[]
fobi
Merhabalar,
insanların saçma sapan fobilerini yenmeleri için nasıl bir yol izlenir bilen var mı? ya da daha önce fobi sahibi olup da, bunu yenebilenler, hangi yolları denemişler?
hipnoz işe yarıyor mu?
örnek vermek gerekirse:
kedi-köpek: acayip seviyorum, içim gidiyor ama yanıma yaklaştıklarında inanılmaz korkuyorum. hiç birşey yapmayacaklarını bilsem bile tedirgin oluyorum. sevmek için elimi uzatıyorum ama hayvan hareket ettiği anda şimşek hızıyla kaçırıyorum. bu yüzden onlar da benden tedirgin oluyorlar ve uzak duruyorlar. aynı evde yabancı gibi oluyoruz... (not: annem ve babamın böyle bir korkusu yok, beni de korkutmuş filan değiller)
iğne(enjeksiyon): iğne olacağım zaman deli gibi korkuyorum. hatta iğneyi olduktan sonra daha da kötü oluyor, tansiyonum 4-5 seviyelerine düşüyor. sorun canımın yanması değil ama ne bilmiyorum. hatta, başkasına iğne yapıldığını bile görsem kötü oluyorum.
insanların saçma sapan fobilerini yenmeleri için nasıl bir yol izlenir bilen var mı? ya da daha önce fobi sahibi olup da, bunu yenebilenler, hangi yolları denemişler?
hipnoz işe yarıyor mu?
örnek vermek gerekirse:
kedi-köpek: acayip seviyorum, içim gidiyor ama yanıma yaklaştıklarında inanılmaz korkuyorum. hiç birşey yapmayacaklarını bilsem bile tedirgin oluyorum. sevmek için elimi uzatıyorum ama hayvan hareket ettiği anda şimşek hızıyla kaçırıyorum. bu yüzden onlar da benden tedirgin oluyorlar ve uzak duruyorlar. aynı evde yabancı gibi oluyoruz... (not: annem ve babamın böyle bir korkusu yok, beni de korkutmuş filan değiller)
iğne(enjeksiyon): iğne olacağım zaman deli gibi korkuyorum. hatta iğneyi olduktan sonra daha da kötü oluyor, tansiyonum 4-5 seviyelerine düşüyor. sorun canımın yanması değil ama ne bilmiyorum. hatta, başkasına iğne yapıldığını bile görsem kötü oluyorum.
Fobi tedavilerinde benim bildiğim en iyi yöntem destekle veya kendi başına fobinin üzerine gitmektir, korkulan şey birkaç kez yüzleştikten sonra genelde anlamını yitirir. www.youtube.com
- jolietjake (08.04.08 14:03:50)
merhaba. eskiden sahip olup da artık zerre mrumda olmayan tek korkum ufolardı (yaa yaa) et ile ba$ladı, sonra o atvde ellerini iki yana açıp ıslıkla angut bi melodi tutturarak ileti$ime geçen omlet kafalı uzaylılarla tavan yaptı benim bu korkum. ama nasıl olduysa yendim bunu ben ortaokuldu sanırım :/ yani bu ufoların kurgusal oldugunu algılayamadıgım kimi zamanlardan büyümeye giden yolda ya$anmı$ bir geli$me de olabilir bilemem.
not: korkularımın üstüne gitmedim =/
edit: ya $imdi tekrar okudum da... sanki artık ufolara olan inancımı yitirdim, köpek uzaylılar gibi bi tandans yakaldım yazdıklarımda. yok öyle bi$i, ufoperver bi insanım.
not: korkularımın üstüne gitmedim =/
edit: ya $imdi tekrar okudum da... sanki artık ufolara olan inancımı yitirdim, köpek uzaylılar gibi bi tandans yakaldım yazdıklarımda. yok öyle bi$i, ufoperver bi insanım.
