[]
Çocuk sahibi kadınlara sorum var
Çocuğu olmayanlar da cevaplayabilir :)
Kadınlardaki anne olma isteğini oluşturan hormon olayı gerçek mi? Kendi anneme sordum “evet net şekilde çocuk istemeye başlamıştım kafamda hep çocuk vardı o zaman çocuk doğurdum” diye cevap verdi.
Yani cidden çocuk için hazır olduğumuzda içimize böyle bir evlat sevgisi filan mı geliyor? Çünkü ben çocuk sevmiyorum ve bakmak zor geliyor. Hiç içimde çocuk sevgisi yok. 31 yaşındayım. Sizce zamanı mı gelmedi yoksa herkes hormon filan dinlemeden öylece çocuk mu yapıveriyor?
Kadınlardaki anne olma isteğini oluşturan hormon olayı gerçek mi? Kendi anneme sordum “evet net şekilde çocuk istemeye başlamıştım kafamda hep çocuk vardı o zaman çocuk doğurdum” diye cevap verdi.
Yani cidden çocuk için hazır olduğumuzda içimize böyle bir evlat sevgisi filan mı geliyor? Çünkü ben çocuk sevmiyorum ve bakmak zor geliyor. Hiç içimde çocuk sevgisi yok. 31 yaşındayım. Sizce zamanı mı gelmedi yoksa herkes hormon filan dinlemeden öylece çocuk mu yapıveriyor?
ben hormon dinlemeden öylece çocuk yapanlardanım. ama kesinlikle olmaz demiyordum, sadece çocuk bakmak çok büyük bir sorumluluk olduğundan mantığım galip geliyordu. sonra yaş ilerleyince eytere beah dedim yaptım. doğduktan sonra hormonlar devreye giriyor zaten, böyle oluyorsunuz: 2.bp.blogspot.com
- pide (23.12.22 22:14:25)
kadınları annelik hapishanesine sokmak için uydurulan safsata. psk agah aydın ın bu konudaki görüşlerini dinleyin.
bir de mine söğüt ün sözleri var: www.hizliresim.com
bir de mine söğüt ün sözleri var: www.hizliresim.com
- bahçedekisandal (23.12.22 22:26:02)
bana hiç öyle şimdi hazırım düşüncesiyle (ya da tam tersi) göklerden bir karar gelmedi :) her zaman ileride bi gün çocuğum olacak, anne olacağım gibi bir düşünce vardı aklımda.
- deartheodosia (23.12.22 23:19:03)
psikiyatristler ve psikologlar "annelik içgüdüsü" diye bir şey olmadığını, tamamen çevresel ve toplumsal sebeplerden ötürü kadınların anne olmak istediğini belirtiyorlar. (yani "arzu" kavramına atıf var daha çok.) otuzların ortasındayım ve hiçbir zaman çocuğum olsun istemedim. lakin çocukları çok severim <3
- anna sun (23.12.22 23:29:17)
kadın değilim fakat şöyle bilgim var, eğer olaya tamamen biyolojik bakacaksak hormonların ve doğurganlığın en yüksek olduğu yaşlar 16-20 arası, kadınlar o aralıkta bile çocuk sahibi olmayı eğitim, iş sahibi olmak, hayata hazırlanmak gibi nedenlerle erteleyebiliyor
bu yüzden 30 ları geçtikten sonra çocuk sahibi olmalıyım geç mi kalıyorum ya da hayatımı yoluna koydum artık çocuk sahibi olmak istiyorum zamanı geldi demek toplumsal ve kültürel inşaanın bir sonucu, çünkü biyolojik olarak hormonlar ve doğurganlık ilk gençlikteki yaşlara göre daha düşük
bu yüzden 30 ları geçtikten sonra çocuk sahibi olmalıyım geç mi kalıyorum ya da hayatımı yoluna koydum artık çocuk sahibi olmak istiyorum zamanı geldi demek toplumsal ve kültürel inşaanın bir sonucu, çünkü biyolojik olarak hormonlar ve doğurganlık ilk gençlikteki yaşlara göre daha düşük
- freebird5406_2 (24.12.22 00:03:43 ~ 00:06:56)
38 yaşım bitti bitecek, hâlâ o hormon ve/veya "çocuk yap" alarmı bir noktada gerçek olacak mı diye bekliyorum, olmuyor. Zaten çocuk yapma isteğim hiç yoktu, artık "bu yaştan sonra çocuk peşinde koşamam" da eklendi bahanelerim arasına.
