[]

türkiye çok bunaltıcı lan

argo için özür dilerim. içtenlikle söyledim

bunaltıcılığı şu; şehirler, olmamış. hiç olmamış. turistik kısımlar bile çıfıt çarşısı zaten de, şehrin içi hiç olmamış. becerememişiz.

50 60 senelik mahalleler. inanılmaz bunaltıcı. dışarıdan bi gözle bakın bi.
ana caddeye bakan sıvasız apartmanlar. daracık sokaklar. ama hakkaten daracık. güneş ışığı elli senedir sokağın zeminine direkt değemiyor :) motorlu veledler.
gece gündüz gürültü. pislik. kedi köpek pisliği. koku.

eskiden devlet arazisi olan komple ilçeler. millet şehre dolsun ülke böyle büyüsün diye devlet oluru vermiş. böyle yalap şalap olunca bayağı bi derinleşmiş yara. buradan döner mi? ankara gibi değil. gerçi ankaranın bi kısmı düzenli gerisi aynı

hava hava kokmuyor! :/ ormana gittiniz mi yakın zamanda. havanın böyle tatlımsı bi lezzeti var. yeni şehirde hiç taze değil ;( harp görmüş gibi. halep gibi. failed state.

nasıl bi ömür geçer buralarda. geçiyor da. insanların yüzde 90ının çektiği şey bu. buralardan nasıl bir refah umacağız. en azından uykusunu alabilen aklını yitirmemiş nesiller bekleyeceğiz. insan ferah bi köyde kasabada bi köşeye çekilse, iş yok. oranın da derdi belası, belalısı başka.
nasıl olacak?

 
sorunlara yonelik cozum yok maalesef. plan programdan ziyade instant gratificationla yasayan toplumlar helak olmaktan kurtulamazlar. mesela cok ilginctir ankara'da cayyolu denen bolge 80'larla beraber imara acildi. guya sehrin en zengin bolgesi. ama yapilasma tamamen plansiz, arazi kapatanin bina diktigi bir sekilde oldu. arsa sahipleri ve muteahhitler zengin olurken bir allahin kulu buraya yeni bir sehir planlayalim dememis. bu cok ilginc.

bu ulke 1920'lerde, 30'larda sehir planlamacilarina yarismayla sehir tasarlatiyordu. ankara yeni sehir merkezi biraz muntazamsa bu yuzden. simdi ne metrosu, ne yeni yerlesim alanlari planli derme catma bir sehir. insanlarin arabasi olmamasina ragmen trafik felaket.

sorun maalesef insan fazlaligina karsin nitelikli insan azligi. bence buradan donmez. cunku sadece turkiye degil dunya yapisal problemlerle bogusuyor. bizim farkimiz herkesin yasadigi goc, gelir adaletsizligi vb problemlere kafadan giriyoruz. turkiye yasadigi sorunlar karsisinda bunalima girip kendini jiletleyen bir psikopat gibi maalesef. sorunlara yonelik bir cozum olmadigi gibi baska sekillerde kendisine zarar veriyor.
  • antikadimag  (30.05.24 22:22:02) 
üstat sen bu memleketteki oturduğun yerde eleştirmişsin de yalnız yazdıklarınla kalsa şükürler öder otururuz köşemizde.

siyaset fetret devrinde
ekonomi bugün çok güzel çünkü yarın çok çok kötü olacak
sosyal hayat yok, olanlar bir şekilde öldürülüyor. ölmeyenler şanslı. ben sokakta dolaşmaktan artık çekiniyorum.(sokak köpekleri tehditti dahil)
çalışma şartları leş kere leş. siz hiç küçük şehirde çalıştınız mı? patronun iti köpeği olmak zorundasın.(iç denetimi olan şirketler hariç) günde en aşağı 10 saat fiili çalışma, izin? keyfi, yok. para? asgari ücret alırsan şükret.

memleket istanbul, izmir, Ankara'dan ibaret değil. gerçekten müthiş bunaltıcı olan şeyleri görmüyorsunuz.

orman havasının lezzetiymiş. adam izin yapmadan 3 ay çalışıp asgari ücret alamıyor.
şehirlerin düzeni yokmuş, insanlar ekmek alamıyor. kiralar uçmuş, yatacak park arıyor.(bu benim)

