[]
Annemin, gelinini evden kovması. Benim her şeye sırtımı dönmem.
Biraz uzun olacak kusura bakmayın. Genel olarak içimi de dökeceğim. Olay 3 ay önce falan yaşandı. İnsanlar detay bilmeden annedir, haklıdır, bir şey görmüştür falan diyor ama detay bilince de öyle denilecek mi yoksa ben mi yanlış düşünüyorum merak ediyorum.
Şimdi öncelikle annemdeki sıkıntının temeline inmem ve ondan biraz bahsetmem gerekiyor. Kendisi öğretmen. 5 kız kardeşler. Hepsi okumuş. Babaları, yani dedem de sınıf öğretmeniymiş. Anneanne hemşire. Yani baktığınız zaman okumuş bir aile denilebilir.
Fakat dedemin yaşantısı, anneannemde nasıl bir rahatsızlık uyandırdıysa, bu bütün kızlarına farklı boyutlarda, farklı şekillerde yansımış durumda. Ve bu yaşantı, anadoluda çok da farklı bir erkek yaşantısı değil.
Nedir bu, dedem insanlara ziyafet vermeyi, yardım etmeyi, ağırlamayı, yemeyi içirmeyi seven bir insanmış. Yaşadıkları ilçede az da olsa tanınır, sevilirlermiş. Fakat dedem 5 kız büyütse de, o döneme göre eve de bir şekilde baksa da.. paraları bir şekilde yemiş etmiş, ihtiyaç olduğunda da anneannemin paraları da istemiş, onda da para bırakmamış. Vefat ettiği ana kadar dönüp baktığımızda, gayet zevkli bir hayat yaşadığını söyleyebilirim.
Babaannem de hep yakınır, bu dedeniz/babanız herkese yardım etti, herkese para dağıttı. Hocam acız diyene verdi, sefiliz diyene verdi, o verilenler geri gelmedi. Borç alanlar da gittiler kendilerine ev araba aldılar. Biz sonra parasızlığımızla kaldık vs. diye. Daha detaylar var da işte genel itibari ile durum böyle. Ve şuanki durumu da öyle çok kötü değil. Sadece içerisinde hep yaşayamadıklarının, olmadıklarının acısı var.
Şimdi bu dedemin bonkörlüğü mü denir iyi niyeti mi saflığımı artık ne ise.. Ders niteliğinde evde anlatıldığı için, "insanlar hep kötüdür, insanlar hep kullanırlar, aman paralarınızı dağıtmayın, aman paralarınızı harcamayın, aman şöyle biriktirin, kendinizi kullandırtmayın, ben tutamadım aman siz tutun" tarzı söylemler ilmek ilmek çocuklara işlemiş. Şimdi bu belli bir boyutta güzel bir farkındalık. Fakat nasıl tesir etti ise kendi aralarında dahi para mevzusu olduğunda kimse kimseye kolay kolay bonkör davranamıyor. Versem mi vermesem mi diye düşünüyor. Ne vericem o bana şöyle şöyle yapmıştı, versem ne olacak eşine yarayacak vs. gibi fitne fücur öz kardeşler içerisinde bile olabiliyor. Birbirlerinin mallarına karşı çekememezlikleri de zaman zaman olabiliyor. Birbirlerine gelip gitmeleri bile benim X im var o yüzden bana geliyorlar tarzında bile olabiliyor. Ama sorsan muhabbet ortamında herkes çok iyi niyetli, herkes birbirinin iyi niyetini ister falan fıstık.
Fakat bu huyların en fazlası da annemde vuku bulmuş. Yani tüm hayatını etkileyecek kadar. Babamla annem ben 2 yaşındayken, 2-3 yıllık evlilerken falan anlaşarak ayrılmışlar. Ben 27 senedir annemle yaşıyorum. İkisini de görüyorum, ikisi de birbiri hakkında pek kötü bir şey söylemese de, bu tarz olaylar olduğunda babama sorduğumda şey dedi, biz evliyken teyzen ziyarete gelmişti başka bir şehirden. Ben de otobüs biletini almıştım. Annen 2 gün ağladı sen niye alıyorsun onun parası mı yok, yok gibi gösteriyorlar sen de kanıyorsun vs. diye. Bu sadece bir tanesi gerisi sen düşün dedi. Ben de şaşırdım ama tahmin edebiliyorum dedim. Veya mesela evi birlikte borçlanarak almışlar, ev annemim üzerineymiş. Babam zaten ben onun hiç bir şeyini istemezdim istemedim de zaten ama annen gitmiş evi annesinin mi ne üstüne yapmış ayrılmadan önce dedi.
Benim gördüğüm de mesela annem evde pahalı bir yiyecek falan varsa annesi babası kardeşi veya normal misafir fark etmez, saklama huyu da var. O yüzden şöyle biraz geniş baktığımda, bu durum aile içinde biraz normal karşılansa da durum çok ciddi.
Tek sevdiğim yani, bir tek oğlu var, benden pek bir şey esirgemediği. Sağ olsun okuttu, ihtiyaçlarımı karşıladı, yurt dışı gördüm, kendi başına evini arabasını aldı falan. Kendi mesela gezmez. Para gidecek diye. Arabaya binmez, eskiyecek veya benzin alınacak diye. Arkadaşlarına gitmez, onlar da bana gelecek bir de bişeyler mi hazırlıycam diye. (Küçükken aile evinde köle gibi çalıştırılmış, o yüzden sevmiyormuş ev işlerini) Bunlar yüzünden yalnız ölecekmiş gibi geliyor 3-5 mal varlıkları içerisinde.
Ben 18 yaşındayken falan evlenmeye karar verdi. şuan 27 yaşındayım. Babam öğretmendi fakat annem kendi halinde, iyi niyetli lise mezunu bile olmayan, öyle durumu da çok iyi olmayan bir adam buldu evlendi. Hiç karışmadım. Annem güçlü, dominant bir kadındır. Daha önce görüştükleri de oldu eğitimli veya maddi durumu çok iyi olanlar fakat bana şey dedi, karışmasındansa, küfretmesindense, şiddet uygulamasındansa böylesi daha iyidir. Yani demek ki sözünü geçireceği birini arıyor.
Fakat zaman sonra gördüm ki annemde ne aşk var ne bir şey. Adamı sadece evin ihtiyaçlarını görsün, motoruyla sağa sola getirsin götürsün, ben bir yandan kendi yatırımımı yapayım, maaşıma hiç dokundurtmayım, oğluma harcayım veya işte evde ses olsun diye seçmiş. Ki sesinden de rahatsız gerçi de neyse. Biraz pısırık da bir adam. Annem parmağında oynatıyor. Ayrı yatıyorlar falan nerdeyse ezelden beri. Adam bu tarz durumlardan, baskılardan, annemin onu arkadaşlarından uzaklaştırmasından falan şikayetçi fakat ben aşık oldum da evlendim diyor. Neyse ki önceden biraz kötü bir evde kirada otururken şimdi daha güzel yerlerde oturuyor falan.. bunların annemin cümleleri daha ne istiyor diyor. O yüzden idare ediyor sanırım. Ben olsam 5dk durmam içeride ve dışarıda o kadar ezildiğim bir yerde ama artık aşk mı var çıkar mı bilmiyorum.
Şimdi böyle bir ortamda, anneme kendi annesi ve kardeşleri diyor ki oğluna bu kadar harcama, kendine tut, kendin gez, kendin harca fakat ama annem imkanı yok öyle bir şey yapamaz. Ben olmasam da yapamaz. Yine de söylenip duruyorlardı. Kafasını nasıl yedilerse, ben bu son olayda al her şeyin senin olsun dediğimde "bak gördün mü demekki sen de para var diye benim yanımdaymışsın, olmayınca gidiyorsun" diyerek, paranoyaklığını bana kadar düşürmüş, beni iyice hayretler içinde bırakmıştır.
Çok az da annemle ilişkime değineceğim; annem hem annelik hem babalık yapmıştır benim büyüme sürecimde ve arkadaş gibiyizdir. Öyle mıç mıç bir ilişkimiz yoktur yani kendisi de çocukken öyle sevilmediği için beni da nasıl seveceğini bilememiş ve öyle bir iletişim dili kuramamışızdır. Ama yine de sevildiğimizi, değer verdiğimizi biliriz. Ve ben anneme ilişkilerim dahil her şeyi anlatmışımdır. Daha doğrusu kendisi fazla burnunu sokmuştur küçüklüğümden beri. Biraz ayıp olacak ama mahalledeki dedikoducu teyzeler gibi kurcalamıştır. Kimle buluştunuz, ne yaptınız, nereye gittiniz, ne dedi, ne yediniz, kim ödedi, arabayla mı gittiniz, uzağa mı gittiniz, bak arkadaşlarını iyi tanı, sen onlara tatlı götürmüştün, onlar sana getire getire bir meyve suyu mu getirmiş tarzında artık kafayı yiyeceğiniz düzeyde bir burnunu sokma durumu oldu. Halbuki illa öyle gelen giden arası bir denge kurmaya çalışılsa bile başka türlü başka zaman zaten faydaları dokunuyor arkadaşlarımın. Ama işte bu sınırları ben koyamadım, suç bende de var fakat çevremde hiç erkek figürü olmadığı için sınırlarımı çizeceğim bir fırsat olmadı. Yani 4 teyze içerisinde büyüdüğüm, dayı olmadığı, amcama da uzak olduğum ve hiç kardeşim olmadığı için bu tarz durumlarda bir "erkek" gibi davranamadığımı, durumları iyi yönetemediğimi düşünüyorum. Fakat burada annemde de suç buluyorum, çünkü bu kadar detay onu ilgilendirmemeli. Yani annem bile olsan sana ne yani ben bir bireyim. Ben sana karışıyor muyum bu kadar da sen beni bu kadar yönlendiriyorsun.
Şimdi derdi ve niyeti kötü değil tabii ki. İnsanlar tarafından kullanılayım istemiyor iyi niyetli gördüğü ve küçükken kandırıp elinden şekerinin çok rahat alınabileceği bir çocuk olduğum için. Ama yöntemi yanlış. Benim de ayarlarımı bozar oldu. Kuruş hesaplar, arkadaşlarıma, kız arkadaşlarıma her şeyi bölüştürür hale geldim. Zaman zaman adım cimriye çıktı. Fakat çok içli, sessiz bir dönemim oldu büyürken. ve insanları iyi gözlemleyebildiğimi düşünüyorum. Yani kullanılma ihtimalim yüksek saf ve iyi niyetli bir çocukluk yaşadım fakat o an bir şey yapamasam bile sonra uzaklaşabilecek bir iradeye sahibim. Fakat annem hiç bir zaman beni öyle farkındalığı yüksek, bilinçli birisi olarak görmedi.
Üniversiteden beri annemin üzerimde bıraktığı bu travmalarla savaştım. Annem gibi yapsam, hiç arkadaşım kalmayacaktı. Hala daha ufak tefek etkilerini yaşıyorum. Sadece kulağıma küpe ederek, ama daha normal davranarak yaşıyorum.
Bir de şöyle bir şey var; dedim ya tüm ilişkilerimde sorar ne yaptınız falan diye. 17 yaşımdan beri hep ilişkilerim vardı. 1 yıllık, 6 yıllık, 1 yıllık 2 yıllık şeklinde.. Ve son ilişkilerimde şöyle kafayı yedirtecek bir durumla karşılaştım.
Mesela diyor ki kız sana hesap ödetiyor mu, elini cebine atıyor mu.. Genelde ben ödüyorum anne işte o 1 ödüyorsa ben 2 veya 3 ödüyorum diyorum. Diyor ki bu kız seni kullanıyor. Bak şimdi :)
Sonra başka bir ilişkim oluyor, yine soruyor. Diyorum ki o konuda çok iyi her zaman elini cebine atıyor, teklif ediyor, o ödemeye çalışıyor, ya o fazla ödüyor ya da eşit ödüyoruz falan diyorum. Bu sefer de diyor ki "e zeki kız tabi seni kafalamaya çalışıyor, elde edinceye kadar elinden geleni yapacak". Arkadaşlar kafayı yersiniz. Herkes mi kötü, herkes mi bizi kullanmaya çalışıyor? Benim seçtiğim insan, benim sevdiğim insan, beni düşünemez mi? böyle bir ihtimal yok mu? Anneme göre yok.
Kendileri erkeklere para harcatırken annelerine sormuş mu? Kendileri erkeklere para harcatırken erkekleri düşünmüşler mi? Bu noktada artık kimse kusura bakmasın, kişi kendinden bilir işi diyorum. Oraya gelicem tekrar.
Şimdi son ve ciddi ilişkime gelelim. Yazlık almıştık tatil beldesinde kendi halinde, kendi başına okumuş, kendi başına çalışmış, kendi ayakları üzerinde durabilen bir diş hekimi ile tanıştım. Flört döneminden sonra ciddiye bindi iş ve gelip gidiyor derken onda yaşamaya başladım.
İş ciddiye binince kendi kendime dedim ki, yahu hiç aklımda yoktu 30umda falan evlenirim diyorum ama ben artık ilişkilerimi öyle yıllarca uzatamam, kadınlar da beklemezler. O yüzden seneye kesin evlenirim, bi bizimkilere sorayım bakalım biz böyle istemeydi, düğündü falan öyle şeyleri halledebilecek miyiz ne durumdayız?
Babama sordum ilk, oğlum ben emekliyim ek işim de yok ki 30k kriptoya yatırmıştık, düştü işte çıkmasını bekliyoruz (niye yatırdınız derseniz biz daha önce zamanında annemle 200k yatırıp para 500k olup da yazlık alınca gaza geldi) bir 20-30k falan da kenarda var başka yok, bununla da anca takı bir iki takı alınır, annene sorsana dedi.
Annem de durup durup patlamış gibi birden dedi ki bu güne kadar baktım hala para mı istiyorsun. Yine doldular mı ne oldu anlamadım. Gayet normal bir soru sordum çünkü beni everin hadi işiniz ne.. demedim ya. Ne istedim anne dedim burslu okudum zaten, kyk mı aldım paşalar gibi ödiycem, geriye kalan şeyler bir çocuğun yetişirkenki harcanabilecek şeyler dedim. O da dedi ki para mı var en son yazlık aldık işte dedi. Ki evet hesaplarını falan bilirim pek parası yok. Fakat tek çocuğum, ne annem ne de babam gördüm ki kenara bi altın maltın koyalım çocuğu daha evlendirmedik daha dememişler. Demeleri gerekmiyor (!). Fakat kimse bana kendin hallet de demedi, ona göre yaşardım, para biriktirirdim. Ve bu arada annem baya sinirli ve disiplinlidir öyle şımarık bir çocuk olamadım yani. Sadece sordum, anne, baba öbür yaz böyle bir şey olsa, altından kalka bilir miyiz ne diyorsunuz? diye. Çünkü çevremde görüyorum yani durumu çok iyi olmayan aileler bile bu tarz kültürel şeyler için bir şeyler ayırıyorlar. Sormaz olaydım. Geceleri başka işte çalışıp para biriktireydim de sormaz olaydım. Kredi falan çekeydim hiç ailemden destek istemeseydim keşke de sormaz olaydım. Bunları yine yapıcam mecbur tabi öyle yan gelip yatayım ailem baksın derdinde değilim zaten yazılım mühendisi olarak çalışıyorum fakat düğünmüş takıymış evlilik hazırlığıymış gibi şeyler konusunda bir hazırlığımın olmamasının gerçeği gün gibi yüzüme vurdu. Neyse dedim biraz zaman kazanayım, kendimi anlatayım. Kız arkadaşım da ailesi de anlayışla karşılar herhalde.
Annem tutturdu dur daha kızı tanımadık, kız seni kafalamış belli ki, sen düğün düşünmezdin, o mu araştırtıyor düğün istiyor, nerede yaşayacağız falan diyor. Bu soruları sen sormuyorsun o sordurtuyor, Bu kız seni paran için kullanıyor vs vs.. Para? Hangi para? Evim yok. Var zannediyordum, bana kadar varmış. Evlenince "el" gelir diye benim değilmiş. Arabamız vardı geçen sene sattık ama.. bana veriyorlar zannediyordum. O kadar karışıyordu ki.. o da bana kadar varmış. Başkasıyla takılınca rahat edemiyormuş evde sonradan anlıyorum. Kızın evi de var arabası da. Maaşı desen beni katlıyor zaten. Bu kız mı beni param için kullanıyor?
Kız arkadaşıma da annemlere bu soruyu yöneltmeden önce dedim ki, sizin adetler neler? O da yakın çevresinden örnekler verdi. Şu öyle yaptı, buna böyle yapıldı, yapılabiliyorsa ben de isterim tabii ki ama olabilecek neyse o olur dedi. Fakat BEN DE BUNLARI İSTERİM BANA DA BUNLARI YAPIN DEMEDİ. Ben de bizimkilere o örneklerle gidince ve hatta duyuruya da sormuştum, anlaşıldı ki kız sanki bunları bunları istiyor. Vay bee biz bedavaya gitmişiz falan diyenler oldu. Çok fena yanlış anlaşıldı bu konuşulanlar. Annem de kıza demediğini bırakmadı. Ki siz de bırakmadınız. Ama yüzüne demedi tabii ki. Kız arkadaşımdan yüzde yüz emin olamasam da ben iyi niyetine ve samimiyetine güveniyorum. Aslına ben ne sorduysam onları anlattı. Ha baştan anlatmayıp diyebilirdi ki ya hayatım ne önemi var yaparız bir şeyler işte.. fakat ben sürekli detay sorduğum için anlattı yani. E bir de Antepliler bir miktar heveslenmiş ve istemiş olabilir klasik şeyleri. Olması gerekenen şeyler bellidir aşağı yukarı yani uçup kaçmadı ki. Annem de diyor ki şu zamanda düğün mü yapılır, ev mi ayarlanılır. Yahu insan der ki siz anlaşın yeter ki bakarız bir hal çaresine.. yok. Şeytan kesildi bir anda.
Dedi ki kız kendisi ev bakıyordu yatırımlık, üstüne biraz koy işte orada oturun dedi. Anne dedim kıza öyle denir mi? Ne var bunda sor dedi. Sordum, bu sefer sanki biz onun malına konmaya çalışıyormuşuz gibi oldu. Çünkü o 5 koysa ben 1-2 koyabilirdim en fazla.
Neyse annem bu düğün ve yapılabilecekler araştırması, kalacak yer araştırması olaylarından bilendiği için ön yargılı idi. İstanbula gitme planı yaptık yine de annemi görmeye gidelim diye. Şans o ki diğer doktorlar doğum iznine falan çıktı, kendisi tek kaldı, izin alamadı, istanbul planı iptal oldu. Sonra neyse zaman geçti annem yazlığa gelecekti biz de öncesinde Antep + babamın yanına memlekete geçeriz diye 1 haftalık izin aldı plan yaptık. Ordan da tekrar yazlığın oraya dönecektik annem de yarı yıl tatilinde geleceği için herkesi görmüş olacaktık plan buydu. Fakat biz Antep'e gidince yollar kapandı, doğal gaz boruları patladı o tarafta derken kaos ortamı, biz orta karadeniz taraflarına doğru çıkamadık. Yani babamın yanına gidemedik. Sahil tarafından aracıyla geri döndük. Yazlıkta ben ve üvey babam kalıyorduk, annem işi gereği istanbuldaydı fakat ben kız arkadaşımla tanıştıktan sonra onun kiralık olarak kaldığı yere yerleşmiş kadar olmuştum. Annem dedi ki bu kız öyle bir fena ki ne seni istanbula getirdi ne babanın yanına götürdü sadece kendi ailesiyle tanıştırdı. Allahım kafayı yiyeceğim. Anne dedim tüm planlar yapılırken ben de vardım, aksilikler yaşanırken ben de vardım. Denk geldi sadece desem de dinletemedim. Bu arada annem dışarıdan çok iyi niyetli, arkadaş canlısı bir insandır arkadaşlarım çok sever. Arka planını ben biliyorum sadece.