- durum serserisi (08.04.08 15:57:15)
ben de direk damardan tahlil için kan vermekten falan sapıkça bir zevk alıyorum, insanoğlu çeşit çeşit.
fobilerle yüzleşme meselesi sadece şu durumda geçerli bence: evet insan irrasyonel korkularından onlarla yüzleşerek kurtulabilir fakat bunu yapması için, korkunun, kişinin hayatını onu korkuyla yüzleşmeye mecbur bırakacak kadar etkiliyor olması gerekiyor. benim de bir fobim var(her türlü haşerattan ekseriyetle uzak dururum), belki en iğrencinden bir çokbacaklıyı elime alsam sevsem okşasam geçecekama bu benim için büyük bir iş, gerçekten ormanda yaşamam gerekse ciddi ciddi düşünürdüm bunu yapmayı. bir sonraki aşama böceği içime kaçırmak falan olurdu heralde. ama dedim ya, o kadar önemsiyor olmak gerekli belli ki.
kedilerden hiç korkmadım, fakat ufakken köpeklerden de inanılmaz korkardım. bir gün en büyük kabusum gerçekleşti ve bir duvarın üzerinde oyun oynarken, kapalı ve köpekli bir bahçeye düştüm. hayvan bana yapmadığını bırakmadı ama sonra korkum ciddi derecede azaldı, daha sonra da geçti. hatta şimdi evde köpeğim var, falan filan. "yüzleşme işe yarıyor ama yüzleşir misin bakalım?" gibi bir mesele sanıyorum.
fobilerle yüzleşme meselesi sadece şu durumda geçerli bence: evet insan irrasyonel korkularından onlarla yüzleşerek kurtulabilir fakat bunu yapması için, korkunun, kişinin hayatını onu korkuyla yüzleşmeye mecbur bırakacak kadar etkiliyor olması gerekiyor. benim de bir fobim var(her türlü haşerattan ekseriyetle uzak dururum), belki en iğrencinden bir çokbacaklıyı elime alsam sevsem okşasam geçecekama bu benim için büyük bir iş, gerçekten ormanda yaşamam gerekse ciddi ciddi düşünürdüm bunu yapmayı. bir sonraki aşama böceği içime kaçırmak falan olurdu heralde. ama dedim ya, o kadar önemsiyor olmak gerekli belli ki.
kedilerden hiç korkmadım, fakat ufakken köpeklerden de inanılmaz korkardım. bir gün en büyük kabusum gerçekleşti ve bir duvarın üzerinde oyun oynarken, kapalı ve köpekli bir bahçeye düştüm. hayvan bana yapmadığını bırakmadı ama sonra korkum ciddi derecede azaldı, daha sonra da geçti. hatta şimdi evde köpeğim var, falan filan. "yüzleşme işe yarıyor ama yüzleşir misin bakalım?" gibi bir mesele sanıyorum.
- kurukafa (08.04.08 18:30:44)
fobi denmisken thy ucus fobisi olanlar icin egitime basladi. ilgilenen olursa diye ilgili duyuru soyle:
Duyuru
Uçuş Fobisi ile Başa Çıkma Eğitimleri Başladı
3 Aşamadan oluşan programın;
Birinci aşamasında yapılan teorik sınıf eğitimi ile katılımcıların öncelikle uçuş ile ilgili bir takım teknik bilgiler edinmesi ve fobiyi yenmeye yönelik teknikler hakkında bilgi sahibi olması amaçlanıyor.
İkinci aşamada kabin simülatöründe gerçekleştirilen sanal uçuş ile uçuş korkusuna karşı duyarsızlaşma sağlanıyor
Üçüncü aşamada ise gerçek bir uçuş yapılarak fobinin tamamen ortadan kalkması amaçlanıyor.
Detaylı Bilgi İçin:
THY Havacılık Akademisi
Atatürk Havalimanı, B Kapısı, 34149 Yeşilköy / IST
Tel: +90 212 463 63 63 (7702/7985/7463)
E:mail: aviationacademy@thy.com
Duyuru
Uçuş Fobisi ile Başa Çıkma Eğitimleri Başladı
3 Aşamadan oluşan programın;
Birinci aşamasında yapılan teorik sınıf eğitimi ile katılımcıların öncelikle uçuş ile ilgili bir takım teknik bilgiler edinmesi ve fobiyi yenmeye yönelik teknikler hakkında bilgi sahibi olması amaçlanıyor.
İkinci aşamada kabin simülatöründe gerçekleştirilen sanal uçuş ile uçuş korkusuna karşı duyarsızlaşma sağlanıyor
Üçüncü aşamada ise gerçek bir uçuş yapılarak fobinin tamamen ortadan kalkması amaçlanıyor.
