[]
şu huyumu nasıl aşarım
annem ve babam fark etmiyor asla insanları idare edemiyorum. çıkarım öyle olsa dahi tamam deyip geçip işime geldiği gibi davranamıyorum çünkü çok hiddetleniyorum. düşünüp kendimi yiyorum.
birinin bana kötülüğü dokunuyorsa karşılığını almak zorunda. mesela ben sana gayet saygı çerçevesinde davranıyorum ama sen bana saygısızlık yapıyorsun, iletişimimi kesemeyeceğim birisin, hiç fark etmez. karşılığını görmezden gelinmek olarak, muhatap alınmamak olarak ya da duruma göre değişen şekillerde alacaksın.
diyelim babamla bir süreliğine aynı evde yaşamak zorundayız birkaç ay. bazı hareketleri ve söylemleri var, değiştirmiyor. rahatsız ediyor. hayır abi düzeltecek. ben onunla savaşa giriyorum. bu adamdan adam olmaz bırak kendini yıpratma diyemiyorum.
iş hayatımda da zaman zaman böyleyim. o hareketin karşılığı verilecek. alttan alamıyorum, sinsi bir şekilde kenara yazıp son gülen iyi güler deyip gününün gelmesini bekleyemiyorum. ya da sineye çekip olabilir deyip geçemiyorum. o insan benim sınırıma girdi ve çıkması gerekiyor. onun huyu oymuş, karakteri buymuş gibi bir şeyi kabul edemiyorum. (kendim de kimsenin sınırına girmem.) sanırım ilişkilerde devamlı bir mütekabiliyet beklentisi içindeyim.
ama bu huyum bana zarar veriyor. ben bunu nasıl aşıcam? özellikle de iletişimde kalmak zorunda olduğum zorlu kişilerle?
birinin bana kötülüğü dokunuyorsa karşılığını almak zorunda. mesela ben sana gayet saygı çerçevesinde davranıyorum ama sen bana saygısızlık yapıyorsun, iletişimimi kesemeyeceğim birisin, hiç fark etmez. karşılığını görmezden gelinmek olarak, muhatap alınmamak olarak ya da duruma göre değişen şekillerde alacaksın.
diyelim babamla bir süreliğine aynı evde yaşamak zorundayız birkaç ay. bazı hareketleri ve söylemleri var, değiştirmiyor. rahatsız ediyor. hayır abi düzeltecek. ben onunla savaşa giriyorum. bu adamdan adam olmaz bırak kendini yıpratma diyemiyorum.
iş hayatımda da zaman zaman böyleyim. o hareketin karşılığı verilecek. alttan alamıyorum, sinsi bir şekilde kenara yazıp son gülen iyi güler deyip gününün gelmesini bekleyemiyorum. ya da sineye çekip olabilir deyip geçemiyorum. o insan benim sınırıma girdi ve çıkması gerekiyor. onun huyu oymuş, karakteri buymuş gibi bir şeyi kabul edemiyorum. (kendim de kimsenin sınırına girmem.) sanırım ilişkilerde devamlı bir mütekabiliyet beklentisi içindeyim.
ama bu huyum bana zarar veriyor. ben bunu nasıl aşıcam? özellikle de iletişimde kalmak zorunda olduğum zorlu kişilerle?
burcun ne?
- sonsuz (09.12.24 18:55:02)
tiredofwaiting linki açar açmaz kin kelimesi dikkatimi çekti kitapta. acayip kindar biriyim gerçekten doğru adres sanırım.
sonsuz, burçlara pek inanmıyorum söylemiim
sonsuz, burçlara pek inanmıyorum söylemiim
- Mossy (09.12.24 19:01:06)
Eğer en ufak şeylere bile öfkelenirseniz. İnsanlar sizin bu öfkenize alışacaklar ve bir süre sonra öfkenizin bir etkisi kalmayacak. Sizde sürekli öfkelendiğinizle kalacaksınız.
- komando kani var bende (09.12.24 19:07:04)
@mossy, sen burclara inanmiyorsun diye burclar yok olmuyor yalniz :)
kin tutmak, kirilganlik belirtisi. yani aci cekmissin, bir yara acilmis orada ve sen tekrarlanmamasi icin bunu hep hatirlamiyim diyorsun.
öfke de aslinda kirilganligini saklamak icin verdigin bir tepki. dogru duygulari disa vurmak gerek.
kin tutmak, kirilganlik belirtisi. yani aci cekmissin, bir yara acilmis orada ve sen tekrarlanmamasi icin bunu hep hatirlamiyim diyorsun.
öfke de aslinda kirilganligini saklamak icin verdigin bir tepki. dogru duygulari disa vurmak gerek.