Neyse kız arkadaşımı annemle tanıştırdım yine de. Annem pek konuşmadı. Varlıklı gibi gözüküyoruz ama aslında pek bir şeyimiz yok mimvalinde hikayeler anlattı durdu ne alakaysa şimdi durduk yere? Başka da bir şey sormadı hal hatır falan. Sonra kız arkadaşım gitti, annem diyor ki kız da pek suratsız hiç konuşmadı. Burnu havada falan diyor bana. YAHU SEN HİÇ SOHBET ETMEDİN Kİ HAL HATIR SORMADIN Kİ. Ha otoriter bir duruşu var kabul, ama ben öyle seviyorum kime ne? Alıştı tabi pısırık sessiz kızlara. Böyle görünce bi çatışma yaşandı auralar arasında herhalde. Bir de yani annem dışında kız arkadaşımı kimle tanıştırdıysam, herkes çok sevdi. Yakın zamanda babamla tanıştırdım. O da çok sevdi. Ki önceki kız aradaşlarımı sevmediği olmuştu babamın. O yüzden korkuyordum. Kız aradaşım genelde güleçtir yani tatlı bir yüzü var aslında, annem sevmedi sadece. Sinirli bir yanı da var bazen yüzünden anlaşılıyor belki annem ona takılmıştır ben daha efendi sessiz sakinim ezer bu seni falan diye ama.. Annem önceki kız arkadaşlarıma karşı nötrdü. Bi öncekini sevmişti aslında çünkü hep saçını paralıyordu. Fazla iyi niyetliydi. Ama anlaşma seviyesi veya kafa olarak ben zaman sonra yeterli görememiştim. O yüzden ben hiç evlilik dile getirmediğim için, annemin tepkilerini objektif ölçemiyorum.
Neyse tüm bu gerilim ortamında annem bir yandan, teyzelerim bir yandan beni soğutmaya çalıştılar. Bedelli askerliğim çıktı, ortamı iyice gerdiler. Askere bile beni hiç yolcu eden olmadı o günün öncesinde annemle tartıştığım için. Dedim ki Anna bi babam beğenmiyor bi sen beğenmiyorsun ben ikinizin de sevebileceği bir insan bulamam hayat benim hayatım size ne ya size uymak zorunda değil benim seçimlerim diye ağlayarak ufak bir sinir krizi geçirmiştim. Ayrıca yahu bi gideyim geleyim sonra anlatın ne derdiniz varsa ben de açıklayayım. Ben böyle sinirlenince bağırıp çağırında falan annem ben askere gitmeden önce de dedi ki kızın taktiği gördün mü bak bizim aramızı bozdu, aileni aradan çıkarttı ki ben tek başıma rahat rahat seninle yaşabileyim diye.. falan dedi. Neyse ben o üzüntülü ve kafayı yiyecek halde askere gittim. Kız arkadaşım da üzüntümü görünce bi şansımı tekrar deneyeyim diye bizim yazlığa gidip ziyaret etmiş annemleri. Demiş ki kulağıma beni çok üzen suçlamalar geldi, büyük ihtimalle çok da azını duydum fakat beni çok yanlış anladınız isterseniz ben kendimi daha net ifade edeyim falan. Kız arkadaşımın askerde bana dediğine göre uğramış ve çok durmamış annem pek dinlememiş. Fakat ben üzülmeyeyim diye detay vermermiş, meğerse annem kovmuş kendisini. Oğlumun her şeyi benim, evi de benim, arabası da benim(araba yok da işte bir miktar parası duruyor), maaşı da benim. Bunlar olmasa kim ne yapsın onu falan demiş beni de soğutmaya çalışmış. İkinizi de görmek istemiyorum çık dışarı falan demiş.
Sonra ben döndüm askerden işte annemle uzaktan yazışarak ve ses kayıtları ile tekrar tartıştık. Bu olay ve dedikleri için de ayrı kızdım. Dedim ki bu zamana kadar evet baktın sağ olasın fakat bir şeyleri sağlaman, kontrolü de sağlaman gerektiği anlamına gelmiyor. Neyi nasıl kullanacağım, araç ile ne yapacağım, evime kimlerin gidip geldiği, nereye gittiğim, kimlerle görüştüğüm, maaşımı nasıl harcayacağım gibi konularda bir kukla gibi yönlendirebileceğin anlamına gelmiyor. Ben bu şartlar altında bir ev varmış, iyi kötü bir araba varmış gibi hissetmiyorum ki dedim. Özgür oladıktan sonra ben ne yapayım bunları dedim.
Dedi ki hep sana çabaladım hayatımı yaşayamadım bu mu bana reva gördüğün. Yahu kızmayın ama öyle ailemi sömüren bir insan değilim. Annemin yaşayası olsa yaşardı. Para harcamayı sevmiyor ki. Bahanesi oldu. Dedi ki bana hayatı sen yaşatmadım yemedim yedirdim içmedim içirdim.
Ben de dedim ki ben neymişim ya, alın her şeyiniz sizin olsun, üstümdeki mal varlıklarını da alın, borsadaki paraları da alın, hiç birinizi hiç bir şeyinizi istemiyorum, bana güvenmeyecekseniz, benim seçimlerime saygı duymayacaksanız ne yapayım bunları alın hepsi sizin olsun dedim. Evden ne var ne yok bütün eşyalarımı aldım çıktım. Aradan 3 ay geçti annem yarı yarıya kilo vermiş. Ben zaten genel olarak huzursuz ve sinirliyim onlara karşı.
Kız arkadaşım da dedi ki sıkma canın zamanla anlarlar belki, ben de ne yapacağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum belki ben de hatalar yapmışımdır ama büyük olan onlar, bizi hiç idare etmeye çalışmadılar, hiç anlamaya çalışmadılar dedi. Ben önceki ilişkilerimde evlilik istemiyorum dedim, laf geldi. İstiyorum dedim, laf geldi. Para mühim değil dedim kullanıldım, biraz şımartılmak istiyorum bari öyle deneyim dedim, yine laf geldi. Ben de bu toplumda nasıl davranacağımı bilmiyorum her hareketim izleniyormuş gibi geliyor dedi. Bekleyelim, anlamazlarsa da biz bize yeteriz dedi. Denilenlere de alınmış olacak ki.. sonra kendisi gitti kredi çekti, ailesinden borç falan aldı tek başına ev aldı. İçine eşya da aldı. Ben kimseye muhtaç değilim çok şükür dedi. (Annem sana güvenerek ev alıyor yardım edersin yükünü hafifletirsin diye demişti) Orada otururuz diyor. Zaten benden 2-3 kat kazanıyor çoğu zaman. Annem neden oğlumun parası için birliktesin dedi.. artık yorumu size bırakıyorum.
Neyse şimdi istemeydi, evlilikti falan hazırlıkları yapıyoruz baba tarafım ile. İnsanlar detay bilmediği için annenle barış diyorlar. Arkadaşlar barışsam da annem evlenince dirlik vermez ki? Eve sen mi bakıyorsun der, seni kullanıyorlar der. Oo kaynanan mı size gelmiş, ona da yedir oh oh falan der. Der yani biliyorum ben. Kendisi öyle yapıyor çünkü. Kişi kendinden bilir işi dediğim kısım o aslında.
Ne yapmalıyım sizce? Şimdi de ben kötü hissediyorum. Ben hep güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel bir düğün yaparım kesin hayali ile yaşarken, şu an her şeye sırtımı döndüm ne evim arabam var ne de düğün yapabiliyorum. Bunu kız arkadaşım çok sorun etmese de ben ediyorum ve kesin o taraflardan laf gelecek bu konuda yani. Bekleyeyim desem, ailesi iş uzasın istemiyor. Ciddilerse gelsinler artık diye bekliyorlar. Ne diyeyim 2-3 sene bekleyin mi diyeyim? Veya başta beklemeye mi alsaydım ilişkiyi evlenilebilecek bir insan bulduğumda ben hazır değili sonra mı görüşelim deseydim olmuyor ki öyle.
Sonuç olarak kız arkadaşım iftiraların aksine bunları sorun etmiyor ama şimdi de ben onun evinde kalmış, onun aracını kullanıyor olacağım. Bir erkek olarak bu biraz gururumu incitiyor. Sırf şu yüzden sığ düşünceli anadolu insanı gibi gelecek planlarını bırakıp kredi çekip araç alasım var. Yoksa şey gibi hissediyorum, bu sefer de bana diyecekler kızı kullanıyor diye. Ne durumlardan ne durumlara düştüm ne yapacağımı bilmiyorum.
Annemlerle geçenlerde kuzenin nişanında denk geldik. Çok muhabbet olmadı ama bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Mesajla bişeyler atıyorlar soruyorlar eski zamanlardaki gibi. Sanki söylenenler hiç söylenmemiş gibi. İftiralar hiç atılmamış gibi. Daha ağır şeyler de dedi de şimdi onları söylemeyeyim. Kız arkadaşım ben askerde kaç gün şu anki ev sahibi yaşlı çift var onlarda kalmış günlerce ağlamış ne evlilik meraklısıymışım, ne kötü insanmışım, ne para meraklısıyımışım.. neler neler dendi diye. O yüzden hiç bir şeyin ikimizin için de eskisi gibi olacağını zannetmiyorum anne tarafıma karşı. Nişan düğün falan olursa onları çağırmayı düşünmüyorum. Çünkü tekrar sıkı sıpı olmaya çalışırlarsa yine burunlarını sokacaklar. Akılları başlarına gelmiş midir? Pişmanlar mıdır? Aklıma ölüm kalım falan geliyor. Böyle göçüp gitmesini falan istemem ama ne yapayım elimden de pek bir şey gelmiyor.
Baba tarafımla hayatıma devam edebilirim. O tarafın aile bağlarını daha sıkı pıkı buluyorum. Herkes herkese yardım eder falan. Zaten kız arkadaşım da babamı daha çok sevdi. Daha insancıl daha kültürlü dedi. Daha sıcak davrandı dedi. Babam melek gibi insandır o da herkese yardım eder. Maddi manevi pek düşünmez. Ben biraz ona çekmişim ama annemle yaşaya yaşaya ayarlarım bozuldu işte biraz. Neyse, durumlar böyle. Belki okunmaz bile ama içimi dökmek istedim.
Şimdi öncelikle annemdeki sıkıntının temeline inmem ve ondan biraz bahsetmem gerekiyor. Kendisi öğretmen. 5 kız kardeşler. Hepsi okumuş. Babaları, yani dedem de sınıf öğretmeniymiş. Anneanne hemşire. Yani baktığınız zaman okumuş bir aile denilebilir.
Fakat dedemin yaşantısı, anneannemde nasıl bir rahatsızlık uyandırdıysa, bu bütün kızlarına farklı boyutlarda, farklı şekillerde yansımış durumda. Ve bu yaşantı, anadoluda çok da farklı bir erkek yaşantısı değil.
Nedir bu, dedem insanlara ziyafet vermeyi, yardım etmeyi, ağırlamayı, yemeyi içirmeyi seven bir insanmış. Yaşadıkları ilçede az da olsa tanınır, sevilirlermiş. Fakat dedem 5 kız büyütse de, o döneme göre eve de bir şekilde baksa da.. paraları bir şekilde yemiş etmiş, ihtiyaç olduğunda da anneannemin paraları da istemiş, onda da para bırakmamış. Vefat ettiği ana kadar dönüp baktığımızda, gayet zevkli bir hayat yaşadığını söyleyebilirim.
Babaannem de hep yakınır, bu dedeniz/babanız herkese yardım etti, herkese para dağıttı. Hocam acız diyene verdi, sefiliz diyene verdi, o verilenler geri gelmedi. Borç alanlar da gittiler kendilerine ev araba aldılar. Biz sonra parasızlığımızla kaldık vs. diye. Daha detaylar var da işte genel itibari ile durum böyle. Ve şuanki durumu da öyle çok kötü değil. Sadece içerisinde hep yaşayamadıklarının, olmadıklarının acısı var.
Şimdi bu dedemin bonkörlüğü mü denir iyi niyeti mi saflığımı artık ne ise.. Ders niteliğinde evde anlatıldığı için, "insanlar hep kötüdür, insanlar hep kullanırlar, aman paralarınızı dağıtmayın, aman paralarınızı harcamayın, aman şöyle biriktirin, kendinizi kullandırtmayın, ben tutamadım aman siz tutun" tarzı söylemler ilmek ilmek çocuklara işlemiş. Şimdi bu belli bir boyutta güzel bir farkındalık. Fakat nasıl tesir etti ise kendi aralarında dahi para mevzusu olduğunda kimse kimseye kolay kolay bonkör davranamıyor. Versem mi vermesem mi diye düşünüyor. Ne vericem o bana şöyle şöyle yapmıştı, versem ne olacak eşine yarayacak vs. gibi fitne fücur öz kardeşler içerisinde bile olabiliyor. Birbirlerinin mallarına karşı çekememezlikleri de zaman zaman olabiliyor. Birbirlerine gelip gitmeleri bile benim X im var o yüzden bana geliyorlar tarzında bile olabiliyor. Ama sorsan muhabbet ortamında herkes çok iyi niyetli, herkes birbirinin iyi niyetini ister falan fıstık.
Fakat bu huyların en fazlası da annemde vuku bulmuş. Yani tüm hayatını etkileyecek kadar. Babamla annem ben 2 yaşındayken, 2-3 yıllık evlilerken falan anlaşarak ayrılmışlar. Ben 27 senedir annemle yaşıyorum. İkisini de görüyorum, ikisi de birbiri hakkında pek kötü bir şey söylemese de, bu tarz olaylar olduğunda babama sorduğumda şey dedi, biz evliyken teyzen ziyarete gelmişti başka bir şehirden. Ben de otobüs biletini almıştım. Annen 2 gün ağladı sen niye alıyorsun onun parası mı yok, yok gibi gösteriyorlar sen de kanıyorsun vs. diye. Bu sadece bir tanesi gerisi sen düşün dedi. Ben de şaşırdım ama tahmin edebiliyorum dedim. Veya mesela evi birlikte borçlanarak almışlar, ev annemim üzerineymiş. Babam zaten ben onun hiç bir şeyini istemezdim istemedim de zaten ama annen gitmiş evi annesinin mi ne üstüne yapmış ayrılmadan önce dedi.
Benim gördüğüm de mesela annem evde pahalı bir yiyecek falan varsa annesi babası kardeşi veya normal misafir fark etmez, saklama huyu da var. O yüzden şöyle biraz geniş baktığımda, bu durum aile içinde biraz normal karşılansa da durum çok ciddi.
Tek sevdiğim yani, bir tek oğlu var, benden pek bir şey esirgemediği. Sağ olsun okuttu, ihtiyaçlarımı karşıladı, yurt dışı gördüm, kendi başına evini arabasını aldı falan. Kendi mesela gezmez. Para gidecek diye. Arabaya binmez, eskiyecek veya benzin alınacak diye. Arkadaşlarına gitmez, onlar da bana gelecek bir de bişeyler mi hazırlıycam diye. (Küçükken aile evinde köle gibi çalıştırılmış, o yüzden sevmiyormuş ev işlerini) Bunlar yüzünden yalnız ölecekmiş gibi geliyor 3-5 mal varlıkları içerisinde.
Ben 18 yaşındayken falan evlenmeye karar verdi. şuan 27 yaşındayım. Babam öğretmendi fakat annem kendi halinde, iyi niyetli lise mezunu bile olmayan, öyle durumu da çok iyi olmayan bir adam buldu evlendi. Hiç karışmadım. Annem güçlü, dominant bir kadındır. Daha önce görüştükleri de oldu eğitimli veya maddi durumu çok iyi olanlar fakat bana şey dedi, karışmasındansa, küfretmesindense, şiddet uygulamasındansa böylesi daha iyidir. Yani demek ki sözünü geçireceği birini arıyor.
Fakat zaman sonra gördüm ki annemde ne aşk var ne bir şey. Adamı sadece evin ihtiyaçlarını görsün, motoruyla sağa sola getirsin götürsün, ben bir yandan kendi yatırımımı yapayım, maaşıma hiç dokundurtmayım, oğluma harcayım veya işte evde ses olsun diye seçmiş. Ki sesinden de rahatsız gerçi de neyse. Biraz pısırık da bir adam. Annem parmağında oynatıyor. Ayrı yatıyorlar falan nerdeyse ezelden beri. Adam bu tarz durumlardan, baskılardan, annemin onu arkadaşlarından uzaklaştırmasından falan şikayetçi fakat ben aşık oldum da evlendim diyor. Neyse ki önceden biraz kötü bir evde kirada otururken şimdi daha güzel yerlerde oturuyor falan.. bunların annemin cümleleri daha ne istiyor diyor. O yüzden idare ediyor sanırım. Ben olsam 5dk durmam içeride ve dışarıda o kadar ezildiğim bir yerde ama artık aşk mı var çıkar mı bilmiyorum.
Şimdi böyle bir ortamda, anneme kendi annesi ve kardeşleri diyor ki oğluna bu kadar harcama, kendine tut, kendin gez, kendin harca fakat ama annem imkanı yok öyle bir şey yapamaz. Ben olmasam da yapamaz. Yine de söylenip duruyorlardı. Kafasını nasıl yedilerse, ben bu son olayda al her şeyin senin olsun dediğimde "bak gördün mü demekki sen de para var diye benim yanımdaymışsın, olmayınca gidiyorsun" diyerek, paranoyaklığını bana kadar düşürmüş, beni iyice hayretler içinde bırakmıştır.
Çok az da annemle ilişkime değineceğim; annem hem annelik hem babalık yapmıştır benim büyüme sürecimde ve arkadaş gibiyizdir. Öyle mıç mıç bir ilişkimiz yoktur yani kendisi de çocukken öyle sevilmediği için beni da nasıl seveceğini bilememiş ve öyle bir iletişim dili kuramamışızdır. Ama yine de sevildiğimizi, değer verdiğimizi biliriz. Ve ben anneme ilişkilerim dahil her şeyi anlatmışımdır. Daha doğrusu kendisi fazla burnunu sokmuştur küçüklüğümden beri. Biraz ayıp olacak ama mahalledeki dedikoducu teyzeler gibi kurcalamıştır. Kimle buluştunuz, ne yaptınız, nereye gittiniz, ne dedi, ne yediniz, kim ödedi, arabayla mı gittiniz, uzağa mı gittiniz, bak arkadaşlarını iyi tanı, sen onlara tatlı götürmüştün, onlar sana getire getire bir meyve suyu mu getirmiş tarzında artık kafayı yiyeceğiniz düzeyde bir burnunu sokma durumu oldu. Halbuki illa öyle gelen giden arası bir denge kurmaya çalışılsa bile başka türlü başka zaman zaten faydaları dokunuyor arkadaşlarımın. Ama işte bu sınırları ben koyamadım, suç bende de var fakat çevremde hiç erkek figürü olmadığı için sınırlarımı çizeceğim bir fırsat olmadı. Yani 4 teyze içerisinde büyüdüğüm, dayı olmadığı, amcama da uzak olduğum ve hiç kardeşim olmadığı için bu tarz durumlarda bir "erkek" gibi davranamadığımı, durumları iyi yönetemediğimi düşünüyorum. Fakat burada annemde de suç buluyorum, çünkü bu kadar detay onu ilgilendirmemeli. Yani annem bile olsan sana ne yani ben bir bireyim. Ben sana karışıyor muyum bu kadar da sen beni bu kadar yönlendiriyorsun.
Şimdi derdi ve niyeti kötü değil tabii ki. İnsanlar tarafından kullanılayım istemiyor iyi niyetli gördüğü ve küçükken kandırıp elinden şekerinin çok rahat alınabileceği bir çocuk olduğum için. Ama yöntemi yanlış. Benim de ayarlarımı bozar oldu. Kuruş hesaplar, arkadaşlarıma, kız arkadaşlarıma her şeyi bölüştürür hale geldim. Zaman zaman adım cimriye çıktı. Fakat çok içli, sessiz bir dönemim oldu büyürken. ve insanları iyi gözlemleyebildiğimi düşünüyorum. Yani kullanılma ihtimalim yüksek saf ve iyi niyetli bir çocukluk yaşadım fakat o an bir şey yapamasam bile sonra uzaklaşabilecek bir iradeye sahibim. Fakat annem hiç bir zaman beni öyle farkındalığı yüksek, bilinçli birisi olarak görmedi.
Üniversiteden beri annemin üzerimde bıraktığı bu travmalarla savaştım. Annem gibi yapsam, hiç arkadaşım kalmayacaktı. Hala daha ufak tefek etkilerini yaşıyorum. Sadece kulağıma küpe ederek, ama daha normal davranarak yaşıyorum.
