[]
"muhteşem yüzyıl" dizisi
Bu dizinin fragmanı dahi bana cok rahatsızlık verdi. Siz ne düşünüyorsunuz?
efendim kimseyi putlaştırmaya gerek yok izleyin diziyi gerçekle bağdaşmaz bir durum olursa ve niyetleri bir tür kara propaganda ise o zaman eleştirirsiniz.
ha bu arada unutmayın size(yani anadoluda yaşayan türklere) "etrak-ı biidrak" diyen bir saray çevresini savunmak derdindesiniz..
saygılar...
ha bu arada unutmayın size(yani anadoluda yaşayan türklere) "etrak-ı biidrak" diyen bir saray çevresini savunmak derdindesiniz..
saygılar...
- iktisadiaklıneleştirisi (05.01.11 19:02:55)
erdoğan aydın, milliyet’te yayınlanan bir açıklamasında “yavuz ve kanuni türk’ü aşağılardı” tezini ileri sürdü. osmanlı dönemi eserlerinde “etrakı bi-idrak = akılsız türk” deyimine sıkça rastlandığı bir gerçektir. ancak bunun hangi çerçevede ve kimler için kullanıldığını bilmezseniz aydın’ınkine benzer yanlışlıklara düşersiniz. devşirmelerin yetiştirilmesiyle ilgili kanunnamede açıkça bunların “türk’e verilmesi” zorunluluğu kayıtlıdır. yani türkçeyi, türk kültürünü ve islâmı orada öğrendikten sonra devlet hizmetine alınacaklardır. bu aşağılama değil, yüceltmedir. osmanlı’nın karşı olduğu, hâlâ göçebelikten vazgeçmeyen türkmenlerdir. osmanlı, yerleşiklikle ileri bir uygarlık ve kültür düzenini temsil eder. göçebe ise, zirai üretimi önemsemeyen hattâ tahrip eden yapısıyla geri bir düzeydir. bunu anımsamak gerekli.
- salahaddin (05.01.11 19:34:37)
yazdıklarınız gerçeği eksik okumaktan dolayı çarpıtır...
ahmet vefik paşanın mevzuya ilişkin hikayelerine/anılarına göz atabilirsiniz..
osmanlıda türklük utanılası bir şeydi...
1880 yılında Ahmet Vefik Paşa Bursa valisi iken ilçeleri teftişe çıkar. Bursa o zaman imparatorluğun türlü yörelerinden gelmiş olan göçmenlerin iskan edildiği bir bölgedir. Paşa uğradığı bir ilçede, halkla sohbet ederken etnik kökenleri soruyor; aldığı cevaplar, konuştuklarının Çerkez, Arnavut, Boşnak, Gürcü v.b olduğunu gösteriyor. Sorduğu soruya utanarak, cevap vermek istemeyen bir ihtiyara ''hangi milletten'' olduğunu ısrarla söyletmek isteyince, o bir kabahat ifşa edermiş gibi ürkek, titrek bir sesle ''ben Türküm efendim diyor'' Bunun üzerine Paşa, ''Niçin sıkılıyor,saklıyorsun? Türk olmak kabahat mi ? Bak ben de Türküm diyor. O titrek ihtiyar birden canlanarak, ''Sahi sen de Türk müsün? Demek Türkten paşa da oluyormuş ha'' diyince sevinçle karışık hayret ifade edince, Vefik Paşa, ''Paşa da kim oluyormuş, Padişah da Türk, Padişah'' diye haykırıyor. Sonra imparatorluğun iki dertli ihtiyarı, sakallarını ıslatan yaşlar birbirine karışarak sarılıp, Türk'ün hazin kaderi için ağlaşıyorlar. (Türk ve Türklük,TSE,Sy 238;Necip Mirkelamoğlu)
ahmet vefik paşanın mevzuya ilişkin hikayelerine/anılarına göz atabilirsiniz..
osmanlıda türklük utanılası bir şeydi...