öyle işte. sen çok yanlış anlamışsın. biraz küçük şehirlerdeki yaşama şartlarına bak, ben parkta yatacağıma şükrediyorum.
  • pavlis  (30.05.24 22:26:08) 
türkiye'de yaşamayı sevmiyorum ve imkanım olsa giderim. başta onu söyleyeyim.

ama artık ülkenin sosyal medya yüzünden haddinden fazla eleştirilmeye başladığını düşünüyorum.

almanya'da market videosu izleyerek kafayı yemiş bir nesil büyüdü. ekşi'de filan çok görüyorum özellikle. futbol maçı var. adam "tribünde biralarını içiyolar ne mutlu yaşam :((" diye tribe giriyor. lan vergi yüksek filan ama akşam üç tane bira alıp maçı sen de izleyebiliyosun ki burda evden? herkes stada zaten gidemiyor orada bile.

yani genel olarak dünyanın her bir köşesinde insanların algısı bence ÇOK bozuldu. kendimizi fazla değerli, önemli hissediyoruz. o hayatı yaşayamayınca da sinirleniyoruz. genel olarak günümüz vahşi kapitalizmi & sosyal medya etkisi olduğuna inanıyorum ben büyük ölçüde bunun.

ortalama bir alman ortalama bir türkten daha iyi yaşıyor olabilir mesela ama bu demek değil ki almanın, finin derdi yok; biz burda ölüp geberiyoruz, onlar muhteşem hayatlar yaşıyor. öyle bir dünya yok. zaten insanın doğası gereği öyle bir şey hiç yok. matematik değil bu, gerçek dünyada iki artı iki dört olacak diye bir şey yok.

çok sorunumuz var, çok falsomuz var ama dünyada insan yapımı olup da kusursuz olan hiçbir şey olduğunu zannetmiyorum.

ve yine dünya standartlarında gerçekten o kadar kötü değiliz.

dediğim gibi imkanım olsa basar giderim ama yoksa da "türkiye çok kötü" diye kendimi akıl hastası etmek niyetim yok ya. neyse ne.
  • mark greg sputnik  (30.05.24 22:36:44) 
Celal Şengör tarzı cevap vereyim: Gerçekleşecek büyük İstanbul depremiyle bütün yüklerinden kurtulacak bu şehir "Allah'ın izniyle" (ateistlerin Allah kitaptan bahsederken yüzlerindeki alaycı gülümsemeyle).


  • sekizdokuzon  (30.05.24 22:45:03) 
Soruyu sen sormuşsun, yaşamaya niyetin olsa ne yapardın diye merak ediyorum açıkçası. Biz artık çevresini eğitmek zorunda olan bir durumdayız.

Plastikleri naylonları ıslak çöple birlikte atmamak gerektiğini, geri dönüşüm fikrini aileme 3-4 yılda ancak öğretebildim, annem hâlâ bayram şekerlerinin paketini ıslak çöpe atıyor. Doğaya plastik naylon vs göndermemek gerektiğini anlamak bu kadar zor olmamalı ama konu anlamak değil alışkanlıkları değiştirmek.

Bunun için de herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi gerekiyor. Kendi üstüne düşeni yapmayıp başkalarının kendi üstüne düşeni yapmasını beklemek çok ayıp geliyor bana. Bu niye böyle değil doğru soru, iyileştirmek için ben ne yapabilirim. Bunu sormayacaksanız diğer soruları sormayın,işe yaramayacak çünkü, konuşmaktan öte gitmeyecek.

Ben ne yapabilirim. Biz ne yapabiliriz. Tek başına ve birlikte neler yapabiliriz. Bunları konuşalım arkadaşlar, bu niye böyle'nin kaynağı "bu sorun nasıl çözülür" hedefi de "bu sorun şöyle çözülür" olmalı.

Al sana cevap:

Tıpkı doğaya olan saygısı gereği çöp ayrıştırmaya değer verme davranışı gibi, insana, doğaya, toplumuna, tarihine, emeğe saygısından dolayı yapacağı işi vaktinde, doğru, olması gerektiği gibi yapmak, insanların zamanına da kendi zamanına da itina etmek (gecikmelerle ihmallerle zaman kayıplarına sebep olmamak), daha çok kazanıcam diye insanlara hak etmedikleri düşüklükte ücretler vermeyi bırakmak, aksine daha iyi ücretler verebilmek için gerekli her türlü mücadeleye girişmek... bu işin birkaç kalemi. Özellikle ekonomik alanda.

