[]
hacılar, şeyhler, tekkelerin modası geçecek mi
şimdi düşünüyorum şu anda bir sürü grubun aşırı mübarek kabul ettiği malum hacı hocaların bir kısmı zaten ölmüş, bir kısmı da cidden yaşlı. bugün mesela Abdülkadir geylani'ye millet niye bu kadar tapıyor diye okuyordum, türlü türlü mucizesi varmış adamın onlara göre, ama mucizeler hep adam gençken, bundan 50-70 yıl önce falan. dolayısıyla tabii kanıtlama şansı yok.
şimdi düşünüyorum bu adamlar öldükten sonra, mesela 1990 doğumlu biri abi benim böyle mucizelerim var diyemez çünkü teknoloji çağındayız, millet çıkar göster diyebilir. dolayısıyla bu tarz irrasyonel tapınışların modası geçer mi sizce? yoksa insanoğlu zayıftır ve her zaman bir dal arar, o dal da bazen bu şeyhler olur mu diyebiliriz?
şimdi düşünüyorum bu adamlar öldükten sonra, mesela 1990 doğumlu biri abi benim böyle mucizelerim var diyemez çünkü teknoloji çağındayız, millet çıkar göster diyebilir. dolayısıyla bu tarz irrasyonel tapınışların modası geçer mi sizce? yoksa insanoğlu zayıftır ve her zaman bir dal arar, o dal da bazen bu şeyhler olur mu diyebiliriz?
aslında bunlar eskiden bu kadar popüler değildi. 1923-2000 yılı arası dönemde şeyhçilik falan yoktu bu kadar. mevcut iktidarla ilgili. bunlar eğitim sisteminde bile çocuklara anlatılıyor şimdi.
eski türkiye ortamına dönülürse hepsi unutulur.
eski türkiye ortamına dönülürse hepsi unutulur.
- mj23 (12.05.21 23:11:54)
Geçmez geçmeyecek.
Şekil değiştirir belki ya da eskiye inanmaya devam ederler.
Bilmem kimin soyundan geliyor bu zat derler olur biter.
Düz dünyaya inananlar var roket ne diyorsun.
Şekil değiştirir belki ya da eskiye inanmaya devam ederler.
Bilmem kimin soyundan geliyor bu zat derler olur biter.
Düz dünyaya inananlar var roket ne diyorsun.
- kisa (12.05.21 23:12:16)
Aslında bu teknoloji olayının onların zararına değil yararına da olabileceğini düşünüyorum. Şimdi oturup photoshop, efekt vs kasıp aksine yepyeni mucizeler oluşturup milleti kandirabilirler. Eskiden bu böyle kolay değildi, şimdi mucize bekleyen adama saçma sapan bir video servis edip inandirabilirler.
Bunun dışında insanoğlu evet gerçekten zayıf ve manipülasyona, beynin yıkanmasına çok müsait. Ölüm gibi bir gerçek olduğu sürece -ki her zaman olacak- dinler, şeyhler vs de olacak çünkü insan yok olup gitme düşüncesini kabul etmek istemiyor.
Bunun dışında insanoğlu evet gerçekten zayıf ve manipülasyona, beynin yıkanmasına çok müsait. Ölüm gibi bir gerçek olduğu sürece -ki her zaman olacak- dinler, şeyhler vs de olacak çünkü insan yok olup gitme düşüncesini kabul etmek istemiyor.
- j r r tolkien hayrani (12.05.21 23:18:01 ~ 23:19:25)
Abdülkadir Geylani ve "bundan 50-70 yıl önce" mi? Bu kısmı anlayamadım, taaa 1000 yıl önce yaşamış biri çünkü...
Sorunun cevabı şu:
Sorun şeyhler tekkecilik tarikatçılık değil, çünkü bu yapıların hiçbiri ilk ortaya çıktığında bugünkü halinde değildi, tıpkı din gibi. Her şey bir ihtiyaçtan kaynaklanır, dünyanın en baba gerçeği, her yere uygularsan önüne her kapıyı açar.