- sonsuz (09.12.24 19:08:28)
Bu dediklerin çoğunlukla kabul edilebilir değil evet, ama herkes kendine göre birer çözüm buluyor. Kimi karşısındakini kendinden daha güçlü bulup gücün karşısında eğilmeyi uygun görüyor, kimi senin gibi muhakkak ve anında ceza vermeyi, kimi muhakkak ama bir gün ceza vermeyi, kimi diliyle dövmeyi (ben) kimi yalnızca kaba kuvvetle karşılık vermeyi, kimi pasif agresif davranmayı...
Şimdi hayatta söz geçirmeye çalışmakla vakit ve enerji kaybından ve psikolojiyi kendi eliyle parçalamaktan başka bir şey elde edilemeyecek insanlar vardır. Anneler babalar dedeler nineler. Bana göre bu kadarla sınırlı. Başka hiçbir kişiye boyun eğmek zorunda değil kimse.
Fakat idare etmek savaşmaktan iyidir. Yapabildiği ölçüde idare etmek, ancak kırmızı çizgi inatla/bilerek isteyerek ihlal edildiğinde savaşmak gerek diye düşünüyorum. Yine de savaşmanın bile çeşitli şekilleri var. Amaç savaşanın hayatta kalması olduğu için, hayatta kalmayı sağlayacak şekillerde savaşmak daha doğru. Yok etmeye ve yok olmaya yol açacak şekiller bence doğru değil, bunlar ancak ülke savunması, beden savunması gibi konularda böyle olmalı. Hani "kurşun yer kurşun atarım" her şey için geçerli olmamalı. Yoksa ona savaş değil bildiğin mezalim derler. Hitler'den farkın kalmaz.
Savaş evet, kırmızı çizgilerini inatla veya bile isteye ihlal edenlerle kozunu paylaş tamam, ama sana zarar gelmesin. Adalet duygun zedelenmesin. Hakkaniyet anlayışın kalite kaybetmesin.
Onun için de belli kişiler seç kendine. Bunlarla politik olmak için kendine izin ver. Politika da bir savaş çeşididir ama sözle yapılır. Diğer herkesle savaşa girebilirsin, bu da senin yapın, başta sen olmak üzere herkes seni böyle kabul etsin.
Sadece her şeyle savaşan biri olma, herkesten her sözden kötülük bekleyen biri olma. Çok fazla yıpratıcıdır, çok düşmanın olur, o toplara girme.
Şimdi hayatta söz geçirmeye çalışmakla vakit ve enerji kaybından ve psikolojiyi kendi eliyle parçalamaktan başka bir şey elde edilemeyecek insanlar vardır. Anneler babalar dedeler nineler. Bana göre bu kadarla sınırlı. Başka hiçbir kişiye boyun eğmek zorunda değil kimse.
Fakat idare etmek savaşmaktan iyidir. Yapabildiği ölçüde idare etmek, ancak kırmızı çizgi inatla/bilerek isteyerek ihlal edildiğinde savaşmak gerek diye düşünüyorum. Yine de savaşmanın bile çeşitli şekilleri var. Amaç savaşanın hayatta kalması olduğu için, hayatta kalmayı sağlayacak şekillerde savaşmak daha doğru. Yok etmeye ve yok olmaya yol açacak şekiller bence doğru değil, bunlar ancak ülke savunması, beden savunması gibi konularda böyle olmalı. Hani "kurşun yer kurşun atarım" her şey için geçerli olmamalı. Yoksa ona savaş değil bildiğin mezalim derler. Hitler'den farkın kalmaz.
Savaş evet, kırmızı çizgilerini inatla veya bile isteye ihlal edenlerle kozunu paylaş tamam, ama sana zarar gelmesin. Adalet duygun zedelenmesin. Hakkaniyet anlayışın kalite kaybetmesin.
Onun için de belli kişiler seç kendine. Bunlarla politik olmak için kendine izin ver. Politika da bir savaş çeşididir ama sözle yapılır. Diğer herkesle savaşa girebilirsin, bu da senin yapın, başta sen olmak üzere herkes seni böyle kabul etsin.
Sadece her şeyle savaşan biri olma, herkesten her sözden kötülük bekleyen biri olma. Çok fazla yıpratıcıdır, çok düşmanın olur, o toplara girme.
- muhayyer divan (09.12.24 19:09:30 ~ 19:15:08)
@komando kani var bende +1
Eğer sürekli öfkelenirseniz ilişkinizi kestirip atamayacağınız (aileniz, iş arkadaşlarınız vb.) insanlar bir noktada buna alışıp "o öyledir" diye düşünerek sizi takmaz. Siz de sürekli kendinizi yer durursunuz. Kimseyi de bahsettiğiniz sınırdan çıkaramazsınız.
İnsanlar hiçbir zaman tam olarak sizin arzu ettiğiniz şekilde yaşamayacak. Zaten büyük ihtimalle her dediğiniz şeyi sizin istediğiniz gibi düzelten biri çıksa bu sefer daha küçük şeylere takılmaya da başlarsınız.