Bir de şöyle bir şey var; dedim ya tüm ilişkilerimde sorar ne yaptınız falan diye. 17 yaşımdan beri hep ilişkilerim vardı. 1 yıllık, 6 yıllık, 1 yıllık 2 yıllık şeklinde.. Ve son ilişkilerimde şöyle kafayı yedirtecek bir durumla karşılaştım.
Mesela diyor ki kız sana hesap ödetiyor mu, elini cebine atıyor mu.. Genelde ben ödüyorum anne işte o 1 ödüyorsa ben 2 veya 3 ödüyorum diyorum. Diyor ki bu kız seni kullanıyor. Bak şimdi :)
Sonra başka bir ilişkim oluyor, yine soruyor. Diyorum ki o konuda çok iyi her zaman elini cebine atıyor, teklif ediyor, o ödemeye çalışıyor, ya o fazla ödüyor ya da eşit ödüyoruz falan diyorum. Bu sefer de diyor ki "e zeki kız tabi seni kafalamaya çalışıyor, elde edinceye kadar elinden geleni yapacak". Arkadaşlar kafayı yersiniz. Herkes mi kötü, herkes mi bizi kullanmaya çalışıyor? Benim seçtiğim insan, benim sevdiğim insan, beni düşünemez mi? böyle bir ihtimal yok mu? Anneme göre yok.
Kendileri erkeklere para harcatırken annelerine sormuş mu? Kendileri erkeklere para harcatırken erkekleri düşünmüşler mi? Bu noktada artık kimse kusura bakmasın, kişi kendinden bilir işi diyorum. Oraya gelicem tekrar.
Şimdi son ve ciddi ilişkime gelelim. Yazlık almıştık tatil beldesinde kendi halinde, kendi başına okumuş, kendi başına çalışmış, kendi ayakları üzerinde durabilen bir diş hekimi ile tanıştım. Flört döneminden sonra ciddiye bindi iş ve gelip gidiyor derken onda yaşamaya başladım.
İş ciddiye binince kendi kendime dedim ki, yahu hiç aklımda yoktu 30umda falan evlenirim diyorum ama ben artık ilişkilerimi öyle yıllarca uzatamam, kadınlar da beklemezler. O yüzden seneye kesin evlenirim, bi bizimkilere sorayım bakalım biz böyle istemeydi, düğündü falan öyle şeyleri halledebilecek miyiz ne durumdayız?
Babama sordum ilk, oğlum ben emekliyim ek işim de yok ki 30k kriptoya yatırmıştık, düştü işte çıkmasını bekliyoruz (niye yatırdınız derseniz biz daha önce zamanında annemle 200k yatırıp para 500k olup da yazlık alınca gaza geldi) bir 20-30k falan da kenarda var başka yok, bununla da anca takı bir iki takı alınır, annene sorsana dedi.
Annem de durup durup patlamış gibi birden dedi ki bu güne kadar baktım hala para mı istiyorsun. Yine doldular mı ne oldu anlamadım. Gayet normal bir soru sordum çünkü beni everin hadi işiniz ne.. demedim ya. Ne istedim anne dedim burslu okudum zaten, kyk mı aldım paşalar gibi ödiycem, geriye kalan şeyler bir çocuğun yetişirkenki harcanabilecek şeyler dedim. O da dedi ki para mı var en son yazlık aldık işte dedi. Ki evet hesaplarını falan bilirim pek parası yok. Fakat tek çocuğum, ne annem ne de babam gördüm ki kenara bi altın maltın koyalım çocuğu daha evlendirmedik daha dememişler. Demeleri gerekmiyor (!). Fakat kimse bana kendin hallet de demedi, ona göre yaşardım, para biriktirirdim. Ve bu arada annem baya sinirli ve disiplinlidir öyle şımarık bir çocuk olamadım yani. Sadece sordum, anne, baba öbür yaz böyle bir şey olsa, altından kalka bilir miyiz ne diyorsunuz? diye. Çünkü çevremde görüyorum yani durumu çok iyi olmayan aileler bile bu tarz kültürel şeyler için bir şeyler ayırıyorlar. Sormaz olaydım. Geceleri başka işte çalışıp para biriktireydim de sormaz olaydım. Kredi falan çekeydim hiç ailemden destek istemeseydim keşke de sormaz olaydım. Bunları yine yapıcam mecbur tabi öyle yan gelip yatayım ailem baksın derdinde değilim zaten yazılım mühendisi olarak çalışıyorum fakat düğünmüş takıymış evlilik hazırlığıymış gibi şeyler konusunda bir hazırlığımın olmamasının gerçeği gün gibi yüzüme vurdu. Neyse dedim biraz zaman kazanayım, kendimi anlatayım. Kız arkadaşım da ailesi de anlayışla karşılar herhalde.
Annem tutturdu dur daha kızı tanımadık, kız seni kafalamış belli ki, sen düğün düşünmezdin, o mu araştırtıyor düğün istiyor, nerede yaşayacağız falan diyor. Bu soruları sen sormuyorsun o sordurtuyor, Bu kız seni paran için kullanıyor vs vs.. Para? Hangi para? Evim yok. Var zannediyordum, bana kadar varmış. Evlenince "el" gelir diye benim değilmiş. Arabamız vardı geçen sene sattık ama.. bana veriyorlar zannediyordum. O kadar karışıyordu ki.. o da bana kadar varmış. Başkasıyla takılınca rahat edemiyormuş evde sonradan anlıyorum. Kızın evi de var arabası da. Maaşı desen beni katlıyor zaten. Bu kız mı beni param için kullanıyor?
Kız arkadaşıma da annemlere bu soruyu yöneltmeden önce dedim ki, sizin adetler neler? O da yakın çevresinden örnekler verdi. Şu öyle yaptı, buna böyle yapıldı, yapılabiliyorsa ben de isterim tabii ki ama olabilecek neyse o olur dedi. Fakat BEN DE BUNLARI İSTERİM BANA DA BUNLARI YAPIN DEMEDİ. Ben de bizimkilere o örneklerle gidince ve hatta duyuruya da sormuştum, anlaşıldı ki kız sanki bunları bunları istiyor. Vay bee biz bedavaya gitmişiz falan diyenler oldu. Çok fena yanlış anlaşıldı bu konuşulanlar. Annem de kıza demediğini bırakmadı. Ki siz de bırakmadınız. Ama yüzüne demedi tabii ki. Kız arkadaşımdan yüzde yüz emin olamasam da ben iyi niyetine ve samimiyetine güveniyorum. Aslına ben ne sorduysam onları anlattı. Ha baştan anlatmayıp diyebilirdi ki ya hayatım ne önemi var yaparız bir şeyler işte.. fakat ben sürekli detay sorduğum için anlattı yani. E bir de Antepliler bir miktar heveslenmiş ve istemiş olabilir klasik şeyleri. Olması gerekenen şeyler bellidir aşağı yukarı yani uçup kaçmadı ki. Annem de diyor ki şu zamanda düğün mü yapılır, ev mi ayarlanılır. Yahu insan der ki siz anlaşın yeter ki bakarız bir hal çaresine.. yok. Şeytan kesildi bir anda.
Dedi ki kız kendisi ev bakıyordu yatırımlık, üstüne biraz koy işte orada oturun dedi. Anne dedim kıza öyle denir mi? Ne var bunda sor dedi. Sordum, bu sefer sanki biz onun malına konmaya çalışıyormuşuz gibi oldu. Çünkü o 5 koysa ben 1-2 koyabilirdim en fazla.
Neyse annem bu düğün ve yapılabilecekler araştırması, kalacak yer araştırması olaylarından bilendiği için ön yargılı idi. İstanbula gitme planı yaptık yine de annemi görmeye gidelim diye. Şans o ki diğer doktorlar doğum iznine falan çıktı, kendisi tek kaldı, izin alamadı, istanbul planı iptal oldu. Sonra neyse zaman geçti annem yazlığa gelecekti biz de öncesinde Antep + babamın yanına memlekete geçeriz diye 1 haftalık izin aldı plan yaptık. Ordan da tekrar yazlığın oraya dönecektik annem de yarı yıl tatilinde geleceği için herkesi görmüş olacaktık plan buydu. Fakat biz Antep'e gidince yollar kapandı, doğal gaz boruları patladı o tarafta derken kaos ortamı, biz orta karadeniz taraflarına doğru çıkamadık. Yani babamın yanına gidemedik. Sahil tarafından aracıyla geri döndük. Yazlıkta ben ve üvey babam kalıyorduk, annem işi gereği istanbuldaydı fakat ben kız arkadaşımla tanıştıktan sonra onun kiralık olarak kaldığı yere yerleşmiş kadar olmuştum. Annem dedi ki bu kız öyle bir fena ki ne seni istanbula getirdi ne babanın yanına götürdü sadece kendi ailesiyle tanıştırdı. Allahım kafayı yiyeceğim. Anne dedim tüm planlar yapılırken ben de vardım, aksilikler yaşanırken ben de vardım. Denk geldi sadece desem de dinletemedim. Bu arada annem dışarıdan çok iyi niyetli, arkadaş canlısı bir insandır arkadaşlarım çok sever. Arka planını ben biliyorum sadece.
Neyse kız arkadaşımı annemle tanıştırdım yine de. Annem pek konuşmadı. Varlıklı gibi gözüküyoruz ama aslında pek bir şeyimiz yok mimvalinde hikayeler anlattı durdu ne alakaysa şimdi durduk yere? Başka da bir şey sormadı hal hatır falan. Sonra kız arkadaşım gitti, annem diyor ki kız da pek suratsız hiç konuşmadı. Burnu havada falan diyor bana. YAHU SEN HİÇ SOHBET ETMEDİN Kİ HAL HATIR SORMADIN Kİ. Ha otoriter bir duruşu var kabul, ama ben öyle seviyorum kime ne? Alıştı tabi pısırık sessiz kızlara. Böyle görünce bi çatışma yaşandı auralar arasında herhalde. Bir de yani annem dışında kız arkadaşımı kimle tanıştırdıysam, herkes çok sevdi. Yakın zamanda babamla tanıştırdım. O da çok sevdi. Ki önceki kız aradaşlarımı sevmediği olmuştu babamın. O yüzden korkuyordum. Kız aradaşım genelde güleçtir yani tatlı bir yüzü var aslında, annem sevmedi sadece. Sinirli bir yanı da var bazen yüzünden anlaşılıyor belki annem ona takılmıştır ben daha efendi sessiz sakinim ezer bu seni falan diye ama.. Annem önceki kız arkadaşlarıma karşı nötrdü. Bi öncekini sevmişti aslında çünkü hep saçını paralıyordu. Fazla iyi niyetliydi. Ama anlaşma seviyesi veya kafa olarak ben zaman sonra yeterli görememiştim. O yüzden ben hiç evlilik dile getirmediğim için, annemin tepkilerini objektif ölçemiyorum.
Neyse tüm bu gerilim ortamında annem bir yandan, teyzelerim bir yandan beni soğutmaya çalıştılar. Bedelli askerliğim çıktı, ortamı iyice gerdiler. Askere bile beni hiç yolcu eden olmadı o günün öncesinde annemle tartıştığım için. Dedim ki Anna bi babam beğenmiyor bi sen beğenmiyorsun ben ikinizin de sevebileceği bir insan bulamam hayat benim hayatım size ne ya size uymak zorunda değil benim seçimlerim diye ağlayarak ufak bir sinir krizi geçirmiştim. Ayrıca yahu bi gideyim geleyim sonra anlatın ne derdiniz varsa ben de açıklayayım. Ben böyle sinirlenince bağırıp çağırında falan annem ben askere gitmeden önce de dedi ki kızın taktiği gördün mü bak bizim aramızı bozdu, aileni aradan çıkarttı ki ben tek başıma rahat rahat seninle yaşabileyim diye.. falan dedi. Neyse ben o üzüntülü ve kafayı yiyecek halde askere gittim. Kız arkadaşım da üzüntümü görünce bi şansımı tekrar deneyeyim diye bizim yazlığa gidip ziyaret etmiş annemleri. Demiş ki kulağıma beni çok üzen suçlamalar geldi, büyük ihtimalle çok da azını duydum fakat beni çok yanlış anladınız isterseniz ben kendimi daha net ifade edeyim falan. Kız arkadaşımın askerde bana dediğine göre uğramış ve çok durmamış annem pek dinlememiş. Fakat ben üzülmeyeyim diye detay vermermiş, meğerse annem kovmuş kendisini. Oğlumun her şeyi benim, evi de benim, arabası da benim(araba yok da işte bir miktar parası duruyor), maaşı da benim. Bunlar olmasa kim ne yapsın onu falan demiş beni de soğutmaya çalışmış. İkinizi de görmek istemiyorum çık dışarı falan demiş.
Sonra ben döndüm askerden işte annemle uzaktan yazışarak ve ses kayıtları ile tekrar tartıştık. Bu olay ve dedikleri için de ayrı kızdım. Dedim ki bu zamana kadar evet baktın sağ olasın fakat bir şeyleri sağlaman, kontrolü de sağlaman gerektiği anlamına gelmiyor. Neyi nasıl kullanacağım, araç ile ne yapacağım, evime kimlerin gidip geldiği, nereye gittiğim, kimlerle görüştüğüm, maaşımı nasıl harcayacağım gibi konularda bir kukla gibi yönlendirebileceğin anlamına gelmiyor. Ben bu şartlar altında bir ev varmış, iyi kötü bir araba varmış gibi hissetmiyorum ki dedim. Özgür oladıktan sonra ben ne yapayım bunları dedim.
Dedi ki hep sana çabaladım hayatımı yaşayamadım bu mu bana reva gördüğün. Yahu kızmayın ama öyle ailemi sömüren bir insan değilim. Annemin yaşayası olsa yaşardı. Para harcamayı sevmiyor ki. Bahanesi oldu. Dedi ki bana hayatı sen yaşatmadım yemedim yedirdim içmedim içirdim.
Ben de dedim ki ben neymişim ya, alın her şeyiniz sizin olsun, üstümdeki mal varlıklarını da alın, borsadaki paraları da alın, hiç birinizi hiç bir şeyinizi istemiyorum, bana güvenmeyecekseniz, benim seçimlerime saygı duymayacaksanız ne yapayım bunları alın hepsi sizin olsun dedim. Evden ne var ne yok bütün eşyalarımı aldım çıktım. Aradan 3 ay geçti annem yarı yarıya kilo vermiş. Ben zaten genel olarak huzursuz ve sinirliyim onlara karşı.
Kız arkadaşım da dedi ki sıkma canın zamanla anlarlar belki, ben de ne yapacağımı nasıl yapacağımı bilmiyorum belki ben de hatalar yapmışımdır ama büyük olan onlar, bizi hiç idare etmeye çalışmadılar, hiç anlamaya çalışmadılar dedi. Ben önceki ilişkilerimde evlilik istemiyorum dedim, laf geldi. İstiyorum dedim, laf geldi. Para mühim değil dedim kullanıldım, biraz şımartılmak istiyorum bari öyle deneyim dedim, yine laf geldi. Ben de bu toplumda nasıl davranacağımı bilmiyorum her hareketim izleniyormuş gibi geliyor dedi. Bekleyelim, anlamazlarsa da biz bize yeteriz dedi. Denilenlere de alınmış olacak ki.. sonra kendisi gitti kredi çekti, ailesinden borç falan aldı tek başına ev aldı. İçine eşya da aldı. Ben kimseye muhtaç değilim çok şükür dedi. (Annem sana güvenerek ev alıyor yardım edersin yükünü hafifletirsin diye demişti) Orada otururuz diyor. Zaten benden 2-3 kat kazanıyor çoğu zaman. Annem neden oğlumun parası için birliktesin dedi.. artık yorumu size bırakıyorum.
Neyse şimdi istemeydi, evlilikti falan hazırlıkları yapıyoruz baba tarafım ile. İnsanlar detay bilmediği için annenle barış diyorlar. Arkadaşlar barışsam da annem evlenince dirlik vermez ki? Eve sen mi bakıyorsun der, seni kullanıyorlar der. Oo kaynanan mı size gelmiş, ona da yedir oh oh falan der. Der yani biliyorum ben. Kendisi öyle yapıyor çünkü. Kişi kendinden bilir işi dediğim kısım o aslında.
Ne yapmalıyım sizce? Şimdi de ben kötü hissediyorum. Ben hep güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel bir düğün yaparım kesin hayali ile yaşarken, şu an her şeye sırtımı döndüm ne evim arabam var ne de düğün yapabiliyorum. Bunu kız arkadaşım çok sorun etmese de ben ediyorum ve kesin o taraflardan laf gelecek bu konuda yani. Bekleyeyim desem, ailesi iş uzasın istemiyor. Ciddilerse gelsinler artık diye bekliyorlar. Ne diyeyim 2-3 sene bekleyin mi diyeyim? Veya başta beklemeye mi alsaydım ilişkiyi evlenilebilecek bir insan bulduğumda ben hazır değili sonra mı görüşelim deseydim olmuyor ki öyle.
Sonuç olarak kız arkadaşım iftiraların aksine bunları sorun etmiyor ama şimdi de ben onun evinde kalmış, onun aracını kullanıyor olacağım. Bir erkek olarak bu biraz gururumu incitiyor. Sırf şu yüzden sığ düşünceli anadolu insanı gibi gelecek planlarını bırakıp kredi çekip araç alasım var. Yoksa şey gibi hissediyorum, bu sefer de bana diyecekler kızı kullanıyor diye. Ne durumlardan ne durumlara düştüm ne yapacağımı bilmiyorum.
Annemlerle geçenlerde kuzenin nişanında denk geldik. Çok muhabbet olmadı ama bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Mesajla bişeyler atıyorlar soruyorlar eski zamanlardaki gibi. Sanki söylenenler hiç söylenmemiş gibi. İftiralar hiç atılmamış gibi. Daha ağır şeyler de dedi de şimdi onları söylemeyeyim. Kız arkadaşım ben askerde kaç gün şu anki ev sahibi yaşlı çift var onlarda kalmış günlerce ağlamış ne evlilik meraklısıymışım, ne kötü insanmışım, ne para meraklısıyımışım.. neler neler dendi diye. O yüzden hiç bir şeyin ikimizin için de eskisi gibi olacağını zannetmiyorum anne tarafıma karşı. Nişan düğün falan olursa onları çağırmayı düşünmüyorum. Çünkü tekrar sıkı sıpı olmaya çalışırlarsa yine burunlarını sokacaklar. Akılları başlarına gelmiş midir? Pişmanlar mıdır? Aklıma ölüm kalım falan geliyor. Böyle göçüp gitmesini falan istemem ama ne yapayım elimden de pek bir şey gelmiyor.
Baba tarafımla hayatıma devam edebilirim. O tarafın aile bağlarını daha sıkı pıkı buluyorum. Herkes herkese yardım eder falan. Zaten kız arkadaşım da babamı daha çok sevdi. Daha insancıl daha kültürlü dedi. Daha sıcak davrandı dedi. Babam melek gibi insandır o da herkese yardım eder. Maddi manevi pek düşünmez. Ben biraz ona çekmişim ama annemle yaşaya yaşaya ayarlarım bozuldu işte biraz. Neyse, durumlar böyle. Belki okunmaz bile ama içimi dökmek istedim.
Merhaba, hepsini okuyamadım ama annenizde anane durumu travma kalmış gibi, bilişsel birleşmeleri var annesinden muhtemelen. “Paramın olduğunu söylersem alırlar elimden, kaynana eve gelirse evdeki paraları hiç eder gibi.” Bu yüzden ekstrem davranıyor olabilir.
Dedeniz iyilik etmiş epeyce, insanlar paraları geri vermemişler ama belki de o iyiliklerinin yüzü suyu hürmetine anane daha iyi şartlarda yaşamış sonrasında. Neyse, bu başka konu. Yalnız demek istediğim, anane dedeyi nasıl görüyorsa, çocuklar da öyle algılıyor dünyayı biraz, ne yazık ki. Dedeye anane “kocam iyilik yapıyor” deseydi, muhtemelen anne tarafının dünyaya bakışı farklı olacaktı.
Üzüldüm, anneninizin işlevselliğini ve insani ilişkilerini azaltıyor bu durum gördüğüm kadarıyla. Yaşı epey ileridir, terapiye gitsin desem, bilemedim.
