[]
Kendi otomobilini yapma konusu
Bu çok abartılan bir konu değil mi bizim için. Yani yerli otomobil yapacağız yerli uçak yapacağız yerli uzay mekiği yapacağız vs vs. E yaparsın bunlar neticede onlarca yıldır yapılan şeyler otomobili de yaparsın uçağı da, ki zamanında zaten yapmışsın da, önemli olan bunları yapmaktan çok satmak değil mi? Yani biz bugün uçak yapsak mesela kime satacaksın kim alır global pazarda, keza otomobil için de öyle. Ha yaptın mesela elindeki birimlere politik gücünü kullanarak sattın, sonra peki? Bu şekilde bu çark döner mi? Bu olaylar çok büyük teknolojik anlamlar yükleniyor gibi geliyor bana sizce de öyle mi? Teşekkür ederim.
Geçmişe bağlı olarak düşünmek lazım bunları ki araba, motor, uçak, roket vb. gibi bir çok alanda maalesef projeler rafa kalktı ya da kaldırıldı Türkiye'de. Konular incelediğinde şaibeli bir çok şey görülecektir. Devleti doğrudan ilgilendiren zaruri hususlarda dışarı bağımlı olmak seferberlik gibi durumlarda ayrıca bir milli güvenlik sorunudur. Geçmişte yaşanan amborgolar şimdilerde çok dillendirilen f35 krizi ortada.
Evet dünyada bunlar yapılalı çok oldu biz maalesef geriden geldik ama sonunda yapılan ve yapılması gereken şeylerdi bunlar.
Doğrusu üretilen araba dışarıya satılmasa bile hiç değilse vatandaşın alması ve kullanması önemli.
Silah sanayiindeki gelişmelerle birlikte bakıldığında mesele sadece araba değil ortaya "geç olsa da" ortaya bir şeyler koyabilmek önemli.
Evet dünyada bunlar yapılalı çok oldu biz maalesef geriden geldik ama sonunda yapılan ve yapılması gereken şeylerdi bunlar.
Doğrusu üretilen araba dışarıya satılmasa bile hiç değilse vatandaşın alması ve kullanması önemli.
Silah sanayiindeki gelişmelerle birlikte bakıldığında mesele sadece araba değil ortaya "geç olsa da" ortaya bir şeyler koyabilmek önemli.
- Erva (14.02.22 12:38:47 ~ 13:19:25)
evet öyle. bu işler ekosistem istiyor. araba ürettim sattım demekle olmuyor. ülkende otomobil konusunda yetişmiş insan olmalı, ülkede araba üretimine dair know-how olmalı, pazarlama olmalı, başta kendi ülken olmak üzere açılacağın pazarlara gidip servis ve bayilikleri kurman lazım. almanya bile mesela abd gibi yerde bunu çok başaramadı orada abd'liler ve japonlar cirit atıyor. otomobilde saydığım 5-6 şeyden 2 tanesi var bizde. savunma sanayinde mesela ekosistem tamamıyla var neredeyse.
çark döner mi? dönmez. togg meselesinde gördüğüm kadarıyla işler iyi yürüyor ama bütçe çok ama çok az. 1-2 modelle nasıl olur o da meşhul. ancak kilit nokta şu ki, fiyat... eş değerleri 55bin euro civarında iken togg için başta 40bin euro satış fiyatı dediler, sonra da "bunun bile bi tık altı olabilir" deyip 37k€'ya selam verdiler. böyle bir durumda roller çok değişir. teneke dacia avrupanın en çok satanı mesela. neden? fiyatı
çark döner mi? dönmez. togg meselesinde gördüğüm kadarıyla işler iyi yürüyor ama bütçe çok ama çok az. 1-2 modelle nasıl olur o da meşhul. ancak kilit nokta şu ki, fiyat... eş değerleri 55bin euro civarında iken togg için başta 40bin euro satış fiyatı dediler, sonra da "bunun bile bi tık altı olabilir" deyip 37k€'ya selam verdiler. böyle bir durumda roller çok değişir. teneke dacia avrupanın en çok satanı mesela. neden? fiyatı
- avatar is back (14.02.22 12:41:02)
yerli araba konusunda örneğin sadece kurumların kullandığı araçlar için dahi bir zorunluluk getirilse yeterli. yerli alıcıya yönelik teşviklerle birlikte de otomotiv konusunda dışa bağımlılığı azaltır, ekonomi için çok iyi olur.
- reanarchy (14.02.22 13:11:55)
Abi dışa bağımlılık azalır derken cumhurbaşkanı Mercedes Maybach değil de Toog mu kullanır diyorsunuz, ya da belediyeler Audi almaktan vaz mı geçerler acaba? Yani envantere illa ki girer de genel olarak devlet otoriteleri bunları gerçek anlamda kullanır mı?
