[]
İş tanımınızdaki en zorlayıcı görev
Benimki veli aramaları. Allah'ım içim dışıma çıkıyor. Çoğu da gerçekten çok tatlı, farkındalık sahibi, kibar insanlar ama her ay 20 kişiyi aramak bana inanılmaz zor geliyor. Hani bu da olmasa işimi birkac tık fazla sevebilirim. (bkz: introvert öğretmenler)
Sizinki nedir? İyi pazarlar.
Sizinki nedir? İyi pazarlar.
başkasının aylarca uğraştığı şeyi devralmak
- nahtoderfahrung (29.12.24 16:23:28)
Sürekli yeni teknolojiyi öğrenmek zorunda kalmam.
- mirty (29.12.24 16:31:39)
Şehit ailelerine haber verme görevi yapanların işi olsa gerek. Sağlık ekibiyle falan gidiyorlar.
- Mirket (29.12.24 16:35:32)
fast food sektöründen fakir bir kardeşiniz olarak şahsi yorumumu paylaşıyorum: standart olmayan siparişler. beyaz şov'daki hüsmen dayı'yı hatırlayan old'lar bilir hani o hesap, "döner istiyorum ama dönmesin istiyorum" gibi... şu ürünü istiyorum ama içinde şu olsun, bu olmasın...
şimdi müşterinin hakkıdır ona hiç itirazım yok, kimseye "sen niye buna mayonez istemiyon?" diye dalacak halim yok ama özellikle yoğun saatlerde bu modifikasyonları yapmak gerçekten ciddi enerji gerektiriyor. kimisi mesela sadece domates olmasın diyor o yine bi şey değil ama üç kalem çıkarıp üç kalem sokunca kafa direkt patlıyor "lan buna ne koyucaz şimdi" diye.
ben her zaman dikkat etmeye çalışıyorum çünkü müşterinin alerjisi olabilir, belki iplemeyip domates koysak adam hastanelik olacak vs. ama özellikle çok sayıda sipariş olan dkaikalarda bunları kafada kurgulayıp yapması ayrı dert, ön tarafta bu siparişlerin müşteriye doğru aktarılması ayrı dert...
bu işlere girmeden önce ben de çok kızardım açıkçası "ulan iki tane sosu doğru gönderemiyosunuz" diye ama arka tarafı görünce valla bütün sinirim stresim geçti ya.
dediğim gibi neticede müşteri bir sipariş vermiştir, verdiği şekilde almak hakkıdır. ona bi diyeceğim yok. ama ortam sandığınızdan çok daha kaotik ve kötü arkadaşlar. kimse bilerek, inadına yahut gerzek olduğu için yanlış göndermiyor onları. tepki gösterilmesi gerekenler tepede milyonlarla oynarken restoranda gtünden haberi olmayan yavrucakları üç kuruşa EŞEK gibi çalıştıran patronlar olmalı. bir ayda 2.5 milyon lira yerine 3 milyon lira ciro yapmak için binlerce siparişin içinden geçilmesine sebep olan, az eleman çalıştırarak aklınca kâr eden yöneticiler olmalı. bize kızmayın, biz hakikaten elimizden geleni yapıyoruz.
bu tür işletmelerde ikişer tane fazla çalışan olsa istisnasız HERKES mutlu olur ama patronlar yüzde 2-3 az kâr eder belki. bakın kâr diyorum, her türlü yine avantajlılar, her türlü yine daha çok kazanıyorlar. ama yapmıyorlar.
şimdi müşterinin hakkıdır ona hiç itirazım yok, kimseye "sen niye buna mayonez istemiyon?" diye dalacak halim yok ama özellikle yoğun saatlerde bu modifikasyonları yapmak gerçekten ciddi enerji gerektiriyor. kimisi mesela sadece domates olmasın diyor o yine bi şey değil ama üç kalem çıkarıp üç kalem sokunca kafa direkt patlıyor "lan buna ne koyucaz şimdi" diye.
ben her zaman dikkat etmeye çalışıyorum çünkü müşterinin alerjisi olabilir, belki iplemeyip domates koysak adam hastanelik olacak vs. ama özellikle çok sayıda sipariş olan dkaikalarda bunları kafada kurgulayıp yapması ayrı dert, ön tarafta bu siparişlerin müşteriye doğru aktarılması ayrı dert...
bu işlere girmeden önce ben de çok kızardım açıkçası "ulan iki tane sosu doğru gönderemiyosunuz" diye ama arka tarafı görünce valla bütün sinirim stresim geçti ya.
dediğim gibi neticede müşteri bir sipariş vermiştir, verdiği şekilde almak hakkıdır. ona bi diyeceğim yok. ama ortam sandığınızdan çok daha kaotik ve kötü arkadaşlar. kimse bilerek, inadına yahut gerzek olduğu için yanlış göndermiyor onları. tepki gösterilmesi gerekenler tepede milyonlarla oynarken restoranda gtünden haberi olmayan yavrucakları üç kuruşa EŞEK gibi çalıştıran patronlar olmalı. bir ayda 2.5 milyon lira yerine 3 milyon lira ciro yapmak için binlerce siparişin içinden geçilmesine sebep olan, az eleman çalıştırarak aklınca kâr eden yöneticiler olmalı. bize kızmayın, biz hakikaten elimizden geleni yapıyoruz.
bu tür işletmelerde ikişer tane fazla çalışan olsa istisnasız HERKES mutlu olur ama patronlar yüzde 2-3 az kâr eder belki. bakın kâr diyorum, her türlü yine avantajlılar, her türlü yine daha çok kazanıyorlar. ama yapmıyorlar.
- mark greg sputnik (29.12.24 16:36:26 ~ 16:40:45)
Petrol borularinin icindeki surtunmeden dolayi olusan basinc ve yuk kaybini hesapliyorum. Buna uygun ekipmani seciyorum. Yanlis hesaplanirsa cok buyuk bir harcamaya sebep olabilecek ve cok da uzun bir denklem.
- thetruenorthstrongandfree1 (29.12.24 17:16:41)
Kriz yönetimi.
Hayat bana, riski doğru yönettiğim sürece krizi yönetmeme gerek kalmayacağını öğretti ama risk de her zaman doğru yönetilemiyor.
Bir projenin, deadline çok yaklaşmışken yetişmeyeceği riski belirirse, o iş için yeni ve uygun tedarikçilerin bulunup projenin doğru şekilde bölünüp teslimat öncesi de doğru şekilde birleştirilmesi gerekir. Bunun da bazen pazar gecesi yapılması gerekir örneğin.
Kabus gibi.
Bazı projeler bittiğinde dayak yemiş gibi hissediyorum.
Hayat bana, riski doğru yönettiğim sürece krizi yönetmeme gerek kalmayacağını öğretti ama risk de her zaman doğru yönetilemiyor.
Bir projenin, deadline çok yaklaşmışken yetişmeyeceği riski belirirse, o iş için yeni ve uygun tedarikçilerin bulunup projenin doğru şekilde bölünüp teslimat öncesi de doğru şekilde birleştirilmesi gerekir. Bunun da bazen pazar gecesi yapılması gerekir örneğin.
Kabus gibi.
Bazı projeler bittiğinde dayak yemiş gibi hissediyorum.
- norek (30.12.24 10:17:46)
1