Bence anneye şefkatli yaklaşmak ve düşündüğünü anlamak önemli, o zaman yumuşar. Fakat bu sizin için de zor, çünkü direkt hayatınızı etkiliyor.
Dedeniz iyilik etmiş epeyce, insanlar paraları geri vermemişler ama belki de o iyiliklerinin yüzü suyu hürmetine anane daha iyi şartlarda yaşamış sonrasında. Neyse, bu başka konu. Yalnız demek istediğim, anane dedeyi nasıl görüyorsa, çocuklar da öyle algılıyor dünyayı biraz, ne yazık ki. Dedeye anane “kocam iyilik yapıyor” deseydi, muhtemelen anne tarafının dünyaya bakışı farklı olacaktı.
Üzüldüm, anneninizin işlevselliğini ve insani ilişkilerini azaltıyor bu durum gördüğüm kadarıyla. Yaşı epey ileridir, terapiye gitsin desem, bilemedim.
Bence anneye şefkatli yaklaşmak ve düşündüğünü anlamak önemli, o zaman yumuşar. Fakat bu sizin için de zor, çünkü direkt hayatınızı etkiliyor.
- damba (08.06.22 20:11:25)
Hepsini okudum akıcı yazmışsınız.
Bence ülkemizde aile bağları çok abartılıyor. Arkadaşlarımıza beş birim müsamaha gösteriyorsak aileye elli birim gösterelim eyvallah. Ama sizinki gibi (benimkiler de zaman zaman öyleydi) aileler sonsuz müsamaha istiyor. Yemedim yedirdim vs acındırmalarına pabuç bırakmayın. Ev araba sattırıp yurtdışı gezisine giden arkadaşlarım oldu ünide. O asgari hayat şartlarınızı sağlamış siz de düzgün bir evlat olmuşsunuz.
Bu yaşananlardan sonra hala ilişkiye bağlanan kız da bence çok zor bulunur. Kendinizi acındırmadan zayıf göstermeden iradeli bir duruş sergileyerek kız arkadaşınıza hissettiklerinizi planlarınızı çok net anlatın. Annenizle görüşmeyi minimumda tutun. Hayırlı olsun. (Mobil olduğum için dan dan yazıyorum ğslup için kbakmayın)
Bence ülkemizde aile bağları çok abartılıyor. Arkadaşlarımıza beş birim müsamaha gösteriyorsak aileye elli birim gösterelim eyvallah. Ama sizinki gibi (benimkiler de zaman zaman öyleydi) aileler sonsuz müsamaha istiyor. Yemedim yedirdim vs acındırmalarına pabuç bırakmayın. Ev araba sattırıp yurtdışı gezisine giden arkadaşlarım oldu ünide. O asgari hayat şartlarınızı sağlamış siz de düzgün bir evlat olmuşsunuz.
Bu yaşananlardan sonra hala ilişkiye bağlanan kız da bence çok zor bulunur. Kendinizi acındırmadan zayıf göstermeden iradeli bir duruş sergileyerek kız arkadaşınıza hissettiklerinizi planlarınızı çok net anlatın. Annenizle görüşmeyi minimumda tutun. Hayırlı olsun. (Mobil olduğum için dan dan yazıyorum ğslup için kbakmayın)
- selimcigimisik (08.06.22 20:32:28)
bana annen hakli gibi geldi, direkt onun agzindan yazinca ben bile manipule oldum sanirim.
Dugun senin sorumlulugun aile yardim etmek zorunda degil.
Insanlarin karakteri de degismez, para harcamayan birine para harcatamazsin tersi de gecerli.
Kiz iyiyse evlen ama bence acele ediyorsun
Dugun senin sorumlulugun aile yardim etmek zorunda degil.
Insanlarin karakteri de degismez, para harcamayan birine para harcatamazsin tersi de gecerli.
Kiz iyiyse evlen ama bence acele ediyorsun
- divit (08.06.22 21:09:29)
Hepsini okudum. Eğer 20li yaşlarınızın başında, kendi işi, geliri olmayan biri olsanız bu yazdıklarınızı normal karşılardım. Ama 27 yaşına gelmişsiniz, kensi işiniz ama hala ailenizle ilişkilerinizdeki sınırları belirleyemişsiniz. Annenizin nasıl yetiştiği, kocasıyla arasındaki ilişki sizin anne-evlat ilişkinizi alakadar etmiyor. Büyük ihtimal içinizde annenize karşı bir kızgınlık var ama bu kızgınlığı sürdürmenin bir anlamı yok. Sürdürdükçe kendinize ve kendi hayatınızdaki insanlara zarar verirsiniz.
Annenizin sizin düğün masrafınızı karşılamamak istememesi çok ama çok normal. Sizin de, kız arkadaşınızın da geliri var. Öyle başkalarının ailesi yapıyor diye beklentiye girmişsiniz ama bana çok anlamsız geldi bu tavrınız. Birde siz annenizin huyusunu suyunu biliyorsunuz ne diye kız arkadaşınızla ilgili bu kadar şeyi ona bahsediyorsunuz, ben yerinizde olsam bu konuda annemin huyunu bildiğim için daha mesafeli davranırdım, daha az şey anlatırdım. Evlilik sürecinde böyle kavgalar çok yaşanıyor. Bu yüzden en doğrusu aileleri işin işine karıştırmadan bu süreci tamamlamaktır.
Bu burunlarını sokma olayına siz engel olacaksınız, bir denge kurmak, aranızdaki ilişkiye bir mesafe koymak zorundasınız.
Annenizin sizin düğün masrafınızı karşılamamak istememesi çok ama çok normal. Sizin de, kız arkadaşınızın da geliri var. Öyle başkalarının ailesi yapıyor diye beklentiye girmişsiniz ama bana çok anlamsız geldi bu tavrınız. Birde siz annenizin huyusunu suyunu biliyorsunuz ne diye kız arkadaşınızla ilgili bu kadar şeyi ona bahsediyorsunuz, ben yerinizde olsam bu konuda annemin huyunu bildiğim için daha mesafeli davranırdım, daha az şey anlatırdım. Evlilik sürecinde böyle kavgalar çok yaşanıyor. Bu yüzden en doğrusu aileleri işin işine karıştırmadan bu süreci tamamlamaktır.
Bu burunlarını sokma olayına siz engel olacaksınız, bir denge kurmak, aranızdaki ilişkiye bir mesafe koymak zorundasınız.
- GoodMorningTeacher (08.06.22 22:11:17)
Bizim suan 10. ayımız. Bazı şeyler kız arkadaşım tarafından dillendirilmeden önce bile onun aramızda bir gelişim süreci var. Onu bilince yanlış anlaşılmıyor ama bilmeden söylendiğinde yanlış anlaşılmaya açık oluyor. Ama ısrarla neden şeytan gibi görülüyor anlamiyorum. Biz o sıra adetleri falan konustuk sadece. Suan misafirlikteyiz mesela. Kiz arkadasim diyor ki benim ailem kendi diyecek belki gerek yok kizim hic birseye şu hayat pahaliligini gormuyor musunuz diye.. Herkes farkinda diyor.
Kaldi ki kendisi bile suan hic bir sey beklemiyor ki? Birlikte borçlanma konulari acilmisti, onlar da yanlis anlasilmisti fakat suan oyle bir durumda yok her seyi kendim yaparim gerekirse senin yapman gerekenleri de yaparim kimsenin agzina laf vermem bundan sonra agzim yandi dedi.
Mesela şu durumda, kendisini ne ile suclayabiliriz bilmiyorum. Ev araba elimin tersi ile ittim, yok. Bi maasim var. Onu da zaten her ay ya 2 ye ya 10a katliyor kendisi. Benden ne beklentisi olabilir? Evlilik meraklisi olsa.. zaten bu yasina kadar zaten evlenirdi ki ailesi tanidik civarda olmasi konusunda cok israrciymis o zaten kacmis gelmis o kültürden.. benim ve baba tarafimda bir kuşku yok suan annem haric.
Kaldi ki kendisi bile suan hic bir sey beklemiyor ki? Birlikte borçlanma konulari acilmisti, onlar da yanlis anlasilmisti fakat suan oyle bir durumda yok her seyi kendim yaparim gerekirse senin yapman gerekenleri de yaparim kimsenin agzina laf vermem bundan sonra agzim yandi dedi.
Mesela şu durumda, kendisini ne ile suclayabiliriz bilmiyorum. Ev araba elimin tersi ile ittim, yok. Bi maasim var. Onu da zaten her ay ya 2 ye ya 10a katliyor kendisi. Benden ne beklentisi olabilir? Evlilik meraklisi olsa.. zaten bu yasina kadar zaten evlenirdi ki ailesi tanidik civarda olmasi konusunda cok israrciymis o zaten kacmis gelmis o kültürden.. benim ve baba tarafimda bir kuşku yok suan annem haric.
- ananiyimioguz (08.06.22 22:15:54)
hepsini okudum. kardeşim diyeceğim şu ki artık yetişkin bir erkeksin. bu her şeyi anneye teyzeye sorma işini bir kenara koy. onlardan bir şey de bekleme, kendi yağında kavrul yuvanı öyle kur. belli ki sizinkiler 3 kuruş verirlerse o evlilikte senden daha çok söz hakkına sahip olurlar. ailenle o çizgiyi çekemezsen sağlıklı bir evlilik yürütmen imkansız. anneni kızın iyi olduğuna falan inandırmak ikna ermek zorunda değilsin. sen ikna olduysan ortalığı fazla bulandırmadan kendi düzenini kur, aileden de kurtul. bayramda seyranda gidersin tabii ama her şeyin de içine sokma. küsme yani iletişimini kesme ama her şeyi de paylaşmak zorunda değilsin bunu da bil. bence kıza da fazla yansıtma bunları, bir noktada pes ettirecek sebepler bunlar. aile ile dengeyi kuramayan erkek en temel boşanma sebeplerinden biri çünkü.
sen istersen kız arkadaşına tüm servetini bile yedirirsin nokta. kime ne. neden bunu açıklamak zorunda hissediyorsun. verilecek tek cevap sana ne yani. ha dediğim gibi aileden para beklemen de yanlış. verirlerse süper ama vermezlerse sal gitsin.
sen istersen kız arkadaşına tüm servetini bile yedirirsin nokta. kime ne. neden bunu açıklamak zorunda hissediyorsun. verilecek tek cevap sana ne yani. ha dediğim gibi aileden para beklemen de yanlış. verirlerse süper ama vermezlerse sal gitsin.
- roket adam (09.06.22 00:21:13 ~ 00:30:27)
okudum, ne kadar içli yazmışsınız, umarım içinize sinen bir şekilde çözümlenir durumlar.
bence iki mesele birbirine çok karışmış, belli ki üzülmesin etmesin diye (belki doğdunuz buyudunuz süre zarfında ondan duyageldiklerinizin de etkisiyle) annenize üzerinizde sizin algıladığınizdan ya da olabileceğinden daha fazla kontrolü olduğu hissini vermişsiniz.
Müstakbel eşiniz alttan almış, bence bu sizin için de bir fırsat çünkü ya annem ya o gibi bir pozisyona mecbur kalmamissiniz. Ama annenizin tavrı da biraz ya o ya beni içeriyor gibi.
İlişkiyi koparıp atmak sizi de üzer mutsuz eder gibi tahmin ediyorum olayları anlatımınizdan. Ondan ziyade biraz sinir çizmek gerek gibi zamana yayılan bir şekilde. Evlendikten sonra da bu anlattığıniz biçimlerde karışmaya kalktığında hop orada dur tarzı ilerlemeniz gerekir herhalde
bence iki mesele birbirine çok karışmış, belli ki üzülmesin etmesin diye (belki doğdunuz buyudunuz süre zarfında ondan duyageldiklerinizin de etkisiyle) annenize üzerinizde sizin algıladığınizdan ya da olabileceğinden daha fazla kontrolü olduğu hissini vermişsiniz.
Müstakbel eşiniz alttan almış, bence bu sizin için de bir fırsat çünkü ya annem ya o gibi bir pozisyona mecbur kalmamissiniz. Ama annenizin tavrı da biraz ya o ya beni içeriyor gibi.
İlişkiyi koparıp atmak sizi de üzer mutsuz eder gibi tahmin ediyorum olayları anlatımınizdan. Ondan ziyade biraz sinir çizmek gerek gibi zamana yayılan bir şekilde. Evlendikten sonra da bu anlattığıniz biçimlerde karışmaya kalktığında hop orada dur tarzı ilerlemeniz gerekir herhalde
- encokbenisevinnolur (09.06.22 00:36:28)
Yazının tamamını okudum. Kendi ayaklarının üzerine bastığında, annen ile aramda olan bağı biraz ayırıp, seni rahatsız eden durumları minimuma indirebilirsin ve otomatik olarak bu süreci daha az hasarla atlatabilirdin.
Öncelikle olarak karar vermen gereken durum şu; kuracağın aileni başkasının gözünden mü yaşayacaksın yoksa müstakbel eşin ile mi yaşayacaksın? Bu 1.si. Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için annen tarafı ile görüşmeyi komple kes gibi bir söylemi aklımdan geçirmedim bunda anlaşalım. Lakin annende; senin de özetlediğin gibi, temelden gelen ve iyilik görme tarafına yönlenmeyen bir dürtü olduğu için, anne-aile-eş arasındaki seviye ve çizgiyi koruyamayacaksan; aile temelin kurulmadan darmaduman olur. Benden söylemesi.
Bu kızcağız ile mutlu olacağına inandıysan şayet, annen ve eşin arasına çizgiyi çekip anneni annen eşini de eşin bilip sınırlarını çizip, sadece ve sadece aile birliğine güvenip yoluna devam etmeni öneririm. Maddi manevi olarak bu saat sonrasında aile tabanını oluşturacağın için, iyisi ile kötüsü ile bu yükü kaldıracağına inanıyorsan,düştüğünde eşinin de kolundan tutacağına inanıyorsan bu hedefe ulaşmak için gerekeni yapmanı öneririm. Eş adayın ile oturup olayın tamamını etraflıca ve açıkça, dürüstlük çerçevesinde konuşman ve yola bunun ışığında çıkman senin menfaatine olacaktır. İşin zor, sonu mutlu olsun.
Öncelikle olarak karar vermen gereken durum şu; kuracağın aileni başkasının gözünden mü yaşayacaksın yoksa müstakbel eşin ile mi yaşayacaksın? Bu 1.si. Yanlış anlaşılmalara mahal vermemek için annen tarafı ile görüşmeyi komple kes gibi bir söylemi aklımdan geçirmedim bunda anlaşalım. Lakin annende; senin de özetlediğin gibi, temelden gelen ve iyilik görme tarafına yönlenmeyen bir dürtü olduğu için, anne-aile-eş arasındaki seviye ve çizgiyi koruyamayacaksan; aile temelin kurulmadan darmaduman olur. Benden söylemesi.
Bu kızcağız ile mutlu olacağına inandıysan şayet, annen ve eşin arasına çizgiyi çekip anneni annen eşini de eşin bilip sınırlarını çizip, sadece ve sadece aile birliğine güvenip yoluna devam etmeni öneririm. Maddi manevi olarak bu saat sonrasında aile tabanını oluşturacağın için, iyisi ile kötüsü ile bu yükü kaldıracağına inanıyorsan,düştüğünde eşinin de kolundan tutacağına inanıyorsan bu hedefe ulaşmak için gerekeni yapmanı öneririm. Eş adayın ile oturup olayın tamamını etraflıca ve açıkça, dürüstlük çerçevesinde konuşman ve yola bunun ışığında çıkman senin menfaatine olacaktır. İşin zor, sonu mutlu olsun.
- oligomer (09.06.22 02:07:00)
Ya ben okudum ve dusundum ki, burdaki hataniz annenizin huyunu suyunu bildiginiz halde onun bu spesifik durumda farkli davranacagini dusunmeniz olmus sanki.
Yani bir insan a vakasinda x davranis gosteriyorsa, b vakasinda x davranis gosteriyorsa, c d e vs her seyde x davranisi gosteriyorsa, neden baska bir durumda baska davranacagini dusundunuz ki? "Gelecek performansin en iyi belirteci gecmis performanstir' diyor Adam Grant. Anneniz de nasil bir insan oldugunu (bunu elestirmek icin demiyorum) onlarca yildir gostermis, annenizde bir gariplik yok - istikrarli davraniyor. Dogru, yanlis demiyorum ama davranislari onceki fikir ve tutumlariyla tutarli.
Dugun sizin sorumlulugunuz kismina katiliyorum. Evet bazi aileler cocuklarinin evlenmesi icin para ayiriyor, ev aliyor vs ama bunlar 2022 tutumlari degil. Siz yetiskin bir insansiniz, isiniz gucunuz vardir. 50 birim butceniz varsa o kadarlik evlenirsiniz, 300birim butceniz varsa o kadarlik evlenirsiniz. Aileden destek gelirse ne guzel, gelmezse de zorunlu degiller.
Sizin yapmaniz gereken partnerinizle yapabileceklerinizi net bir sekilde konusmak, butce yapmak, yapmaya razi oldugunuz masraflari belirlemek. Erkeklik gururu falan nedir yani... Annenizin kadin/erkek masraf odeme konusundaki dusunce seklini eski moda bulup, konu size gelince erkeklik gururu da diyemeyiz neticede. Acik fikirlilik oyle secmece olabilecek bir sey degil.
Annenizle de no contact olur, merhaba-merhaba olur, iletisiminizi mumkun oldugunca sinirlamaniz gerekli. Ancak evliliginiz, rutininiz vs bir duzene oturunca, annenizin soylemleriyle sarsilmayacak hale gelip zaman gecince yavas yavas tekrar hayatiniza kendi sinirlariniz cercevesinde sokabilirsiniz.
Aile baglari cok abartiliyor +1
Yani bir insan a vakasinda x davranis gosteriyorsa, b vakasinda x davranis gosteriyorsa, c d e vs her seyde x davranisi gosteriyorsa, neden baska bir durumda baska davranacagini dusundunuz ki? "Gelecek performansin en iyi belirteci gecmis performanstir' diyor Adam Grant. Anneniz de nasil bir insan oldugunu (bunu elestirmek icin demiyorum) onlarca yildir gostermis, annenizde bir gariplik yok - istikrarli davraniyor. Dogru, yanlis demiyorum ama davranislari onceki fikir ve tutumlariyla tutarli.
Dugun sizin sorumlulugunuz kismina katiliyorum. Evet bazi aileler cocuklarinin evlenmesi icin para ayiriyor, ev aliyor vs ama bunlar 2022 tutumlari degil. Siz yetiskin bir insansiniz, isiniz gucunuz vardir. 50 birim butceniz varsa o kadarlik evlenirsiniz, 300birim butceniz varsa o kadarlik evlenirsiniz. Aileden destek gelirse ne guzel, gelmezse de zorunlu degiller.
Sizin yapmaniz gereken partnerinizle yapabileceklerinizi net bir sekilde konusmak, butce yapmak, yapmaya razi oldugunuz masraflari belirlemek. Erkeklik gururu falan nedir yani... Annenizin kadin/erkek masraf odeme konusundaki dusunce seklini eski moda bulup, konu size gelince erkeklik gururu da diyemeyiz neticede. Acik fikirlilik oyle secmece olabilecek bir sey degil.
Annenizle de no contact olur, merhaba-merhaba olur, iletisiminizi mumkun oldugunca sinirlamaniz gerekli. Ancak evliliginiz, rutininiz vs bir duzene oturunca, annenizin soylemleriyle sarsilmayacak hale gelip zaman gecince yavas yavas tekrar hayatiniza kendi sinirlariniz cercevesinde sokabilirsiniz.
Aile baglari cok abartiliyor +1
- sopiro (09.06.22 07:17:44)
duyurunun tamamını okudum ama cevaplara sadece şöyle bir bakabildim, o yüzden tekrara girmem umarım.
olaya psikolojik düzlemden yaklaşmaya çalışacağım.
anneniz ailesinden aldığı düşünce kalıplarının çok etkisinde kalmış ve aşırı manipülatif biri.
narsist ebeveyn denen şey aşağı yukarı bu zaten.
kendisi de kendi ailesinin kurbanı olmuş ama bu tamamen onun sorumluluğunda olan bir şey, yani bu farkındalığa sahip olmadan o yolu seçmiş olması ona anlayış göstermeniz gerektiği anlamına gelmiyor.
diğer yandan, bazı insanlar paraya güç kaynağı olarak bakarlar, yani paraya tutunur ve ondan güç alır.
anneniz bu kategoriye giriyor çünkü ailede sevgi ve para kavramları birbirine karışmış durumda.
