[]
İlenmek suç mudur ?
Yani birisine senin Allah belanı versin. Cehennemlerde çatır çatır yanasın. Yediğin haram lokmalar çocuğundan çıksın vs. vs. vs. denirse hakaret edilmiş olur mu veya başkaca bir suç işlenmiş olur mu ?
edit : bu soru (git: 199385) de sorulmuş ama bulamıyorum.
edit : bu soru (git: 199385) de sorulmuş ama bulamıyorum.
olmaz sanırım. kanunda beddua etmenin cezası olduğunu sanmıyorum.
- pposeidon_1 (02.12.10 08:00:03)
Allah belanı versin suç değil, diğerlerinin de olacağını sanmıyorum.
- ataturkiye (02.12.10 08:03:41)
- winston insani (02.12.10 08:05:29)
- et tu brute (02.12.10 09:30:13)
somut olaya göre karar verilir ama genel itibarı ile suç değil. yalnız, "yediğin haram lokmalar çocuğundan çıksın" denildiğinde ilenç sebebiyle değil ama "yediğin haram lokmalar" kısmı sebebiyle hakaret suçuna dahil edilebilir.
öte yandan et tu brute'ün gönderdiği linkte yer alan haber ceza hukukuyla ilgili bir haber değil. yalnızca bir davada boşanma sebebi olarak gösterildiği yazılı. zina da boşanma sebebidir ama suç değildir. dolayısıyla artık suçtur diye bir şey denilemez. zaten ceza hukukunda kanun değişmedikten sonra "bundan sonra suçmuş/suç değilmiş" demek abestir. kanunda varsa suçtur, yoksa değildir. içtihatla suç oluşturulmaz.
özetle ilenmek tek başına suç olmaz. somut olaya göre hakaret sınırlarına girdiği kabul edilirse hakaret sayılabilir. yargı kararlarında da aslında herif demek suç, allah belanı versin demek serbest gibi bir şey denmesi pek doğru olmaz. birincisi hukukun doğal işleyişinden kaynaklanır ki bu da her somut olayın kendi içindeki olgulara göre değerlendirilmesindendir. diğeri ise hukukun doğal işleyişinden ziyade memleketimizde hukukun kimi zaman pek iyi işlemeyişinden kaynaklanır. bu yüzden sözgelimi hakaret kapsamında yer almaması gereken kedili başbakan karikatürleri tazminat sebebi olabilmektedir.
öte yandan et tu brute'ün gönderdiği linkte yer alan haber ceza hukukuyla ilgili bir haber değil. yalnızca bir davada boşanma sebebi olarak gösterildiği yazılı. zina da boşanma sebebidir ama suç değildir. dolayısıyla artık suçtur diye bir şey denilemez. zaten ceza hukukunda kanun değişmedikten sonra "bundan sonra suçmuş/suç değilmiş" demek abestir. kanunda varsa suçtur, yoksa değildir. içtihatla suç oluşturulmaz.
özetle ilenmek tek başına suç olmaz. somut olaya göre hakaret sınırlarına girdiği kabul edilirse hakaret sayılabilir. yargı kararlarında da aslında herif demek suç, allah belanı versin demek serbest gibi bir şey denmesi pek doğru olmaz. birincisi hukukun doğal işleyişinden kaynaklanır ki bu da her somut olayın kendi içindeki olgulara göre değerlendirilmesindendir. diğeri ise hukukun doğal işleyişinden ziyade memleketimizde hukukun kimi zaman pek iyi işlemeyişinden kaynaklanır. bu yüzden sözgelimi hakaret kapsamında yer almaması gereken kedili başbakan karikatürleri tazminat sebebi olabilmektedir.
