[]

evrim ve ejakülasyonla ilgili bi soru var kafamda
dostlar iyi akşamlar,
geçen arkadaşla konuşurken bi şey düştü aklıma. şimdi evrim kendi içinde "akıllı" bir mekanizma değil, daha ziyade "su akar yolunu bulur" olayı evet ama şunu düşündüm: diyelim ki biz genciz. sevişiyoruz yahut osbir delisiyiz diyelim, biyolojik olarak kabul görmüş/ortalama sayılan değerden daha fazla boşalıyoruz.
bunun vücudu "bu zaten genleri aktardı" diyerek daha hızlı yaşlandırması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi? sonuçta biyolojik olarak sistem biz çocuk mu yapıyoruz, dopamin bağımlısı bir eşşoleşşek miyiz bilemez. sistemden sürekli sperm çıkışı bi noktada bünyenin bi nevi "kendi misyonunu tamamladığı" sinyalini verebilir mi, hani bu artık olgunluğa erişti, fizyolojik görevini tamamladı, bu artık kanser de olur hasta da olur gebersin gitsin pezevenk tarzı bir dönüşüm yaşanır mı?
bi yandan en başta söylediğim gibi evrimin "akıllı" bir süreç olmadığını biliyorum, o açıdan bunun kendi başına bi fonksiyon olarak gelişmesi bana pek makul gelmiyor. öte yandan evrimsel biyolojik kodumuz aşağı yukarı belli... o yüzden aklıma gelmedi değil. örneğin bizim kodlarımızda "bin kez boşalma 30 yaş" şeklinde bir denge varsa, biz buna 20 yaşında ulaşmışsak vücudun hikayeyi daha ileri sarması, yaşlanmayı hızlandırması gibi bi durum söz konusu olabilir mi?
bunu kendimce araştırmayı denedim ama açıkçası ne yazacağımı bile bilemediğimden dolayı pek bi şey bulamadım. hala buralarda mıdır bilmiyorum ama özellikle evrim halkasi ve bu konuda bilgisi olan diğer duyurucular bildiklerini paylaşabilirse çok sevinirim.
söylediğim şey çok mu saçma sizce? yani bence yetişkin bir erkek için ejakülasyon önemli bi biyolojik gösterge açıkçası. belki bunu çok yaparsak sistemimiz "tamam biz başka bi yere aktarıldık zaten burada yapacak işimiz kalmadı" diyodur, olamaz mı?
ya da şöyle sorayım bunun için "olabilir, varsa bile biz bilmiyoruz" diyebilir miyiz yoksa bu tamamen mantıksız ve saçma bi düşünce mi?
geçen arkadaşla konuşurken bi şey düştü aklıma. şimdi evrim kendi içinde "akıllı" bir mekanizma değil, daha ziyade "su akar yolunu bulur" olayı evet ama şunu düşündüm: diyelim ki biz genciz. sevişiyoruz yahut osbir delisiyiz diyelim, biyolojik olarak kabul görmüş/ortalama sayılan değerden daha fazla boşalıyoruz.
bunun vücudu "bu zaten genleri aktardı" diyerek daha hızlı yaşlandırması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi? sonuçta biyolojik olarak sistem biz çocuk mu yapıyoruz, dopamin bağımlısı bir eşşoleşşek miyiz bilemez. sistemden sürekli sperm çıkışı bi noktada bünyenin bi nevi "kendi misyonunu tamamladığı" sinyalini verebilir mi, hani bu artık olgunluğa erişti, fizyolojik görevini tamamladı, bu artık kanser de olur hasta da olur gebersin gitsin pezevenk tarzı bir dönüşüm yaşanır mı?
bi yandan en başta söylediğim gibi evrimin "akıllı" bir süreç olmadığını biliyorum, o açıdan bunun kendi başına bi fonksiyon olarak gelişmesi bana pek makul gelmiyor. öte yandan evrimsel biyolojik kodumuz aşağı yukarı belli... o yüzden aklıma gelmedi değil. örneğin bizim kodlarımızda "bin kez boşalma 30 yaş" şeklinde bir denge varsa, biz buna 20 yaşında ulaşmışsak vücudun hikayeyi daha ileri sarması, yaşlanmayı hızlandırması gibi bi durum söz konusu olabilir mi?
bunu kendimce araştırmayı denedim ama açıkçası ne yazacağımı bile bilemediğimden dolayı pek bi şey bulamadım. hala buralarda mıdır bilmiyorum ama özellikle evrim halkasi ve bu konuda bilgisi olan diğer duyurucular bildiklerini paylaşabilirse çok sevinirim.
söylediğim şey çok mu saçma sizce? yani bence yetişkin bir erkek için ejakülasyon önemli bi biyolojik gösterge açıkçası. belki bunu çok yaparsak sistemimiz "tamam biz başka bi yere aktarıldık zaten burada yapacak işimiz kalmadı" diyodur, olamaz mı?
ya da şöyle sorayım bunun için "olabilir, varsa bile biz bilmiyoruz" diyebilir miyiz yoksa bu tamamen mantıksız ve saçma bi düşünce mi?