"benden bir şeyini esirgemez" dediğiniz satırları okurken olaylar tam tahmin ettiğim şekilde gelişti zaten çünkü bu çok tipik bir şema.
maalesef bu yapıdaki insanlar sizin birey olduğunuzu düşünmez, siz onunsunuzdur.
dolayısıyla onun olmamaya karar verdiğiniz anda düşman olursunuz.
ilişkide sınırları aşırı ihlâl edip bunu size sevgi ve ilgi olarak yansıttığı için siz de maalesef bağımlı olmuşsunuz, ki bu da zaten genel olarak beklenen bir durum.
yani annenizle sağlıklı sınırlarınız yok ve annenizden ayrışamamışsınız.
ayrışmak demek küsmek, ayrı eve çıkmak vb. değildir, psikolojik ayrışmadan bahsediyorum.
"e görüşmüyoruz zaten" deseniz de, bilinçaltında işler öyle yürümüyor.
size tavsiyem bu konuda terapi almanız ve evlenmek için biraz beklemeniz.
terapiye gidemeseniz de en azından düzgün bir aile dizimi yapan uzmana gidin.
insanların sinir sistemleri ve bilinçaltları birbirleriyle konuşur.
kız arkadaşınıza karşı pasif duruma düşmeniz, aslında annenizle olan ilişkinin tekrarının yansıması, yani evlendikten sonra "ben annemle evlenmişim" gibi bir dengeye gelmemeniz açısından önce kendi sorununuzu çözün.
babasından dayak yiyen kadının, evlendikten sonra kocasından dayak yemesi gibi bir pattern bahsetmek istediğim şey.
bunun aileden gelenlerle birlikte bilinçaltındaki sevgi kavramlarındaki karışıklıkla ilgisi de var.
buradaki sorun paradan çok daha fazlası çünkü.
annenizi asla düzeltemezsiniz ve düzeltmeye de çalışmamalısınız.
evet, kendi sınırlarınız dahilinde, kendi yağınızda kavrulmanız en doğrusu ama bunu derinlemesine yapabilmeniz lazım ki, sağlıklı olsun.
bu arada annenizle içinizdeki sorunları çözüp yine de görüşmemeyi tercih de edebilirsiniz, yani illa anneyle sağlıklı bir sınır çizilip illa görüşülmeli diye bir şey yok.
ama sınırlar sadece görünür olmamalı, o yüzden işin derinine inmeniz şart çünkü bilinçdışınız sürekli bildiği sinyalleri alıp vermeye devam edecek ve realiteniz de ona göre şekil değiştirecek.
aileden evlenmek konusunda destek almak için konuşmak çok anormal bir şey değil.
illa düğün, dernek, nikah yapılırken masraflar karşılanmamalı ama ben 37 yaşındayım ve bugün evlensem babamdan bana düğün yapmasını istemem, kendi imkanlarımla evlenirim.
ama ben evlenince babam adam gibi bir düğün hediyesi falan bir şey verir mesela.
yani bu bir şekilde aile tarafından onaylandığınızın işareti, para meselesi değil.
sizin yaşadığınız şey, bir illüzyon içinde olduğunuzu fark etmek ve manipülasyona şahit olmak.
aslında sizin değil, kendisinin düşünüldüğünü fark etmeniz ve bunun yarattığı değersizlik duygusu.
dolayısıyla psikolojik olarak bunun boşluğuna düşmüş durumdasınız şu anda.
bu çok grift ama bir o kadar da bilindik bir konu, o yüzden dediğim gibi önce kendi iç dünyanızı çözmek için destek alın ki, evliliğiniz de doğru dinamiklerle yürüsün.
şu anda aslında bir anlamda travmatize olmuş durumdasınız.
arkanızda ve size destek olduğunu sandığınız ebeveyninizin aslında sizi hiç düşünmediği gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz.
o yüzden annenizin de bir insan olduğunu, onun da travmalarının olduğunu, onun da birileri tarafından manipüle edilmiş olduğunu iç rahatlığı ve anlayışla kabul etmeden, kendi hayatında yaptıklarını samimi şekilde yargılamadan ve onu kendinizden tamamen ayırıp ayrı bir parçaymış gibi görmeye başlamadan evlenmemenizi öneririm.
zaten siz bu sorunları çözmek için harekete geçtiğinizde bunların yansımaları kız arkadaşınızla ilişkinizde de görülecek.
önce bunların çözülmesine biraz izin verin, ne olduğuna bakın derim.
olaya psikolojik düzlemden yaklaşmaya çalışacağım.
anneniz ailesinden aldığı düşünce kalıplarının çok etkisinde kalmış ve aşırı manipülatif biri.
narsist ebeveyn denen şey aşağı yukarı bu zaten.
kendisi de kendi ailesinin kurbanı olmuş ama bu tamamen onun sorumluluğunda olan bir şey, yani bu farkındalığa sahip olmadan o yolu seçmiş olması ona anlayış göstermeniz gerektiği anlamına gelmiyor.
diğer yandan, bazı insanlar paraya güç kaynağı olarak bakarlar, yani paraya tutunur ve ondan güç alır.
anneniz bu kategoriye giriyor çünkü ailede sevgi ve para kavramları birbirine karışmış durumda.
"benden bir şeyini esirgemez" dediğiniz satırları okurken olaylar tam tahmin ettiğim şekilde gelişti zaten çünkü bu çok tipik bir şema.
maalesef bu yapıdaki insanlar sizin birey olduğunuzu düşünmez, siz onunsunuzdur.
dolayısıyla onun olmamaya karar verdiğiniz anda düşman olursunuz.
ilişkide sınırları aşırı ihlâl edip bunu size sevgi ve ilgi olarak yansıttığı için siz de maalesef bağımlı olmuşsunuz, ki bu da zaten genel olarak beklenen bir durum.
yani annenizle sağlıklı sınırlarınız yok ve annenizden ayrışamamışsınız.
ayrışmak demek küsmek, ayrı eve çıkmak vb. değildir, psikolojik ayrışmadan bahsediyorum.
"e görüşmüyoruz zaten" deseniz de, bilinçaltında işler öyle yürümüyor.
size tavsiyem bu konuda terapi almanız ve evlenmek için biraz beklemeniz.
terapiye gidemeseniz de en azından düzgün bir aile dizimi yapan uzmana gidin.
insanların sinir sistemleri ve bilinçaltları birbirleriyle konuşur.
kız arkadaşınıza karşı pasif duruma düşmeniz, aslında annenizle olan ilişkinin tekrarının yansıması, yani evlendikten sonra "ben annemle evlenmişim" gibi bir dengeye gelmemeniz açısından önce kendi sorununuzu çözün.
babasından dayak yiyen kadının, evlendikten sonra kocasından dayak yemesi gibi bir pattern bahsetmek istediğim şey.
bunun aileden gelenlerle birlikte bilinçaltındaki sevgi kavramlarındaki karışıklıkla ilgisi de var.
buradaki sorun paradan çok daha fazlası çünkü.
annenizi asla düzeltemezsiniz ve düzeltmeye de çalışmamalısınız.
evet, kendi sınırlarınız dahilinde, kendi yağınızda kavrulmanız en doğrusu ama bunu derinlemesine yapabilmeniz lazım ki, sağlıklı olsun.
bu arada annenizle içinizdeki sorunları çözüp yine de görüşmemeyi tercih de edebilirsiniz, yani illa anneyle sağlıklı bir sınır çizilip illa görüşülmeli diye bir şey yok.
ama sınırlar sadece görünür olmamalı, o yüzden işin derinine inmeniz şart çünkü bilinçdışınız sürekli bildiği sinyalleri alıp vermeye devam edecek ve realiteniz de ona göre şekil değiştirecek.
aileden evlenmek konusunda destek almak için konuşmak çok anormal bir şey değil.
illa düğün, dernek, nikah yapılırken masraflar karşılanmamalı ama ben 37 yaşındayım ve bugün evlensem babamdan bana düğün yapmasını istemem, kendi imkanlarımla evlenirim.
ama ben evlenince babam adam gibi bir düğün hediyesi falan bir şey verir mesela.
yani bu bir şekilde aile tarafından onaylandığınızın işareti, para meselesi değil.
sizin yaşadığınız şey, bir illüzyon içinde olduğunuzu fark etmek ve manipülasyona şahit olmak.
aslında sizin değil, kendisinin düşünüldüğünü fark etmeniz ve bunun yarattığı değersizlik duygusu.
dolayısıyla psikolojik olarak bunun boşluğuna düşmüş durumdasınız şu anda.
bu çok grift ama bir o kadar da bilindik bir konu, o yüzden dediğim gibi önce kendi iç dünyanızı çözmek için destek alın ki, evliliğiniz de doğru dinamiklerle yürüsün.
şu anda aslında bir anlamda travmatize olmuş durumdasınız.
arkanızda ve size destek olduğunu sandığınız ebeveyninizin aslında sizi hiç düşünmediği gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz.
o yüzden annenizin de bir insan olduğunu, onun da travmalarının olduğunu, onun da birileri tarafından manipüle edilmiş olduğunu iç rahatlığı ve anlayışla kabul etmeden, kendi hayatında yaptıklarını samimi şekilde yargılamadan ve onu kendinizden tamamen ayırıp ayrı bir parçaymış gibi görmeye başlamadan evlenmemenizi öneririm.
zaten siz bu sorunları çözmek için harekete geçtiğinizde bunların yansımaları kız arkadaşınızla ilişkinizde de görülecek.
önce bunların çözülmesine biraz izin verin, ne olduğuna bakın derim.
- blatta hiberna (09.06.22 09:23:13 ~ 09:27:11)
Hepsini okudum. Bir önceki duyurularınızı da hatırlıyorum,, kız arkadaşım ne kadar maaş kazanıyor ve sonrasında evlenildiğinde beklentilerini vs. sadece bunlara bağlı kalarak bile sizin annenizi yargılandığınız noktada olduğunuz aşikar. Yani sizde ilişkinin temelinde parayı endekslemişsiniz. Kız arkadaşınızla yapmış olduğunuz konuşmaları annenize direk aktarmanız hata. ‘Kişi kendinden bilir işi dediğim kısım o aslında. ‘ henüz tanımadığı birinin beklentilerini duyunca tepki vermesi gayet normal… Annenizi yok sayarak mutlu olabileceğinizi düşünmüyorum. Bence annenize karşı bir adım atmalısınız, müstakbel eş adayınız ile anneniz arasındaki köprüyü tekrar siz inşaa edebilirsiniz. Tabii iki tarafa da detay anlatmayacaksan:) en güzel mesafe bu bence ;) umarım sorunlarınız bir an önce çözülür, mutluluklar dilerim.
- Markk (09.06.22 10:18:26)
ben senin tepki aldım dediğin duyurunu hatırladım. hatta en çok tepki verenlerden biri bendim. çünkü o duyuruda da bu duyuruda da 'benim anlı şanlı düğünüm olmalı ve bunu annemle babam yapmalı' diyordun. hatta o duyuruda da babanın parası yoktu, şimdi de yok. annenin de yazlığı satmasını vs bekliyordun. kız arkadaşın da 'benim kuzenimin düğünü böyle böyle oldu, ben de isterim.' kafasındaydı.
herkes de sana ortada yanlış olan durumu anlatıyordu ama sen inatla anlamıyordun. aradan o kadar zaman geçmiş ama hala anlamamışsın.
hala diyorsun ki ben güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel düğün yaparım hayali ile yaşarken... sebep? yani çalışıyorsun, kenarda paran yok, e babanın zaten hiç olmamış, annen zaten cimriymiş... sen niye evde oturup bu kadar yokluğun için düğün dernek ev araba hayali kurdun ki? neye güvendin yani, annenin yazlığına mı? gerçekten düşünüyorum ve anlam veremiyorum. annenle aranızdaki ilişki vs konuyla tamamen bağımsız şeyler senin derdin hala para para ve para. zaten ortada para pul yokken ve kimse de sana bi vaat vermemişken sen şimdi kalkıp bi yerden bulun buluşturun bana düğün yapın, araba alın vs diye bekliyorsun. ay yazdıkça sinir oluyorum hala.
ben neredeyse 3 senedir evliyim ve evim yok.
www.youtube.com
hala kredisini ödediğimiz bir arabamız var. inanmayacaksın ama düğün de yapmadık. yani altında donu olmayan insan düğün yapıyor diye biz de yapmak zorunda mıyız? sen de zorunda değilsin.
yani şu devirde kimsenin ailesi senin beklentilerini karşılayacak kadar zengin değil, ama insanlar bi şekilde yola koyup evleniyorlar. senin gibi boş hayal peşinde koşmuyorlar.
kız arkadaşın senden zenginse, evi arabası varsa, sen de durumu kendine yediremiyorsan toparlayana kadar evlenmezsin olur biter. senin beklentin anne baba sana yağdırsın sen de artık ezik olma. e oldu işte vermiyorlar, paraları yok, vereceğiz de dememişler zaten. her şey ortada net. doğru veya yanlış tartışılabilir ama net. sen net olan bu durum karşısında farklı beklentilere girdiğin için üzülüyorsun boşa.
yani kadın cimri mimri seni okutmuş bir şekilde. kendin diyorsun bunu. ama derdin hala e ben ileride evlenecektim, neden buna da yatırım yapmamış... mantıklı mı sence? kadın kendine ev araba alıp kanara koymak istemiş, senin belirsiz eşine bilezik hazırlamak istememiş. bu gayet normal bi davranış gibi geldi bana. yemeyip içmeyip altın biriktiren de var ama senin annen zaten başkasına karşı cimriymiş işte. of konuşup konuşup aynı yere geliyorum ama sen balıktan kavağa çıkmasını bekliyorsun.
evleneceksen evlen. evlenmeyeceksen evlenme. ama bu seninle sevgilin arasında bir durum. annenle babanla alakası yok ki olayın.
herkes de sana ortada yanlış olan durumu anlatıyordu ama sen inatla anlamıyordun. aradan o kadar zaman geçmiş ama hala anlamamışsın.
hala diyorsun ki ben güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel düğün yaparım hayali ile yaşarken... sebep? yani çalışıyorsun, kenarda paran yok, e babanın zaten hiç olmamış, annen zaten cimriymiş... sen niye evde oturup bu kadar yokluğun için düğün dernek ev araba hayali kurdun ki? neye güvendin yani, annenin yazlığına mı? gerçekten düşünüyorum ve anlam veremiyorum. annenle aranızdaki ilişki vs konuyla tamamen bağımsız şeyler senin derdin hala para para ve para. zaten ortada para pul yokken ve kimse de sana bi vaat vermemişken sen şimdi kalkıp bi yerden bulun buluşturun bana düğün yapın, araba alın vs diye bekliyorsun. ay yazdıkça sinir oluyorum hala.
ben neredeyse 3 senedir evliyim ve evim yok.
www.youtube.com
hala kredisini ödediğimiz bir arabamız var. inanmayacaksın ama düğün de yapmadık. yani altında donu olmayan insan düğün yapıyor diye biz de yapmak zorunda mıyız? sen de zorunda değilsin.
yani şu devirde kimsenin ailesi senin beklentilerini karşılayacak kadar zengin değil, ama insanlar bi şekilde yola koyup evleniyorlar. senin gibi boş hayal peşinde koşmuyorlar.
kız arkadaşın senden zenginse, evi arabası varsa, sen de durumu kendine yediremiyorsan toparlayana kadar evlenmezsin olur biter. senin beklentin anne baba sana yağdırsın sen de artık ezik olma. e oldu işte vermiyorlar, paraları yok, vereceğiz de dememişler zaten. her şey ortada net. doğru veya yanlış tartışılabilir ama net. sen net olan bu durum karşısında farklı beklentilere girdiğin için üzülüyorsun boşa.
yani kadın cimri mimri seni okutmuş bir şekilde. kendin diyorsun bunu. ama derdin hala e ben ileride evlenecektim, neden buna da yatırım yapmamış... mantıklı mı sence? kadın kendine ev araba alıp kanara koymak istemiş, senin belirsiz eşine bilezik hazırlamak istememiş. bu gayet normal bi davranış gibi geldi bana. yemeyip içmeyip altın biriktiren de var ama senin annen zaten başkasına karşı cimriymiş işte. of konuşup konuşup aynı yere geliyorum ama sen balıktan kavağa çıkmasını bekliyorsun.
evleneceksen evlen. evlenmeyeceksen evlenme. ama bu seninle sevgilin arasında bir durum. annenle babanla alakası yok ki olayın.
- elorelia (09.06.22 10:20:16 ~ 10:21:46)
atlaya atlaya okudum.
siz şu an evlenmemelisiniz zira kendi çekirdek ailenizi kuracak mental, maddi, manevi olgunluğa ve yeterliliğe sahip değilsiniz.
bir uzmandan destek alıp annenizle olan bağlanma şemanızı da çalışmanızı öneririm. uzman değilim ama naçizane görüşüm kız arkadaşınızı tarif ediş şeklinizden kendinize yeni bir anne profili bulmuş gibisiniz.
siz şu an evlenmemelisiniz zira kendi çekirdek ailenizi kuracak mental, maddi, manevi olgunluğa ve yeterliliğe sahip değilsiniz.
bir uzmandan destek alıp annenizle olan bağlanma şemanızı da çalışmanızı öneririm. uzman değilim ama naçizane görüşüm kız arkadaşınızı tarif ediş şeklinizden kendinize yeni bir anne profili bulmuş gibisiniz.
- Phoebe (09.06.22 10:31:37 ~ 10:53:53)
@elorelia, biraz abartılı hatırlıyorsunuz ama istanbuldaki veya buradaki evi ayarlama şansımız var mı diye sormuştum evet. Eleştirilerdeki gibi henüz tamamiyle ayaklarım üstünde duracak, bir aile kuracak, rahatlıkla evimi alacak bir konuma henüz gelmemiştim. Haliyle sormam gerekiyordu, yoksa da kirada yaşar giderdik ne var yani. Aileyi zorunda tutma gibi bir durum yoktu. Ama beklenti vardı. Kız arakdaşımın da hale ailesinden beklentisi var. O da desteğin normal olabileceğini düşünüyor. Hiç bir destek göremeyince o da şaşırdı bi tabii ki. Çünkü kendileri de abisini evlendirmiş, çevresinde de evlenenler var. Bu tarz bir durum tecrübesi olmamış. Fakat demedi ki aa olmuyorsa güle güle o zaman.. Ben de işten çıkabilirim, sen de işinden olabilirsin. Biz birlikte yaşamak istiyor muyuz istemiyor muyuz dedi? Çok ilkel bir temelden kurmaya, düşünmeye çalıştık tekrardan.
- ananiyimioguz (09.06.22 10:53:45 ~ 11:18:30)
elorelia + 1 milyon
bu arada bunlar olurken kızın alttan alması, melek gibi görünmesi falan çok normal. sular durulunca gerçek tavrını görürsünüz ki önceki duyurularınızdan hatırladığım kadarıyla sevgilinizin maddi gücü yerinde olmayan biriyle çok da vakit geçirmeyeceği hissini aldım. kolay yönetiliyorsunuz gibi duruyor. aslında kız sizinle evlenecekmiş gibi gelmiyor ama yine de siz de evlenmek için acele etmeyin derim. zaten 10 ay nedir yani çok erken. kaldı ki siz daha da erkenden bu muhabbetlere girmiştiniz. annenizin kişiliğini de düşününce bu kadar erkenden, üstelik kız arkadaşınızı sizin gibi de tanımadan etmeden, böyle bi sürece sokmanız zaten pek de hayırlı şeylere gebe değilmiş.
bu arada bunlar olurken kızın alttan alması, melek gibi görünmesi falan çok normal. sular durulunca gerçek tavrını görürsünüz ki önceki duyurularınızdan hatırladığım kadarıyla sevgilinizin maddi gücü yerinde olmayan biriyle çok da vakit geçirmeyeceği hissini aldım. kolay yönetiliyorsunuz gibi duruyor. aslında kız sizinle evlenecekmiş gibi gelmiyor ama yine de siz de evlenmek için acele etmeyin derim. zaten 10 ay nedir yani çok erken. kaldı ki siz daha da erkenden bu muhabbetlere girmiştiniz. annenizin kişiliğini de düşününce bu kadar erkenden, üstelik kız arkadaşınızı sizin gibi de tanımadan etmeden, böyle bi sürece sokmanız zaten pek de hayırlı şeylere gebe değilmiş.