1880 yılında Ahmet Vefik Paşa Bursa valisi iken ilçeleri teftişe çıkar. Bursa o zaman imparatorluğun türlü yörelerinden gelmiş olan göçmenlerin iskan edildiği bir bölgedir. Paşa uğradığı bir ilçede, halkla sohbet ederken etnik kökenleri soruyor; aldığı cevaplar, konuştuklarının Çerkez, Arnavut, Boşnak, Gürcü v.b olduğunu gösteriyor. Sorduğu soruya utanarak, cevap vermek istemeyen bir ihtiyara ''hangi milletten'' olduğunu ısrarla söyletmek isteyince, o bir kabahat ifşa edermiş gibi ürkek, titrek bir sesle ''ben Türküm efendim diyor'' Bunun üzerine Paşa, ''Niçin sıkılıyor,saklıyorsun? Türk olmak kabahat mi ? Bak ben de Türküm diyor. O titrek ihtiyar birden canlanarak, ''Sahi sen de Türk müsün? Demek Türkten paşa da oluyormuş ha'' diyince sevinçle karışık hayret ifade edince, Vefik Paşa, ''Paşa da kim oluyormuş, Padişah da Türk, Padişah'' diye haykırıyor. Sonra imparatorluğun iki dertli ihtiyarı, sakallarını ıslatan yaşlar birbirine karışarak sarılıp, Türk'ün hazin kaderi için ağlaşıyorlar. (Türk ve Türklük,TSE,Sy 238;Necip Mirkelamoğlu)
- iktisadiaklıneleştirisi (05.01.11 19:39:21 ~ 19:42:10)
Manası yörük türkleri için kullanıldığı düşünülen bu tanımlama aslında selçukludan gelmeymiş. Bir de şöyle bir şey var;
bu tamlama aslinda sadece bir millet olarak türkleri kücümsemek amacli söylenegelmemistir. tersine, yönetici feodal sinif kendini yönetilenlerden ayirarak yüceltmek istemis, yani icinden ciktigi yumurtayi begenemez olmustur. ayni mantikla, ikisi de aslen türk olan yavuz sultan selim ile sah ismail caldiran'da kapismadan önce "oglum sana böyle böyle diyorlar!" diyerek atistiklari mektuplarinda yönettikleri ülkelerde yasayan cogunlugun dilini kullanmaktan israrla kacinmislardir. garip bir ironi olarak yavuz sultan selim'in mektuplari farsca iken, sah ismail'in göndermis oldugu mektuplar türkcedir. bu fenomen yalnizca dogu imparatorluklari ile de sinirli degildir: 1530-1556 yillari arasinda alman imparatoru olan besinci karl "tanriyla ispanyolca, kadinlarla italyanca, erkeklerle fransizca, beygirimle almanca konusurum" demis, almancayi "kaba", "odunsu" ve "une language a demi-barbare" (yari barbar bir dil) olarak tanimlayan prusya imparatoru büyük friedrich'i potsdam'daki sarayinda ziyaret eden voltaire kendini fransa'da zannettigini, cünkü herkesin fransizca konustugunu ve saray erkaninin almancayi ancak hizmetciler ve atlar ile konusurken kullandigini yazmistir. kisacasi, bir diger türdesi de obskurantizm olan bu fenomen, (askeri, ekonomik veya idari) erke sahip bir sinifin anlasilamama yoluyla kendini sinirlar ve siniflar üstü gösterebilme, dolayisiyla da bu erke sahip olmayanlari kücümseme cabasidir; yasamin bir cok alaninda, eskisi kadar olmasa da, degisik bicimlerde hala karsimiza cikmaktadir.
Ahmet Vefik Paşa'nın anılarına da bakacağım merakımı celbetti :)
bu tamlama aslinda sadece bir millet olarak türkleri kücümsemek amacli söylenegelmemistir. tersine, yönetici feodal sinif kendini yönetilenlerden ayirarak yüceltmek istemis, yani icinden ciktigi yumurtayi begenemez olmustur. ayni mantikla, ikisi de aslen türk olan yavuz sultan selim ile sah ismail caldiran'da kapismadan önce "oglum sana böyle böyle diyorlar!" diyerek atistiklari mektuplarinda yönettikleri ülkelerde yasayan cogunlugun dilini kullanmaktan israrla kacinmislardir. garip bir ironi olarak yavuz sultan selim'in mektuplari farsca iken, sah ismail'in göndermis oldugu mektuplar türkcedir. bu fenomen yalnizca dogu imparatorluklari ile de sinirli degildir: 1530-1556 yillari arasinda alman imparatoru olan besinci karl "tanriyla ispanyolca, kadinlarla italyanca, erkeklerle fransizca, beygirimle almanca konusurum" demis, almancayi "kaba", "odunsu" ve "une language a demi-barbare" (yari barbar bir dil) olarak tanimlayan prusya imparatoru büyük friedrich'i potsdam'daki sarayinda ziyaret eden voltaire kendini fransa'da zannettigini, cünkü herkesin fransizca konustugunu ve saray erkaninin almancayi ancak hizmetciler ve atlar ile konusurken kullandigini yazmistir. kisacasi, bir diger türdesi de obskurantizm olan bu fenomen, (askeri, ekonomik veya idari) erke sahip bir sinifin anlasilamama yoluyla kendini sinirlar ve siniflar üstü gösterebilme, dolayisiyla da bu erke sahip olmayanlari kücümseme cabasidir; yasamin bir cok alaninda, eskisi kadar olmasa da, degisik bicimlerde hala karsimiza cikmaktadir.
Ahmet Vefik Paşa'nın anılarına da bakacağım merakımı celbetti :)
- salahaddin (05.01.11 19:42:07)
1