Detaylı Bilgi İçin:
THY Havacılık Akademisi
Atatürk Havalimanı, B Kapısı, 34149 Yeşilköy / IST
Tel: +90 212 463 63 63 (7702/7985/7463)
E:mail: aviationacademy@thy.com
- pyro clustic flow (08.04.08 18:56:25)
; )
Çok kısa kısa geçerek, herhangi bir karmaşık terim kullanmadan şunları söyleyebilirim:
Bir korkunun altında illa ki, geçmişte bize korku sağlayan şeyle tehdit edilmiş olmak yatması gerekmez. Mesela köpekten korkuyorsak eğer, illa ki bir köpek tarafından korkutulmuş olmamız ya da peşimizden bir köpek koşmuş olması gerekmez, bunun başka nedenleri de vardır. Evet, fobiler düşününce insana saçma gelebilirler ama, insan fobisiz olmaz!
örnekleyeyim: köpek olduğunu bildiğim bir yerden geçmemek için 2 kilometre yürüdüğüm zamanlar olmuştur. Neden? Çünkü köpek var! Ama bunu çoktaaan aşmış bir insanım, arada cinsinden hoşlandığım köpek olursa kafasını okşayıp sevebilirim, sarılabilirim ama beni yalamasına asla izin vermem! müstakil bir evim olursa kesinlikle köpek edineceğim,, görüldüğü üzere nerden nereye.
Kedilerden tek kelimeyle iğreniyorum, tiksiniyorum! Kedi sevenlere de şüpheyle yaklaşırım, çok açık bu! Bu konumuz dışında.
Konumuza dönelim.
1 – “İlaç tedavisi”
Öncelikle ilaç tedavisi gibi bir şeyden, ne olursa olsun uzak durulması elzem. Yani ola ki sağda solda söyleyen olursa inanmayalım, itibar etmeyelim. Psikiyatrik ilaç demek, aşağı yukarı beyne balyozla vurup tedavi etmek demektir! Şizofreni filan vardır, adını herkes bilir. Gerçi şimdilerde bipolar bozukluk filan diyorlar çok moda. 80’li yıllarda adı depresyondu bunun, çok modaydı, sonra hafif yollu şizofreni moda oldu, sonra panik atak ve şimdilerde bipolar bozukluk. Ben demiyorum ki böyle hastalıklar yoktur ama bunlar ağır süreçlerdir. Misal, bir şizofren kakasını yapar, sonra onu yatağına götürür yanı başına alır ve onunla sohbet eder. Ya da bir bipolar hasta durup dururken hınçla oturduğunuz cafede ayağa kalkıp masayı devirip eline geçirdiği bir camla kolunu keser ve ardından oturup bir köşede ağlarsa, işte o zaman ki onun cidden hasta olduğuna hükmedilebilir. Psikiyatrik ilaç dediğimiz korkunç şeyler böyle zamanlarda (o da çok dikkatli bir surette) kullanılmalıdır. Yoksa, ilaç piyasasında neler döndüğünü, doktorların kimlerden ne gibi ilişkilerle çıkar sağladıkları; represantlar – eczacılar arasındaki maalesef kokuşmuş hukuk ve elbette ki dev şirketlerin yüksek çıkarları. Bunları es geçmemek gerekir. Bu ilişkilerin varlığı, sizin daha çok ilaç tüketmeniz içindir! Mümkün mertebe en ufak bir şeyde ilaç almayın, ilaçlardan uzak durun!
2 – “Korkuyla yüzleşme”
Bu biraz da söylenişi basit bir şey. Yani şimdi “hacım yüzleştin mi olay tamamdır denilebilir. Evet konu da burada başlıyor zaten, kişi yüzleşmekten çekiniyor, o korkusuyla baş başa kalmaktan. Yani ben köpekten korkarken kalbimin harbiden titrediğini biliyorum. Her ne kadar çevremdeki insanlar seferber olmuşlarsa da, hiçbir şey fayda vermemişti, bunun yanında kalp bile kırmışlığım vardır, kafa kırma noktasından çok zor döndüm. Yani yüzleşmek evet yüzleşmek,, yüzleşmek, bik bik bik! Laf çok icraat yok! Bu konuyu şahsen doğru bulmuyorum. Bir aşağıdaki konuya geçelim.
3 – “Korkunun Kökeni”
Şimdi köpekten korkuyoruz ya, işte illa peşimizden köpek koşmuş olması gerekmez, ya da köpekle korkutulmuş olmamız da.. ‘uzan da şöyle sedire senin bir geçmişine inelim’ gibi bir şeyi asla kabul etmek mümkün değil. Peki bunu nasıl çözeceğiz?
