünüzü kamaştıracak ve yoracak kadar fazla aydınlanmış nesne oluyor.


  • nihilanth  (26.05.08 22:55:25 ~ 22:55:58) 
isteksizlik, tüm sayılan faktörleri 3 ile çarpıyor da ondan.

hep erkekler yoruluyor, niçün? hiçbir erkek 1 saatten fazla alışveriş merkezi gezmek istemez de ondan. bir tane hatun bulun "ay ben de çabuk yoruluyorum" diyen, torunlarımı keserim. keza hatun kişiyi alakası olmadıgı bir ayaklı şova götürün (autoshow vb). o da aynı fiziksel ve mental sonuçlarını dillendirecektir.
  • 507  (26.05.08 23:02:04 ~ 23:03:30) 
aynı mevzuyu her alışveriş merkezine gittiğimizde tartışırız.evet bir hatun kişiyim,alışverişin de hastasıyım lakin yok efendim en fazla 1 saate (misal ankamall denen ucubik yerde 1 katta) yoruluyorum. ayrıca yoğun bir göz ağrısı da yapıyor. elektronik mühendisi arkadaşa sorduk,hani bu alttan üstten kablo geçiyo ondandır,elektromanyetik alan sonuçta diye. kanıtlanmamış bir şeymiş bu da(yine de çok emin değilim tabi kendisinin görüşünden de :P ). yine en mantıklısı havalandırma sorunu ve ikide bir durmak olabilir bu ayak diz bel ağrısının.


  • kanuniye  (27.05.08 01:15:24) 
alışveriş merkezi yerine, kalabalık bir yerde, mesela pazarda da deneseniz, aynı sonucu alırsınız, kalabalığı yarmadan, başkalarının temposunda hareket etmekle ilgili galiba, sürü içinde hareket eden davar gibi ayıptır benzetmesi, hele hele pazarlarda, üzerinize sürtünen muhtelif teyze organları da oluyor, göğüs olsun, kalça olsun, onlardan kaçacağım derken telef oluyor insan.


  • cedilla  (27.05.08 01:36:38 ~ 01:37:35) 
benim de bi teorim var (çok mutluyum)

taban farkı, alış veriş merkezlerinin tabanları dümdüz ve kaygan, dışarıda böyle değil, ayaklarımız hep aynı şekilde yere basmaktan da etkileniyor olabilirler çünkü söz konusu yorgunluk benim hep ayak bileklerimde başlar bundan olduğunu düşünürüm... tabi yanlış düşünüyor da olabilirim...
  • huzursuz  (27.05.08 09:03:03) 
işte çözüm: :D

www.coolest-gadgets.com

Bir de sevdiğin kişilerle, arkadaşlarınla gidince daha zevkli...
  • ermanen  (27.05.08 14:17:54 ~ 14:38:45) 
renkler. parlak ve değişken renkler insanı felaket yoruyor. çok parlak ve sürekli değişen renkleri olan bir kısa filmin montajını yaptıktan sonra günlerce yorgun hissettiğimi hatırlıyorum.


  • s e ff a f  (27.05.08 19:38:43) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.