- microfiction (02.12.10 09:51:58 ~ 10:12:43)
ilgili haberden naklen:
"Yüksek mahkeme de, boşanma kararına ek olarak ayrıca, bedduayı kişilik haklarına saldırı saydı ve kocanın manevi tazminat ödemesine hükmetti."
ifadeden de gayet kolay anlaşılacağı üzere beddua kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmiş. burada alt derece mahkemesi ve yüksek mahkeme tek bir olay üzerinden o olaya karşı hüküm vermiş evet ama bu karar artık alt derece mahkemeleri tarafından göz önünde bulundurulacaktır. Kanunda tek tek neyin suç neyin suç olmadığı her zaman yazmaz, bedduanın da suç olduğunun yazmasına gerek yoktur. genel olarak mahkeme tarafından kişiliğin özüne zarar veren bir eylem olduğu kabul edilirse, bu olayda olduğu gibi ceza -manevi tazminat cezası- verilebilir. Sorun mahkemenin o eylemi kişiliğe zarar veren bir eylem olup olmadığının tespitinde yatar. tespit edebilir ya da etmez ancak bu olayda yüksek mahkeme kararı olduğundan, artık dikkatli olmanızı tavsiye etmek durumundayım.
"Yüksek mahkeme de, boşanma kararına ek olarak ayrıca, bedduayı kişilik haklarına saldırı saydı ve kocanın manevi tazminat ödemesine hükmetti."
ifadeden de gayet kolay anlaşılacağı üzere beddua kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmiş. burada alt derece mahkemesi ve yüksek mahkeme tek bir olay üzerinden o olaya karşı hüküm vermiş evet ama bu karar artık alt derece mahkemeleri tarafından göz önünde bulundurulacaktır. Kanunda tek tek neyin suç neyin suç olmadığı her zaman yazmaz, bedduanın da suç olduğunun yazmasına gerek yoktur. genel olarak mahkeme tarafından kişiliğin özüne zarar veren bir eylem olduğu kabul edilirse, bu olayda olduğu gibi ceza -manevi tazminat cezası- verilebilir. Sorun mahkemenin o eylemi kişiliğe zarar veren bir eylem olup olmadığının tespitinde yatar. tespit edebilir ya da etmez ancak bu olayda yüksek mahkeme kararı olduğundan, artık dikkatli olmanızı tavsiye etmek durumundayım.
- et tu brute (02.12.10 10:43:53 ~ 10:44:57)
@et tu brute dedikleriniz arasında o kadar hata var ki hangi birini sayayım. bizim memlekette herkes bilmediği konu hakkında konuşuyor. çoğu kişi de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor. hukukçu değilsiniz, keşke bilmeden yorum yapmasaydınız.
birincisi kişilik haklarına saldırı diye bir suç yoktur. bu ancak bir tazminat sebebidir. ikincisi kararı veren yargıtay'ın ilgili dairesi bir ceza dairesi değil ve kararı veren mahkeme de ceza mahkemesi değildir. dolayısıyla ceza mahkemeleri için emsal teşkil etmez.
üçüncüsü manevi tazminat diye bir ceza yoktur! yineliyorum, tazminat bir ceza değildir! tazminat bir özel hukuk müessesesidir. kişinin zararlarının giderilmesi için bir yoldur. tazminat talebiyle açılan dava ceza mahkemesinde yargılanmaz. bir suçun karşılığı olarak ceza mahkemesinde sizin deyiminizle "tazminat cezası" ödenmez. ceza hukukunda para cezası vardır ama o da tazminat değildir. ancak bazı suçları kapsayan olgularda zarar gören taraf aynı zamanda bu zararlarının giderilmesi için tazminat davası açabilir. bu, ceza yargılamasından ayrı bir hukuki yoldur.
son olarak kanunda neyin suç olduğunun tek tek yazması gerekir! ceza hukukuyla medeni hukukun işleyişi farklıdır. ceza hukukunda suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi vardır. bir başka deyişle her suçun ve cezanın kanunda açıkça yazılı olması ilkesi. bunun kazuistik olarak unsurlarına ayrılmasına gerek yoktur ama efradını cami, âyarını mani bir biçimde suçun ne olduğunun anlaşılması gerekir. keşke bilip bilmeden ahkam kesmeseydiniz.
birincisi kişilik haklarına saldırı diye bir suç yoktur. bu ancak bir tazminat sebebidir. ikincisi kararı veren yargıtay'ın ilgili dairesi bir ceza dairesi değil ve kararı veren mahkeme de ceza mahkemesi değildir. dolayısıyla ceza mahkemeleri için emsal teşkil etmez.