- jen (09.06.22 10:53:50)
Merhaba, önceki sorularınızı hatırlıyorum. ben de sert cevap verenlerdendim.
şimdi şöyle diyeceğim ben de nişanlıyım. nişanlım ne beni annesiyle böyle yüz göz etti, ne de aramızdaki sorunları annesine aktardı.
biraz acı olacak ama dicem, düzgün bir aile düzenine aşina olmadığınız için annenin dominant karakterine çok fazla maruz kalmışsınız. anne figürünün dominantlığından eş kişisinin dominantlığına giriyorsunuz farkında olmadan. sevgiliniz de baskın bir karakter.
cinsiyetçilik yapmış olacağım belki ama ağırlığınızı koymayı öğrenmelisiniz. annenizle aranıza baştan mesafe koymalıydınız. sevgilinize karşı da baskın olun çünkü manipülasyona çok açıksınız.
o zaman da demiştim kimse sizin düğününüzü yapmak, eşyalarınızı almak zorunda değil. ben ve nişanlım her şeyi kendimiz yaptık yapıyoruz. böyle olunca zaten kimsenin konuşma hakkı olmuyor.
gözlerinizi açın, manipülasyonlara kanmayın.
şimdi şöyle diyeceğim ben de nişanlıyım. nişanlım ne beni annesiyle böyle yüz göz etti, ne de aramızdaki sorunları annesine aktardı.
biraz acı olacak ama dicem, düzgün bir aile düzenine aşina olmadığınız için annenin dominant karakterine çok fazla maruz kalmışsınız. anne figürünün dominantlığından eş kişisinin dominantlığına giriyorsunuz farkında olmadan. sevgiliniz de baskın bir karakter.
cinsiyetçilik yapmış olacağım belki ama ağırlığınızı koymayı öğrenmelisiniz. annenizle aranıza baştan mesafe koymalıydınız. sevgilinize karşı da baskın olun çünkü manipülasyona çok açıksınız.
o zaman da demiştim kimse sizin düğününüzü yapmak, eşyalarınızı almak zorunda değil. ben ve nişanlım her şeyi kendimiz yaptık yapıyoruz. böyle olunca zaten kimsenin konuşma hakkı olmuyor.
gözlerinizi açın, manipülasyonlara kanmayın.
- Hallegadola (09.06.22 10:58:02)
@jen, onu ben de ara ara düşünüyor ve çıkarımlar yapıyordum ilişkinin başlarında. Fakat beni tanıdıkça, üstüne bir de bu kadar olay yaşadıktan sonra, öyle bir gayesi olmuş olsa neden bir şeyleri sürdürmek istesin ki gayet nasıl bir eş adayı istiyor ise o tarz bulabilir ben uymuyor isem. Yani bunu başta da diyebilirdi, hadi demedi alttan alttı diyelim. Bu kadar şeyden sonra neden diretsin ki?
- ananiyimioguz (09.06.22 11:01:02)
Hallegadola+1
biz de nişanlımla her şeyi kendimiz yaptık. Hiç aklıma bile gelmedi aileler yapsın demek.
Herkes söylemiş ama tekrar edeyim, manipülasyona uğramaya çok yatkinsiniz iki taraf için de. Hem anneniz hem sevgiliniz için konusuyorum. Belki evlilik olaylarına girmeden önce düşünce şemalarınızı daha sağlıklı hale getirmek için terapi alabilirsiniz.
biz de nişanlımla her şeyi kendimiz yaptık. Hiç aklıma bile gelmedi aileler yapsın demek.
Herkes söylemiş ama tekrar edeyim, manipülasyona uğramaya çok yatkinsiniz iki taraf için de. Hem anneniz hem sevgiliniz için konusuyorum. Belki evlilik olaylarına girmeden önce düşünce şemalarınızı daha sağlıklı hale getirmek için terapi alabilirsiniz.
- kaptan maydanoz (09.06.22 11:02:00)
@Phoebe, bana gelen eleştirileri çoğu zaman ben de düşünüyorum. Fakat insan zor bir durum ile karşılaşmadan, sıkıntılar yaşamadan, veya aileden uzakta yaşamadan, bir rol model görmeden veya o yönde bir nasihat, eğitim verilmeden bazı skillerini geliştiremiyor.
Nedir bunlar, tek başına hızlı yükselme, iş kurma, ticarete atılma, aileyi yönetme, yuva kurma, çizgilerini topluma ve aile karşı keskin belirleyebilme..
Annemim ben büyürken ki güzel gelen desteği, şu an gelinen durumda daha çok zararı dokunmuş gibi duruyor. Çünkü onun desteği denildiği gibi bir şeyleri sürekli vererek beni bağlamaya çalışma gibi duruyor.
Mesela işle ilgili bir sıkıntım var küçültmeye gidebilirler, benim departmanım kapanabilir, yeni iş bakıcam. HİÇ BİR ŞEY OLMAZ DERT ETME BEN VARIM GEÇİNİR GİDERİZ gibi söylemler çok ama çok yanlış. Yahu ben onu mu diyorum şu alana da çalışmam lazım, farklı firmalarla görüşmem lazım, ben zaten kendi ayakları üzerimde durabilirim şimdi desteğini bunların önüne koymanın ne alakası var, ne yeri var? Neyse ki kötü bir şey olmadı da güzel bir zam ile devam ediyorum.
Söylenen eksikliklerin ben de farkındayım ama bu farkındalıkların çoğu da yolda belli olduğu için şu saatten sonra ya kusura bakmayın ben önce bi kendi ayalarım üzerinde durayım sonra biz tekrar görüşürüz mi diyeyim insanlara? Şu andan itibaren bir şekilde evrilmeli.
Fakat şu an gelinen durum öylesi kompleksleşti ki, benim gelecek planları kurmam, ilişkimi yönetmem, yuva kurmam bir yanda, aile ile bağları ne durumda tutacağım, orta yol bulunmalı mı, bulunsa dert bulunmasa dert gibi konular diğer yana bir de şöyle bir durum var. Benim anne ile gelin arasındaki dengeyi kuramamamdan ötürü ikisi de duymaması gereken, bilmemesi gereken şeylere maruz kaldıkları için belki de bıraksam ikisi de birbirine sövecek durumdalar. Fakat annemle konuşsam o benim seçimim olduğu için alttan alacak, kız arkadaşıma desem annemi bir şeylere dahil etmemiz gerekebilir diye, o annendir sen bilirsin diyecek fakat fikirleri ile zikirleri birbirini tutmayacak.
Benim yanlışlarım var, ailemin yanlışları var, kız arkadaşımın da var fakat bu kadar fazla değişkeni ve olayı bir denklemde eşitlemeye çalışmak erkeğin omuzlarında olduğu için bunun stresi bile beni inanılmaz yıpratıyor.
Geçenlerde bir aile dostumuz şey dedi olan biteni dinleyince. "aah aah işte kocaların saçları bu anne ile gelin arasındaki dengeyi kurmaya çalışmaktan beyazlıyor".
Herkese nasip değil hatasız bir kaynana, hatasız bir gelin veya her yiğidin harcı değil çok önceden bu durumları dengeleyebilme durumunda olmak.
Nedir bunlar, tek başına hızlı yükselme, iş kurma, ticarete atılma, aileyi yönetme, yuva kurma, çizgilerini topluma ve aile karşı keskin belirleyebilme..
Annemim ben büyürken ki güzel gelen desteği, şu an gelinen durumda daha çok zararı dokunmuş gibi duruyor. Çünkü onun desteği denildiği gibi bir şeyleri sürekli vererek beni bağlamaya çalışma gibi duruyor.
Mesela işle ilgili bir sıkıntım var küçültmeye gidebilirler, benim departmanım kapanabilir, yeni iş bakıcam. HİÇ BİR ŞEY OLMAZ DERT ETME BEN VARIM GEÇİNİR GİDERİZ gibi söylemler çok ama çok yanlış. Yahu ben onu mu diyorum şu alana da çalışmam lazım, farklı firmalarla görüşmem lazım, ben zaten kendi ayakları üzerimde durabilirim şimdi desteğini bunların önüne koymanın ne alakası var, ne yeri var? Neyse ki kötü bir şey olmadı da güzel bir zam ile devam ediyorum.
Söylenen eksikliklerin ben de farkındayım ama bu farkındalıkların çoğu da yolda belli olduğu için şu saatten sonra ya kusura bakmayın ben önce bi kendi ayalarım üzerinde durayım sonra biz tekrar görüşürüz mi diyeyim insanlara? Şu andan itibaren bir şekilde evrilmeli.
Fakat şu an gelinen durum öylesi kompleksleşti ki, benim gelecek planları kurmam, ilişkimi yönetmem, yuva kurmam bir yanda, aile ile bağları ne durumda tutacağım, orta yol bulunmalı mı, bulunsa dert bulunmasa dert gibi konular diğer yana bir de şöyle bir durum var. Benim anne ile gelin arasındaki dengeyi kuramamamdan ötürü ikisi de duymaması gereken, bilmemesi gereken şeylere maruz kaldıkları için belki de bıraksam ikisi de birbirine sövecek durumdalar. Fakat annemle konuşsam o benim seçimim olduğu için alttan alacak, kız arkadaşıma desem annemi bir şeylere dahil etmemiz gerekebilir diye, o annendir sen bilirsin diyecek fakat fikirleri ile zikirleri birbirini tutmayacak.
Benim yanlışlarım var, ailemin yanlışları var, kız arkadaşımın da var fakat bu kadar fazla değişkeni ve olayı bir denklemde eşitlemeye çalışmak erkeğin omuzlarında olduğu için bunun stresi bile beni inanılmaz yıpratıyor.
Geçenlerde bir aile dostumuz şey dedi olan biteni dinleyince. "aah aah işte kocaların saçları bu anne ile gelin arasındaki dengeyi kurmaya çalışmaktan beyazlıyor".
Herkese nasip değil hatasız bir kaynana, hatasız bir gelin veya her yiğidin harcı değil çok önceden bu durumları dengeleyebilme durumunda olmak.
- ananiyimioguz (09.06.22 11:18:39 ~ 11:53:11)
Annen kız arkadaşını evinden kovmuş. Sen hâlâ anne ile gelin arasındaki denge diyorsun. Annen kız arkadaşını gelin olarak görmüyor. Kovmak çok büyük bir saygısızlık. Sen artık bir yola girmişsin. Bundan sonra yapabileceğin en net şey kendi başına evlenmek olur. Zaten seni askere giderken yolcu etmemişler bile. Sen hâlâ ailenden bir şeyler bekliyorsun.
- dissendium (09.06.22 12:55:19)
@dissendium, yo hayır bir şey beklemiyorum, aksine ne kadar bir şey yapmazlarsa o kadar huzurlu hissedeceğim şu durumda. Fakat üzerimde tüm aile ve arkadaş çevresi olarak şöyle bir baskı var "her şeye rağmen elinden geldiğince yıllarca bir şeyler yapmaya çalışmış bir anneye, konuşmuyor bile olsanız hayatının en önemli bir anına davet edilmeme, hiç konuşmama, tamamen silip atma gibi tavırlar sergilemek ne kadar doğru?"
Babam biz istemeye gideriz annen gelmese de olur demişti. Halam ben isterim demişti. Fakat aradan zaman geçince halam diyor ki oğlum ben anneni ezip geçip istersem ne kadar doğru olur kafamı kurcalıyor bu durum. Önce bir annenle mi konuşsan veya ben konuşayım bi rızasını alalım?.. yahu annemle ne konuşayım? Diyor ki bana bu zamana kadar yoktun da şimdi sahip mi çıktınız derse ne diyeceğim?
En güzeli aslında ne anne tarafım gelsin ne baba tarafım ben gideyim çiçeğimle çikolatamla, aramızda nişan yaparız. Ufak da bir eğlence yeri ayarlarım ben. Sonra birlikte yaşar gideriz.
Fakat bu durum da kız tarafı için sıkıntı çıkartabilir olduğu için sürekli anne ile o durumda kalınır mı sözleri dolanıyor arkamda. Yoksa baktığınız zaman kendisi o durumu tercih etti zaten ön yargıları ile. Belki kendisi gelmek bile istemeyecek. Veya hiç bir şey olmamış gibi yüzüne gülecek kız arkadaşımın. Bilemiyoruz ki.
Babam biz istemeye gideriz annen gelmese de olur demişti. Halam ben isterim demişti. Fakat aradan zaman geçince halam diyor ki oğlum ben anneni ezip geçip istersem ne kadar doğru olur kafamı kurcalıyor bu durum. Önce bir annenle mi konuşsan veya ben konuşayım bi rızasını alalım?.. yahu annemle ne konuşayım? Diyor ki bana bu zamana kadar yoktun da şimdi sahip mi çıktınız derse ne diyeceğim?
En güzeli aslında ne anne tarafım gelsin ne baba tarafım ben gideyim çiçeğimle çikolatamla, aramızda nişan yaparız. Ufak da bir eğlence yeri ayarlarım ben. Sonra birlikte yaşar gideriz.
Fakat bu durum da kız tarafı için sıkıntı çıkartabilir olduğu için sürekli anne ile o durumda kalınır mı sözleri dolanıyor arkamda. Yoksa baktığınız zaman kendisi o durumu tercih etti zaten ön yargıları ile. Belki kendisi gelmek bile istemeyecek. Veya hiç bir şey olmamış gibi yüzüne gülecek kız arkadaşımın. Bilemiyoruz ki.
- ananiyimioguz (09.06.22 13:10:28 ~ 13:13:34)
Farkında değilsiniz ama anneniz eşiyle ne amaçla evlendiyse sevgiliniz de sizle bu amaçla evleniyor. Anlattığınız profil birebir örtüşüyor. Maddi olarak daha güçlü olma, daha baskın olma gibi. Neden daha iyisini bulabilecekken ayrılmasın demişsiniz, anneniz neden ayrılmıyorsa bu yüzden, kolay yönetebileceği birini aradığı için. Siz de bunun için ideal bir aday gibi görünüyorsunuz. Annenizi kötülerken tam olarak anneniz gibi biriyle evleniyorsunuz. Birbirlerini de sevmeme sebepleri bu zaten, ikisinin de karakteri ve amacı benzer, çıkarları çatışıyor. Annenizi seçemiyorsunuz ama sevgilinizi seçen sizsiniz… Evlilik sonrası duyurularınızı şimdiden görebiliyorum.
- chanandler bong (09.06.22 13:12:41)
@chanandler bong, düşünmekten korktuğum ve kaçındığım bir noktaya değindiniz. Aslında kendisi hep daha iyisini isteyen, çok paralar kazanmayı, çok harcamayı ve şımartılmayı seven, kendisi için de harcansın diye isteyen birisi. Fakat kendisi de çok iyi biliyor ki bunları sırf bir erkek sağlarsa ise, onları sağlayan erkek karakteri benim kadar elde avuçta tutulacak cinsten veya her ne yaptığını, ne işle meşgul olduğu, ne düşündüğü belli olacak cinsten olmayabilir. Belki romantik olmayabilir, belki evcimen olmayabilir, yönetemeyebilir.. Çünkü önceki ilişki tecrübeleri genelde erkeğin onu baskılaması, karışması, kıskanması yönünde. Bunlar düşünüldüğünde iki durum arasında bir karar verip seçim yapmış olması da gayet olası. Bu da biraz annemin tecrübelerindeki ve kararlarındaki çizdiği yol ile benzerlik gösteriyor. Ben bunları düşünemeyecek yetersizlikte değilim. Fakat kendi öz benliğimi ne kadar değiştirebilirim ki?
Bu arada ben ciddi ve mantıklı modumu açınca aradaki aşk, uyum, anlaşma, kafa yapıları gibi daha duygusal uyumları kenarda tutarak konuşuyorum kusuruma bakmayın zira onlar da var tabii ki.
Bir de böyle farklı farklı yaklaşıyoruz da olaylara.. Eleştirmek kolay. Günümüzdeki çoğu ilişki zaten duygusal ve mantıksal çıkarlar bütünü değil mi? İnsanlar bir şekilde dengeleri sağladıktan sonra bunun şöyle yada böyle olmuş olmasının taraflar halinden memnun ise kimseye bir zararı olmayabilir.
Bu arada ben ciddi ve mantıklı modumu açınca aradaki aşk, uyum, anlaşma, kafa yapıları gibi daha duygusal uyumları kenarda tutarak konuşuyorum kusuruma bakmayın zira onlar da var tabii ki.
Bir de böyle farklı farklı yaklaşıyoruz da olaylara.. Eleştirmek kolay. Günümüzdeki çoğu ilişki zaten duygusal ve mantıksal çıkarlar bütünü değil mi? İnsanlar bir şekilde dengeleri sağladıktan sonra bunun şöyle yada böyle olmuş olmasının taraflar halinden memnun ise kimseye bir zararı olmayabilir.
- ananiyimioguz (09.06.22 13:22:15 ~ 13:30:20)
merhaba,
öncelikle -bu kötü birşey değil- anneniz çocukluktan, aileden ve çevreden gelen sebeplerden dolayı hasta. keşke ikna olup uzun bir terapi sürecine başlasa.
size gelirsek ister farkında olun ister olmayın sizde de ciddi rahatsızlıklar var. uzmanlar daha iyi yönlendirir tabi ama şema terapi sizde daha çok işe yarayabilir.
yetişkin bir insan bu kadar yıldır, her bir şeyini -ödediği hesaba, kız arkdaşıyla arasında geçenelere kadar- annesine anlatmaz. aileden birine de anlatmaz, anlatmamalı. olay sadece sizin duygusal ve cinsel yaşamınız da değil. herhangi bir arkadaşınızla paylaştığınız bir anı bile aktarmak gerekesiz illa olacaksa da tüm detayıyla değil belli bir mesafeyle aktarmak uygun olur.
ömrünüzün belki yarısı geçmiş ama hala annenizden onay, takdir vs bekliyorsunuz. onsuz ne yaparım kimsesiz parasız savunmasız vs diye telaştasınız. benzer bir sığınak olarak kız arkadaşınızı da böyle bir konuma koyuyor olabilirsiniz ancak bu seçeneklerin hepsi çok sağlıksız.
en iyi çözümünüz bile "baba tarafıyla devam etmek". tamam ne kastettiğinizi anlıyorum ama çözüm olarak artık bi zahmet bağımsız olma ihtimalini düşünmeliydiniz. bu bile bir işaret.
annenizin hayatınıza bu kadar müdahil olması tamam hastalığına bağlıyorum ama yine de sağlam bi cüret. yazık.
" Ben hep güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel bir düğün yaparım kesin hayali ile yaşarken, şu an her şeye sırtımı döndüm ne evim arabam var ne de düğün yapabiliyorum" bunlar falan çok ciddi izler. bakın, biz normal hayatta :D biz insanlar yani. bunlarsız yaşıyoruz. hayat böyle bişey.
elbette korkmak, endişe etmek de normal, hayatın bir parçası ancak sizin uzun soluklu, sabırla geçecek sizin de sevip anlaşacağınız bir psikoterapissten tedavi almanız gerek.
bi de lütfen yazdığınız bu güzel iç döküşü silmeyin, bir uzmanla görüşürseniz bunlar kalsın, ikinize de yardımcı olur.
anneyi manneyi de boşverin yaa, bu hayat sizin. sizin birey olma çabanız onu sevmediğiniz, ona vefasızlık ettiğiniz anlamına gelmez. siz yine sever değer verirsiniz bu başka bişey. çocuğunu öldüren anneler de var, napalım yani anne diye yargılamayacak mıyız?
mutlu günler.
sevgiler.
öncelikle -bu kötü birşey değil- anneniz çocukluktan, aileden ve çevreden gelen sebeplerden dolayı hasta. keşke ikna olup uzun bir terapi sürecine başlasa.
size gelirsek ister farkında olun ister olmayın sizde de ciddi rahatsızlıklar var. uzmanlar daha iyi yönlendirir tabi ama şema terapi sizde daha çok işe yarayabilir.
yetişkin bir insan bu kadar yıldır, her bir şeyini -ödediği hesaba, kız arkdaşıyla arasında geçenelere kadar- annesine anlatmaz. aileden birine de anlatmaz, anlatmamalı. olay sadece sizin duygusal ve cinsel yaşamınız da değil. herhangi bir arkadaşınızla paylaştığınız bir anı bile aktarmak gerekesiz illa olacaksa da tüm detayıyla değil belli bir mesafeyle aktarmak uygun olur.
