[]
Kapitalistler, Marksistler, Ekonomistler, Finanscilar! Toplam Kar var midir
Diyelim ki bir urunu 100liraya uretip ve 20lira da uzerine kar koyup 120liraya sattim. Hoooop, yoktan para yaratmis gibi bir sey oldu. Dogadaki enerjinin korunumu yasasini paraya uygularsak, benim kazandigim para eninde sonunda baskasinin para kaybetmesine, zarar etmesine sebep oluyor mudur? Buyuk olcekte dusunursek, bir ihracatci her yaptigi satista ulkesini kara sokarken, satis yaptigi ulkeyi de zarar ugratiyor mudur? Ya Yok degilse, surekli alip satalim herkes para kazansin, nereden geliyor bu paranin kaynagi? Kafam karisik, cok yanlis mi gelmisim yoksa ben :/
yoktan para yaratmıyorsun sadece varolan paranın, bir ürünü üzerine eklediğin emek ve fikri değerleri ile birlikte satmak suretiyle, yerinin değişmesine sebep oluyorsun. başkasıda kaybetmiyor çünkü o da o para karşılığında kendi ihtiyacını tatmin edecek bir ürün/hizmet satın alıyor.
Öbür türlü fikir satanları hiç düşünme bile :) sonuçta sattıkları şey maddi bir şey değil ama bir ihtiyacı karşılıyor ve maddi sonuçlara dönüşüyor.
Öbür türlü fikir satanları hiç düşünme bile :) sonuçta sattıkları şey maddi bir şey değil ama bir ihtiyacı karşılıyor ve maddi sonuçlara dönüşüyor.
- pposeidon_1 (12.03.11 12:56:54)
Aynen. Hatta borsada bile para kazanırken birileri kaybediyor o an. Bir yerden sonra para bitince devlet para basmaya başlıyor, devalüasyon filan oluyor vs... Kapitalizm bu yüzden sonu olmayan bir düzen diyoruz. Daha doğrusu sonu var ama boktan.
- ataturkiye (12.03.11 12:57:07)
@ataturkiye
Dostum doğru söylüyorsun ama comptrol ün örneği ile borsa uyuşmaz. borsada biri kazanır biri kaybeder dolayısı ile toplam kar yoktur. Ama örnekten yola çıkarsan biri kar elde ederken satın alan kişide maddi yada manevi olarak kar elde eder (bir ihtiyacını karşılar) bu anlamda iki tarafta kar etmiştir.
Bu arada devlet para basınca enflasyon olmaz asıl enflasyon karşılıksız para basarsa (yani skutsk un dediği gibi fiat para) olur. Kasana basacağın para kadar altın koyamıyorsan al sana enflasyonun kralı :) tabi bunu seninde bildiğine eminim ben sadece tamamlamak istedim. Tabi bu iş bir iki parametreyle anlaşılamaz güven enflasyonu dizginler mesela karşılıksız para bassanda. Velhasıl konuş konuş bitiremyiz bu hikayeyi burda.
Dostum doğru söylüyorsun ama comptrol ün örneği ile borsa uyuşmaz. borsada biri kazanır biri kaybeder dolayısı ile toplam kar yoktur. Ama örnekten yola çıkarsan biri kar elde ederken satın alan kişide maddi yada manevi olarak kar elde eder (bir ihtiyacını karşılar) bu anlamda iki tarafta kar etmiştir.
Bu arada devlet para basınca enflasyon olmaz asıl enflasyon karşılıksız para basarsa (yani skutsk un dediği gibi fiat para) olur. Kasana basacağın para kadar altın koyamıyorsan al sana enflasyonun kralı :) tabi bunu seninde bildiğine eminim ben sadece tamamlamak istedim. Tabi bu iş bir iki parametreyle anlaşılamaz güven enflasyonu dizginler mesela karşılıksız para bassanda. Velhasıl konuş konuş bitiremyiz bu hikayeyi burda.
- pposeidon_1 (12.03.11 13:10:48 ~ 13:16:14)
hocam sen bi malı 100 liraya üretip 20 lira da kar koydum dediğin anda aslında ben o malı üretirken emek,sermaye v.s (yani üretim faktörlerini kullanarak) hammaddeyi mal haline getirirken bir "değer" kattım diyosun aslında.ama olay şudur ki bu faktörleri kullanarak yarattığın değerden fazlasına satıyosun yani bir kapitalist olarak emeğin yarattığı değerin tamamını emekçiye vermeyerek işçinin yarattığı artı değere el koyuyosun.pek açıklayıcı anlatmış olamayabilirim ama bu konuda "değer nedir? değerin kayanğı nedir?" gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışabilirsin.ilk önerilerim de Ricardo,Marx,Smith'dir.
- dougsampson (12.03.11 13:22:58)
daha basit düzeyde ele alayım ben; iktisatın klasik tanımı, kısıtlı kaynakların verimli kullanma birimi olması şeklinde geçer, enerjinin korunumu yasasıyla birleştirirsek şöyle bir şey çıkar ortaya.