"Umursamamazlık yapamıyorum" demişsiniz, bunu yapmanıza gerek yok zaten. İnsanların bazı davranışlarının sizi rahatsız edebileceğini kabullenmelisiniz. Rahatsız olacaksınız. Herkes bir şeylerden rahatsız. Rahatsız olmak doğal bir şey. İnsan hayatı böyle bir şey. Rahatsız olursunuz. Umursamayın demiyorum, biri fikrinizi sorarsa, bir yeri gelir konu açılırsa uygun şekilde, uygun zamanda bu rahatsızlıklarınızı dile getirirsiniz.
Ama rahatsız olmamayı beklemeyin. Böyle bir dünya yok.
Onun için sinirinizi sizi ciddi anlamda zorda bırakan şeylere saklayın.
Eğer sürekli öfkelenirseniz ilişkinizi kestirip atamayacağınız (aileniz, iş arkadaşlarınız vb.) insanlar bir noktada buna alışıp "o öyledir" diye düşünerek sizi takmaz. Siz de sürekli kendinizi yer durursunuz. Kimseyi de bahsettiğiniz sınırdan çıkaramazsınız.
İnsanlar hiçbir zaman tam olarak sizin arzu ettiğiniz şekilde yaşamayacak. Zaten büyük ihtimalle her dediğiniz şeyi sizin istediğiniz gibi düzelten biri çıksa bu sefer daha küçük şeylere takılmaya da başlarsınız.
"Umursamamazlık yapamıyorum" demişsiniz, bunu yapmanıza gerek yok zaten. İnsanların bazı davranışlarının sizi rahatsız edebileceğini kabullenmelisiniz. Rahatsız olacaksınız. Herkes bir şeylerden rahatsız. Rahatsız olmak doğal bir şey. İnsan hayatı böyle bir şey. Rahatsız olursunuz. Umursamayın demiyorum, biri fikrinizi sorarsa, bir yeri gelir konu açılırsa uygun şekilde, uygun zamanda bu rahatsızlıklarınızı dile getirirsiniz.
Ama rahatsız olmamayı beklemeyin. Böyle bir dünya yok.
Onun için sinirinizi sizi ciddi anlamda zorda bırakan şeylere saklayın.
- akhenaten (09.12.24 19:35:31)
Bir bakıma haklısın kimsenin canını sıkmaya hakkı yok. Belki ara sıra insanlardan uzak durabilirsin. Kirmadan dökmeden. Şu da aklında olsun. Öfkeyle kalkan zararla oturur.
- pembediken (09.12.24 20:02:17)
bu arada herkes sorunun öfke olduğunda hemfikir olmuş sanırım.
- Mossy (09.12.24 20:17:26)
Lütfen kinlenme. Çünkü kin tutmak seni zehirler, hasta eder. En iyi ceza o kişiyi görmezden gelip yok saymak. Hayalet muamelesi yapacaksın. Asla intikam almaya çalışma boşver.
- rock n roll (09.12.24 20:22:08)
normal konuşarak derdini anlattığında kimse sallamıyor, ancak öfkelendiğinde mi sana kulak veriyorlar?
- titanyum22 (09.12.24 20:54:40)
titanyum zaten aslında sorun orada. ben normal anlatıp sonuç alabildiğim insanlara böyle kinlenmiyorum ya da yükselmiyorum. konuşup hallediyorum, kendim de feedback almaya açık biriyim. benim sorunum laftan anlamaz insanları bir şekilde yaka paça bile olsa yolumdan çekmeye çalışmak. onlar da zaten naparsan yap sonuç alamadığın insanlar. sonuçta öfkeden de anlamıyorlar aslında.
- Mossy (09.12.24 21:01:12)
sorduğum şeyin sebebi kadın olman. başka bir şey değil. bunun bilincine varınca bunu yapan erkekleri ve bu ataerkil kafadaki kadınları insan gibi görmemeye başlıyorsun. hasta, biçare, laftan anlamayan, zihinsel gelişimi tamamlanmamış varlıklar olduklarını fark ediyorsun. kocaman bir tımarhanede yaşamak da bizim hayatımız.
- titanyum22 (09.12.24 23:05:47)
sir william yok, o öyle değil. erkeklerin hadsizce ve çokbilmişce çizmeyi aşmasından gına gelmiş diyebilirsin. mesela şimdi sen böyle zevzek zevzek konuşuyorsun ya, reelde de senin gibiler gelip tebelleş olunca "bundan adam olmaz, kendini yorma" deyip geçemediğim, illa adam edicem diye elimde kırbaçla dolaştığım için yoruldum. sen gibilerden bir cacık olmayacağını anladım, boşa efor harcamaktan kendimi nasıl kurtarırım onu soruyorum insanlara. senlik bir durum yok yani.
- Mossy (11.12.24 00:31:44)
1