sacma. ama 31'i azalt yine de. psikoloji icin.
- antikadimag
(07.04.25 18:57:31)

gerçekten saçmaysa azaltırım. haklılık payı varsa speedrun yapıcam ona göre.
- mark greg sputnik
(07.04.25 18:58:56)

O zaman çok ağlayan insanlar bir süre sonra gözyaşı da üretmemeli
- grimavi
(07.04.25 19:04:46)

benim sorum sperm üretimiyle ilgili değil ki, vücudun "biz zaten salacağımızı saldık bu saatten sonra metabolizmayı fazla zorlamanın manası yok bu şafaktan sonra virüsle bakteriyle kanser hücresiyle biz mi uğraşcaz aq" demesiyle ilgili.
- mark greg sputnik
(07.04.25 19:06:25 ~ 19:07:07)

eger sadece ureme odakli bir organizma olsaydik dedigin olabilirdi. dedigin sey cok cok basit organizmalar icin gecerli olabilir. ama biz zaten bir yada birkac cocuk yaptigimiz zaman gen aktarimi konusunda doyuma ulasan bir turuz o yuzden bahsettigin turde bir omur etkisi sifira yakindir diyorum.
kamu spotu: elizabet candir, devamke.
kamu spotu: elizabet candir, devamke.
- cooperr
(07.04.25 19:24:44)

Dedigin ozelligin ortaya cikmasi icin asagi yukari soyle bi surec lazim:
Bazi insanlarda mutasyon sonucu bahsettigin ozellik minimal olarak ortaya cikar
Bu ozellik secilim baskisiyla cogunluk hale gelir ve sivrilir
Bu ozellik secilim acisindan nasil bir avantaj yaratiyor ki aktarilsin/sivrilsin?
Bazi insanlarda mutasyon sonucu bahsettigin ozellik minimal olarak ortaya cikar
Bu ozellik secilim baskisiyla cogunluk hale gelir ve sivrilir
Bu ozellik secilim acisindan nasil bir avantaj yaratiyor ki aktarilsin/sivrilsin?
- ghilleinthemist
(07.04.25 19:40:34)

Evrimi bilmem de, Hint öğretilerinde böyle birşey var, ömrü uzatmak için az boşalmaya çalışmak gibi birşey.
- parka
(07.04.25 19:53:02)

Sprem de terlemek gibi bir şey ya sıcaktan çok terledik o zaman kalori yakalım ne güzel
- olaylar olaylar
(07.04.25 19:56:12)