Sorun insanların kafalarına göre her şeyi tanrılaştırmaları ve fena halde çıkarcı davranacak kadar kötü yetiştirilmeleri. Saygı anlayışları çok kötü. Sevgi anlayışları çok hastalıklı. Hür kafalarla yetişmiyorlar. Düşünmeyi bilmeyen analar babalar tarafından yetiştirildiklerinden düşünmek diye bir şey olduğundan haberleri yok. Şekilciliğin şahikası bile yetmiyor onlara. Sorun bunlar. Sorun yetiştirilme.
Yoksa bu bahsettiğin yapıların hepsi, aynen dediğim gibi o günün ve ortamım ihtiyaçları doğrultusunda kendiliğinden oluşmuş şeyler. Her şey iyilikle oluşur, onu kirleten ve kötü hale getiren insandır. Bıçakla elma kesmek veya insan kesmek seçimi örneğindeki gibi.
Sorunun cevabı şu:
Sorun şeyhler tekkecilik tarikatçılık değil, çünkü bu yapıların hiçbiri ilk ortaya çıktığında bugünkü halinde değildi, tıpkı din gibi. Her şey bir ihtiyaçtan kaynaklanır, dünyanın en baba gerçeği, her yere uygularsan önüne her kapıyı açar.
Sorun insanların kafalarına göre her şeyi tanrılaştırmaları ve fena halde çıkarcı davranacak kadar kötü yetiştirilmeleri. Saygı anlayışları çok kötü. Sevgi anlayışları çok hastalıklı. Hür kafalarla yetişmiyorlar. Düşünmeyi bilmeyen analar babalar tarafından yetiştirildiklerinden düşünmek diye bir şey olduğundan haberleri yok. Şekilciliğin şahikası bile yetmiyor onlara. Sorun bunlar. Sorun yetiştirilme.
Yoksa bu bahsettiğin yapıların hepsi, aynen dediğim gibi o günün ve ortamım ihtiyaçları doğrultusunda kendiliğinden oluşmuş şeyler. Her şey iyilikle oluşur, onu kirleten ve kötü hale getiren insandır. Bıçakla elma kesmek veya insan kesmek seçimi örneğindeki gibi.
- 1bir1bir1 (13.05.21 00:10:45)
Söylemey unuttum. Bunlardan kurtulunmaz, daha doğrusu bunlardan değil insanın bu sorunlarından kurtulunmaz. Ne zaman ki insana insan değeri verilen bir kültür oluşturup bu değerleri yaşatır ve bunu en birinci kırmızı çizgi haline getiririz, anca o zaman kurtulmaya başlarız bu sorundan. Yok eğitime bilgiye insan olmanın çeşitli hallerine sevgiye saygıya ve samimiyete değer vermezsek bu iş aynen böyle hatta daha da kötüleşerek devam eder.
- 1bir1bir1 (13.05.21 00:16:06)
Hacılar şeyhler tekke ler İslam'dan çok apayrı bir yapı veya oluşumlar değil.
Hani bizler gözümüzü maddi anlamda hep bakan, genel müdür, ceo gibi konumlara dikeriz ya, işte manevi anlamda makamı dereceleri yüksek olan insanlar vardır. Mucize değil Kerametleri olur (Mucizeyi peygamberler gösterir.)
Devlet dediğimiz aygıtı biz her zaman diğer kendisine bağlı kurumlarla tanırız biliriz oysa devletin kuruluşunda, yeni yerlerin fethinde ise işte kendisini ömrü boyunca dine adayan bu insanlar dualarıyla vardır. Yine Selçuklu da Osmanlı'da her daim böyledir.
İstanbul'un fethi sadece top atışlarıyla mümkün olmadı. Manevi fatihi Akşemseddindir. Hayatını araştırabilirsiniz.
Bir müslüman asla şahsa tapmaz ibadet etmez.
Ama dualarda istiğase tevessül olarak adları söylenir saygı ve sevgi gösterilir. Allah celle celaluhu'n da sevdiği bir kul olarak bilinirler.
