[]
passolig hakkında sorularım ve bu akşamki beşiktaş maçı
şehir dışından yeğenim amcası ile maç izlemeye gelmiş, ben yetişemedim öncesinde ve bilet alıp onlarla beraber maçı izledim.
* passolig üyeliği almak gerekiyormuş, acele ettiğim için araştırma yapmadım. bir kez maç izleyeceksem bile passolig almak zorunda mıyım?
ben bi daha maça gitmem muhtemelen. yıllık 500 lira yenileme ücreti var, iptal edeyim mi? 800 küsüre maloldu bana kart almak.
* avantajı bi şeyi var mı?
* çok büyük şerefsizlik değil mi passolig olayı? çıktığında çok tantana çıkmıştı hatırlıyorum. neden çıktı, sebebi ne? maça giren çıkan belli olsun diyeyse biletler kişiye özel yapılsın? ya da passolig kartı bu kadar pahalı olmasın. bu kartların kazancını tff mi alıyor?
* başka ülkelerde passolig gibi bir saçmalık var mı? ismi pass ama her maç için ayrı ayrı bilet almak gerekiyor. ne anladık o zaman.
* gişede yabancılar falan da vardı, onlar da bir türlü anlamadılar neden bilet alamadıklarını. görevli passolig falan diyordu ama bilmiyorum girebildiler mi maça.
* 20 yıl kadar sonra ilk kez maç izledim sanırım, o yüzden tam anlamadım ama hakem kasımpaşayı tuttu mu? bana o takım kayrılmış gibi geldi. ama hakem faktörü dışında iyi de oynadılar. ben en son futbolu takip ettiğimde beşiktaş iyi bi takımdı. bugün ikinci ligden bir takım gibi oynadılar. düşüncem yanlış mı?
teşekkür, maksat biraz sohbet.
* passolig üyeliği almak gerekiyormuş, acele ettiğim için araştırma yapmadım. bir kez maç izleyeceksem bile passolig almak zorunda mıyım?
ben bi daha maça gitmem muhtemelen. yıllık 500 lira yenileme ücreti var, iptal edeyim mi? 800 küsüre maloldu bana kart almak.
* avantajı bi şeyi var mı?
* çok büyük şerefsizlik değil mi passolig olayı? çıktığında çok tantana çıkmıştı hatırlıyorum. neden çıktı, sebebi ne? maça giren çıkan belli olsun diyeyse biletler kişiye özel yapılsın? ya da passolig kartı bu kadar pahalı olmasın. bu kartların kazancını tff mi alıyor?
* başka ülkelerde passolig gibi bir saçmalık var mı? ismi pass ama her maç için ayrı ayrı bilet almak gerekiyor. ne anladık o zaman.
* gişede yabancılar falan da vardı, onlar da bir türlü anlamadılar neden bilet alamadıklarını. görevli passolig falan diyordu ama bilmiyorum girebildiler mi maça.
* 20 yıl kadar sonra ilk kez maç izledim sanırım, o yüzden tam anlamadım ama hakem kasımpaşayı tuttu mu? bana o takım kayrılmış gibi geldi. ama hakem faktörü dışında iyi de oynadılar. ben en son futbolu takip ettiğimde beşiktaş iyi bi takımdı. bugün ikinci ligden bir takım gibi oynadılar. düşüncem yanlış mı?
teşekkür, maksat biraz sohbet.
cevap geç olacak ama yazayım yine de tek tek,
1) evet hocam hayatında bir maç dahi izleyeceksen passolig almak zorundasın. stada girebilmek için ön koşul bu bir nevi. kimlik/pasaport/vize gibi düşün, bu yoksa giremezsin. yıllık ücret eğer yanlış bilmiyorsam otomatik çekilmez passolig kartında para yoksa. kesinlikle maça gitmem diyorsan iptal et gitsin ama ileride bir gün lazım olabilir diye tutulabilir. ama evet öyle bir gün gelir de maça gitmeye karar verirsen önce yıllık ücretini ödemen lazım, anca sonra bilet alabiliyorsun :)
2) avantajı yok ya. varsa da işte herhangi bir hesap/kredi kartının sağladığı "sözde" antin kuntin avantajları var.
