[]
hevessizlik ve çocukluk
yaşım arttıkça bunun artacağından endişe duyuyorum. yalnızca pandeminin etkisi olduğunu da düşünmüyorum. 50-60 yaşındaki adamlar hala nasıl futbola karşı bu kadar aşk dolu şaşırıyorum mesela. ben en son 10 yaşımda futbol için çok hevesliydim,beşiktaş'ın şampiyon olmasını, türkiye'nin turnuvalara katılmasını canı yürekten istiyordum.
müziğe aşık olanlar, motosikletlerine tapanlar, kitap okumak için kendini tutamayanlar... nasıl bağlı kalıyorsunuz tutkularınıza? sizi motive eden şeyleri anlatsanıza :)
sonra hayatı kaçırdığını hissetmek. istanbul yetmiyor mesela, gerçek hayat new york'da dönüyor diye düşünüyor buluyorum kendimi. bunlar belki çocukça düşünceler ama spider-man new york'ta abi
şu anda %100 arzuladığım tek olay uçaktan atlamak. bu ekstrem sporların en ekstremi. e bunu düzenli olarak yapmak da olası gözükmüyor. aklımda ''kramp- lan n'oldu?'' çalıyor.
çocukluğunuzdaki hevesi yakaladığınız anlar ne zamanlar? hayatınızın dönüm noktalarından çıkardığınız dersler neler?
bir sürü soru sordum siz istediğinizi seçin cevaplayın))
müziğe aşık olanlar, motosikletlerine tapanlar, kitap okumak için kendini tutamayanlar... nasıl bağlı kalıyorsunuz tutkularınıza? sizi motive eden şeyleri anlatsanıza :)
sonra hayatı kaçırdığını hissetmek. istanbul yetmiyor mesela, gerçek hayat new york'da dönüyor diye düşünüyor buluyorum kendimi. bunlar belki çocukça düşünceler ama spider-man new york'ta abi
şu anda %100 arzuladığım tek olay uçaktan atlamak. bu ekstrem sporların en ekstremi. e bunu düzenli olarak yapmak da olası gözükmüyor. aklımda ''kramp- lan n'oldu?'' çalıyor.
çocukluğunuzdaki hevesi yakaladığınız anlar ne zamanlar? hayatınızın dönüm noktalarından çıkardığınız dersler neler?
bir sürü soru sordum siz istediğinizi seçin cevaplayın))
öncelikle insanın kendine bir noktada "dur" diyebilmesi lazım. üniversite için ankara'ya hayallerimin okuluna giderken orayı hep hogwarts gibi hayallerdim. öyle değilmiş. sonra bende başladı bir "ya istanbul çok güzeldi, ankara da bok gibi şehir!" sızlanmaları. asıl o zaman hayatı kaçırdığımı fark etmem birkaç yılımı aldı. ben hep ankara'ya bok attım ama hiç ankara'nın da güzel yanlarını keşfetmeye çalışmadım. kendime hiç dur demedim. sonuçta elime ne geçti? hiçbir şey. oysa biraz çabalayınca ankara'nın da kimi açılardan istanbul' a kıyasla çok daha güzel olduğunu keşfettim. ki siz anladığım kadarıyla istanbul'da yaşıyorsunuz. istanbul'un güzellikleri saymakla bitmez. sadece hangi pencereden baktığınıza bağlı. sürekli daha iyisini, farklısını istemek gibi bir olaya yer yok hayatta, ben buna inanıyorum. isteyeceğimiz zamanlar olmalı, gelişim ve değişim bu şekilde sağlanıyor. ama her zaman değil. elimizdekinin güzelliklerini görmediğimiz zaman asıl hayatı kaçırmış oluyoruz. pişman olmadan bu hatadan dönmek gerek.
tutkularla ilgili de şunu söyleyebilirim: bazen sadece sevdiğiniz için seversiniz. bu benim hayatımda insanlar için de hep böyle oldu. onu deliler gibi seviyordum ama başka insanlara göre bir artısı, muhteşem özellikleri olduğu için değildi. sadece seviyordum yani, bu kadar.
buradaki esas mesele o tutkuyu hayatın en merkezine koymamak bence. ben gezmeyi deli gibi severim, farklı yerler görmeyi, farklı insanlarla tanışmayı, yeni kültürler tanımayı.. bir sebebi yok vallahi, öylece hoşuma gidiyor. ama bunu ne zaman hayatın merkezine koyuyorum, bokunu çıkarır gibi yapıyorum o zaman bir soğuma geliyor. yani yine bir yerlerde "dur" demeyi bilmek lazım. ki bu saydıklarım birçok tutkudan çok daha farklı. sürekli ortam değişiyor, insanlar değişiyor, bilgiler değişiyor.. ama sıkıyor. farklı şeylerin içine daldığınızda özlüyorsunuz bunu yapmayı. bunu yaparken de başka şeyleri. futbola aşık insanlar bile -psikolojik sorunları olanları hariç tutuyorum- sürekli futbolla yaşamıyor. o maçları beklemenin bir heyecanı vardır.
tutkularla ilgili de şunu söyleyebilirim: bazen sadece sevdiğiniz için seversiniz. bu benim hayatımda insanlar için de hep böyle oldu. onu deliler gibi seviyordum ama başka insanlara göre bir artısı, muhteşem özellikleri olduğu için değildi. sadece seviyordum yani, bu kadar.
buradaki esas mesele o tutkuyu hayatın en merkezine koymamak bence. ben gezmeyi deli gibi severim, farklı yerler görmeyi, farklı insanlarla tanışmayı, yeni kültürler tanımayı.. bir sebebi yok vallahi, öylece hoşuma gidiyor. ama bunu ne zaman hayatın merkezine koyuyorum, bokunu çıkarır gibi yapıyorum o zaman bir soğuma geliyor. yani yine bir yerlerde "dur" demeyi bilmek lazım. ki bu saydıklarım birçok tutkudan çok daha farklı. sürekli ortam değişiyor, insanlar değişiyor, bilgiler değişiyor.. ama sıkıyor. farklı şeylerin içine daldığınızda özlüyorsunuz bunu yapmayı. bunu yaparken de başka şeyleri. futbola aşık insanlar bile -psikolojik sorunları olanları hariç tutuyorum- sürekli futbolla yaşamıyor. o maçları beklemenin bir heyecanı vardır.
- bir kum tanesindeki atom alti parcacik (27.06.21 13:38:11)
ellerine sağlık @2 :))) çok teşekkür ederim
- hsktr (27.06.21 14:12:18)
1