Fakat çocukları çok da sevmeyen bir arkadaşım gözümün önünde hızla değişip "çocuk yapmalıyım!!!" moduna girdi, onu da gördüm. (Yaptı, rahatladı.)
Fakat çocukları çok da sevmeyen bir arkadaşım gözümün önünde hızla değişip "çocuk yapmalıyım!!!" moduna girdi, onu da gördüm. (Yaptı, rahatladı.)
- kobuzchu kiz (24.12.22 00:35:28)
Eger ic gudusel ya da hormonsal olsaydi 20 lerin basinda dogurma istegi ile yanip tutusurduk. Tamamen toplumsal ve mantiksal bir istek geliyor cocuk icin.
- zimbirik (24.12.22 00:47:18)
kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın genel olarak neslini devam ettirme iç güdüsü bu konularda belirleyici oluyor bence. üremenin amacı da bu. ve bu ilkel/hayvani bir şey. ilkel olması onu kötü veya değersiz yapmıyor bu arada. hormonların varlık sebebi ve insana etkisi de doğrudan bununla ilişkili.
bu bahsettiğiniz annelik hali daha çok hamilelik ve sonrasındaki süreçte de deneyimlenebilen bir hal bana kalırsa. yani illa içsel bir güç size anne olmalısın duygusunu hissettirmeyebilir. bunu hamilelik sürecini yaşayarak da hissedebilirsiniz. yolda öğrenmek gibi düşünün. hamilelik süreci zaten kadının biyolojik ve fizyolojik olarak bunun üzerine evrildiği bir durum. bunu salt bir davranış veya fıtrat özelliği olarak ayırmak yerine iki durumu da kapsayan bütüncül bir yaklaşım ile nitelendirmek bence daha doğru bir ifade.
bir de annelik ya da çocuk sahibi olmak her zaman planlı bir şekilde gerçekleşmiyor bana göre. hatta benim düşünceme göre çoğunlukla plansız. ama evlilik gibi bir müessese dahilinde zaten bunu plansız olarak nitelendirebilmek kendi içerisinde anlamsız oluyor. evlilik aile kavramının oluşması ve devamını etkin kılan bir müessese. yani alt amaçları içerisinde çocuk sahibi olmak her zaman var olan bir durum.
bu bahsettiğiniz annelik hali daha çok hamilelik ve sonrasındaki süreçte de deneyimlenebilen bir hal bana kalırsa. yani illa içsel bir güç size anne olmalısın duygusunu hissettirmeyebilir. bunu hamilelik sürecini yaşayarak da hissedebilirsiniz. yolda öğrenmek gibi düşünün. hamilelik süreci zaten kadının biyolojik ve fizyolojik olarak bunun üzerine evrildiği bir durum. bunu salt bir davranış veya fıtrat özelliği olarak ayırmak yerine iki durumu da kapsayan bütüncül bir yaklaşım ile nitelendirmek bence daha doğru bir ifade.
bir de annelik ya da çocuk sahibi olmak her zaman planlı bir şekilde gerçekleşmiyor bana göre. hatta benim düşünceme göre çoğunlukla plansız. ama evlilik gibi bir müessese dahilinde zaten bunu plansız olarak nitelendirebilmek kendi içerisinde anlamsız oluyor. evlilik aile kavramının oluşması ve devamını etkin kılan bir müessese. yani alt amaçları içerisinde çocuk sahibi olmak her zaman var olan bir durum.
- pardus (24.12.22 02:01:26)
ben de 30a giriyorum, şu ana kadar hiç o hissiyat gelmedi bana da. bazen ailem ne zaman torun seveceğiz kafasına giriyor ama çok alakasız noktadalar, gülüp geçiyorum. onca işimin gücümün arasında çocuk zaten aklıma gelmiyor.
bir de çevreyle alakalı bence bu işler. eğer etrafınız evli ya da çocuk hevesindeki insanlarla doluysa tetiklenebiliyor bu his. bir ara arkadaşım bebekleri hiç sevmememe rağmen sevimli videolar atıyordu. o anlarda üşenmeyip yapsam mı acaba bir velet diyordum. sonra tabi arkadaşla arama mesafe koydum.
bir de çevreyle alakalı bence bu işler. eğer etrafınız evli ya da çocuk hevesindeki insanlarla doluysa tetiklenebiliyor bu his. bir ara arkadaşım bebekleri hiç sevmememe rağmen sevimli videolar atıyordu. o anlarda üşenmeyip yapsam mı acaba bir velet diyordum. sonra tabi arkadaşla arama mesafe koydum.