3) evet çok büyük şerefsizlik çünkü maç izlemek isteyen 6 yaşında çocuğu bile banka müşterisi olmaya zorlayan, insanların arkadaşlarıyla keyfine göre gidip bilet almasını ve maç izlemesini engelleyen saçmasapan bir sistem. vatandaşa kazık sokmanın yeni bir yöntemi. passolig, aktifbank'ın. kazancın büyük bölümü onlara gidiyordur. kısacası hükümetin "burada futbolu seviyolar, maça gidiyolar, öyle bilet satışı filan yetmez bu gelir direkt bizim cebimize girsin" hamlesi. o yüzden özellikle taraftar grupları çok tepki gösterdi biz maç izlemek için banka kartı almak zorunda mıyız diye. en başta argümanları daha temiz/olaysız tribündü ama hikaye tabii... o kadar kamera var, herkesin kimliği var. 5 bin kişilik tribünde biri hakeme çakmak atıyor mesela, bütün tribün otomatik ceza yiyor sonraki maça. eee ne anladım ben o passo'dan o zaman?
4) rusya'da olduğunu biliyorum. orada da aynı şekilde maça giden taraftar sayısı çok düştü. hatta en son kaldırmayı düşünüyorlardı. yalnız oradaki sistemin detayına vakıf değilim, bizdeki kadar kompleks ve bürokratik bir süreç olmayabilir. passolig'le her maça ayrı bilet almanın bir alakası yok... kombine de alabilirsin. passolig'in kendisi saçmalık en başta. adam bilet alabilmek için önceden passolig kartı sahibi olmanı mecburi kılıyor :)
5) önden araştırmasını yapmayan, passolig'e başvurmayan yabancılar sıkıntı yaşıyor evet. muhtemelen girememişlerdir. yeteri kadar vakit varsa passolig sistemine kayıt olup parasını öderler, kartları gelmese bile qr kodla filan girerler ama.
6) ben hakemlik pek bir şey görmedim. rafa silva'nın ittirildiği pozisyon penaltı değil. aynı oyuncu kasımpaşalı'nın bileğine bastı, normalde net kırmızı, verilmedi. fenerbahçe ve beşiktaş yönetimlerinin şirazesi kaydı bence, her hafta ama her hafta sürekli kendilerine komplo kurulduğunu iddia ediyorlar. böyle bir ortamda oyuncuların motivasyonunun bozulması kaçınılmaz. dünyanın dört bir yanından bir sürü ligi takip ederim. hakemlerimiz iyi değil tamam ama asla çok kötü değiller. milyar dolarlık premier lig'de, la liga'da verilen kararları görse bunlar saçını başını yolup sinirden ağlayacak demek ki. türkiye'de şu veya bu maçta büyük takım aleyhine karar çıkabilir ama genelde kayırılan yine hep onlar olur... kimsenin gücü beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray'ı anadolu takımına karşı "doğramaya" yetmez. taraftar gözüyle çok duygusal bakılıyor sanırım, yoksa çoğu insanın bu kadar futbol bilgisinden veya izandan uzak olduğunu sanmıyorum :)
7) beşiktaş hala türkiye'nin en büyük takımlarından, ona şüphe yok ama geçen sezon kadroları çok kötüydü. bu sene de 2-3 tane iyi topçu aldılar ama gerisi hala kötü. kasımpaşa maçını da evet gerçekten kötü oynadılar, bu sezon izlediğim en kötü beşiktaş'tı. süper lig'de üç istanbul büyüğünün aynı seviyede iyi olduğu sezon zaten nadirdir. genelde ikisi şampiyonluk için çekişirken üçüncüsü 20-30 puan fark yemiş olur. şimdi o sıra beşiktaş'ta gibi... ha ama beşiktaş'ın ölüsü bile iki kupa aldı mesela geçen sezon. kısaca şöyle söyleyebilirim: üç büyükler istediği kadar kötü olsun, tekrar ayağa kalkar. çünkü istanbul dışında istikrarlı, düzgün yönetilen, zengin bir kulüp yok. çıkması da çok zor. haliyle bu takımlar kendi standartlarında "kötü" olsalar bile yine her türlü ligin en iyileri olarak kalabiliyor. galatasaray bir sezon sekizinci olur, sonrasında şampiyon olur, bir sonraki sezon şampiyonlar ligi ikinci turu yapar, sonra gider üçüncü olur vs... beşiktaş keza. burada tek istisna fenerbahçe, bu herifler asla şampiyon olamıyor ama hep ikinci oluyor. beşiktaş-galatasaray gibi keskin iniş çıkışları yok pek.
1) evet hocam hayatında bir maç dahi izleyeceksen passolig almak zorundasın. stada girebilmek için ön koşul bu bir nevi. kimlik/pasaport/vize gibi düşün, bu yoksa giremezsin. yıllık ücret eğer yanlış bilmiyorsam otomatik çekilmez passolig kartında para yoksa. kesinlikle maça gitmem diyorsan iptal et gitsin ama ileride bir gün lazım olabilir diye tutulabilir. ama evet öyle bir gün gelir de maça gitmeye karar verirsen önce yıllık ücretini ödemen lazım, anca sonra bilet alabiliyorsun :)
2) avantajı yok ya. varsa da işte herhangi bir hesap/kredi kartının sağladığı "sözde" antin kuntin avantajları var.