öncelikle 100 liraya sana mâl olup senin 20 lira dediğin kâr kısmı, girişimciliğe girer kitap tanımıyla; iktisadi üç dört kaynaktan biridir o da, ki konuyla alakası yoktu lakin uykusuzum, mazur gör bunu. büyük ölçekte senin bu 20 liranın etkisini gözlemlemek için istatistiksel rakamları incelemen gerek, gayrisafi milli hasılayı ele alabilirsin misal; milyarda bir bile etmez ki doğru kavramın gsmh olup olmadığını bilmesem de yaklaşık etkisi o olur. bir ülkenin ekonomisi içerisinde değerlendirirsek, ceteris paribus prensibiyle birlikte, eğer ekonomik kapasitemiz sabitse senin elde edeceğin kâr, diğerlerinin zararınadır ancak çok ufak olur etkisi. şöyle bir örnekle anlatayım: bir ülkede iki kişisiniz ve toplam ekonomik kapasiteniz 100 TL, yani para ikiniz aranızda 50'er TL şeklinde paylaştırılıyor, siz de bunu A ülkesinden ekmek alırken kullanıyorsunuz. Sen 30 liranı değerlendirip bir yatırım yapar, başarılı olur ve bundan ürettiğin ürünü ülke içerisinde 40 TL'ye satarsan; senin 50 liran 50-30+40'tan 60 TL olurken diğer kişininki 50-40+30'dan 40 TL olur. Ülkeler arası düzeyde de olay aşağı yukarı aynı şekilde işler, biri kazanıyorsa diğeri veya diğerleri kaybediyordur.
İhracatçı mevzusuna gelirsen, o harbiden de oldukça karmaşık bir mevzu; uluslararası ticaret düzeyinde ele almak lazım ve buradan anlatılacak gibi değil. Ancak kesin bir zarar ya da kâr durumu yok, Richardo'yu oku, eğer okumak isterim dersen biraz araştırıp başka bir iki şey daha öneririm.
"Hep alıp satalım, para basalım" olayını sanıyorum üç yerel seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday olan Haydar Baş(ismini tam hatırlayamıyorum) önermişti garip bir şekilde. Alışveriş olaylarında önemli olan sizin elinizdeki para değil, diğerlerinin elindeki paradır; fiyat seviyesi denen olaydan ötürü. Eğer kapasitesi, sınırları belli bir ekonomi 1000 ekmek üretiyorken piyasada toplam 1000 TL varsa ve başka bir ürün alıp satılmıyorsa, ekmeğin değeri 1 TL olur; piyasada 10000 TL varsa 0,1 TL olur. Teorik tabii bu örneğim, ancak gerçek hayata uygulanabilir.
Paranın kaynağı nedir dersen onu ne yazık ki ben de bilmiyorum tam olarak, Merkez Bankası'nın altın rezervleri, ülkenin kendi para cinsinin diğer ülkelerin bankalarındaki toplum miktarı vs gibi fikirlerim var, ancak net değil, kıçtan uydurma yani bunlar.
Ayrıca bunları 24 saate yakın bir süredir uyumamış, notları ortalamanın az altında olan bir İktisat öğrencisi olarak yazdım; bilgine.
öncelikle 100 liraya sana mâl olup senin 20 lira dediğin kâr kısmı, girişimciliğe girer kitap tanımıyla; iktisadi üç dört kaynaktan biridir o da, ki konuyla alakası yoktu lakin uykusuzum, mazur gör bunu. büyük ölçekte senin bu 20 liranın etkisini gözlemlemek için istatistiksel rakamları incelemen gerek, gayrisafi milli hasılayı ele alabilirsin misal; milyarda bir bile etmez ki doğru kavramın gsmh olup olmadığını bilmesem de yaklaşık etkisi o olur. bir ülkenin ekonomisi içerisinde değerlendirirsek, ceteris paribus prensibiyle birlikte, eğer ekonomik kapasitemiz sabitse senin elde edeceğin kâr, diğerlerinin zararınadır ancak çok ufak olur etkisi. şöyle bir örnekle anlatayım: bir ülkede iki kişisiniz ve toplam ekonomik kapasiteniz 100 TL, yani para ikiniz aranızda 50'er TL şeklinde paylaştırılıyor, siz de bunu A ülkesinden ekmek alırken kullanıyorsunuz. Sen 30 liranı değerlendirip bir yatırım yapar, başarılı olur ve bundan ürettiğin ürünü ülke içerisinde 40 TL'ye satarsan; senin 50 liran 50-30+40'tan 60 TL olurken diğer kişininki 50-40+30'dan 40 TL olur. Ülkeler arası düzeyde de olay aşağı yukarı aynı şekilde işler, biri kazanıyorsa diğeri veya diğerleri kaybediyordur.
İhracatçı mevzusuna gelirsen, o harbiden de oldukça karmaşık bir mevzu; uluslararası ticaret düzeyinde ele almak lazım ve buradan anlatılacak gibi değil. Ancak kesin bir zarar ya da kâr durumu yok, Richardo'yu oku, eğer okumak isterim dersen biraz araştırıp başka bir iki şey daha öneririm.
"Hep alıp satalım, para basalım" olayını sanıyorum üç yerel seçim öncesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday olan Haydar Baş(ismini tam hatırlayamıyorum) önermişti garip bir şekilde. Alışveriş olaylarında önemli olan sizin elinizdeki para değil, diğerlerinin elindeki paradır; fiyat seviyesi denen olaydan ötürü. Eğer kapasitesi, sınırları belli bir ekonomi 1000 ekmek üretiyorken piyasada toplam 1000 TL varsa ve başka bir ürün alıp satılmıyorsa, ekmeğin değeri 1 TL olur; piyasada 10000 TL varsa 0,1 TL olur. Teorik tabii bu örneğim, ancak gerçek hayata uygulanabilir.
Paranın kaynağı nedir dersen onu ne yazık ki ben de bilmiyorum tam olarak, Merkez Bankası'nın altın rezervleri, ülkenin kendi para cinsinin diğer ülkelerin bankalarındaki toplum miktarı vs gibi fikirlerim var, ancak net değil, kıçtan uydurma yani bunlar.
Ayrıca bunları 24 saate yakın bir süredir uyumamış, notları ortalamanın az altında olan bir İktisat öğrencisi olarak yazdım; bilgine.
- uyku inadim inat (12.03.11 14:07:54)
1