- Zaman Tamircisi (14.02.22 13:23:09 ~ 13:25:19)
Bunun için şöyle bir öneri de var, aslında derdimiz %100 araç üretimi değil, ülkedeki mühendisler işçiler sektör için teknolojik bilgi transferini hedefliyoruz diye, bana bu da inandırıcı gelmiyor da
- freebird5406_2 (14.02.22 14:02:09)
Amaç kalifiye personel yetiştirmekse ona saygı duyarım ama bunun elbette daha sürdürülebilir ve gerçekçi yöntemleri de vardır gibi.
- Zaman Tamircisi (14.02.22 14:04:56)
cumhurbaşkanı veya yöneticiler kullanmaz ama tüm belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar, bakanlıklar vs düşününce tüm orta segment araçlar yerliye dönse on binleri bulur sayı.
- reanarchy (14.02.22 14:59:57)
Türkiye aslında otomotiv sanayisi açısından çok gelişmiş bir ülke. Türkiye'de yerli üretim yapan tüm markaları (Fiat, Renault, Toyota, Hyundai ve dahası) destekleyen devasa bir sanayi var. Petrolle çalışan araçlar binlerce farklı parçadan oluşuyor ve büyük kısmı burada üretiliyor.
Ticari araçlar (kamyon-otobüs) daha da geniş bir altyapı var. Mercedes, Man, Ford, BMC, Otokar, Temsa, Isuzu ve benzeri bir çok üretici mevcut. Yine bunları destekleyen korkunç bir ekosistem var.
Ford, Türkiye'de yerli mühendislerle yerli motor, ve yerli otomatik şanzıman yapmayı başardı.
Bu ekosistem, ciddi bir ihracat da yapıyor. Sadece bitmiş ürün (araç) değil, yedek parça olarak da. Mesela Mercedes otomobillerin bir çok parçası Türkiye'den Bursa ve Konya'daki üreticilerden gidiyor. Maybach'da bile Türk malı ürünler var.
Böyle bir bağlam içinde, dünya elektrikli araçlar yönünde ilerlerken bunun ekosistemini oluşturmak için bir girişimde bulunmak, kendi başına zaten 80 milyon nüfusu olan, sadece yakın coğrafyada bunun iki katına ulaşabilen bir pazar için mantıklı olabilir.
Belki bir milyon araç üretimi olmaz ama içerde bilgi-birikimi olur, insan yetişir, belki başka girişimler için bir baz oluşturur vesaire. Baktığınızda vakti evvelinde Kore'de de benzeri şekilde devlet özel sektörü itelemiş bugün dünya çapında markaları var.
Bizde de olur mu? Bilmiyorum. Ama kötü girişim değil ve pazara belli bir hareket getirir. Sonu çok parlak olmayabilir, bir Tesla çıkmayabilir, ama batacağını ve başarısız olacağını da sanmıyorum.
Ticari araçlar (kamyon-otobüs) daha da geniş bir altyapı var. Mercedes, Man, Ford, BMC, Otokar, Temsa, Isuzu ve benzeri bir çok üretici mevcut. Yine bunları destekleyen korkunç bir ekosistem var.
Ford, Türkiye'de yerli mühendislerle yerli motor, ve yerli otomatik şanzıman yapmayı başardı.
Bu ekosistem, ciddi bir ihracat da yapıyor. Sadece bitmiş ürün (araç) değil, yedek parça olarak da. Mesela Mercedes otomobillerin bir çok parçası Türkiye'den Bursa ve Konya'daki üreticilerden gidiyor. Maybach'da bile Türk malı ürünler var.
Böyle bir bağlam içinde, dünya elektrikli araçlar yönünde ilerlerken bunun ekosistemini oluşturmak için bir girişimde bulunmak, kendi başına zaten 80 milyon nüfusu olan, sadece yakın coğrafyada bunun iki katına ulaşabilen bir pazar için mantıklı olabilir.
Belki bir milyon araç üretimi olmaz ama içerde bilgi-birikimi olur, insan yetişir, belki başka girişimler için bir baz oluşturur vesaire. Baktığınızda vakti evvelinde Kore'de de benzeri şekilde devlet özel sektörü itelemiş bugün dünya çapında markaları var.
Bizde de olur mu? Bilmiyorum. Ama kötü girişim değil ve pazara belli bir hareket getirir. Sonu çok parlak olmayabilir, bir Tesla çıkmayabilir, ama batacağını ve başarısız olacağını da sanmıyorum.