Teknoloji çağında olsakta İslam kanunlarıyla hala geçerli.
Yabancı insanlar da araştırıyor ve İslam'ı kabul ediyorlar.
Ozaman anlıyoruz ki coğrafya kaderdir derken nasibi unutuyoruz.
Bir de şuna dikkatinizi çekmek isterim ki malum bir çok müslüman ülke var. İşte tekkeyi,şeyhi,dervişi,kerameti, hadisleri (kısmen ya da tamamen) vs. kabul etmeyenin yönetiminde her daim batı özellikle söz sahibi olmuştur.
İran mı? Şu yaşanan son olaylarda sesi çıkıyor mu Filistinliler için.
İsrail'le belli yerlerde ortaktırlar.
Suudi Arabistan mı? İpleri Abd elinde olduğu için sesi asla çıkmaz.
Tuhaf olan Abd zaten kendi halkını unutmuş bir şekilde yıllardır İsrail için uğraşır durur.
Gerçek anlamda yaşanan bir İslam karşısında hiç beklenmedik yerden bile itiraf gelebilir. Mesela
Ayasofya'nın açılışından sonra konuşan yunan papaz (sadece ilk birinci dakikasını dinleyebilirsiniz)
streamable.com
Tabi bir de özellikle dini kavramları farklı anlamlandırma söz konusu ülkemizde.
Din ve şeriat manaları aynıdır.
Ama şeriat kelimesi özellikle maalesef asma ve kesme, kan dökme ile birlikte aynı manaya kasıtlı olarak getirilmiştir. Ve yıllardır örnek olarakta Suudi Arabistan, İran ve Afganistan'dan bazı görüntülerle tekrar tekrar insanların aklına kazınmıştır bu yeni anlamlandırma.
Daha eskiden "millet " kelimesi de din ile aynı anlamda kullanılırdı.
Kaynaklara bakılabilir.
Yine mesela bu topraklarda milliyetçilik kelimesi kullanan kesim başka ulusalcılık kelimesini kullanan başka kesim.
Konu uzun.Ama soruya gelirsek kıyamete kadar sürecektir insanoğlunun bu ikili mücadelesi.
Yine ilerideki zamanda olacakları bildiren bir çok dini kaynak var.
İrrasyonel bir moda söz konusu değil. İman etme söz konusu.
Farklı internet gruplarında ise dikkatimi çeken şey, dini irrasyonel bulduğu için ondan uzak duranların, astrolojiye ve mitolojiye özellikle yunan mitolojisine rağbet etmeleridir.
Sadece bir hobi olarak nitelendirmek mümkün değil çünkü onların tercihine bırakılsa
Din mi mitoloji mi? diye, herhalde mitolojiyi seçenlerin oranı yüksek çıkar. Din ise bu topraklarda araştırmadan çoğu kez kan dökmek olarak algılandığı ölçüde biliniyor.
Karşıtı bile olunsa dini, samimi olarak araştıran nadirdir.
Ama mitoloji her zaman bazı batı yanlıları tarafından ilgi alanı olabiliyor. Karısı olan tanrı, yarı insan yarı at varlıklar, diğer tanrılar arası gerilimler savaşlar irrasyonel görülmüyor nedense.
Yeniden ilk manasıyla yorumlanacak çok kelime ve kurum var.
Dolayısıyla bu kadar yanlış bilgi ve algı içerisinde "din" kelimesinin hurafe kelimesi ile eş değer görülmesi çok zor olmuyor.
Hani bizler gözümüzü maddi anlamda hep bakan, genel müdür, ceo gibi konumlara dikeriz ya, işte manevi anlamda makamı dereceleri yüksek olan insanlar vardır. Mucize değil Kerametleri olur (Mucizeyi peygamberler gösterir.)
Devlet dediğimiz aygıtı biz her zaman diğer kendisine bağlı kurumlarla tanırız biliriz oysa devletin kuruluşunda, yeni yerlerin fethinde ise işte kendisini ömrü boyunca dine adayan bu insanlar dualarıyla vardır. Yine Selçuklu da Osmanlı'da her daim böyledir.