ömrünüzün belki yarısı geçmiş ama hala annenizden onay, takdir vs bekliyorsunuz. onsuz ne yaparım kimsesiz parasız savunmasız vs diye telaştasınız. benzer bir sığınak olarak kız arkadaşınızı da böyle bir konuma koyuyor olabilirsiniz ancak bu seçeneklerin hepsi çok sağlıksız.
en iyi çözümünüz bile "baba tarafıyla devam etmek". tamam ne kastettiğinizi anlıyorum ama çözüm olarak artık bi zahmet bağımsız olma ihtimalini düşünmeliydiniz. bu bile bir işaret.
annenizin hayatınıza bu kadar müdahil olması tamam hastalığına bağlıyorum ama yine de sağlam bi cüret. yazık.
" Ben hep güçlü olunca evlenirim, evim olur, arabam olur, güzel bir düğün yaparım kesin hayali ile yaşarken, şu an her şeye sırtımı döndüm ne evim arabam var ne de düğün yapabiliyorum" bunlar falan çok ciddi izler. bakın, biz normal hayatta :D biz insanlar yani. bunlarsız yaşıyoruz. hayat böyle bişey.
elbette korkmak, endişe etmek de normal, hayatın bir parçası ancak sizin uzun soluklu, sabırla geçecek sizin de sevip anlaşacağınız bir psikoterapissten tedavi almanız gerek.
bi de lütfen yazdığınız bu güzel iç döküşü silmeyin, bir uzmanla görüşürseniz bunlar kalsın, ikinize de yardımcı olur.
anneyi manneyi de boşverin yaa, bu hayat sizin. sizin birey olma çabanız onu sevmediğiniz, ona vefasızlık ettiğiniz anlamına gelmez. siz yine sever değer verirsiniz bu başka bişey. çocuğunu öldüren anneler de var, napalım yani anne diye yargılamayacak mıyız?
mutlu günler.
sevgiler.
- rewlack (09.06.22 13:41:29)
Bahsedilen durumu kabul edip, benim özbenliğim bu değişemem diyorsanız madem neden kız arkadaşınız gibi olan annenize bu kadar karşısınız? Anneniz bu kadar şeytanken kız arkadaşınız nasıl melek olabiliyor?
- chanandler bong (09.06.22 14:13:51)
@chanandler bong, hepimiz şeytanız, bu kavga ne diye? dağlar oy oy oy
Ben annemin davranışlarını yanlış bulabilirim fakat hayat onun hayatı diyordum hep. Kimsenin annesi babası mükemmel değil. Ama işte ne zaman ki annemin bu davranışları ile benim de hayatıma etki etmeye başladı, benim öfkem, karşı duruşum da orada başlıyor.
Erkeklerin anneleri gibi, kadınların da babaları gibi bir erkek tercih ettiği söylenir. Şimdi farz edelim ki bire bir annem gibi bir kadın seçmiş olabilirim. Anne arıyor olabilirim. Ağzımda emzikli bir erkek bebis olabilirim. Kız arkadaşım da peluş bir ayıcık arıyor olabilir. Kukla arıyor olabilir. Ben aradığımı karşılıyorum, o da aradığını karşılıyor ise burada bir match var bu konuyu geçebiliriz.
Benim derdim anne tarafını komple silip atıp ilerlemek ile biraz orta yolu bulmaya çalışmak arasındaki seçim ile ilgili.
Yoksa biz dünyanın en yanlış seçimini yapmış olabiliriz, dünyanın en kötü insanları olabiliriz, 2 sene sonra ayrılabiliriz.. bunlar olmayan şeyler mi annem babam ayrılmış bir kere. Sonsuza kadar böyle geçinip gide de biliriz. Benim korkum ayrılıktan veya bizim ilişkimizden yana değil de sadece böyle durumlar sıvanacak hale geldikten veya getirdigimden sonraki alınacak pozisyon ile ilgili benimle aynı toplumda yaşayan insanlardan fikir almak sadece.
Ben annemin davranışlarını yanlış bulabilirim fakat hayat onun hayatı diyordum hep. Kimsenin annesi babası mükemmel değil. Ama işte ne zaman ki annemin bu davranışları ile benim de hayatıma etki etmeye başladı, benim öfkem, karşı duruşum da orada başlıyor.
Erkeklerin anneleri gibi, kadınların da babaları gibi bir erkek tercih ettiği söylenir. Şimdi farz edelim ki bire bir annem gibi bir kadın seçmiş olabilirim. Anne arıyor olabilirim. Ağzımda emzikli bir erkek bebis olabilirim. Kız arkadaşım da peluş bir ayıcık arıyor olabilir. Kukla arıyor olabilir. Ben aradığımı karşılıyorum, o da aradığını karşılıyor ise burada bir match var bu konuyu geçebiliriz.
Benim derdim anne tarafını komple silip atıp ilerlemek ile biraz orta yolu bulmaya çalışmak arasındaki seçim ile ilgili.
Yoksa biz dünyanın en yanlış seçimini yapmış olabiliriz, dünyanın en kötü insanları olabiliriz, 2 sene sonra ayrılabiliriz.. bunlar olmayan şeyler mi annem babam ayrılmış bir kere. Sonsuza kadar böyle geçinip gide de biliriz. Benim korkum ayrılıktan veya bizim ilişkimizden yana değil de sadece böyle durumlar sıvanacak hale geldikten veya getirdigimden sonraki alınacak pozisyon ile ilgili benimle aynı toplumda yaşayan insanlardan fikir almak sadece.
- ananiyimioguz (09.06.22 15:45:16 ~ 15:45:47)
Yanlış anlamayın ama evlenmek için yeterli olgunlukta veya hazır değil gibisiniz.
Karşı taraf ya da ailesi beni beklemez, onun için evlenmem lazım düşüncesiyle evlenilmez. Önce sizin istemeniz önemli. Hatta istemeniz yeterli değil, neden evlenmek istediğinizi sorgulamanız da önemli. Kendi düşüncemiz ve isteğimiz sandığımız şeyler toplum tarafından dayatılmış fikirler olabiliyor. Kimi insanlar bu sorgulamaya ancak evlendikten sonra girdiğinde hem geç hem de üzücü ve yıpratıcı olabiliyor.
Bugüne kadar evlilik ve ev kurmayı düşünmediğiniz için hiçbir hazırlığınız olmamış. Ev ve arabanız var zannetmişsiniz. Bunlar daha önce hiç konuşulmadı mı? Yarın öbür gün evlenirsem ne olacak diye hiç sorgulamadınız mı? Ya da annenizi tanıyorsunuz artık, böyle tepkiler vermesi tamamen sürpriz miydi sizin için?
Elini üstünüzden çekmesiyle hissettiğiniz haksızlık duygusunu anlıyorum. Ama herkesin evlenirken ailesi yardımcı olmuyor, olamıyor biliyorsunuz. Evliliği düşünen bir insanın her şeyi kendi yapabilecek şekilde hesaplayarak ailesinin karşısına çıkması gerekir. İmkansız mı bu, değil. Düğün değil nikah yapılır, önceki duyurunuzu bilmiyorum altınla mı ilgiliydi ama, bu tarz beklentiler düşürülür eğer maksat bir arada olmak, bir aile kurmaksa.
Annenizle fazla yüz göz olup gerekenden fazlasını anlatmanız da, onay beklemeniz de maalesef hata. Annenizi yıllardır tanıyorsunuz. Ne kadar açık olur ve onay beklerseniz o kadar kendinde size karışma hakkını görecektir. Bu benim hayatım diye ağlamak çözüm değil. Belli bir yaştan sonra bireyler evliliğe karar vermişse ona göre yön çizer, ailelerine de bildirirler. Aile de saygı duyar, elinden geldiği kadar destek olur. Duymazsa da iki yetişkin kendi ailesini kurmaya karar verdikten sonra önünde engel olamaz. Siz annenizden onay bekledikçe (ikna etmeye çalışmak da dahil buna) ona bağımlı oluyorsunuz maalesef.
Son olarak annenize sınır çizmeniz son derece doğru ve bu sınırı korumanız gerekiyor. Ama 2-3 sene daha mı beklesem demeniz hala kararsızlığınızı gösteriyor. Evlenirken maddiyat önemli, ama anladığım kadarıyla ikinizin de maaşı var, kendinizi geçindirebilecek seviyedesiniz. O zaman geriye beklentileri azaltmak, ayağını yorganına göre uzatmak, ama en temelde, en başta dediğim gibi evliliğe hazır olmak kalıyor. Kararınızda net olsanız evi, arabayı, annenizi bu kadar sorgulamazsınız. Ev ve arabaya ihtiyacınız yok, sizin önce netliğe ihtiyacınız var. Net olduğunuzda ben evleniyorum anne, bu da davetiyem, gelirsen mutlu olurum demeniz yeterli.
Karşı taraf ya da ailesi beni beklemez, onun için evlenmem lazım düşüncesiyle evlenilmez. Önce sizin istemeniz önemli. Hatta istemeniz yeterli değil, neden evlenmek istediğinizi sorgulamanız da önemli. Kendi düşüncemiz ve isteğimiz sandığımız şeyler toplum tarafından dayatılmış fikirler olabiliyor. Kimi insanlar bu sorgulamaya ancak evlendikten sonra girdiğinde hem geç hem de üzücü ve yıpratıcı olabiliyor.
Bugüne kadar evlilik ve ev kurmayı düşünmediğiniz için hiçbir hazırlığınız olmamış. Ev ve arabanız var zannetmişsiniz. Bunlar daha önce hiç konuşulmadı mı? Yarın öbür gün evlenirsem ne olacak diye hiç sorgulamadınız mı? Ya da annenizi tanıyorsunuz artık, böyle tepkiler vermesi tamamen sürpriz miydi sizin için?
Elini üstünüzden çekmesiyle hissettiğiniz haksızlık duygusunu anlıyorum. Ama herkesin evlenirken ailesi yardımcı olmuyor, olamıyor biliyorsunuz. Evliliği düşünen bir insanın her şeyi kendi yapabilecek şekilde hesaplayarak ailesinin karşısına çıkması gerekir. İmkansız mı bu, değil. Düğün değil nikah yapılır, önceki duyurunuzu bilmiyorum altınla mı ilgiliydi ama, bu tarz beklentiler düşürülür eğer maksat bir arada olmak, bir aile kurmaksa.
Annenizle fazla yüz göz olup gerekenden fazlasını anlatmanız da, onay beklemeniz de maalesef hata. Annenizi yıllardır tanıyorsunuz. Ne kadar açık olur ve onay beklerseniz o kadar kendinde size karışma hakkını görecektir. Bu benim hayatım diye ağlamak çözüm değil. Belli bir yaştan sonra bireyler evliliğe karar vermişse ona göre yön çizer, ailelerine de bildirirler. Aile de saygı duyar, elinden geldiği kadar destek olur. Duymazsa da iki yetişkin kendi ailesini kurmaya karar verdikten sonra önünde engel olamaz. Siz annenizden onay bekledikçe (ikna etmeye çalışmak da dahil buna) ona bağımlı oluyorsunuz maalesef.
Son olarak annenize sınır çizmeniz son derece doğru ve bu sınırı korumanız gerekiyor. Ama 2-3 sene daha mı beklesem demeniz hala kararsızlığınızı gösteriyor. Evlenirken maddiyat önemli, ama anladığım kadarıyla ikinizin de maaşı var, kendinizi geçindirebilecek seviyedesiniz. O zaman geriye beklentileri azaltmak, ayağını yorganına göre uzatmak, ama en temelde, en başta dediğim gibi evliliğe hazır olmak kalıyor. Kararınızda net olsanız evi, arabayı, annenizi bu kadar sorgulamazsınız. Ev ve arabaya ihtiyacınız yok, sizin önce netliğe ihtiyacınız var. Net olduğunuzda ben evleniyorum anne, bu da davetiyem, gelirsen mutlu olurum demeniz yeterli.
- reptillia (09.06.22 18:27:17)
@reptillia, orası en kötü öyle yapılır da.. aile tanışmaları ve isteme kısmını atladınız. Şu durumda orası nasıl yapılabilir orada tıkandım. Halam ben gelirim diyorken şimdi anneden onay almak lazıma getirdi. Yahu diyelim ki vermedi dedim, gelmeyecek misin? E yok da oğlum bi soralım bu yaşa kadar getirmiş ezip geçmek olmaz diyor.
O yüzden cidden en temizi bizim kendi başımıza bir şeyler yapmamız fakat bu sefer de kız tarafında yeni sorunlar doğurtabilir bu durum. Aa cocugun ailesi yokmuş diye.
O yüzden cidden en temizi bizim kendi başımıza bir şeyler yapmamız fakat bu sefer de kız tarafında yeni sorunlar doğurtabilir bu durum. Aa cocugun ailesi yokmuş diye.
- ananiyimioguz (09.06.22 18:39:43 ~ 18:41:58)
İstemeye herhangi bir kadın gelmek zorunda değil. Baban isterse ve kız arkadaşının ailesi annenle babanın ayrı olduğunu biliyorsa anlayışla karşılanabilir. Madem bu kadar acele ediyorsun, düğün seçeneğini ele. Bu şekilde zaten iyi bir düğün olmaz. Nikahla yarın bile evlenebilirsin amaç evlenmekse. Aslında çok karmaşık bir durum değil.
Yine de annenle konuşup kız arkadaşına ayıp ettiğini ve özür dilemesini isteyebilirsin son kez. Bunu da reddederse zaten halanı karıştırmadan sadece babanla çözebilirsin.
Yine de annenle konuşup kız arkadaşına ayıp ettiğini ve özür dilemesini isteyebilirsin son kez. Bunu da reddederse zaten halanı karıştırmadan sadece babanla çözebilirsin.
- dissendium (09.06.22 18:55:00)
@ananiyimioguz Farkında mısınız hep karşı tarafı düşünüyorsunuz. Bugüne kadar annenizi onaylamasanız da hep onun onayını arayıp ona hesapları ödediğiniz, karşı tarafın ödediği detayına kadar anlatmışsınız. Kız arkadaşınızın iyi bir insan olduğunu kanıtlamaya çalışmışsınız. Hala onay arıyorsunuz çünkü kendinizden emin değilsiniz. Karşı taraf ailesi yok mu diye düşünür diyorsunuz. Kök aileleri ikna etmek için bunca çabaya, düşünceye gerek yok aslında, iki yetişkin insan karar alıp ailesinin karşısına çıktığında aile mecbur saygı duymak zorunda. Aile onay vermiyorsa da yapacak bir şey yok, iki yetişkin gidip evlenebiliyor, nikah masasında kabul ediyor musunuz diye ailelere sorulmuyor.
Lütfen bu akıntıya kapılıp gitmek yerine bir durun, sakinleşin ve olaya dışardan bakın. Diğer yorumları sonradan okudum. Daha 10 aydır birlikteymişsiniz zaten. Evlilik kaçmıyor, maddi, manevi, psikolojik olarak hazır olduğunuzda evlenilir. Ve bunun için bir terapistle görüşmenizi ben de naçizane öneririm.
Lütfen bu akıntıya kapılıp gitmek yerine bir durun, sakinleşin ve olaya dışardan bakın. Diğer yorumları sonradan okudum. Daha 10 aydır birlikteymişsiniz zaten. Evlilik kaçmıyor, maddi, manevi, psikolojik olarak hazır olduğunuzda evlenilir. Ve bunun için bir terapistle görüşmenizi ben de naçizane öneririm.
- reptillia (09.06.22 22:38:14)
Burda bu kadar kişi dil döktük ama nafile, asla anlamıyorsunuz. Bence psikolojik desteğe ihtiyacınız var. Evlenmek için acele etmeyin çok gençsiniz. Eş adayınız ananızla aynı. Bir boyunduruktan başka bir boyundurluğa giriyorsunuz. Uyanın artık. Manipülasyonsuz yaşayamayacak hale gelmişsiniz.
- Hallegadola (09.06.22 23:13:18)
@chanandler bong +1
bilinçdışımızda hepimiz annemize/babamıza benzeyen profiller arayıp bulmak isteriz. siz de istemsizce annenize benzeyen birini bulup evlenmek istiyorsunuz. ne kadar kabullenmek istemeseniz de durum böyle.
ben de kadınım, çoğu kadın statü olarak kendine denk ya da daha yüksek birisini ister. anladığım kadarıyla kadın öyle çok modern, çok eğitimli bir aileden gelmiyor. antepli, okumuş etmiş koskoca diş hekimi olmuş. güzel de maaş kazanıyormuş. e sizinle niye evlenmek istesin? aşk maşk demeyin, artık günümüzde. her şey mantık evliliğine dönmüş durumda. kimse aşkından ölüp bittiği ile evlenmiyor. anlaşıyoruz birbirimizle, uyuşuyoruz tamamdır evlenelim kafasında neredeyse herkes.
sizi de asla küçümsemiyorum tabii, siz de koskoca yazılım mühendisisiniz. maaşınız iyidir diye tahmin ediyorum, unvan da güzel. ama sonuç olarak bu kız sizden bilmem kaç kat fazla kazanıyor. tıpkı anneniz gibi parası pulu olmamasına rağmen parmağında oynatabileceği birisini arıyor gibi geldi. ve siz bu profile çok uygunsunuz yaşamınızdan ötürü. hatta o kadar uygunsunuz ki bu duyuruyu açtınız :)
benim de tavsiyem terapi. öncelikli olarak anneye, teyzeye vs. bu kadar bağımlı olma durumundan kurtulmanız lazım. birey olma, kendi ayaklarınız üzerinde durma vs.
zaten tedaviden sonra "aileden bir şey istememe gerek yok" düşüncesi oluşacaktır diye tahmin ediyorum. çok da bir şey beklemeden evlenebilirsiniz. ayrıca 10 ay da birisi ile evlenme düşüncesine girme için çook erken.
bir de hata şu; evlilik bahsi geçince en başta demeniz lazımdı. bak babamın parası pek yok. annem de biraz eli sıkı bir tiptir, pek bize para harcamaz. senle ben ne yapabiliyorsak yaparız bütçemize uygun. he bana uymaz, ben şöyle böyle isterim dersen de yolun açık olsun. erkek olsaydım tam olarak böyle söylerdim.
edit: bu arada başlığı "annemin gelinini kovması" olarak açmışsınız :) bu şahıs nişanlınız bile değil, sadece sevgilisiniz. gelin adayı deseniz neyse. sırf başlıktan bile manipülasyona uğradığınız açıkça belli oluyor.
bilinçdışımızda hepimiz annemize/babamıza benzeyen profiller arayıp bulmak isteriz. siz de istemsizce annenize benzeyen birini bulup evlenmek istiyorsunuz. ne kadar kabullenmek istemeseniz de durum böyle.
ben de kadınım, çoğu kadın statü olarak kendine denk ya da daha yüksek birisini ister. anladığım kadarıyla kadın öyle çok modern, çok eğitimli bir aileden gelmiyor. antepli, okumuş etmiş koskoca diş hekimi olmuş. güzel de maaş kazanıyormuş. e sizinle niye evlenmek istesin? aşk maşk demeyin, artık günümüzde. her şey mantık evliliğine dönmüş durumda. kimse aşkından ölüp bittiği ile evlenmiyor. anlaşıyoruz birbirimizle, uyuşuyoruz tamamdır evlenelim kafasında neredeyse herkes.
sizi de asla küçümsemiyorum tabii, siz de koskoca yazılım mühendisisiniz. maaşınız iyidir diye tahmin ediyorum, unvan da güzel. ama sonuç olarak bu kız sizden bilmem kaç kat fazla kazanıyor. tıpkı anneniz gibi parası pulu olmamasına rağmen parmağında oynatabileceği birisini arıyor gibi geldi. ve siz bu profile çok uygunsunuz yaşamınızdan ötürü. hatta o kadar uygunsunuz ki bu duyuruyu açtınız :)
benim de tavsiyem terapi. öncelikli olarak anneye, teyzeye vs. bu kadar bağımlı olma durumundan kurtulmanız lazım. birey olma, kendi ayaklarınız üzerinde durma vs.
zaten tedaviden sonra "aileden bir şey istememe gerek yok" düşüncesi oluşacaktır diye tahmin ediyorum. çok da bir şey beklemeden evlenebilirsiniz. ayrıca 10 ay da birisi ile evlenme düşüncesine girme için çook erken.
bir de hata şu; evlilik bahsi geçince en başta demeniz lazımdı. bak babamın parası pek yok. annem de biraz eli sıkı bir tiptir, pek bize para harcamaz. senle ben ne yapabiliyorsak yaparız bütçemize uygun. he bana uymaz, ben şöyle böyle isterim dersen de yolun açık olsun. erkek olsaydım tam olarak böyle söylerdim.
edit: bu arada başlığı "annemin gelinini kovması" olarak açmışsınız :) bu şahıs nişanlınız bile değil, sadece sevgilisiniz. gelin adayı deseniz neyse. sırf başlıktan bile manipülasyona uğradığınız açıkça belli oluyor.