- kaptankedi (14.02.22 15:35:04)
dediğin gibi bunları üretmek sorun değil, türkiye de iyi bir otomobil sanayisi var, pek çok aracın parçası ya orjinal olarak yada yan sanayi yedek parça olarak üretiliyor. dizel motor blokları da üretiliyor.
yine otomobil olmasa bile başka motorlü taşıtlar (gemi, traktör vb.) üretiyoruz,
satış konusunda ise konu ikiye ayrılıyor. iç pazar, dış pazar.
iç pazarda tüketici güvenirliliği yok. her hangi bir ürünü büyük bir kesime bu yerli malı diye satamazsın, onun yerine gider daha kalitesiz olsa dahi ithal ürün alır. bunun birinci sebebi üretilen ürünün arkasında ne kadar durabileceğin. iphone'u düşün, ilk çıktığından sonra tamir yerine direk değiştirme yapıyorlardı, hem apple olması (yılların markası) hemde malının arkasında durması insanları ikna etmeye yetiyordu. bu gün kuracağın bir firma da ne üretirsen üret eskiden kalan yerli malı mı hııı dandiktir bu algısını kırmak çok zor. hadi kırdın diyelim adam razı almaya ama firma daha kaç senelik? ne kadar güvenilirliliği var, dolar tekrar fırlarsa 30 liralara nasıl ayakta duracaksın? nasıl yedek parça sağlayacaksın? yetkili servis ağın gelişmiş mi?
dış pazar ise çok daha kolay kazanılıyor bu güven adamlar daha ön yargısız bir deneyelim diyebiliyorlar, genelde zaten firmalar önce dış pazara, orada kendilerini ispatladıktan sonra iç pazara dönüyorlar bunun en büyük örneklerini de tekstil firmalarında görürsün, önce yurt dışına toplu çalışırlar (hızlı giden bir pazar) daha sonra yurt içine bir iki mağaza açıp bakarlar.
tabii ki verdiğim örneklerde tüketicinin girdiği risk bir uçak/araba ya göre daha az, kıyafet aldın iki günde bozuldu mu bir daha almazsın, 50 euro kaybedersin en fazla ama araba aldın iki günde bozuldu bişi oldu bilmem kaç bin euro gitti, e o adamlarda parayı ağaçtan toplamıyorlar.
yine iç pazarda direk rekabet için (ki rakipler büyük ve köklü) ciddi reklam maliyetlerini kaldırabilmen lazım.
osb de 3-5 kişi bir araya gelip bir şeyler yapabilirler özellikle de ilişkilerini kullanıp ama uzun vadeli bir şeyler için ciddi paralara ihtiyaç var.
para sahibi olanlarda şimdi ne gereği var böyle bir risk'e girmeye diye bakıyor.
yine otomobil olmasa bile başka motorlü taşıtlar (gemi, traktör vb.) üretiyoruz,
satış konusunda ise konu ikiye ayrılıyor. iç pazar, dış pazar.
iç pazarda tüketici güvenirliliği yok. her hangi bir ürünü büyük bir kesime bu yerli malı diye satamazsın, onun yerine gider daha kalitesiz olsa dahi ithal ürün alır. bunun birinci sebebi üretilen ürünün arkasında ne kadar durabileceğin. iphone'u düşün, ilk çıktığından sonra tamir yerine direk değiştirme yapıyorlardı, hem apple olması (yılların markası) hemde malının arkasında durması insanları ikna etmeye yetiyordu. bu gün kuracağın bir firma da ne üretirsen üret eskiden kalan yerli malı mı hııı dandiktir bu algısını kırmak çok zor. hadi kırdın diyelim adam razı almaya ama firma daha kaç senelik? ne kadar güvenilirliliği var, dolar tekrar fırlarsa 30 liralara nasıl ayakta duracaksın? nasıl yedek parça sağlayacaksın? yetkili servis ağın gelişmiş mi?
dış pazar ise çok daha kolay kazanılıyor bu güven adamlar daha ön yargısız bir deneyelim diyebiliyorlar, genelde zaten firmalar önce dış pazara, orada kendilerini ispatladıktan sonra iç pazara dönüyorlar bunun en büyük örneklerini de tekstil firmalarında görürsün, önce yurt dışına toplu çalışırlar (hızlı giden bir pazar) daha sonra yurt içine bir iki mağaza açıp bakarlar.
tabii ki verdiğim örneklerde tüketicinin girdiği risk bir uçak/araba ya göre daha az, kıyafet aldın iki günde bozuldu mu bir daha almazsın, 50 euro kaybedersin en fazla ama araba aldın iki günde bozuldu bişi oldu bilmem kaç bin euro gitti, e o adamlarda parayı ağaçtan toplamıyorlar.
yine iç pazarda direk rekabet için (ki rakipler büyük ve köklü) ciddi reklam maliyetlerini kaldırabilmen lazım.
osb de 3-5 kişi bir araya gelip bir şeyler yapabilirler özellikle de ilişkilerini kullanıp ama uzun vadeli bir şeyler için ciddi paralara ihtiyaç var.
para sahibi olanlarda şimdi ne gereği var böyle bir risk'e girmeye diye bakıyor.
- selam (14.02.22 17:06:35)
1