İstanbul'un fethi sadece top atışlarıyla mümkün olmadı. Manevi fatihi Akşemseddindir. Hayatını araştırabilirsiniz.
Bir müslüman asla şahsa tapmaz ibadet etmez.
Ama dualarda istiğase tevessül olarak adları söylenir saygı ve sevgi gösterilir. Allah celle celaluhu'n da sevdiği bir kul olarak bilinirler.
Teknoloji çağında olsakta İslam kanunlarıyla hala geçerli.
Yabancı insanlar da araştırıyor ve İslam'ı kabul ediyorlar.
Ozaman anlıyoruz ki coğrafya kaderdir derken nasibi unutuyoruz.
Bir de şuna dikkatinizi çekmek isterim ki malum bir çok müslüman ülke var. İşte tekkeyi,şeyhi,dervişi,kerameti, hadisleri (kısmen ya da tamamen) vs. kabul etmeyenin yönetiminde her daim batı özellikle söz sahibi olmuştur.
İran mı? Şu yaşanan son olaylarda sesi çıkıyor mu Filistinliler için.
İsrail'le belli yerlerde ortaktırlar.
Suudi Arabistan mı? İpleri Abd elinde olduğu için sesi asla çıkmaz.
Tuhaf olan Abd zaten kendi halkını unutmuş bir şekilde yıllardır İsrail için uğraşır durur.
Gerçek anlamda yaşanan bir İslam karşısında hiç beklenmedik yerden bile itiraf gelebilir. Mesela
Ayasofya'nın açılışından sonra konuşan yunan papaz (sadece ilk birinci dakikasını dinleyebilirsiniz)
streamable.com
Tabi bir de özellikle dini kavramları farklı anlamlandırma söz konusu ülkemizde.
Din ve şeriat manaları aynıdır.
Ama şeriat kelimesi özellikle maalesef asma ve kesme, kan dökme ile birlikte aynı manaya kasıtlı olarak getirilmiştir. Ve yıllardır örnek olarakta Suudi Arabistan, İran ve Afganistan'dan bazı görüntülerle tekrar tekrar insanların aklına kazınmıştır bu yeni anlamlandırma.
Daha eskiden "millet " kelimesi de din ile aynı anlamda kullanılırdı.
Kaynaklara bakılabilir.
Yine mesela bu topraklarda milliyetçilik kelimesi kullanan kesim başka ulusalcılık kelimesini kullanan başka kesim.
Konu uzun.Ama soruya gelirsek kıyamete kadar sürecektir insanoğlunun bu ikili mücadelesi.
Yine ilerideki zamanda olacakları bildiren bir çok dini kaynak var.
İrrasyonel bir moda söz konusu değil. İman etme söz konusu.
Farklı internet gruplarında ise dikkatimi çeken şey, dini irrasyonel bulduğu için ondan uzak duranların, astrolojiye ve mitolojiye özellikle yunan mitolojisine rağbet etmeleridir.
Sadece bir hobi olarak nitelendirmek mümkün değil çünkü onların tercihine bırakılsa
Din mi mitoloji mi? diye, herhalde mitolojiyi seçenlerin oranı yüksek çıkar. Din ise bu topraklarda araştırmadan çoğu kez kan dökmek olarak algılandığı ölçüde biliniyor.
Karşıtı bile olunsa dini, samimi olarak araştıran nadirdir.
Ama mitoloji her zaman bazı batı yanlıları tarafından ilgi alanı olabiliyor. Karısı olan tanrı, yarı insan yarı at varlıklar, diğer tanrılar arası gerilimler savaşlar irrasyonel görülmüyor nedense.
Yeniden ilk manasıyla yorumlanacak çok kelime ve kurum var.
Dolayısıyla bu kadar yanlış bilgi ve algı içerisinde "din" kelimesinin hurafe kelimesi ile eş değer görülmesi çok zor olmuyor.
- Erva (13.05.21 00:16:48 ~ 00:19:52)
1