Sorunun evrimle çok ilgisi yok aslında.
Evet, hayatlarında sadece bir kere üreyen ve üredikten sonra ölen canlılar var. Ahtapot türleri buna örnek verilebilir.
Evet sınırlı sayıda üremeyi kaldırabilecek canlılar da var, bazı örümcek türleri birkaç kez üredikten sonra ölebiliyor.
Bunun tersine çok defa ve çok sayıda üreyen canlılar da var.
Bu açıdan canlılarda görülen tek bir genel geçer üreme sayısından sözedilemediği doğru. Boşalma sayısı için böyle bir durum var mı çok bilmiyorum, ancak neticede olabilir. Doğada neredeyse her şeye bir örnek var.
Ancak insan ve (evrimsel açıdan sorduğunuz için örnek veriyorum) insanın yaşayan en yakın akrabası olan şempanze ve bonobo türlerinde seks zaten sadece bir üreme aracı değil, bunun yanında aynı zamanda bir sosyal ilişki kurma yolu. İnsan ki seks üzerine kurulu milyon tane kültürel olgu geliştiriyor. Haliyle bu tür bir popülasyonda boşalmanın hayat süresini olumsuz etkileme ihtimali daha düşük olmalı mantıken.
Sorunuzu görünce baktım şurada farklı farklı makalelere referans verilerek yazılmış bir yazı var. Makalelerden biri doğrudan boşalma sayısıyla biyolojik zarar arasında bir ilişki kurulamayacağını söylemiş.
www.medicalnewstoday.com
Evet, hayatlarında sadece bir kere üreyen ve üredikten sonra ölen canlılar var. Ahtapot türleri buna örnek verilebilir.
Evet sınırlı sayıda üremeyi kaldırabilecek canlılar da var, bazı örümcek türleri birkaç kez üredikten sonra ölebiliyor.
Bunun tersine çok defa ve çok sayıda üreyen canlılar da var.
Bu açıdan canlılarda görülen tek bir genel geçer üreme sayısından sözedilemediği doğru. Boşalma sayısı için böyle bir durum var mı çok bilmiyorum, ancak neticede olabilir. Doğada neredeyse her şeye bir örnek var.
Ancak insan ve (evrimsel açıdan sorduğunuz için örnek veriyorum) insanın yaşayan en yakın akrabası olan şempanze ve bonobo türlerinde seks zaten sadece bir üreme aracı değil, bunun yanında aynı zamanda bir sosyal ilişki kurma yolu. İnsan ki seks üzerine kurulu milyon tane kültürel olgu geliştiriyor. Haliyle bu tür bir popülasyonda boşalmanın hayat süresini olumsuz etkileme ihtimali daha düşük olmalı mantıken.
Sorunuzu görünce baktım şurada farklı farklı makalelere referans verilerek yazılmış bir yazı var. Makalelerden biri doğrudan boşalma sayısıyla biyolojik zarar arasında bir ilişki kurulamayacağını söylemiş.
www.medicalnewstoday.com
- akhenaten
(07.04.25 19:58:32 ~ 20:02:30)

hepinize teşekkür ederim ama @akhenaten ayrıca teşekkür ederim, duyuru'da sorduğum bir soruya çok makul ve makaleli belgeli desteklemeli bir cevap almanın şokunu yaşıyorum, sağolun var olun.
- mark greg sputnik
(07.04.25 20:03:55)

Aynı mantıkla şu sistemi de kurabilirdin; "evrim sürecinin canlılara yüklediği görev 'türünün devamı'nı getirmek ve bu pezeveng (senin deyişinle :)) habire bosaldigi için demek ki çok başarılı, daha çok yaşasın"
Enteresan bir detay, urolog bir arkadaşım mastürbasyon bagimliliginin en azından prostat için olumlu olduğunu anlatiyordu 'pc kasları' hep çalışıyor (bkz: kegel egzersizleri) minvalinde.
(Ruhen ve manen yarattığı yıkım öyküsü tabii tartışılmaz)
Enteresan bir detay, urolog bir arkadaşım mastürbasyon bagimliliginin en azından prostat için olumlu olduğunu anlatiyordu 'pc kasları' hep çalışıyor (bkz: kegel egzersizleri) minvalinde.
(Ruhen ve manen yarattığı yıkım öyküsü tabii tartışılmaz)
- makbur
(07.04.25 21:36:49)

Direkt sorunun cevabı değil ama incelemenizi öneririm. Boşalma sıklığı ve prostat kanseri ilişkisi:
www.health.harvard.edu
www.health.harvard.edu
- efx
(08.04.25 00:35:34)
1