Çok basit ;)
Korkunun kökeninden önce, bilinmesi gerekenler de var.
a) Daha önce yaşadığınız hastalık varsa bilinmeli. Böbreklerle ilgili bir şey ya da vajinal kökenli bir rahatsızlık veya hormonal değişiklikler ve ama elbette ki psikolojik süreçte bir şey yaşanıp yaşanmadığı önemlidir.
b) Korkunuzu ne zamandan beri hissediyorsunuz? Bu çok çok çok önemli!!!!!!!!
c) Korku duyduğunuz nesne ya da canlıyla karşı karşıya kaldığımızda ya da karşı karşıya kalma durumu ortaya çıktığında hissettiklerimiz fevkalade önemlidir.
d) Korkulan nesneye yüklenen simgesel anlam da çok çok çok önemlidir!
e) genel bir takım veriler (bu uzun bir konu, asla içinden çıkılamaz)
Şimdi diyelim ki biz bunları çözdük. Yani soruların cevaplarını şöyle bulduğumuzu farz edelim:
a) Yaşadığımız tıbbi ya da psikolojik bir rahatsızlık yok
b) 7 yaşından beri köpekten korkuyoruz
c) Köpekle (ya da başka bir şeyle) karşılaştığımızda kalbimiz çok hızlı çarpıyor, kan beynimize sıçrıyor ve o an bütün dünyayı yok etmek istiyoruz ki köpek de o dünya ile birlikte yok olsun. Avuçlarımız terliyor, alnımızdan soğuk terler akıyor, dua filan okuyoruz, nooolur kurtulayım şundan diyoruz vs.
d) Köpek benim için bir bekçi gibi, ama dişlerinin ve ağzının yapısını araba parçalayan makinalara benzetiyorum.
İşte bu örnekler çok önemli veriler. Bunlar işlenecek ve köken bulunacak ancak, bu kökeni tutup da “ay şekerim sende elektra kompleksi varmışşşşşş” diyen bir kişiyle tartışmaya bile yanaşmayın, çantayla kafasına vurup kafasının pekmezini akıtın ve ortamdan uzaklaşın.
Köken bulunmalı ancak geleceğe getirilişi de tespit edilmeli..
Ben çok fazla uzun anlattım, yani süreci anlatmaya çalıştım çok kısacık.
İnan ol ki korkunun gidişi bundan daha kısa..
çok basit bir olay bu ;)
Çok kısa kısa geçerek, herhangi bir karmaşık terim kullanmadan şunları söyleyebilirim:
Bir korkunun altında illa ki, geçmişte bize korku sağlayan şeyle tehdit edilmiş olmak yatması gerekmez. Mesela köpekten korkuyorsak eğer, illa ki bir köpek tarafından korkutulmuş olmamız ya da peşimizden bir köpek koşmuş olması gerekmez, bunun başka nedenleri de vardır. Evet, fobiler düşününce insana saçma gelebilirler ama, insan fobisiz olmaz!
örnekleyeyim: köpek olduğunu bildiğim bir yerden geçmemek için 2 kilometre yürüdüğüm zamanlar olmuştur. Neden? Çünkü köpek var! Ama bunu çoktaaan aşmış bir insanım, arada cinsinden hoşlandığım köpek olursa kafasını okşayıp sevebilirim, sarılabilirim ama beni yalamasına asla izin vermem! müstakil bir evim olursa kesinlikle köpek edineceğim,, görüldüğü üzere nerden nereye.
Kedilerden tek kelimeyle iğreniyorum, tiksiniyorum! Kedi sevenlere de şüpheyle yaklaşırım, çok açık bu! Bu konumuz dışında.
Konumuza dönelim.
1 – “İlaç tedavisi”
Öncelikle ilaç tedavisi gibi bir şeyden, ne olursa olsun uzak durulması elzem. Yani ola ki sağda solda söyleyen olursa inanmayalım, itibar etmeyelim. Psikiyatrik ilaç demek, aşağı yukarı beyne balyozla vurup tedavi etmek demektir! Şizofreni filan vardır, adını herkes bilir. Gerçi şimdilerde bipolar bozukluk filan diyorlar çok moda. 80’li yıllarda adı depresyondu bunun, çok modaydı, sonra hafif yollu şizofreni moda oldu, sonra panik atak ve şimdilerde bipolar bozukluk. Ben demiyorum ki böyle hastalıklar yoktur ama bunlar ağır süreçlerdir. Misal, bir şizofren kakasını yapar, sonra onu yatağına götürür yanı başına alır ve onunla sohbet eder. Ya da bir bipolar hasta durup dururken hınçla oturduğunuz cafede ayağa kalkıp masayı devirip eline geçirdiği bir camla kolunu keser ve ardından oturup bir köşede ağlarsa, işte o zaman ki onun cidden hasta olduğuna hükmedilebilir. Psikiyatrik ilaç dediğimiz korkunç şeyler böyle zamanlarda (o da çok dikkatli bir surette) kullanılmalıdır. Yoksa, ilaç piyasasında neler döndüğünü, doktorların kimlerden ne gibi ilişkilerle çıkar sağladıkları; represantlar – eczacılar arasındaki maalesef kokuşmuş hukuk ve elbette ki dev şirketlerin yüksek çıkarları. Bunları es geçmemek gerekir. Bu ilişkilerin varlığı, sizin daha çok ilaç tüketmeniz içindir! Mümkün mertebe en ufak bir şeyde ilaç almayın, ilaçlardan uzak durun!