üçüncüsü manevi tazminat diye bir ceza yoktur! yineliyorum, tazminat bir ceza değildir! tazminat bir özel hukuk müessesesidir. kişinin zararlarının giderilmesi için bir yoldur. tazminat talebiyle açılan dava ceza mahkemesinde yargılanmaz. bir suçun karşılığı olarak ceza mahkemesinde sizin deyiminizle "tazminat cezası" ödenmez. ceza hukukunda para cezası vardır ama o da tazminat değildir. ancak bazı suçları kapsayan olgularda zarar gören taraf aynı zamanda bu zararlarının giderilmesi için tazminat davası açabilir. bu, ceza yargılamasından ayrı bir hukuki yoldur.
son olarak kanunda neyin suç olduğunun tek tek yazması gerekir! ceza hukukuyla medeni hukukun işleyişi farklıdır. ceza hukukunda suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi vardır. bir başka deyişle her suçun ve cezanın kanunda açıkça yazılı olması ilkesi. bunun kazuistik olarak unsurlarına ayrılmasına gerek yoktur ama efradını cami, âyarını mani bir biçimde suçun ne olduğunun anlaşılması gerekir. keşke bilip bilmeden ahkam kesmeseydiniz.
- microfiction (02.12.10 11:03:04 ~ 11:33:48)
Sayın microfiction, hukuk okumuşsunuz anlaşılan ancak pek bir sabit fikirli gördüm sizi. Sınav kağıdı okuyan hocalar gibisiniz. Bilimsel bir eser yazdığımız konusunda uyarsaydınız ona göre teknik terimlerle yazışırdık. Herkesin anlayacağı şekilde basit kelimeler kullanın ki hukuk okumayanlar da konu hakkında bilgi sahibi olsun. O yanlış bu yanlış. Ne ise hukuk doktoru olduğum için yazdıklarımın yanlış olup olmadığını sizden öğrenecek değilim. Siz de bu uslubunuzla bana bir şey öğretecek konumda değilsiniz. Şu aşamadan sonra mevzuyu uzatmayı anlamlı bulmuyorum.
@trocero, son mahkeme kararı ertesinde artık beddua ederken azıcık dikkatli olmak gerekiyor ya da inatçı bir avukat bulun uğraşsın sizin adınıza.
@trocero, son mahkeme kararı ertesinde artık beddua ederken azıcık dikkatli olmak gerekiyor ya da inatçı bir avukat bulun uğraşsın sizin adınıza.
- et tu brute (02.12.10 12:51:10 ~ 12:58:02)
@et tu brute yazdıklarınızın yanlış olması bir yana bir de hukuk doktoruyum diye yalan söylüyorsunuz. üslubumda bir şey yoktu. yalnızca keşke bilip bilmeden ahkam kesmeseydiniz dedim. çünkü yazdığınız hatalı şeyler, hukukla ilgili en temel, en basit, en sıradan bilgilere dair. bunları hukuk doktorunu bırakın, hukuk öğrenciliğinin ilk yılındaki öğrenci bile bilir. mesele sizin bilmemeniz de değildi. mesele bilmediğiniz halde insanları yanlış yönlendirmeniz, bir de hukuk doktoruyum diye yalan söylemeniz.