3) evet çok büyük şerefsizlik çünkü maç izlemek isteyen 6 yaşında çocuğu bile banka müşterisi olmaya zorlayan, insanların arkadaşlarıyla keyfine göre gidip bilet almasını ve maç izlemesini engelleyen saçmasapan bir sistem. vatandaşa kazık sokmanın yeni bir yöntemi. passolig, aktifbank'ın. kazancın büyük bölümü onlara gidiyordur. kısacası hükümetin "burada futbolu seviyolar, maça gidiyolar, öyle bilet satışı filan yetmez bu gelir direkt bizim cebimize girsin" hamlesi. o yüzden özellikle taraftar grupları çok tepki gösterdi biz maç izlemek için banka kartı almak zorunda mıyız diye. en başta argümanları daha temiz/olaysız tribündü ama hikaye tabii... o kadar kamera var, herkesin kimliği var. 5 bin kişilik tribünde biri hakeme çakmak atıyor mesela, bütün tribün otomatik ceza yiyor sonraki maça. eee ne anladım ben o passo'dan o zaman?
4) rusya'da olduğunu biliyorum. orada da aynı şekilde maça giden taraftar sayısı çok düştü. hatta en son kaldırmayı düşünüyorlardı. yalnız oradaki sistemin detayına vakıf değilim, bizdeki kadar kompleks ve bürokratik bir süreç olmayabilir. passolig'le her maça ayrı bilet almanın bir alakası yok... kombine de alabilirsin. passolig'in kendisi saçmalık en başta. adam bilet alabilmek için önceden passolig kartı sahibi olmanı mecburi kılıyor :)
5) önden araştırmasını yapmayan, passolig'e başvurmayan yabancılar sıkıntı yaşıyor evet. muhtemelen girememişlerdir. yeteri kadar vakit varsa passolig sistemine kayıt olup parasını öderler, kartları gelmese bile qr kodla filan girerler ama.
6) ben hakemlik pek bir şey görmedim. rafa silva'nın ittirildiği pozisyon penaltı değil. aynı oyuncu kasımpaşalı'nın bileğine bastı, normalde net kırmızı, verilmedi. fenerbahçe ve beşiktaş yönetimlerinin şirazesi kaydı bence, her hafta ama her hafta sürekli kendilerine komplo kurulduğunu iddia ediyorlar. böyle bir ortamda oyuncuların motivasyonunun bozulması kaçınılmaz. dünyanın dört bir yanından bir sürü ligi takip ederim. hakemlerimiz iyi değil tamam ama asla çok kötü değiller. milyar dolarlık premier lig'de, la liga'da verilen kararları görse bunlar saçını başını yolup sinirden ağlayacak demek ki. türkiye'de şu veya bu maçta büyük takım aleyhine karar çıkabilir ama genelde kayırılan yine hep onlar olur... kimsenin gücü beşiktaş, fenerbahçe ve galatasaray'ı anadolu takımına karşı "doğramaya" yetmez. taraftar gözüyle çok duygusal bakılıyor sanırım, yoksa çoğu insanın bu kadar futbol bilgisinden veya izandan uzak olduğunu sanmıyorum :)
7) beşiktaş hala türkiye'nin en büyük takımlarından, ona şüphe yok ama geçen sezon kadroları çok kötüydü. bu sene de 2-3 tane iyi topçu aldılar ama gerisi hala kötü. kasımpaşa maçını da evet gerçekten kötü oynadılar, bu sezon izlediğim en kötü beşiktaş'tı. süper lig'de üç istanbul büyüğünün aynı seviyede iyi olduğu sezon zaten nadirdir. genelde ikisi şampiyonluk için çekişirken üçüncüsü 20-30 puan fark yemiş olur. şimdi o sıra beşiktaş'ta gibi... ha ama beşiktaş'ın ölüsü bile iki kupa aldı mesela geçen sezon. kısaca şöyle söyleyebilirim: üç büyükler istediği kadar kötü olsun, tekrar ayağa kalkar. çünkü istanbul dışında istikrarlı, düzgün yönetilen, zengin bir kulüp yok. çıkması da çok zor. haliyle bu takımlar kendi standartlarında "kötü" olsalar bile yine her türlü ligin en iyileri olarak kalabiliyor. galatasaray bir sezon sekizinci olur, sonrasında şampiyon olur, bir sonraki sezon şampiyonlar ligi ikinci turu yapar, sonra gider üçüncü olur vs... beşiktaş keza. burada tek istisna fenerbahçe, bu herifler asla şampiyon olamıyor ama hep ikinci oluyor. beşiktaş-galatasaray gibi keskin iniş çıkışları yok pek.