2 – “Korkuyla yüzleşme”
Bu biraz da söylenişi basit bir şey. Yani şimdi “hacım yüzleştin mi olay tamamdır denilebilir. Evet konu da burada başlıyor zaten, kişi yüzleşmekten çekiniyor, o korkusuyla baş başa kalmaktan. Yani ben köpekten korkarken kalbimin harbiden titrediğini biliyorum. Her ne kadar çevremdeki insanlar seferber olmuşlarsa da, hiçbir şey fayda vermemişti, bunun yanında kalp bile kırmışlığım vardır, kafa kırma noktasından çok zor döndüm. Yani yüzleşmek evet yüzleşmek,, yüzleşmek, bik bik bik! Laf çok icraat yok! Bu konuyu şahsen doğru bulmuyorum. Bir aşağıdaki konuya geçelim.
3 – “Korkunun Kökeni”
Şimdi köpekten korkuyoruz ya, işte illa peşimizden köpek koşmuş olması gerekmez, ya da köpekle korkutulmuş olmamız da.. ‘uzan da şöyle sedire senin bir geçmişine inelim’ gibi bir şeyi asla kabul etmek mümkün değil. Peki bunu nasıl çözeceğiz?
Çok basit ;)
Korkunun kökeninden önce, bilinmesi gerekenler de var.
a) Daha önce yaşadığınız hastalık varsa bilinmeli. Böbreklerle ilgili bir şey ya da vajinal kökenli bir rahatsızlık veya hormonal değişiklikler ve ama elbette ki psikolojik süreçte bir şey yaşanıp yaşanmadığı önemlidir.
b) Korkunuzu ne zamandan beri hissediyorsunuz? Bu çok çok çok önemli!!!!!!!!
c) Korku duyduğunuz nesne ya da canlıyla karşı karşıya kaldığımızda ya da karşı karşıya kalma durumu ortaya çıktığında hissettiklerimiz fevkalade önemlidir.
d) Korkulan nesneye yüklenen simgesel anlam da çok çok çok önemlidir!
e) genel bir takım veriler (bu uzun bir konu, asla içinden çıkılamaz)
Şimdi diyelim ki biz bunları çözdük. Yani soruların cevaplarını şöyle bulduğumuzu farz edelim:
a) Yaşadığımız tıbbi ya da psikolojik bir rahatsızlık yok
b) 7 yaşından beri köpekten korkuyoruz
c) Köpekle (ya da başka bir şeyle) karşılaştığımızda kalbimiz çok hızlı çarpıyor, kan beynimize sıçrıyor ve o an bütün dünyayı yok etmek istiyoruz ki köpek de o dünya ile birlikte yok olsun. Avuçlarımız terliyor, alnımızdan soğuk terler akıyor, dua filan okuyoruz, nooolur kurtulayım şundan diyoruz vs.
d) Köpek benim için bir bekçi gibi, ama dişlerinin ve ağzının yapısını araba parçalayan makinalara benzetiyorum.
İşte bu örnekler çok önemli veriler. Bunlar işlenecek ve köken bulunacak ancak, bu kökeni tutup da “ay şekerim sende elektra kompleksi varmışşşşşş” diyen bir kişiyle tartışmaya bile yanaşmayın, çantayla kafasına vurup kafasının pekmezini akıtın ve ortamdan uzaklaşın.
Köken bulunmalı ancak geleceğe getirilişi de tespit edilmeli..
Ben çok fazla uzun anlattım, yani süreci anlatmaya çalıştım çok kısacık.
İnan ol ki korkunun gidişi bundan daha kısa..
çok basit bir olay bu ;)
- gozupek (09.04.08 05:36:31)
1