yoksa burada bir sürü insan hukukçu olmadığı halde bildiği kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyor. bunda bir sorun yok. elbette bunu yaparken insanlar hata yapabilir. ancak açıkçası siz başta bir hata ettiniz sonra bunu birisi düzeltince gurur yapıp iyice sıvadınız, şimdi de enikonu içinden çıkılmaz noktadasınız. "tazminat cezası" ne demek allah aşkına? her suç kanunda yazmaz ne demek? siz çocuk mu kandırıyorsunuz hukuk doktoruyum diye? belki beni kandırmayacağınızın farkındasınız ama milleti enayi yerine korum diye düşünüyorsunuz, orasını bilemiyorum. yalnız yalan söylemeniz kesinlikle çok çirkin. hele insanları yanlış yönlendirerek. bir de üslubuma laf ediyorsunuz ki yukarıdaki üslubumuda hiçbir yakışıksız söz yoktur.
edit: bahsettiğim şeylerin çok bilimsel, akademik mevzular, çok ayrıntılı teknik terimler olduğunu göstermeye çalışmışsınız. bunlar işin ayrıntısındaki teknik terimler falan değil. adam suç mudur diye sormuş siz suçla, cezayla, ceza hukukuyla ilgisiz, aile mahkemesinin verdiği bir karara dair bir örnek vermişsiniz. ardından ben sizi uyarınca da "tazminat cezası" diye kavramlar uydururarak iyicene duyuru duvarına sıvadınız. bu hukuk doktoruyum yalanıyla da hepten battınız. olay bundan ibaret.
yoksa burada bir sürü insan hukukçu olmadığı halde bildiği kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyor. bunda bir sorun yok. elbette bunu yaparken insanlar hata yapabilir. ancak açıkçası siz başta bir hata ettiniz sonra bunu birisi düzeltince gurur yapıp iyice sıvadınız, şimdi de enikonu içinden çıkılmaz noktadasınız. "tazminat cezası" ne demek allah aşkına? her suç kanunda yazmaz ne demek? siz çocuk mu kandırıyorsunuz hukuk doktoruyum diye? belki beni kandırmayacağınızın farkındasınız ama milleti enayi yerine korum diye düşünüyorsunuz, orasını bilemiyorum. yalnız yalan söylemeniz kesinlikle çok çirkin. hele insanları yanlış yönlendirerek. bir de üslubuma laf ediyorsunuz ki yukarıdaki üslubumuda hiçbir yakışıksız söz yoktur.
edit: bahsettiğim şeylerin çok bilimsel, akademik mevzular, çok ayrıntılı teknik terimler olduğunu göstermeye çalışmışsınız. bunlar işin ayrıntısındaki teknik terimler falan değil. adam suç mudur diye sormuş siz suçla, cezayla, ceza hukukuyla ilgisiz, aile mahkemesinin verdiği bir karara dair bir örnek vermişsiniz. ardından ben sizi uyarınca da "tazminat cezası" diye kavramlar uydururarak iyicene duyuru duvarına sıvadınız. bu hukuk doktoruyum yalanıyla da hepten battınız. olay bundan ibaret.
- microfiction (02.12.10 13:04:19 ~ 13:26:36)
biraz istemeyeceğim bir tartışmaya neden olduğum için üzüldüm ancak bence doyurucu cevaplar vardı.
bende araştırdım konuyu, eğer ilenmede hakaret öğesi varsa suça giriyor ( aslında suç dememek lazım sanki hukuki sorumluluk doğuruyor daha doğru )
temmeni olarak kalırsa bir yaptırımı yok gibi. bir hukukçu olmadan anlayabildiğim bu
çok teşekkürler
bende araştırdım konuyu, eğer ilenmede hakaret öğesi varsa suça giriyor ( aslında suç dememek lazım sanki hukuki sorumluluk doğuruyor daha doğru )
temmeni olarak kalırsa bir yaptırımı yok gibi. bir hukukçu olmadan anlayabildiğim bu
çok teşekkürler
- trocero (02.12.10 22:05:00)
1