Bu açtığın duyuru ve yazdıkların canımı çok acıttı. Bu memlekette çok acı şeyler yaşanıyor, sesin dikkat çektiğin şeyler o acıların uzağında. Sadece kendi ömrünün derdindesin... çok üzüldüm, anlatamıyorum üzüntümü.
  • muhayyer divan  (30.05.24 22:45:07) 
Bu ülkenin üst akıla ihtiyacı var. Bundan 100 sene önce vardı. Şu an yok.


  • dissendium  (30.05.24 22:49:38) 
Asiri kotu degil Turkiye ama dediginiz tabir cok dogru. "Olmamis". Yani bir seyler yapilmis ama koylu kafasiyla, is gorsun diye yapiliyor her sey. Insanlarin estetik algisi ve beklentisi olmadigi icin yapilanlar da buna gore sekilleniyor. Sokaga cikitimda disarida olmaktan zerre keyif almiyorum. En eli yuzu duzgun gorunen yerler zamaninda ermenilerin, rumlarin, ulkede bulunan yabanci topluluklarin yaptigi mahalleler. Sehir planlama ve mimari regulasyon niye bu kadar zor bilmiyorum. Mimariye gelene kadar su her yerden gozunuze gozunuze sokulan devasa dukkan tabelalari bile hala ayni duruyor. Kim mesela tabela cok buyuk diye bir dukkani kolay bulabildi en son?

@pavlis spesifik seylere dikkat cekmek icin niye diger tum sorunlarin cozulmesi bekleniyor? yaklasiminiz yanlis. baska sorunlar var. ama bu sorunlar da var. "ulkenin en onemli sorunu ekonomi ve multeciler" diye aglayip duruyor insanlar. evet dogru. Ama diger sorunlar da var ve paralelde birilerinin cozum uretmesi gerekiyor. Ne yapilsin mesela, herkes butun isini biraksin tek bir soruna mi odaklansin ulkece? iste halk bu kafada oldugu icin arkadasin bahsettigi seylerde bir gram ilerleme saglanmiyor. yani estetik, duzen, yasanilabilir bir sehir olusturmak bunlari regulasyonlara baglamak devletin gorevi. millette para yok ne estetigi derseniz boyle gotum gibi sehirlerde yasamaya devam ederiz iste.
  • kakaolu kremali biskuvi  (30.05.24 22:53:05) 
İlber Ortaylı tarzı cevap vereyim: Tabii büyük şehirlerde çoğunluğun hele ki bu topraklarda refah içinde yaşadığı görülmemiş şey değil. Eski Roma'da insanlar beş, altı katlı apartman dairelerinde iç içe yaşarlardı afedersiniz kimin kimin ustune pisledigi belli degil. Tabii o insanlar şehrin merkezine gittiklerinde motorlu araç trafiğine maruz kalmazlar, az buçuk para kazanan soluğu hamamda, kolezyumda alır. Oralarda belli bir zengin, fakir ayrımı yoktur o kadar. Insanın eşek gibi çalışıp para kazanmağa, buralarda vakit harcamağa bir hevesi olur. Kaldıkları ayı ini gibi yerleri o kadar da dert etmezler. Sen şimdi bir haftasonu çolugunu çocuğunu alıp şehrin içine gezmeğe çık bakalım, o beğenmediğin mahallene nasıl koşa koşa dönüyorsun. Menderes döneminde böyle bir ahmaklık yaptılar, kim var kim yok gelsin, yerleşsin şehre. Gelsin de bu adamlar burada napacak, ne işe yarayacak. Bunu soran yok, hala yok. Bizim en büyük problemimiz de bu. Önce yapıp sonra düşünüyoruz.


Daha az teke tek izlemem lazım. Bah bahçe gezemeyince kendi hayal dünyamıza hapsoluyoruz, internette gördüğümüz karakterleri zihnimizde oynatıp eğlenmeye çalışıyoruz işte.
  • sekizdokuzon  (30.05.24 22:55:06) 
mark greg sputnik +1


  • ahm1  (30.05.24 22:58:22) 
Tek bir sözle bu durumu yorumlayacağım, Atatürk bizim toplumla nasıl savaş kazanıp cumhuriyet kurmuş? Vallahi helal olsun.


