[]
Asiri pahali gida ürünleri ve boykotlar
Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.
Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
Türkiye'deki gıda enflasyonu, maliyetten kaynaklanan bir enflasyon. Sebepleri şurada uzun uzun anlatılıyor.
www.youtube.com
Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.
Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
www.youtube.com
Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.
Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
- Mirket (21.04.24 18:27:17)
Piyasa fiyatının uçuk derecede üstündeki ürünleri şikayet edebiliyorsunuz. Atıyorum aynı marka model ve aynı donanıma sahip bir bilgisayar 3 yerde 20 bin lirayken başka bir yerde 60 bin liraysa o 60 bin olanı şikayet edebiliyorsunuz.
Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.
1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.
Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.
1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.
Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
- akhenaten (21.04.24 18:31:42 ~ 18:35:46)
Şikayet yapılabilir.
Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.
Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.
Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.
Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.
Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
- diyecevaplandı (21.04.24 18:43:33)
@diyecevapland'nın tarif ettiği yolun sonu komünizme çıkıyor.
Rusya denedi onu. Başaramadı :)
Rusya denedi onu. Başaramadı :)
- Mirket (21.04.24 18:52:10)
fahiş fiyatın fahiş olduğunun anlaşılabilmesi için market ürünü gibi bişey olması lazım. Her yerde satılan X marka X gram ürün bir yerde 10 lira diğerinde 20 ise buna müdahale edilebilir.
Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.
Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.
Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
- nhk ni youkosu (21.04.24 19:31:52 ~ 19:32:59)
İstemiyorsan almazsın o kadar. İsteyen istediği fiyattan satar. Sen özellikle bir marka ya da ürün istiyorsan o parayı vermek zorundasın.
- ferenc (21.04.24 19:52:21 ~ 19:52:35)
@ Mirket aslınde kastettiğim o değil.Ticarerin de bir usul, adabı olmalı. Piyasayı alt üst eden ve insanları zor duruma koyan bu noktada dağadaki teröristten farksızdır. Durum böyleyken devlette gücünü göstermelidir.
Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
- diyecevaplandı (21.04.24 20:24:51)
Bu "Fahiş fiyat" anlatısının gerçekleşmesi için çok garip bir şeyin olması lazım: Neredeyse bütün gıda esnafı birbiriyle anlaşmışçasına deli gibi fiyat yükseltip bir kurabiyeye 150 lira, bir tabak makarnaya 400 lira fiyat çekerken talebin aynı kalıp da toplam tüketimin bu esnafları ayakta tutacak kadar canlı kalması için insanların da kafalarına silah dayıyor olmak lazım...
Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?
Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz
a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor
A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?
Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz
a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor
A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
- salihdt (22.04.24 07:59:24)
Maalesef çok ciddi bir enflasyon var. Personel çalıştıran bir işletmenin personel masraflarını %50 artırıp, "bunu sineye çek" diyemezsin. Personel, kira, elektrik, vergi vs. her şeyi yansıtmak zorunda işletmeler.
İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.
Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.
Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.
.
İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.
Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.
Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.
.
- kartallar yuksek ucar (22.04.24 08:35:57)
Durum tespiti yapmak konusunda yaşanan bir sıkıntı yok aslında. Fiyatlar yükseliyor, maaşlar daha az yükseliyor. Bunun sonucunda her geçen ay alım gücü daha aşağı iniyor. Bunda herkes hemfikir, herkes farkında. Ekonomik durum birkaç yıl öncesine göre daha inişli çıkışlı.
Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
- akhenaten (22.04.24 11:00:43 ~ 11:08:16)
Soruyu net algilayamayip, uzun cevap yazan arkadaslara ithafen;
Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).
Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).
Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
- Yourcousinmarvinberry (23.04.24 12:11:02)
1