- rose parks (09.06.22 23:21:39 ~ 23:26:38)
Hayatın çoğu alanında bir onaylanma isteği aradığımı kabul edebiliyorum. Veya anneye benzer karakter seçmiş olmamı. Aslında önceki ilişkilerimde gayet otoriter, ağır başlı dominant bir karakter olmama rağmen şu anne oğul ilişkisindeki dengelerden ötürü bir türlü öyle tamamen kendi ayakları üzerinde durma fırsatı yakalayamadım. Zaten son 2 senedir en yakın arkadaşım ile şu konu konuşuldu "senin ayrı bir şehirde, tek başına, hayat geçindirme, çalışma, ilişki yaşama.. gibi konularda tek başına mücadele edebildiğini göstermen lazım aksi takdirde seni sürekli savunmasız görüp sürekli müdehale etmeye veya güvenmemeye devam edecekler". Bu benim ayrı bir gündemim, ayrı bir savaşım, ayrı bir derdim. Zaten son senelerde anneyi uzak tutmaya çalışmaya başlamıştım. Bu tutmuş halin mi diyebilirsiniz, evet maalesef zaten ondan da bilendi bu çocuk pek bir şey anlatmıyor kesin kız bişeyler yapıyor diye :) Yani bunu ben bu çizgi çekme olayını ilişkiden bağımsız yapacaktım zaten. Çünkü mesela yurt dışına gidip 1 ay tek takıldım, ama bizim oğlan nasıl yapacak orada modunlardı. Mühendislik kazanıyorum, aman bizim oğlan nasıl bitirecek. Gayet başarı ile mezun oluyorum, aman bizim oğlan nasıl iş bulacak. Ee oldu işte sıfır zaman kaybı ile işe de başladım yapıyorum işte hepsini ama dediğiniz gibi bende ayrı sıkıntılar eksilikler var, ailede ayrı.
Çok güzel bir yorum gördüm "hatta o kadar uygunsunuz ki buraya soruyorsunuz". Evet. Keşke yönetme işlerini daha takır tukur yapabilsem. Yine de, beni ve önceki ilişkilerimi bilmediğiniz için şu çizdiğim profil, yine kendimi tecrübesiz gösterdi. Halbuki asıl manipülatör benim ilişkilerde. O da neden oldu, onlar dominant bir karakterde değillerdi. Yani ben hep öyle seçimler yapmıyorum. Fakat ben bir kadının, bir annenin her zaman baskın karakterde olmasını istemişimdir. Neden? Bunun altında psikolojik şeyler de yatıyor olabilir yani sen öyle değilsin ondan diyen olabilir, işte annen gibi birini arıyorsun diyen olabilir bilemem.. ama ben çocuk yetiştirecek, veya çocuk hiç yapmadık diyelim, hayatı yaşayacağım bir kadının; pasif, kocasının ağzının içine bakarak, kırılgan, maddi manevi yetersiz hisseden birisi olmasını istemiyorum. Bu benim tercihim. Erkek de öyle olmamalı. Yakın olmalı her şey. Tabii ki bir kadın kırılganlığı duygusallığına karşın erkek soğuk kanlılığı ve kriz yönetimi becerisinin sağladığı denge gibi teraziler olabiliyor. Ama buna da tamamlanma diyoruz zaten.
Dile kolay toplam 9 yıllık bir ilişki geçmişim var. Bu süreler de ot gibi geçirilmiş, kendine bir şey katılmamış süreler değil. Evlilik kararı alma konusu 10 ay değil aslında 9 yıl + 10 ay diyebiliriz şu ressam - kral hikayesindeki gibi. Ama bir insanı tanımaya 10 ay yeterli mi? Olmayabilir. 5 yıl da olmayabilir. Teyzem ben 15. yılda tanıdım dedi de boşandı misal yani. Herkes mükemmel tercihi yapacak tam 12den vuracak diye bir şey yok. Kaldı ki bu 10 aylık süreyi neredeyse hep bir evde yaşadık zaten. Huylar konuşuldu, karakterler konuşuldu, ev geçindirildi, geziler düzenlendi yemekler yapıldı, sen manipülatörsün, hayır asıl sen manipülatörsün, konuşma sus sen abdülhamidi savundun dendi, kavgalar edildi ve ilişki son aylara doğru rayına oturdu. Artık dedik ki bizim evli olmakla olmamak arasındaki tek fark bir imza olacak.
Ama bizim ülkemizde öyle olmuyor işte aileler işin içine girince yuvalar bile yıkılabiliyor. Şimdi onu yönetme ile ilgili tecrübelenmeye çalışıyorum.
Çok güzel bir yorum gördüm "hatta o kadar uygunsunuz ki buraya soruyorsunuz". Evet. Keşke yönetme işlerini daha takır tukur yapabilsem. Yine de, beni ve önceki ilişkilerimi bilmediğiniz için şu çizdiğim profil, yine kendimi tecrübesiz gösterdi. Halbuki asıl manipülatör benim ilişkilerde. O da neden oldu, onlar dominant bir karakterde değillerdi. Yani ben hep öyle seçimler yapmıyorum. Fakat ben bir kadının, bir annenin her zaman baskın karakterde olmasını istemişimdir. Neden? Bunun altında psikolojik şeyler de yatıyor olabilir yani sen öyle değilsin ondan diyen olabilir, işte annen gibi birini arıyorsun diyen olabilir bilemem.. ama ben çocuk yetiştirecek, veya çocuk hiç yapmadık diyelim, hayatı yaşayacağım bir kadının; pasif, kocasının ağzının içine bakarak, kırılgan, maddi manevi yetersiz hisseden birisi olmasını istemiyorum. Bu benim tercihim. Erkek de öyle olmamalı. Yakın olmalı her şey. Tabii ki bir kadın kırılganlığı duygusallığına karşın erkek soğuk kanlılığı ve kriz yönetimi becerisinin sağladığı denge gibi teraziler olabiliyor. Ama buna da tamamlanma diyoruz zaten.
Dile kolay toplam 9 yıllık bir ilişki geçmişim var. Bu süreler de ot gibi geçirilmiş, kendine bir şey katılmamış süreler değil. Evlilik kararı alma konusu 10 ay değil aslında 9 yıl + 10 ay diyebiliriz şu ressam - kral hikayesindeki gibi. Ama bir insanı tanımaya 10 ay yeterli mi? Olmayabilir. 5 yıl da olmayabilir. Teyzem ben 15. yılda tanıdım dedi de boşandı misal yani. Herkes mükemmel tercihi yapacak tam 12den vuracak diye bir şey yok. Kaldı ki bu 10 aylık süreyi neredeyse hep bir evde yaşadık zaten. Huylar konuşuldu, karakterler konuşuldu, ev geçindirildi, geziler düzenlendi yemekler yapıldı, sen manipülatörsün, hayır asıl sen manipülatörsün, konuşma sus sen abdülhamidi savundun dendi, kavgalar edildi ve ilişki son aylara doğru rayına oturdu. Artık dedik ki bizim evli olmakla olmamak arasındaki tek fark bir imza olacak.
Ama bizim ülkemizde öyle olmuyor işte aileler işin içine girince yuvalar bile yıkılabiliyor. Şimdi onu yönetme ile ilgili tecrübelenmeye çalışıyorum.
- ananiyimioguz (10.06.22 10:24:50 ~ 10:43:47)
Duyuruyu okudum, yorumlari okudum, bahsedilen eski duyuruyu hayal meyal hatirliyorum ona yorum yapamayacagim. Bence su duyuruyu okuyan herkese bi 100 kagit psikolog parasi atman lazim :p
Sakayi kenara birakalim.
Dominant anneye ve onun gudumundeki pisirik babaya sinir (hatta bazen siktir) cekebilmis, anne ile kavgali ve annenin yerine gecmeye calisan narsist sevgili kaynakli iliski siddetinde pismis, hayati boyunca sevgiyi sadece onaylanarak alabilmis ve bunlari yillardir terapide tamir etmeye calisan bir erkek olarak soyluyorum.
Kac!
Yapabiliyorsan aileden de sevgiliden de kac ve kendi basina bir hayat kur. Yalnizligi deneyimle, kendi ayaginin ustune dur. Hatta bir sure hicbir iliskinin ciddilesmesine izin verme. Bol bol arkadas edin ve insan tani. Yine maddi durum elverirse mutlaka terapi al.
Sakayi kenara birakalim.
Dominant anneye ve onun gudumundeki pisirik babaya sinir (hatta bazen siktir) cekebilmis, anne ile kavgali ve annenin yerine gecmeye calisan narsist sevgili kaynakli iliski siddetinde pismis, hayati boyunca sevgiyi sadece onaylanarak alabilmis ve bunlari yillardir terapide tamir etmeye calisan bir erkek olarak soyluyorum.
Kac!
Yapabiliyorsan aileden de sevgiliden de kac ve kendi basina bir hayat kur. Yalnizligi deneyimle, kendi ayaginin ustune dur. Hatta bir sure hicbir iliskinin ciddilesmesine izin verme. Bol bol arkadas edin ve insan tani. Yine maddi durum elverirse mutlaka terapi al.
- cleric (10.06.22 14:14:17 ~ 14:17:07)
Bakın bu kadar insan size terapi almanızı önermiş, hiçbirinde de bu görüşü kabul etmemişsiniz. Demek ki kendinizi çok iyi çözdüğünüzü düşünüyorsunuz ancak terapi önerenler daha önce sizin gibi sorunlarını göremeyen, aldıkları destekle uzun süren zamanlardan sonra farkındalığa kavuşan kişiler.
En önemli çözüm önerisini görmezden geldiğiniz sürece sorun bugün kız isteme adı altında anneniz ve kız arkadaşınızla ilgili olur, yarın başka bir kisve altında yine aynı konularla ilgili olur. Girdiğiniz döngüden çıkmanızın yolu terapi almak, bunu desteksiz yapabilen çok az insan var ve siz bu açtığınız konudan belli olduğu üzere onlardan biri değilsiniz.
En önemli çözüm önerisini görmezden geldiğiniz sürece sorun bugün kız isteme adı altında anneniz ve kız arkadaşınızla ilgili olur, yarın başka bir kisve altında yine aynı konularla ilgili olur. Girdiğiniz döngüden çıkmanızın yolu terapi almak, bunu desteksiz yapabilen çok az insan var ve siz bu açtığınız konudan belli olduğu üzere onlardan biri değilsiniz.
- montreal (14.06.22 16:57:54 ~ 16:58:49)
@montreal, teşekkür ederim fakat olaydan sonra 2 terapi aldım bile ^^
Aslında çok güçsüz bir insan değilim en travmatik bir olayı bile absorbe edebilirim ama birden fazla şey tek bir dönemde gelince diz çökmeme sebep oldu, işin içinden çıkamadım. Kariyer + Aile + İlişki üçgenindeki sorunlar aynı anda patlak verince yani.
Sorunlardan kaçan biri de değilim. Aksine farkındalığı yüksek olmak hep üstüne düştüğüm bir konu. Bazı durumlarda evet ego oluşturacak kadar yeteneğim ve kabiliyetim olduğunu da düşünüyorum fakat elbette hayatımda ve kendimde geliştiremediğim yanlarım var. Aynı anda insan her yönünü geliştiremiyor. Mesela kız arkadaşım kariyer ve aile konularını çok güzel inşa etmiş fakat onun da insan ilişkileri ve aşk ilişkileri konularında çok fazla eksiklikleri var. Her kafayı bir alana yoğunlaştırmış insan gibi (doktor mühendis sanatçı fark etmez) onun da kafa olarak kırıklıkları var. Eksikliklerin üstüne gider onları da halledip daha güçlü devam ederiz sorun değil. Bir şeylerin bitmesi gerekiyorsa da biter. Uyum yok ise, tutunacak şeyler yok ise biter. Önemsediğim şeyler fazla ise de mücadele ederim.
Şu an hem ilişkiyi hem de benim aile bağlarımı ayrı ayrı değerlendiriyoruz terapide. İlişkideki sıkıntılar benim aşırı kafa bayacak şekilde uzun konuşmalar ve tartışmalarım ile kız arkadaşımla konuşarak, yeri gelip onu sıkıştırarak, yeri gelip onun beni ikna etmesine kalmadan sonraki davranışlarına bakarak çözülüyor. Ve en sevdiğim yani, tabii ki komple yok olmayacağını biliyor ama hatalarının farkında. O bu kadar uzun ilişki yaşamamış ki o da öğrenip tecrübeleniyor.
Diğer aile konusunda da şu farkındalık içimi rahatlattı, normalde çoğu insanın 20'li yaşlarının başında ailesine karşı çektiği çizgileri, o geçtiği süreçleri, ben 4-5 sene geç kalmış halde yapmam gerekiyor. Bu da üstüne bir de ilişki içinde olduğum ve işe güce karıştığım ana denk geldiği için hem kendimi aciz hissettim, hem de durumları batırdım.
Bundan sonra şu olaylar bana hem kız arkadaşıma, hem aile hem de iş ilişkilerimde sınırlarımı daha iyi belirlemek yolunda mecburi bir ön ayak oldular, onu inşa ederek ilerleyeceğim. Sonrasına bakacağız artık. Büyüyoruz sürekli. No pain no gain.
Aslında çok güçsüz bir insan değilim en travmatik bir olayı bile absorbe edebilirim ama birden fazla şey tek bir dönemde gelince diz çökmeme sebep oldu, işin içinden çıkamadım. Kariyer + Aile + İlişki üçgenindeki sorunlar aynı anda patlak verince yani.
Sorunlardan kaçan biri de değilim. Aksine farkındalığı yüksek olmak hep üstüne düştüğüm bir konu. Bazı durumlarda evet ego oluşturacak kadar yeteneğim ve kabiliyetim olduğunu da düşünüyorum fakat elbette hayatımda ve kendimde geliştiremediğim yanlarım var. Aynı anda insan her yönünü geliştiremiyor. Mesela kız arkadaşım kariyer ve aile konularını çok güzel inşa etmiş fakat onun da insan ilişkileri ve aşk ilişkileri konularında çok fazla eksiklikleri var. Her kafayı bir alana yoğunlaştırmış insan gibi (doktor mühendis sanatçı fark etmez) onun da kafa olarak kırıklıkları var. Eksikliklerin üstüne gider onları da halledip daha güçlü devam ederiz sorun değil. Bir şeylerin bitmesi gerekiyorsa da biter. Uyum yok ise, tutunacak şeyler yok ise biter. Önemsediğim şeyler fazla ise de mücadele ederim.
Şu an hem ilişkiyi hem de benim aile bağlarımı ayrı ayrı değerlendiriyoruz terapide. İlişkideki sıkıntılar benim aşırı kafa bayacak şekilde uzun konuşmalar ve tartışmalarım ile kız arkadaşımla konuşarak, yeri gelip onu sıkıştırarak, yeri gelip onun beni ikna etmesine kalmadan sonraki davranışlarına bakarak çözülüyor. Ve en sevdiğim yani, tabii ki komple yok olmayacağını biliyor ama hatalarının farkında. O bu kadar uzun ilişki yaşamamış ki o da öğrenip tecrübeleniyor.
Diğer aile konusunda da şu farkındalık içimi rahatlattı, normalde çoğu insanın 20'li yaşlarının başında ailesine karşı çektiği çizgileri, o geçtiği süreçleri, ben 4-5 sene geç kalmış halde yapmam gerekiyor. Bu da üstüne bir de ilişki içinde olduğum ve işe güce karıştığım ana denk geldiği için hem kendimi aciz hissettim, hem de durumları batırdım.
Bundan sonra şu olaylar bana hem kız arkadaşıma, hem aile hem de iş ilişkilerimde sınırlarımı daha iyi belirlemek yolunda mecburi bir ön ayak oldular, onu inşa ederek ilerleyeceğim. Sonrasına bakacağız artık. Büyüyoruz sürekli. No pain no gain.
- ananiyimioguz (15.06.22 12:44:54 ~ 12:59:32)
@hacirotti,
evet sıkıntıları çok güzel yazmışsınız, bazılarının hep farkındaydım ama rahatımı bozmadım, çünkü bir şeyler sağlanıyordu zaten veya idare edebiliyordum. Bazılarını da yeni yeni fark ediyorum.
Şimdi durumlar yazdığınız gibi.. yaş 27. ne yapmalı? ben tam olmamışım ve yapamıyorum diye ağlayarak çekip gitmeli mi? intihar mı etmeli? ben tam olamamışım deyip ilişki yaşamamalı, aileden uzak durmalı, toplumdan soyutlamalı mı kendini?
Hayır, geç fark ettim, geç giriştim. Bu sıkıntıları 18 yaşında görüp olgunlaşan var, 30 yaşında görüp olgunlaşan var. Ben ise şimdi başlıyorum düzeltmeye. Siz zannediyor musunuz ki kendiniz dahil buraya yorum yazanların hiç birisinin bir eksikliği, bir tecrübesizliği yok? E hayatlarını sürdürebiliyorlar. Bir şekilde işlerini, evliliklerini, hayatlarını sürdürebiliyorlar. Şimdi kendimi övmeyeyim ama 27 sene de bom boş geçmedi, insanlar sevebilecek, paylaşabilecek, konuşabilecek bir şeyler buluyor veya iyi hissediyorlar yanımda demek ki değil mi? Artılar cepte zaten, eksiler de onarılacak başka çare yok.
Çünkü (işini kurmuş, aile ve arkadaş ilişkilerinde sınırlarını iyi belirlemiş yatırımlarını yapmış bir insan) = (iyi bir eş, iyi bir arkadaş, iyi bir insan veya iyi bir ebeveyn) değil ki.
evet sıkıntıları çok güzel yazmışsınız, bazılarının hep farkındaydım ama rahatımı bozmadım, çünkü bir şeyler sağlanıyordu zaten veya idare edebiliyordum. Bazılarını da yeni yeni fark ediyorum.
Şimdi durumlar yazdığınız gibi.. yaş 27. ne yapmalı? ben tam olmamışım ve yapamıyorum diye ağlayarak çekip gitmeli mi? intihar mı etmeli? ben tam olamamışım deyip ilişki yaşamamalı, aileden uzak durmalı, toplumdan soyutlamalı mı kendini?
Hayır, geç fark ettim, geç giriştim. Bu sıkıntıları 18 yaşında görüp olgunlaşan var, 30 yaşında görüp olgunlaşan var. Ben ise şimdi başlıyorum düzeltmeye. Siz zannediyor musunuz ki kendiniz dahil buraya yorum yazanların hiç birisinin bir eksikliği, bir tecrübesizliği yok? E hayatlarını sürdürebiliyorlar. Bir şekilde işlerini, evliliklerini, hayatlarını sürdürebiliyorlar. Şimdi kendimi övmeyeyim ama 27 sene de bom boş geçmedi, insanlar sevebilecek, paylaşabilecek, konuşabilecek bir şeyler buluyor veya iyi hissediyorlar yanımda demek ki değil mi? Artılar cepte zaten, eksiler de onarılacak başka çare yok.
Çünkü (işini kurmuş, aile ve arkadaş ilişkilerinde sınırlarını iyi belirlemiş yatırımlarını yapmış bir insan) = (iyi bir eş, iyi bir arkadaş, iyi bir insan veya iyi bir ebeveyn) değil ki.
- ananiyimioguz (27.06.22 10:18:20)
1