  • mikahakkinen  (30.05.24 23:57:51) 
yasadigin sey bu:

steemitimages.com
  • cooperr  (31.05.24 00:13:50 ~ 00:14:33) 
Başlıkta kasten argo içerik Kullandıktan sonra özür dilemenin bir anlamıda inandırıcılığı kalmıyor. plansız veya hatalı şehirleşme cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren başlayan ve göç dalgaları ile kontrolden çıkan bir sorun. O araziler millet şehre dolsun diye verilmedi bir kere tam tersine devlet göçün önünü alamadı köyden kente göç edenler hazine arazilerini parselleyip işgal etmek zorunda kaldılar daha sonra hükümetler haliyle buralara tapu verdi ve çarpık kentleşme resmileşti. Burada suçlu aramayın komplike bir konu herkesin hatası veya haklı gerekçeleri var. Kadersellik olarak bakalım. İstanbul'un büyük kısmı daha sonradan resmiyet kazanan kaçak yapılaşma üzerine kurulu bu sorunun belki yüzyıllık arka planı var bugün düzeltilmeye kalkılsa (ki düzeltiliyor da fakat eski haline dönmesi mümkün değil artık ancak kentsel döünüşüm ile daha planlı adalar haline getirilip rehabilite ediliyor) yine uzun yıllar gerekecek. 2002 yılına kadar gelen hükümetler seçim dönemlerinde tapu dağıtıyorlardı hatta en son koalisyon hükümeti imar affı verip tapu dağıtarak İstanbul'da %70 %80'i kaçak yapı olan ilçelere resmiyet kazandırdı. 2002'de gecekondulaşma bitti fakat öncesinde yapılan hatalı şehirleşmenin rehabilite edilmesi uzun bir süreç.

Evet yaşam kalitesi çok düşük her yerde çöp var insanlar her yereçöp atıyor hava kirli ve ağır temiz ferah değil (bu konuda hatalı şehirleşme ile alakalı şehirde açık alan yok binalar içiçe ayrıca yeşil alan yok ve şehirlerin çevreleri ormanla kaplı değil) her yer duman altı leş gibi sigara kokuyor insanlar manyak gibi sigara içiyor hem de her yerde. Dizel araçların yaygın olmasıda hava kirliliğinin sebeplerinden biri. Araç kullanımıda çok kötü insanlar agresif ve kural tanımaz şekilde araç kullanıyor gereksiz korna kullanımı yüzünden gürültü kirliliğid e var hep bir uğultu. Sonra insanlar
  • doharkoman  (31.05.24 01:36:28) 
Tc yeni bir cumhuriyet, hem de eski kültürünü neredeyse tamamen değiştirmeye odaklanarak kurulmuş bir cumhuriyet. 100 sene tarihsel açıdan bir toplumun "olmuş" hale gelmesi için çok kısa bir süre.

Hele ki orta doğu coğrafyasına bakarsan, bu gelişim hızlı bile denebilir.

Burası orta doğu, insanlar orta doğulu. 20-30 sene uğraşılmış batılılaşma için ama yetmedi, yetmez de zaten.

Olmamışlık, arada kalmışlık bu yüzden. Medeniyetler doğar büyür ve adapte olur; ya da yıkılır.
Bizde bir medeniyet yıkıldı, yenisi inşa okunmaya çalışıyor.

Batının 400 sene önce geçtiği süreçten biz daha yeni geçiyoruz. Dünya düz değil diyenleri, bitkileri karıştırıp ilaç yapan kadınları yakıyorlardı. Bunları bir günde, iki hükümet değişiminde atlatmadılar.

Bizim şanssızlığımız bu uzun gelişim sürecinde internet gibi bir şeyin başına denk gelmemiz, bu sayede ne kadar kötü halde olduğumuzu görebiliyoruz. Bu bile başlı başına bir ilerleme belirtisi. Neyin iyi veya kötü olduğunu çabuk fark etmemizi sağlıyor.

Kısacası, tarih ve coğrafyanın en kötü şekilde yaşandığı bir noktadayız ve hemen değiştirebileceğimiz bir süreç olmadığı için olumlu ve yapıcı olana odaklanıp idame ettiriyoruz.
  • Bruce  (31.05.24 02:38:05) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.