- susannah delgado (24.12.22 02:02:14 ~ 02:41:30)
Öyle bir "baby fever" ile yapmadım ben, ama hep istiyordum, hazır olduğumuzu düşününce de yaptık. Öyle filmlerde yansıtılan veya toplum tarafından dayatılan gibi de devam etmiyor süreç. Benim öğrendiğim şu (bebeğim 9 aylık), insanlar ayıplanma korkusu ile hissettiği/yaşadığı şeyi söylemiyor ebeveyn olma süreci ile ilgili.
Mesela pozitif test sonucunu görünce havalara uçmadım, sevindim fakat aynı anda içimi bir endişe kapladı. Hamileyken bir taraftan bebeğin hareketlerini hissedince çok mutlu oldum, bir taraftan da taşımaktan çok yoruldum "artık çıksa içimden de başkaları da taşısa" diye düşündüm. Doğduktan sonra ilk haftalarda hem kucağımda uyuduğunda huzur doldum, hem de özgürlüğümü (en azından birkaç seneliğine) yitirdiğimi fark ettiğimde "büyük bir hata mı yaptım acaba" diye düşündüm.
Hayatımda yaptığım en zor ve en güzel şey. Bebeğim rahmime düştüğünden bugüne kadar sevgim artarak devam ediyor. Öyle ki insan sevme kapasitesine şaşırıyor zaman zaman. Fakat öyle "ay birden inanılmaz bebek sahibi olmak istedim, onu ilk andan beri de her şeyden çok seviyorum" gibi değil benim tecrübem. Emek verdikçe ve emeğimizin karşılığını aldıkça, daha bebekken bile büyüdüğünü, çabalarımızla bağımsız bir birey olarak varlık kazanmaya başladığını, kendi karakterinin geliştiğini gördükçe aramızdaki bağın daha da güçlendiğini hissediyorum ve doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
Mesela pozitif test sonucunu görünce havalara uçmadım, sevindim fakat aynı anda içimi bir endişe kapladı. Hamileyken bir taraftan bebeğin hareketlerini hissedince çok mutlu oldum, bir taraftan da taşımaktan çok yoruldum "artık çıksa içimden de başkaları da taşısa" diye düşündüm. Doğduktan sonra ilk haftalarda hem kucağımda uyuduğunda huzur doldum, hem de özgürlüğümü (en azından birkaç seneliğine) yitirdiğimi fark ettiğimde "büyük bir hata mı yaptım acaba" diye düşündüm.
Hayatımda yaptığım en zor ve en güzel şey. Bebeğim rahmime düştüğünden bugüne kadar sevgim artarak devam ediyor. Öyle ki insan sevme kapasitesine şaşırıyor zaman zaman. Fakat öyle "ay birden inanılmaz bebek sahibi olmak istedim, onu ilk andan beri de her şeyden çok seviyorum" gibi değil benim tecrübem. Emek verdikçe ve emeğimizin karşılığını aldıkça, daha bebekken bile büyüdüğünü, çabalarımızla bağımsız bir birey olarak varlık kazanmaya başladığını, kendi karakterinin geliştiğini gördükçe aramızdaki bağın daha da güçlendiğini hissediyorum ve doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
- gmzo (24.12.22 11:09:38)
ben içgüdüsel olarak istiyorum şahsen ama mantıken istemiyorum(28). çok zengin olsam yapardım bi tane. kendi geninden olan, sana verilmemiş imkanları verebileceğin bir canlı. bu içgüdü mü oluyor bilemedim.
çoğu ailenin yaptığı gibi sadece çocuk büyütmek için ölene kadar çalışma fikri çok mantıksız.
çoğu ailenin yaptığı gibi sadece çocuk büyütmek için ölene kadar çalışma fikri çok mantıksız.
- piranase (24.12.22 12:11:30)
1