- mark greg sputnik (03.11.24 13:21:24)
Teşekkürler. En azından ortamlarda çok Fransız kalmam artık. Hazır passolig kazığını yemişken bi maça daha gideyim de maliyet ortalamasını düşüreyim bari.
Var mı şu takımın şöyle maçları keyifli oluyor dediğiniz bir şey, ben takım tutmuyorum 15 20 yıldır futbolla da ilgilenmiyorum ama insanların coşkusunu kıskanıyorum, belki bir iki maç izlerim bu sezon.
Var mı şu takımın şöyle maçları keyifli oluyor dediğiniz bir şey, ben takım tutmuyorum 15 20 yıldır futbolla da ilgilenmiyorum ama insanların coşkusunu kıskanıyorum, belki bir iki maç izlerim bu sezon.
- biseysorcaktim (03.11.24 15:09:21)
hocam atmosfer ve coşku için büyük takımların büyük maçları en iyisi ama onlar çok maliyetli oluyor tabii ki. ben ankara'da yaşıyorum, gençlerbirlikliyim, top oynamıyoruz ve her maçta maksimum 2 bin kişi oluyor zaten... o açıdan alternatif olarak alt lig hatta amatör maçlarını önerebilirim. 80 bin kişilik gümbürtü olmuyor belki ama çok eğlenceli olabiliyor.
mesela asıl memleketimin takımı çorluspor bu sene 3. lig'e yükseldi. amatörde bile stadı dolduruyorlardı. keza şu an karşıyaka ve bursa da 3. lig'de oynuyor. böyle çok taraftarı olan ama alt liglerde oynayan takımların maçları keyifli olabilir.
hatta 3-4 sene önce passolig uygulaması süper lig ve 1. lig'le kısıtlıydı. 2. ve 3. lig için gerekmiyordu. şu an durum nasıldır bilmiyorum ama alt liglerde passo'ya bile ihtiyacınız olmayabilir.
tabii passo'nun şöyle bir itliği de var: siz logolu mu aldınız bilmiyorum ama diyelim ki beşiktaş passolig kartınız var... eğer bursaspor, "sadece bursaspor logolu kartlar bilet satın alabilir" demişse o beşiktaş kartıyla bilet alamıyorsunuz... çoğu takım genelde sadece o maçtaki rakibin kartına kapatır satışı ama bazı kulüpler "sadece bizim kartımızla girebilirsin" de diyebiliyor.
her haliyle rezillikten başka bir şey değil yani passo o açıdan. ben artık kot pantul-gömlek-çekirdek kombiniyle amatör maçlara filan gidiyorum genelde, en gerçek ve eğlenceli futbol orada oynanıyor. hem de çoğunlukla bedava ya da çerez parasına, passosuz girebiliyorsun :)
mesela asıl memleketimin takımı çorluspor bu sene 3. lig'e yükseldi. amatörde bile stadı dolduruyorlardı. keza şu an karşıyaka ve bursa da 3. lig'de oynuyor. böyle çok taraftarı olan ama alt liglerde oynayan takımların maçları keyifli olabilir.
hatta 3-4 sene önce passolig uygulaması süper lig ve 1. lig'le kısıtlıydı. 2. ve 3. lig için gerekmiyordu. şu an durum nasıldır bilmiyorum ama alt liglerde passo'ya bile ihtiyacınız olmayabilir.
tabii passo'nun şöyle bir itliği de var: siz logolu mu aldınız bilmiyorum ama diyelim ki beşiktaş passolig kartınız var... eğer bursaspor, "sadece bursaspor logolu kartlar bilet satın alabilir" demişse o beşiktaş kartıyla bilet alamıyorsunuz... çoğu takım genelde sadece o maçtaki rakibin kartına kapatır satışı ama bazı kulüpler "sadece bizim kartımızla girebilirsin" de diyebiliyor.
her haliyle rezillikten başka bir şey değil yani passo o açıdan. ben artık kot pantul-gömlek-çekirdek kombiniyle amatör maçlara filan gidiyorum genelde, en gerçek ve eğlenceli futbol orada oynanıyor. hem de çoğunlukla bedava ya da çerez parasına, passosuz girebiliyorsun :)
- mark greg sputnik (03.11.24 15:18:43)
1